Yeminin özünde tarafsızlık vardır

“CUMHURBAŞKANI tarafsız olmalıdır” yazısında Nevzat Varhan çok şey anlatıyor:

Haberin Devamı

Bir ülkede yasa ve hukuk devletinin ön planda olmasının yanında, ahlaki değerlerin de yaşamsal önemi büyüktür. Öğretmen, doktor, vali, yargıç vb. mesleklerde göreve başlarken yemin edilir. Bu yeminin özünde tarafsızlık vardır. Toplumla ahlaki bir sözleşmedir bu. Devletin en yüksek görevlisi cumhurbaşkanı da, aynı doğrultuda Anayasa’da belirlenmiş yemini ederek görevine başlar. Yemin veya ant, bir şeyi yapacağına-yapmayacağına dair, genellikle kutsal kabul edilen bir varlık üzerine verilen sözdür. Günümüzde görevin hakkıyla yerine getirileceğine dair söz vermekte kullanılır.

Yemin, Arapça kökenli bir sözcüktür. Anlamı, sağ el, bereket, güç kuvvet demektir. Ant ya da ant içmek ise, Türk ve Moğol halk kültüründe ve inancında yemin demektir. Yeminden dönmek büyük bir günah ve suç olarak kabul edilir.
Ant kavramı insanlığın ortak algılarından biridir. Yerine getirilmediğinde insanın en azından onurunda bir eksilme meydana geleceğine, ister çağdaş, ister ilkel her toplumda inanılır.
Bu bağlamda T.C. Anayasası 103. maddesinde cumhurbaşkanının göreve başlarken edeceği yemin metni belirlenmiştir.

Haberin Devamı

“Cumhurbaşkanı sıfatıyla, devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma, Anayasa, hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, Atatürk ilke ve inkılaplarına ve laik Cumhuriyet ilkesine bağlı kalacağıma, milletin huzur ve refahı, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerinden yararlanması ülküsünden ayrılmayacağıma, Türkiye Cumhuriyeti’nin şan ve şerefini korumak, yüceltmek ve üzerine aldığım görevi TARAFSIZLIKLA yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma büyük Türk milleti ve tarih huzurunda, namusum ve şerefim üzerine ant içerim.”
İşte bu şekilde ant içmiş bir Cumhurbaşkanı’nın en azından partiler üstü davranması ve görüşü ne olursa olsun tüm yurttaşlarımızı kucaklaması beklenir. Aksi takdirde geleneksel yönetim anlayışımızda bir sapmayla karşı karşıya gelmemiz kaçınılmazdır.

Haberin Devamı


‘Fırsat eşitliği’ ilkesi de sizlere ömür

RTÜK ve YSK seçimin galibi !


CHP
Genel Başkan Kılıçdaroğlu, miting meydanlarında YSK’ya en ağır eleştirileri yöneltiyor, “Onların süratle görevlerinden ayrılmasını istiyor, onların vereceği hiçbir karar dünyada kabul görmez artık. Hatta onlar da Erdoğan-Davutoğlu düzeninin mitingine katılabilirler” diyor. Bir muhalefet liderinin bu ağır sözlerine karşılık YSK’dan çıt yok. Yayınlarda ‘tek kale’ maça izin veren RTÜK de aynı şekilde. O da duyarsız kurumlar arasında. Şimdiden seçimin galibi bu iki kurum olacak.
RTÜK üyeleri; iki CHP, birer de MHP ve HDP kontenjanlarından seçilen üyeler Ali Öztunç, Süleyman Demirkan, Esat Çıplak ve Ersin Öngel bir kez daha kendi kurumlarını kamuoyuna şikâyet ettiler ve şöyle dediler:
“Bazı TV kanallarında sadece iktidar partisinin mitinglerine yüzlerce dakika yer verilirken aynı kanallarda muhalefet partilerine sıfır saniye süre verilmektedir. Böylece YSK’nın ‘yayınlarda siyasi partiler arasında fırsat eşitliği sağlanmalıdır’ kararının çiğnendiği dikkat çekmektedir. Ancak RTÜK’te bu kanallara yönelik herhangi bir uyarı dahi yapılmamaktadır.
(Örnek, Ülke TV, A Haber, Kanal 24, 360 TV, ATV... Bu kadar açık ihlallere rağmen AKP kontenjanından seçilen üyelerin çoğunluğuyla adı gecen kanallar korunmaktadır. Dosyalar son kararın verilmesi için YSK’ya gönderilmiştir. Kararı YSK verecektir.
RTÜK’ün siyasi bir kurum haline getirildiği ve iktidar partisine yakın TV kanallarını koruduğu daha önce tarafımızdan defalarca dile getirilmiştir. Bu örnekler bu görüşümüzü doğrulamaktadır. Oysa anayasal bir kurum olan RTÜK’ün her siyasi partiye eşit mesafede olması ve yayın denetimlerinde adil davranması gerekmektedir. Üst kurulun üyeleri olarak bu haksızlığa isyan ettiğimizi kamuoyuna duyuruyoruz.

