Beyrut Roman

Ah öfke! Ah umutsuzluk! Ah bana düşman yaşlılık!

Lübnanlı yazar Rabih Alameddine, ‘Lüzumsuz Kadın’da münzevi bir kadının geç yaşam krizini ve Beyrut şehrinin nefes kesen bir portresini çizmiş. Geçip giden zamanın yarattığı hayal kırıklıklarına, dostluğa, Ortadoğu’da kadın olmanın zorluklarına temas eden ‘Lüzumsuz Kadın’, edebiyata yazılmış bir aşk mektubu.

Suriye

Suriye bir ülke miydi? Hayır. Suriye’nin bir siyasi başlık olması istendi ama bu başarılamadı. Suriyeliler var, ancak birlikte hareket etmekten çok, bölünmeyi tercih ediyorlar. Suriye şu an dağılmış durumda. Peki, yeniden toparlanabilir mi?

Yazarların ilham atlası

Edebiyat kimi yazarlar için sadece kelimelerden ibaret değil; aynı zamanda yollarla da örülü bir serüven. Bu yollar bazen gölgelerin arasında gizlenmiş büyük şehirlerin hikâyeleridir; bazen uzak diyarlarda dalgaların sesiyle uykuya dalmaktır. Yazarlar yaratıcılıklarını besleyen ve onları en derin düşüncelere götüren seyahatlerini anlattılar.

Heyecanlı bir polisiye geliyor…

Son yıllarda gazeteci kökenli yazarların gerilim ve polisiye romanlardaki başarısı, sadece yurtdışında değil ülkemizde de fark ediliyor.

Arsuz’dan bir uçak geçti

Önce Hatay Havalimanı’na gittim. Sonra Antakya ve Arsuz. Hüzünlü bölgelerde dolaştım. Yeniden doğuşla ilgili başarı hikâyelerini dinlerken söz, bir zamanlar Arsuz’a zorunlu iniş yapan Fransız kadın pilota geldi. Hikâyeyi Sayek ailesinden dinledim. Aradan çok uzun yıllar geçmesine rağmen Arsuz’a zorunlu inen uçağın bıraktığı 10 günlük anılar hâlâ anlatılıyor. Kadın pilotun zorunlu indiği Arsuz’da nasıl da el üstünde tutulduğu ve heyecanla karşılanıp yolcu edilişinin öyküsü çok etkileyiciydi.

Ne kadar acı varsa hepsini yaşadı... Ünlü oyuncu ilk kez kalbini açtı: "Sürekli ölümü düşünüyorum"

O Hollywood'un en mütevazı ve iyi kalpli ünlülerinden biri olarak biliniyor... Metroda yaşlılara yer veriyor, filminin kamera arkası ekibine milyon dolarlık hediyeler alıyor, set çalışanlarının ağır ekipmanlarını taşımalarına yardım ediyor, hayranlarının ricasını kıramayıp onların düğününe sürpriz konuk oluyor. Kimi zaman da uçakta kendisini tanıyan küçük bir hayranının gönlünü yapmak için onunla saatlerce sohbet ediyor.

Roma’nın istilası

395’te İmparator Theodosius, Büyük Roma İmparatorluğu’nu çocukları arasında Batı’da Honorius ve Doğu’da Arcadius olmak üzere taksim etmişti. 455’te Vandalların şefi Genserik yağma ettikleri Roma’yı tam anlamıyla tarihe gömdü. 1204’te de ikinci bir barbar istilası IV. Haçlı Seferi’nin yağmacıları Konstantinopolis’i yağma etti.

Afrika’nın büyülü gerçekliği

Başyapıtı ‘Kuzeye Göç Mevsimi’yle tanıdığımız Tayeb Salih, ‘Zein’in Düğünü’nde şaşırtıcı bir düğün haberinin basit bir Sudan köyünün günlük hayatına yaptığı etkileri anlatıyor. Mutlaka okuyun Tayeb Salih’in romanlarını, sadece Sudan’ı ya da Arap dünyasını değil, bizim hikâyemizi de anlatıyor.

Çaresizlik tarihinde, varoluşun peşinde...

Veysel Eryürek’in yeni kitabı ‘Efsunlu Roman’ tarihle zamanı, zamanla tarihi polisiye kıvamında bir kurguyla harmanlıyor. Varlık ve sanat felsefesine dair göndermelerin yanına siyasi eleştiriyi sızdırmayı başaran postmodern bir metin...

En iyi şiir okuyan şairler

Sosyal medyada eleştirinin sınırı pek yok. En basit tepki bile kısa sürede linçe dönüşebiliyor. Yazar Orhan Pamuk’un ‘Babamın Bavulu’ kitabını kendisinin seslendirmesini beğenmediğini belirten bir kullanıcı, cümlesine ‘linçlenmeyeceksem’ diye başlıyor. Linç edilmek tek kelimeyle ifade ediliyor artık.

