Tatilde alışverişin tadı başka
Seyahate gidilen yerlerde çarşı pazar gezmenin, alışveriş yapmanın tadı ayrıdır. Bir defa kafanız rahat, sinirleriniz gevşemiş olduğundan her şey gözünüze daha bir güzel ve orijinal görünür. Sonra oralara has, otantik şeyleri bulup çıkarmak başlı başına bir maceradır. Bir şehrin, kasabanın ürettikleri, kültürünün önemli bir parçasıdır. Tabii bir de eşe dosta birkaç parça hediyelik götürme hevesi vardır.
Sanki tatilde alışveriş yaparken insan parasına daha kolay kıyar, beğendiği herşeyi alabilmek için çabalar. Sırf alışveriş yapmak için de yola çıkılabilir, yolun düştüğü yerlere gitmişken alışverişe zaman da ayırılabilir. Tabii ikisinin arasında dünya kadar fark var. Biri alışveriş seyahati, diğeri seyahatte alışveriş. Hangisini tercih ederseniz edin, bu hafta size altı duraktan oluşan bir alışveriş rehberi hazırladık. Yolunuz buralara düşerse eliniz boş dönmeyesiniz diye...
İSTANBUL
Lüks ve ihtişam arayanlara
İstanbul, Türkiye’nin her ilinden insanın toplandığı şehir olduğu kadar, sadece Türkiye’de değil dünyanın pek çok yerinde üretilen herşeyin bulunabildiği yerdir aynı zamanda. Bir küçük kasabaya has ürünü bile mutlaka şehrin bir yerinde bulup çıkarabilirsiniz.
Bir de sadece İstanbul’da tadına varabileceğiniz bir alışveriş hayatı vardır kentin. Lüks, ihtişam ve şıklığın tadını Türkiye sınırları içinde ancak burada tam olarak çıkarabilirsiniz.
Geçen yıla kadar lüks alışverişin adresleri Nişantaşı Abdi İpekçi Caddesi, Bağdat Caddesi ve Akmerkez’di. Ancak tam bir yıl önce Kanyon Alışveriş Merkezi’nin hizmete girmesiyle Levent, en iddialı merkez haline geldi. Haftada ortalama 150 bin kişi burayı ziyaret ediyor.
Kanyon hem mimarisi, hem de mağaza çeşitliliği ile görülmesi gereken bir yer. Toplam 37 bin 500 metrekarelik bir alana yayılıyor. Dört katta 160 mağaza var. Alışveriş yapmasanız bile buradaki atmosferi görmek, vitrin bakmak ilginç olabilir. Kaldı ki, alışveriş yapmak için karşı konulmaz bir istek duyacaksınız. İlk kez gidenler bildik markaların yanında yenilere de rastlayacaktır. Çünkü bazı markaların Türkiye’deki tek mağazası burada bulunuyor. Harvey Nichols, Steve Madden, Cesare Paciotti, Esin Maraşlıoğlu, Carnevale, Designre’s Corner, Calvin Klein Underwear, Thomas Pink, Douglas ilk aklıma gelenler.
Büyük ve bölümlü mağazacılığın meşhurlarından Harvey Nichols, hem marka karışımı hem de verdiği hizmetler ile müşterilerini şımartıyor. Sadece bu mağazanın içinde onlarca lüks markası var. Dilerseniz sadece size özel bir danışman isteyebilir, özel odalarda, raf bakma zahmetine girmeden, stil danışmanları eşliğinde alışveriş yapabilirsiniz. Jo Malone’da kendi parfümünüzü yaratabilir, alışveriş yapmasanız bile el masajı hizmetinden yararlanıp çıkabilirsiniz.
Gelelim Nişantaşı’na... Abdi İpekçi Caddesi, Nişantaşı’nın kalbinin attığı yer. Markalar buradaki mağazalarına ayrı bir önem veriyor. Örneğin, Vakko’nun yeni çıkardığı mücevher koleksiyonunu sadece Abdi İpekçi mağazasında bulabilirsiniz. Vakkorama’nın V2K’sı, dünya çapında tasarımcıları biraraya getiriyor. Diesel de, dünyada sadece 9 mağazada satılan New York Fashion Week koleksiyonu için Nişantaşı mağazasını tercih ediyor.