Haberin Devamı

Ali ÖZTUNÇ, Süleyman DEMİRKAN, Esat ÇIPLAK, Ersin ÖNGEL

Biliyor musunuz

* ESKİ Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Osman İnci tarafından açılan Edirne 1/25 000 ÇDP iptali davasında Edirne İdare Mahkemesi’nin davayı kabul ederek iptal kararı verdiğini...
*YURTDIŞINDA, 7 Haziran’da yapılacak 25. dönem milletvekili genel seçimleri için 8 Mayıs’tan bugüne 685 bin 158 Türk seçmenin sandık başına gittiğini...

Kılıçdaroğlu’nun ‘iki’ yakadaki seçim konuşmalarından izlenimler…

‘İktidar kokusu’

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun önceki gün iki büyük ilçe ile (Kırklareli’ne bağlı Lüleburgaz; Çanakkale’ye bağlı Biga) üzerinden akşam Çan ve Yenice ile devam eden seçim çalışmaları kendisini hayli mutlu etmiş sayılır. CHP’nin bu ilçelerde oy oranı yüzde 15-26 arasında, AKP yüzde 50’ler dolayında. Akşam saatlerinde hem de yağmur altında Kılıçdaroğlu’nu dinledikçe, vatandaşların yüzleri gülüyor; kızlar ve kadınlardan beklemediğimiz alkış geliyor. Muhafazakar ilçeler buraları; ama bir ‘ışık’ arayışı da o ne, biz de merak ediyoruz.

Haberin Devamı

Kılıçdaroğlu, son zamanlarda özellikle CHP’nin düşük oy çıkan ilçelerine ‘dalıyor’; konuşuyor. Yanında da partiden hiçbir yönetici yok; sadece bölge adayları ve milletvekilleri bulunuyor.
Biga yarımadasında, Çan ve Yenice’de akşam karanlığında ve yağmur altında kendisine gösterilen ilgiyi görünce şaşırdı. Emekliler ve gençler peşine takıldı. Kılıçdaroğlu “Hayır olsun” dedi... Kılıçdaroğlu, ilk kez 276 milletvekili beklediğini söyledi.
Çanakkale ilçelerinin gidiş geliş-turu 300 km’yi geçti. Son turumuz Yenice’de Genel Başkan seçim otobüsünün üstünde sıkılsıklam oldu; o arada yanındakilerin tümü otobüse girmişti.
Çanakkale’den Ankara’ya döndüğümüzde saat 23.00’ü bulmuştu.

Haberin Devamı

30 gündür uçak turu

Kılıçdaroğlu, 26 nisandan beri arada birkaç gün başka etkinlikler için ‘karada’ faaliyet göstermiş olsa da yaklaşık bir aydır hergün, Türk Hava Kurumu’nun 8 kişilik üç jetinden birine biniyor. Zaten akşam THK’nun Etimesgut’taki havaalanından ayrılırken genç pilot kendisine “Sayın Genel Başkanım yarın Aydın için buluşacağız” dedi.

Her yerdeki koku

- Çanakkale milletvekili adayları yanında bir konuşmaya kulak kabartıyoruz. 1980 öncesinin Ecevit ekibinden eski milletvekili Altan Tuna da var aralarında. Coşku karşısında otobüsten dışarıdaki kalabalıklara bakıyorlar:
“Bu fotograf bir iktidar kokusunu gösteriyor.”
Bunu söyleyen belediye başkanlarından biri miydi?
“Neden” diye soruyor bir başka partili:
“Çünkü bir kahvede, lokantada, berber dükkanında veya evlerde artık Halk TV açılmışsa, o yerde iktidar kokusu var demektir.”