Dostoyevski

Orta tabaka bir memur aristokrat aileden geldi. Zengin bir yaşam sürmedi. Dostoyevski’nin 60 yıllık ömründe yazdığı romanları okuyanlar ne Rusya’yı ne de zengin tabakayı, sadece insanları görürler. Şüphesiz ki bütün Rusya’nın en sevdiği yazar, dış dünyada da öyle.

Bert Fragner

Bir müddettir bozulan sağlığı yüzünden Prof. Dr. Bert Fragner tam 80 yaşında aramızdan ayrıldı. İyi bir dosttu. Birçok milletin ilim cemiyetine üyeydi. Doğu dünyasını bir kültürler birliği olarak görürdü. İran kavramının ve kimliğinin Türklerin Selçuklular dönemiyle İran’da başladığını çok açık bir şekilde ortaya koymuştur.

‘Diktatörlük mikroplu bir nehirdir’

Rafik Schami, son romanı ‘Kardinalin Gizli Misyonu’nda gizemli bir cinayeti ve cinayetin ardındaki Suriye gerçeklerini anlatıyor. Dinler arasında, inanç ile hurafe, aşk ile yalnızlık, dostluk ile düşmanlık, güç sahipleri ile boyun eğmişler arasında gidip gelen, renkli, eğlenceli, gizemli bir hikâye...

'Tarih bir romana sığar mı?'

Son romanı ‘Veba Geceleri’yle, tarihi gerçek ve roman gerçeği tartışmasını yeniden alevlendiren Orhan Pamuk ile tarihçi Edhem Eldem mini bir söyleşi dizisinde bir araya geliyor.

Bir tayyarecinin günlüğü

‘Kum Tefrikaları’nda, hayatlarına anlam katmaya çalışan insanların hikâyesini anlatıyor Ömür İklim Demir. Geniş bir zamana ve coğrafyaya yayılan, insani tutkularla, heyecanlı maceralarla ve fantastik motiflerle örülü vaatkâr bir ilk roman.

Eşitsizliğin bedeli

Öyle günlere kaldık ki...

Dindar bir feminist: Fatma Aliye

19’uncu yüzyıl Osmanlı kadın mücadelesine adını yazdırmış, yazar ve çevirmen Fatma Aliye’nin üç romanı, Turkuvaz Kitap’ın ‘Kadınların Hafızası’ serisiyle yayımlandı. ‘Udi’, ‘Refet’ ve ‘Levayih-i Hayat’, dönemin kadın gündemine hâkim olmak açısından da etkili romanlar...

O akşam kızıyla yemek yiyecekti

Japonya’da tutuklanan Carlos Ghosn ile ilgili gelişmeler gizemini koruyor. Ghosn’un tutuklandığı pazartesi günü Tokyo’da Japonya ile Fransa arasındaki ticari iş birliğinin 100. yılı kutlanıyordu. Ama Ghosn o gün törene katılmak için değil kızıyla akşam yemek yemek için Beyrut’tan Tokyo’ya uçuyordu. Önceden planlan operasyonu sadece Nissan’ın CEO’su biliyordu. Peki Japon gazetecilere ‘havalimanına gidin’ diye kim haber vermişti.

Aşk tek özgürlüktür

Halil Cibran ilk aşkı, ilk görüşte aşkı anlattı ‘Kırık Kanatlar’da. Şair, yazar ve felsefecinin trajik bir sonla biten, otobiyografik aşk hikâyesi, kendini esas olarak ressam gören Cibran’ın aşkı resmetmesi, tutkuyu tuvale işlemesiydi.

