DİZİNİN ilk halkası Didim Belediyesi. İkinci halkada Aydın Valiliği var. Üçüncü halka Çevre Bakanlığı.
İlk bakışta dizide görülmeyen, aslında son halkayı oluşturan ve en sorumlu konumda olan ise, AKP partizanlığı.
Didim kıyılarında insanlar çılgına dönüyor ve döne dolaşa Didim Belediyesi’ne giydiriyor. Giydirmekte, çılgına dönmekte haklılar.
Çünkü, Didim’in dünyaca ünlü Altınkum plajlarını, kıyılarını üç yıldır köpüklü dalgalar vuruyor. Köpük, yani pislik, yani kanalizasyon denize akıyor.
Altınkum altın kum olmaktan çıkıyor. B...’lu kuma dönüşüyor.
DERİN DEŞARJ
Didim Belediyesi Altınkum’da kanalizasyonun denize akmasını önlemek üzere, arıtma tesisi kurmak için kolları sıvıyor.
Gerçekte Didim kıyılarının bir bölümünde arıtma yapılıyor. Ancak, kıyının devamındaki sitelerde kanalizasyon denize akıyor. Bu yeni bir arıtma tesisi, yani para demek.
Oysa, para yok. Proje var, ama para yok.
Yöre halkı ayağa kalkıyor. Önce belediyeyi şikayet ediyor, olay Aydın Valiliği’ne yansıyor. Derken Ankara’da Çevre Bakanlığına uzanıyor. Halk-belediye-valilik-bakanlık arasındaki dilekçe ve yazışmalar, evet tahmininiz doğru, şöyle kalın bir klasör oluşturuyor.
Kalın klasörden ince karar bir türlü çıkmıyor. Kanalizasyonun denize akmasını önleyecek Derin Deniz Deşarjı, arıtma için para bir türlü bulunamıyor.
BAŞKAN CHP’Lİ
Didim Belediye Başkanı Mümin Kamacı’yı (CHP) arıyorum. Kamacı:
"Sitelerde kanalizasyon yok, foseptik var. Bir yerde denize iğne atsanız görüyorsunuz, o kadar temiz, ama siteler kirli, denize sızma var."
E, o zaman hala neden arıtma tesisi yok? Kamacı:
"Derin Deniz Deşarjı iki milyon dolarlık bir proje. Ama, bize bu parayı vermiyorlar. İller Bankası ayda 190 milyar lira veriyor, o günlük ve zorunlu harcamaları karşılıyor. AB’den hibe yardım için başvuruda bulunduk, oradan da ses çıkmadı."
Çevre Bakanlığı bu kirliliği biliyor. AKP Hükümeti biliyor. Ama, ne İller Bankası’ndan bu yatırım için para çıkartıyor, ne de AB’den hibe yardım sağlamak için kolunu kıpırdatıyor.
Çünkü, Didim Belediyesi CHP’li.
"Halkımıza hizmetten bizi hiç bir şey asla alıkoyamaz" nutuklarını her gün tekrarlayan Tayyip Erdoğan, bir yerde belediye CHP’li ise, orada ala koyuyor. Altınkum’da dalgalar köpüklü. Her köpük Ankara’ya uzanıyor.
AKP’nin STÖ’leri bugünler için
NE zaman gerekirse, o zaman kullanacaksın. Kullanacağın zamanı bilmediğin için, baştan mümkün olduğu kadar hepsini kendi yanına çekeceksin.
TÜSİAD her zaman görüştüğü ve zaman zaman aynı platformlarda buluştuğu Türk-İş, DİSK, Hak-İş, TOBB, TİSK gibi sivil toplum örgütlerini Anayasa Konvansiyonu için toplantıya çağırıyor.
TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ’ın ilk telefonuna hepsi olumlu yanıt veriyor. Hiç tereddüt etmeden.
Ancak, saatler ilerledikçe TOBB, Türk-İş ve Hak-İş mırın kırın. "Bize sadece beş dakika konuşma hakkı verilmiş, oysa Anayasa gibi bir konuda beş dakika kime yeter" gerekçesiyle. Ve bu üçlü toplantıya katılmaktan vazgeçiyor.
Oysa, katılmayışın sırrı başka.
"En büyük AKP, başka büyük yok" şarkısından şaşmayan TOBB, Türk-İş ve Hak-İş, hükümetin bu toplantıdan hoşlanmadığı izlenimini alıyor.
O zaman katılmanın ve AKP’yi küstürmenin alemi yok.