Nişantaşı Beymen, tam bir cazibe noktası. Hem tasarım, hem de ürün çeşitliliği bakımından Beymen’in diğer tüm mağazalarından farklı burası. J.Mendel, Agnona, Viktor&Rolf, Vera Wang, Peter Som, Nina Ricci, Marc Jacobs, Lanvin, Fendi, YSL, Balenciaga ve Roger Vivier bu mağazaya özel markalar.
Nişantaşı, en önemli modacılarımızın üssü aynı zamanda. Tasarımcı butiklerinin çok büyük bölümü burada bulunuyor. Abdi İpekçi Caddesi üzerinde Arzu Kaprol, Hakan Yıldırım, Bahar Korçan ve Cengiz Abazoğlu’ndan alışveriş yapabilirsiniz. Vural Gökçaylı’nın butiği ise Abdi İpekçi’yi Teşvikiye Caddesi’ne bağlayan Bronz Sokak’ta. Armani de aynı sokakta bulunuyor.
ANTALYA
Türkiye’nin en büyük kuyumcuları burada
Pek çok turistik yöre gibi Antalya ve ilçelerinde de alışveriş hayatını turistler yönlendiriyor. Ağırlıklı olarak eski Sovyet ülkelerinden gelen yabancı ziyaretçiler nedeniyle de en çok altın ve deri mağazalarına rastlanıyor.
Antalya’nın Denizli veya Ayvalık gibi yöresel ürünleri pek yok. Elbette yöreye özgü reçel çeşitlerini bir kenara ayırmak kaydıyla. Bergamut ve turunç reçelinin tadına doyum olmaz. İlle de marka derseniz Yenigün’ü tavsiye ederiz.
Türkiye’nin en büyük mücevher mağazasının Antalya’da bulunması tesadüf olmasa gerek. Sümer Kuyumculuk’un mağazalar zinciri Stork’s Antalya Aspendos, 7 bin 200 metrekarelik bir mağaza. Ürün çeşidi 45 bin. İçinde 350 satış danışmanı çalışıyor. 30 VIP mücevher satış noktası var. Ayrıca 100 kişilik bir tanıtım salonu, kafesi ve çocuk oyun salonu bulunuyor.
Ağırlama odalarına çekilip kendi tasarımınızı çizebilir ve bunu ustalara yaptırtabilirsiniz. Bu mağazada bir mücevher kütüphanesi bile var. Stork’s’u daha çok yabancı turistler ziyaret ediyor ama mücevher meraklılarının mutlaka görmesi gereken bir mekan.
Yerli halkın tercih ettiği adres ise Kalekapısı Kuyumcular Çarşısı. İçinde irili ufaklı 200’ün üzerinde dükkan bulunuyor. Hemen yakınındaki Belediye İşhanı’nda da kuyumcu dükkanları var. Bu iki çarşıdan B&A Peker, Eda, Şükran ve Uğurlu kuyumcu dükkanlarına bakabilirsiniz.
Kemer ve Side gibi sahil ilçelerinde de en sık rastladığınız mağazalar kuyumcular ve dericiler oluyor.
Antalya’ya gidecekler için bir önerim daha var: Deepo Outlet Center. Antalya-Alanya yolu üzerindeki alışveriş merkezine uğramadan geçmeyin derim.
Deepo, Akdeniz’in en büyük outlet merkezi. İçinde 80 mağaza var. Hepsinden fabrika satış fiyatlarıyla alışveriş yapıyorsunuz. Vakko, Nike, Adidas, Morgan, Vakkorama, Roman, Kiğılı, Daniel Hechter, Hotiç, Park Bravo, Desa, Nine West, Home Store ve Puma mağazalardan bazıları.
KAPADOKYA
Sinasos’tan halı Ortahisar’dan antika
Kapadokya, defalarca gitse bile insanı her seferinde hayrete düşüren doğal yapısıyla, Türkiye’nin kalbinde ayrı bir gezegen gibi durur. İlk insanlar paleolitik dönemde gelmiş buralara. Demek ki ticaret de ta o zamanlardan bu yana sürüyor. Zaten Kapadokya tarih boyunca ticaret kolonilerini barındırmış, ülkeler arasında ticari ve sosyal bir köprü olmuş. İpek Yolu’nun da önemli kavşaklarından biri.