Çorlu’da Lübnan uçağı

- Ankara’dan özel uçakla Çorlu Havalimanına indiğimizde ‘Wings of Lebanon’ uçağı, yolcularını bekliyordu.
Sabiha Gökçen Havaalanı’nın yükünden dolayı, Lübnan uçağı haftada iki kez Çorlu-Beyrut arasında Suriyeli göçmenleri getirip götürüyormuş... İstanbul’dan gelecek Suriyeleri alıp gidecekti.
- Kılıçdaroğlu ayrılırken, uçağına kentin belediye başkanları özgün yemek yüklüyorlar. Çorlu’dan köfte, Çanakkale’den de üç kap zeytinyağlı ile muhallebi gelmişti. Çorlu’nun ünlü ‘Birtat Köfte Salonu’nun köftesi, gerçek bir Balkan köftesiydi. Kılıçdaroğlu çok beğendi.
- Kılıçdaroğlu’nun günlük yaşamı ‘tasarruflu’ geçiyor. Ona yemek yemeyi hatırlatan yardımcısı veya korumalar olmasa, akşama kadar “karnım açıktı” demiyor; bana iki büskivit yeter diye de ekliyor.
Gazetecileri sormayın... Kılıçdaroğlu, çok kez su içmeyi bile akla getirmiyormuş.
O yüzden kilosu çok dengeli; bir kaç vitamin hapı alıyor; bir de sesi için ballı ıhlamur içiyor.
- Çanakkale’nin CHP’li adayları 1- Av. Muharrem Erkek (eski Belediye Başkan Yardımcısı), 2- Bülent Öz (işadamı), 3- Ahmet Küçük (CHP’nin üç dönem milletvekilliği yaptı) ve 4- Ali Sarıbaş (Çan’da üç dönem Belediye Başkanlığı yaptı, halen milletvekili.) Milletvekili Serdar Soylan ise 5. sırada kalarak listeye giremedi.
Çanakkale, dört milletvekili çıkarıyor; son seçimde AKP 2 ve CHP 2 oldu. Bu seçimde yine 2-2 olabileceği görüşleri ileri sürülürken, MHP’liler “Bu dönem mutlaka bir milletvekili çıkaracağız. Geçen seferki gibi bu kez adayımız dışardan değil, Çanakkale’den” diyorlar. Bu durumda 2-1-1 olabilir. Ancak MHP’nin 80 bin oy alması gerekiyor.

Biga yarımadası’na 15 termik santral

- Kılıçdaroğlu “Bana yetki verecek misiniz?” dediğinde, o kadar alkış ve ‘Başbakan Kemal” sloganı yükseldi ki, yanımızdaki eski Milletvekili Altan Tuna.. “Ben Ecevit döneminde dahi böyle bir coşku görmedim” dedi. Tuna, bir dönem 1977-80 arasında daha sonra da SHP döneminde iki dönem vekillik yapan Tuna, Ankara’dan sık sık Çanakkale’ye geliyormuş. Üzüntülü bir şekilde Çanakkale’nin çevresinin, özellikle de Biga yarıdamadasının yağma edilmeye başlandığını bildiriyor. “İlk çevre hareketini biz başlatmıştık” diyor. Araya milletvekili Ali Sarıbaş giriyor, “Marmara denizi çevresinde yani, köprünün yapılacağı yerden Biga’ya kadar 15 termik santral yapılması programlanmış durumda... Verimli tarım alanları gidiyor.. Türkiye’nin en büyük demir çelik firması İÇTAŞ (Bayram Aslan) bölgede üç termik santralını faaliyete soktuktan sonra iki adet daha yapımına başlanacakmnış. İktidar ben “Elektrik istiyorum” dedikçe işadamları arsa topluyormuş; Alarko burada, Cengiz İnşaat, burada... Eren firması da geliyor, çünkü arsa toplamaya başlamış... Daha başka firmalar da varmış. Balıkesir de hamle halinde olduğundan Çanakkale’ye baskı artmış...İktidar bölgede kontrolu elden kaçırmamalı, deniliyor, ama kim dinliyor? Bölge büyük bir rant paylaşımına girildiği açık... Köprüden sonra Bandırma’dan Çanakkale’ye raylı sistemin kurulacağını da hatırlatalım.