Beyoğlu asla bitmez sıfırı tüketse bile bir gün yeniden canlanır

Hayatta en sevdiğim yer hep İstiklal Caddesi oldu. Taksim’den aşağı kaptırdım mı, içimi heyecan kaplar, o hava, o renk cümbüşü kalp atışlarımı hızlandırırdı. Beyoğlu’nun karnavalımsı ortamında, insanlar kaybolur, eşitlenir ve her seferinde yeni bir maceraya atılırdı. Biliyorum, pek çoğunuz için de öyle, Beyoğlu canımızı yakan, kişisel bir mesele. 2000’lerin ortasındaki ‘altın yıllar’da burası Avrupa’nın en gözde semtlerinden biriydi. Newsweek dergisi “Cool İstanbul: Avrupa’nın en havalı kenti” kapağıyla çıktığında, kimsenin umurunda olmamıştı. Bundan şüphemiz yoktu ki... Ve başrolde Beyoğlu vardı. Peki sonra ne oldu? Sert bir düşüşe geçti. Sokaktaki masaların kaldırılması, sembol mekânların kapanması, Gezi olayları ve terör saldırılarından sonra bir süre hayalet şehre dönüştü. Batılı turist kayboldu, boşluğu Arap turist ve mülteciler doldurdu. Meyhaneler kebapçı, barlar nargileci oldu. Sokakta Türkçeden çok Arapça duyulmaya başladı. Ve ayağını kesen kesim, “Beyoğlu bitti, Ortadoğululaştı” noktasına geldi. Bu doğru mu? Yaşanan dönüşüm ne ve arkasında ne var? Açık bir kafayla gittik, haftalarca çalıştık... Esnafla, tarihçilerle, mimarlarla, sanatçılarla konuştuk. Ara Güler’e de kulak verdik, İranlı sokak müzisyenlerine de... Beyoğlu Belediye Başkanı’yla Tarlabaşı’ndaki lüks inşaatları da gezdik, tam dibindeki mültecilerin gecekondularına da konuk olduk...En önemli şey kulak vermek, anlamak ve şehir hakkına sahip çıkmak... Beyoğlu’nun kaderi Türkiye’nin de kaderi. Dört gün sürecek yazı dizimiz hafta içi Hürriyet’te devam edecek. Haydi, hep beraber Taksim’den aşağıya bir süzülelim...

Umutsuzluğun romanı

İstanbullu Ermeni edebiyatçı, siyasi aktivist, gazeteci ve çevirmen Zaven Biberyan, ‘Meteliksiz Âşıklar’da Ermeni bir gencin aşk hikâyesini eksene alıp, 1950’ler Türkiye’sinin toplumsal hayatından bir kesit sunuyor. Biberyan’ın barındırdığı metaforlarla çok katmanlı bir roman olan eserinde; Orhan Kemal’in gerçekçiliğini, Thomas Bernhard’ın kötümserliğini görüyoruz...

Yeni yıla mutlu girmenin en güzel 10 yolu

Yılbaşında yurtdışında olmak isteyenler için geri sayım başladı. Mademki hayatı yaşanılır kılan düşlerin gerçekleşme olasılığı, o zaman siz de yazarlarımızın önerilerine bir göz atıp ne istediğinize karar verin ve kendinizi kaptırın bu hayale. Gezegenimiz hayallerinize yanıt verecek kadar güzel, tüm beklentilerinizi karşılayacak kadar çeşitli. Şimdi çantaları hazırlama zamanı.

Bir devir kapanırken

Tahliye kararı çıktı, yılların eğlence mekânı terk-i diyar edecek. Beğenelim/beğenmeyelim, ilk hallerini çok sevelim/son hallerini es geçelim; sanayi için Arçelik neyse gece hayatı için Reina oydu. Ünü sınırları aşan, bugüne kadar yaratılmış en meşhur Türk eğlence markası...

Kapıları zorladım, duvarları yıktım, kendimi buldum

Arap dünyasının en heyecan verici kadın yıldızlarından. Rock’tan caza, elektronikten punk’a bir yelpazede cesurca geziyor. Lübnanlı Yasmine Hamdan, Soapkills isimli grubuyla 2000’li yılların başında Beyrut’un ‘underground’ müzik âlemlerini sallayıp dünyaya açılmıştı. Ya Nass albümü onu kitlelere tanıttı. Paris’te yaşayan Hamdan, ‘Ramazanda Caz Festivali’ kapsamında yarın akşam İstanbul’da.

Yeminin özünde tarafsızlık vardır

“CUMHURBAŞKANI tarafsız olmalıdır” yazısında Nevzat Varhan çok şey anlatıyor:

Başbakan Erdoğan'dan önemli açıklamalar

Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "İsrail parlamentosunda 'bütün Filistinli anneler ölmeli' diyen kadın milletvekiline dünyadan tepki yok. Sen nasıl kadınsın ya? Sen ne pis kadınsın, senin genlerinde başka bir şey var. Sen, 'bütün Filistinli anneler ölmelidir' nasıl dersin?" dedi.

Kazdağları’nın bahar lezzetleri

Balıkesir’in Edremit ilçesinde, Kazdağları’nın eteklerindeki Zeytinbağı Otel, baharı iki gecelik yemek kursuyla karşılıyor.

Arabistanlı Lawrence

Dünya medya imparatoru Rupert Murdoch, geçen sene Ankara’ya gelmiş, Tayyip Erdoğan’la baş başa görüşmüş, hatıra olarak da John Philby’nin kitabını hediye etmişti.