Yüz yogası, yüz kaslarını çalıştırıp cildin sarkmasını önleyerek ameliyatsız bir şekilde yıllara meydan okumak, daha genç görünmek isteyenlerin yeni gözdesi. Aslında yüzyıllardır uygulanan bu yöntem son dönemde sosyal medyanın da etkisi ile oldukça popüler bir güzellik trendi haline geldi.
#Yüz YogasıYüz yogası aslında yüzyıllardır uygulanıyor ama son yıllarda çok daha popüler bir güzellik trendi haline geldi. Gıdısından, kaz ayaklarından, kırışıklıklarından kurtulmak isteyen çareyi yüz yogasında arıyor. Peki ameliyatsız yüz gençleştirme yöntemlerine alternatif olarak uygulanan yüz yogası gerçekten işe yarıyor mu? Uzmanlarla konuştuk...
#Yüz YogasıMalatya'da yaklaşık 7 bin yıllık geçmişe sahip olan ve UNESCO Dünya Kültür Mirası Kalıcı Listesi'ne giren Arslantepe Höyüğü'nde milattan önce 3 bin 600 yılına ait iki çocuk iskeleti gün yüzüne çıkarıldı. Kazı Başkanı Doç. Dr. Francesca Balossi Restelli, "Burada yerleşim binlerce yıl devam etti. Demek ki biz de burada yüzlerce yıl çalışabiliriz. Bizden sonra gelecek arkeologlar da burada kesinlikle çok güzel şeyler bulacaklar ve tarihi çok daha iyi anlayabileceğiz" dedi.
#MalatyaÜnlü psikolog ve yazar Doğan Cüceloğlu 83 yaşında yaşamını yitirdi. Akademik dilin ötesinde kendine has üslubu ile içimizden biri olarak anlatıyordu yaşanmış insan öykülerini… Sayısız kişinin hayatına dokunan Cüceloğlu'nu kendi hikayesiyle ve geride bıraktığı sözlerle hatırlayalım: "Mutluluk aramakla bulunacak bir şey değildir. Onu inşa etmek gerekir."
#Doğan CüceloğluAlınan tüm önlemlere ve gelişen tedavilere rağmen diyabet giderek büyüyen bir halk sağlığı sorunu. Tüm diyabet hastalarının yüzde 90 kadarı Tip 2 diyabetli. Tip 2 diyabetse önlenebilir bir hastalık. Halen diyabet hastası olduğundan habersiz 193 milyon kişi olduğu tahmin ediliyor. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Temel Yılmaz, diyabetin dünya ve Türkiye’deki durumunu şöyle anlattı.
#Diyabet“En merak ettiğim kişiler” listemde Eric Cantona ile Sevda Ferdağ’ın arasında, nadide bir yeri vardır İbrahim Tatlıses’in. Neslimin her evladı gibi, benim de tarihim bir şekilde kendisiyle kesişmiştir. Bu yüzden Selim Akçin arayıp “Tatlıses’le bayram röportajı yapmak ister misin?” diye sorduğunda havada atladım. Muhabir arkadaşım Ebru Esen Turgud ve fotoğrafçımız Sinan Özbalkan’la tuttuk Seyrantepe’nin yolunu. Kendisini rahat, daha doğrusu rahatlamış bulduk. Sıkıntılı rüyalardan uyanmış insanlara mahsus bir neşeye sahipti. Sonuçta ben soracağımı sordum, o söyleyeceğini söyledi, damağımızda kalan pamuk helva kıvamında bir röportaj oldu.
İsrail’in başkenti Kudüs, altı bin yıllık tarihiyle dünyanın en eski şehirlerinden. Son iki bin yılda üç semavi dinin önemli olaylarına sahne olan, kutsal merkezlerine ev sahipliği yapan şehir, farklı inançların, etnik grupların yanyana yaşandığı bir açıkhava müzesi. Yaz aylarında gündüz sıcaklığı 30 dereceyi, 700 bin nüfusu dünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçilerle 1 milyonu aşıyor.
Seyahate gidilen yerlerde çarşı pazar gezmenin, alışveriş yapmanın tadı ayrıdır. Bir defa kafanız rahat, sinirleriniz gevşemiş olduğundan her şey gözünüze daha bir güzel ve orijinal görünür. Sonra oralara has, otantik şeyleri bulup çıkarmak başlı başına bir maceradır. Bir şehrin, kasabanın ürettikleri, kültürünün önemli bir parçasıdır. Tabii bir de eşe dosta birkaç parça hediyelik götürme hevesi vardır.