İşçimiz aydınlatılmadı

- CHP Biga Kamil Ekrem Pala, emekli öğretmen araya girip “Biga’da olanları anlayabilmek için önce sosyol yapıyı bilmeniz gerekiyor” dedi ve ekledi: “Kale Bodur’un Çan’da büyük tesisleri var; İÇTAŞ’ın da Biga ve Karabiga’da... Her ikisinde de yaklaşık 6-7 bin işçi çalışıyor. Çanakkale yöresinden yani 90-100 km’den işçi getiriyorlar. Yani köylü evinde yaşıyor; kentlileşemiyor, Sendikalar malum... İşçileri uyandırmıyorlar; sendika ağalığı sürüyor. Halbuki muhafazakarlıktan aydınlınlığa geçse, boğaz tokluğuna çalışmayacaklır. İşçi hakkını almasını bilecek” dedi.
İGDAŞ, elektrik ihtiyaçının neredeyse yüzde 10’nu karşılayacakmış, yeni tesislerle.
Unutmadan söyleyeyim, yatırımlar bittiğinde 15 santralın kömürü ithal edilecek.

2-1-1 mi olur

- Geçen yerel seçimlerde CHP’li Ülgür Gökhan, 3. kez başkan seçildi. Gökhan’ın yüzde 38.7 oyuna karşılık AKP adayı Mehmet Danış 35.8, MHP de 21.2 oy almış. Ama il genel meclisi seçiminde AKP’nin oşu yüzde 38.7 olmuş; CHP 35.8 ve MHP’nin 21.4 oy sağlamış. Cumhurbaşkanı seçimlerinde Ekmelettin İhsanoğlu yüzde 55.37 oy almış ve 41.90 oy alan Erdoğan’ın önüne geçmiş; Çanakkale bakımdan her an sürpriz yapabilir bu seçimlerde. Dört milletvekili çıkarıyor;
- CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, üç ilçedeki konuşmalarda, emeklilerin kendisini dikkatli izlediklerini söylemeliyiz. Sonra da buralarda çiftçinin üreteceğini belirtirken; iktidara yüklendi: “Devleti yönetirken ahlaklı olacaksın, kul hakkı yemeyeceksin, vatandaşını düşüneceksin. İnşallah başbakanlığı Allah’ın izniyle alacağım, onlara kurs açacağım, devlet nasıl yönetilir kursu açacağım, görsünler”
- Kılıçdaroğlu, konuşmalarında dinleyenlere iki soru yöneltiyor:
1- Sandığa gidecek misiniz?
2- CHP’ye oy vermemiş bir kişi, sandığa götürmeye ikna edecek misiniz?
Cevap mı “Eveettt...
Kılıçdaroğlu da son sözünü söylüyor:
“Sizden 13 yıllık görev değil, sadece 4 yıllık görev istiyorum. Yetki verin 6 okun mührüne mührümüzü basalım. Yetki verin. Sizin için, çocuklarımız için, ülkemiz için, bayrağımız için 24 saat çalışacağım, alın teri dökeceğim, emek harcayacağım.”

Miting yıldızı Özcan Pançu

İzmir’den aday gösterilen Roman milletvekili Özcan Purçu Trakya’daki Romanlar tarafından paylaşılamıyor. “Bilir misiniz, 8 yıl önce İzmir’de Romanateşi etkinliklerinde beni yazmıştınız. Ben o zaman dernek başkanıydım” dedi.
Hatırladık tabii... Purçu Roman Kültürü ve Dayanışma Federasyonu Başkanıydı.
Uludağ Üniversitesi İktisat Fakültesi kamu yönetimini bitirmiş. Bize işsiz olduğunu söylemişti o zaman... Ailesi ile Söke’de yaşıyormuş; sepet örüyorlarmış. Konuşmasında ”Yaşadığımız ülkemizi ve bayrağımızı seviyoruz” demesi, büyük alkış almıştı.Bu söz ‘Çingenelerin ayrılıkçı unsur olmadıklarının’ ifadesi olarak değerlendirildi. 8 yıl önceki ‘Romanateşi’ etkinlikleri, 100 bin Çingenenin yaşadığı İzmir’e yakışmıştı doğrusu. Özel süslenmiş at arabaları ile ‘çingene pembesi’ mavi ve kırmızı giysili kız ve erkek çocukların resmi geçişini, Yıldız İbrahimova, Hüsnü Şenlendirici ve Kibariye’nin konserlerini, foto muhabiri Kutup Dalgakıran’ın, İstanbul Kuştepe’deki Romanların yaşamını yansıtan fotografları İzmirliler için ‘renk’li sahnelere neden olmuştu.