Avanos, Ürgüp, Göreme, Akvadi, Uçhisar ve Ortahisar Kaleleri, El Nazar Kilisesi, Aynalı Kilise, Güvercinlik Vadisi, Derinkuyu Yeraltı Şehirleri, Ihlara Vadisi, Selime Köyü, Çavuşin, Güllüdere Vadisi, Paşabağ- Zelve belli başlı görülmesi gereken yerler.
Bana göre başlıca alışveriş yapılması gereken yerler de Sinasos (Mustafapaşa) ve Ortahisar.
Ürgüp’ün 6 km. güneyinde yer alan Sinasos (Mustafapaşa), 20. yüzyılın başlarına kadar Rum ve Türkler’in birlikte yaşadığı bir kasabaydı. Mustafapaşa Kervansarayı, Osmanlı döneminde inşa edilmiş güzel taş ve ağaç işçiliği olan bir yapı. Bugün hem dev bir halı mağazası, hem de halı müzesi olarak hizmet veriyor. Daha çok ipek halı üretiliyor. Bir halı müzesine dönüştürülmüş olan kervansarayda, çeşitli ot ve köklerden boya elde edilmesini, ipekböceği kozalarından ipliklerin sağılmasını ve tezgahlarda halıların nasıl dokunduğunu görebiliyorsunuz. İsterseniz halı da satın alabiliyor ya da sipariş verebiliyorsunuz.
Ortahisar, antikacıları ve yatak limanlarıyla ünlü. Tonlarca limon kasabanın yeraltı zenginliğini oluşturuyor. Yeraltındaki depolarda saklanan limonlar, ağırlaşıp, sulanıp, ideal lezzetine kavuşunca satılıyor. Söylendiğine göre 18 kiloluk bir sandık, yeraltından çıktığında 25 kilo oluyormuş.
Antikacıların neredeyse tamamı kale dibinde bulunuyor. Anadolu’nun çeşitli yerlerinden toplanmış nadide ahşap parçalar, kapılar, pencere ve tavan süsleri, çeyiz sandıkları, duvar süsleri ve el işi takılar var. Asım Yönemli, Ortahisar’ın 35 yıllık antikacısı. Dükkanında Türk, Rum, Ermeni ustaların yaptığı taş ve ahşap oymaları bulabiliyorsunuz. Kapı süsleri, güvercin sulukları, ibrikli legence set, antik silahlar, yarı değerli taşlarla süslü gümüş takılar, tespihler, el terazileri, taş baskı kalıplar, cam abajurlar, denizci fenerleri, ne ararsanız var.
Ortahisarlı kadınlardan iğne, tığ ve boncuk oyası da satın alabilirsiniz. Tabii yöreye özgü şarapları da unutmamak lazım.
DENİZLİ
Dokumayı Buldan’dan almak başka
Denizli’ye gidilip, alışveriş yapılacaksa bu mutlaka Buldan’ın dokumaları olmalı. Buldan’da köklü bir gelenek dokumacılık. Yüzey araştırmalarında 1500 yıl öncesine ait dokuma tezgahı parçaları bulunmuş. Yani dokumak Buldan halkının genlerinde var. Evlere perde, yataklara çarşaf, masalara örtü, banyolara havlu üretiliyor. Sokaklarında dolaşırken her evden dokuma tezgahlarının sesi geliyor. Evleri bile dokumacılığa uygun yapılmış.
En meşhuru Buldan bezi ama burada üretilen tek çeşit bu değil. Buldan’dan peştemal, havlu, çarşaf, mendil, elbezi, astar, kanaviçelik, sofralık ve tentelik kumaş da satın alabilirsiniz.
Seyahatinizi bir perşembe gününe denk getirirseniz, pazar yerinden alışveriş yapabilirsiniz. Denizli’de markalaşma sürecini tamamlamış ilk markanın ismi Buldan’s. İlk mağazalarını 5 yıl önce açmışlar. Isparta, Fethiye ve Bursa’da da şubeleri var. Alışveriş için diğer bir adres, BELSAM (Buldan El Sanatları Merkezi). Halk evinde dokuduklarını getirip burada satıyor.
Buldan dışında Denizli merkez, Babadağ, Sarayköy, Tavas, Kızılcabölük ve Kale’den de dokuma kumaşlar satın alabilirsiniz. Babadağ, Kadıköy dokumalarıyla ünlü.
Denizli’de dericilik de dokumacılık kadar eski. Yeşilyuva da dericiliğin merkezi konumunda. Bugün kasabada pek çok ayakkabıcı var. Burası Türkiye’nin kösele ihtiyacının da yüzde 80’ini karşılıyor.