Yurt dışına çıkarken niye oy kullanamıyorum

ANLAYAMADIĞIM bir konu var... Yurt dışında yaşayan Türkler ülkemizde yaşamadan benim yaşadığım ülkeyi kimlerin yönetmesi gerektiğine dair bir karara varıp oy atabiliyorlar (Kaldıki bu oylar ile hangi ilimizin milletvekilini seçtiklerini halen anlayabilmiş değilim. Mecliste Pensilvanya veya Münih milletvekili olmadığına göre kime gidiyor bu oylar bilmiyorum) Üstelik maalesef bir çoğu burada olup bitenlerden habersiz. Yaşadığı ülkede belki Türk gazetesi bile okuyamıyor. Belki işinden gücünden internetten Türkiye de ki durumları takip edemiyor. Diğer taraftan sizi MHP-CHP-AKP veya HDP yönetsin diyerek oy verebiliyor (Kendisini de Merkel veya Obama yönetiyor) Üstelik seçim tarihinde seçmen kaydının olduğu ülkede değilse ve o tarihte tatil veya iş için Türkiye de bulunuyorsa girerken veya çıkarken kapılarda oy kullanabiliyor. Oysa ben seçim tarihinden önce yurt dışına çıkarken oy kullanamıyorum. Vay efendim sen de seçimden sonra yurt dışına çık diyen mantığı anlamıyorum. Benim mesleğim Kaptanlık. Siz hiç bir limanda kaptanını bekleyen gemi duydunuz mu? Bir kaptan iner öbür kaptan gemiyi teslim alır ve iş devam eder. Bana bunun mantığını izah edebilecek bir kurum var mı onuda bilemiyorum. Seçimlerden 2 gün önce 6 aylığına sefere gideceğim. Bana sen oy kullanamazsın diyorlar. Adam Patagonyadan tatile Türkiye’ye geliyor. Kapıda buyurun oyunuzu kullanın bu sizin vatandaşlık hakkınız diyorlar. Bana da gitmeseydin kardeşim deyip bir de ceza kesiyorlar. Ne olacak benim oy kullanma hakkım?

Sami AZRAK

AKP, İttihat ve Terakkici mi?

SERDAR Taşçı, bazı tweet’ler atıyor. Biri şaşırtıcı geldi bize. “Devlet-i Aliyye/Osmanlı İstanbul’un fethini kutlamazdı. İlk kutlamalar II. Meşrutiyet ilanından sonra İtihat ve Terakki tarafından yapılıyor.”
AKP, İttihat Terakki ve CHP’yi sürekli eleştiriyor ya... Bakıldığında fetih kutlamasını İttihat ve Terakki başlatmış. O günün iç içe geçmiş olayları, bugünkü basit sıradan analizlerle değerlendirilmemesi gerektiğini bilmek gerekiyor. Tıpkı İttihat-Terakki’nin, fetih kutlamalarını başlatması gibi... AKP’nin de bu kutlamayı ‘görkemli’ şekilde yapması üzerine biz de ‘AKP, İttihatçı mı?’ dersek ne olacak?

MESAJ PANOSU

ECEVİT’in dün doğum günüydü. Evet, tek serveti ‘halkı’ydı. Sadece seçmeninin değil; oy vereniyle, vermeyeniyle hemen herkesin takdir edebildiği, hakkında, “Onun yeri başkaydı. Onun gibisi yoktu” diyebildiği yegâne bir kimseydi.Süleyman YAĞIZ

“DOĞUMUNUN 100. Yılında Şair, Halkbilimci Oğuz Tansel ve Köy Enstitüleri” konulu etkinlik yarın 13.00’te, Köy Enstitüleri ve Çağdaş Eğitim Vakfı Merkezi’nde gerçekleşecek. Konuşmacılar: Erdal Atıcı, Prof. Dr. Aysıt Tansel, Ümit Sarıaslan.

Yazarın Tüm Yazıları