URFA
Çarşının dar sokaklarında kaybolun
Urfa Çarşısı, alışveriş yapmaktan zevk alan biri için şekerci dükkanı gibi bir yer. Hele zamanınız da bolsa, daracık sokaklarında kendinizi kaybedebilir, pazarlık yapmanın tadını çıkarabilirsiniz.
Tarihi çarşıların bulunduğu bölüm, adeta bir labirent. Mimari açıdan Kapalıçarşı’yı, satılan ürünler bakımından Kapalıçarşı’nın Köylü Pazarı olarak anılan bölümünü hatırlatıyor. Esnaf güleryüzlü ve esprili. Daha ne olduğunu anlamadan elinize poşeti tutuşturuveriyorlar.
Kulağınıza Türkçe’nin yanısıra Arapça ve Kürtçe de çalınıyor. Buradaki müşteriler (artık çokça rastlanan yerli ve yabancı turistleri saymazsak) Harran, Siverek gibi çevre yerleşimlerin yanısıra Suriye’den geliyor.
Vakıflara ait çarşının 50 civarında sokağı var. En etkileyici bölümü Kazzaz Han olarak anılan bölümü. Çarşının en hareketli yeri ve merkezi aynı zamanda. Buradan Halep, Şam ve İran’dan gelen ipek ve pamuklu dokumalar ile halı, kilim alabilirsiniz. Turistlerin en çok rağbet ettiği ürün poşu oluyor.
Urfa’da bir de sabah mezadı geleneği var. Her sabah saat 10’da başlayan mezat, Sipahi Çarşısı’na özgü bir nevi ritüel. Ürettiği ya da evindeki halı, kilim veya kürkü satmak isteyenler her sabah bu ürünleri çarşının ’dellal’ına emanet ediyor. Dellalın duasıyla başlayan açık artırmayla mallar satılıyor.
Çarşıda dolaşmaktan yorulduğunuzda Gümrük Han’ın avlusunda bir mola vermeyi unutmayın. Çınar ve dut ağaçlarının gölgesindeki avluya adımınızı attığınız an, Han’ın yapıldığı 1500’lü yıllara ışınlanmış gibi hissedeceksiniz kendinizi. Çarşının ve şehrin yaşlıları burada sonsuz bir sükun içinde tavla oynuyorlar. Gümrük Han’daki tezgahlardan tespih, sigara tabakası, gümüş kemer, yüzük, antika saat de alabilirsiniz.
Urfa’ya gidip da uğramadan dönülmemesi gereken iki yer daha var: İsotçu Pazarı ve Bakırcılar Çarşısı. İsot alırken dikkatli olun. İşin ucuzuna kaçmayın, yoksa aldığınızın içeriğinden emin olamazsınız. Bir de isotun yağlı olmasına dikkat edin. İsot, yapımı zahmetli ve kıymetli bir baharat. En iyisi evlerde yapılanı. Endüstriyel isotu tavsiye etmiyorlar.
AYVALIK
Zeytinyağını yerinden alın
Ayvalık denince akla ilk gelen şey zeytin, zeytinyağı ve hakiki zeytinyağı sabunu oluyor. Bunun için ta oralara gitmeye gerek var mı, marketlerde satılıyor zaten demeyin. Bir defa yerinden almanın tadı başka. İkincisi marketlerden aldığınız zeytinyağı saf sızma olsa bile başka yerlerin mahsulüyle karıştırılmış olabilir. Yani sadece Ayvalık yöresinin zeytinlerinden elde edilmemiş olabilir. Oysa Ayvalıklı üreticiler, zeytinyağlarının coğrafi tescilini istiyor. Ayvalık zeytinyağının tadının bir başka olduğunu savunuyorlar.
Tabii, yerinden alacağım diye de Ayvalık’ta önünüze çıkan her yerden yağ ve sabun almaya kalkmayın. Saflığından emin olamayabilirsiniz.
Büyük şehirlerin marketlerinde bulunmayan pek çok Ayvalıklı üretici var. Bunların arasından gönül rahatlığıyla tavsiye edebileceklerimiz Miranda, Cunda Giritli, Mehmet Cömert ve Kürşat. Her birinin Ayvalık’ta mağazaları var. Dilerseniz telefonla da sipariş verebiliyorsunuz.