Yonca Tokbaş - Kelebek

Kızımdan aldım dersi

18 Mayıs 2012
Kızım yarın 12 yaşına giriyor ve kendisi gördüğüm en iyi ana-baba terbiyecisi.

Bebeliğinden beri bana hep anlayışla yaklaşır sağ olsun. Aslında hep o bana annelik yapıyor ve bana annelik yaparken, kendisi çocuk olma hakkını kullanamıyor. Ne fena.
Kızım, sabırla benim susmamı bekliyor. Sabrı ben değil, o gösteriyor. Oysa o bir çocuk. Ben onun o olgunluğunu gördükçe, çocuk olduğunu unutuyorum.
Yanlış yapıyorum.
Çocuğunun çocuk olduğunu unutan anneler, yani benim gibiler yüzünden, yorgun bir nesil var mesela ortamda.
Durdum.
“Çocuk olma hakkını kullan ve huzurla hata yap canım” dedim.
O anlattı ben dinledim. Yargılamadım. Lafını kesmedim. Harlamadım. Sadece gözlerindeki duygulara, ne zaman tırnaklarını yemeye başladığına dikkat ettim. Çocuğumun beden diliyle endişesini, derdini anlatmasına kitlendim.

Yazının Devamını Oku

Hayatımın ince detayı

14 Mayıs 2012
Bundan iki yıl önce bu yazıyı yazdığımda çok farklı anlamları vardı. Aradan iki yıl geçti, daha başka, bammmbaşka anlamları var.

Büyüyoruz elbet hepimiz. Büyürken hatalar yapıyoruz. Önemli olan, minik hataların sonunda ölüm olmadığını bilmek. Miş.
Ben bilmiyordum. Ben her hatanın sonunda ölüm var sanmışım yıllarca.
Hataların sonunda ölüm olmadığını sabır ve anlayışla öğrettiği için...

***

Beraber yaşlanmak istediğim hayatımın arkadaşı...
Sen hep sağlamcısın.
Sürprizlere karşı azıcık önyargılısın. Titiz ve temkinli bi adamsın.

Yazının Devamını Oku

Kıvanç Tatlıtuğ ve Songül Öden İstanbul Shopping Festival tanıtımı için Dubai’deydi

11 Mayıs 2012
9-29 Haziran tarihlerinde gerçekleşecek olan İstanbul Shopping Fest’in tanıtımı için Kıvanç Tatlıtuğ ve Songül Öden Dubai’de Address Hotel Downtown’da basınla buluştu.

KIVANÇ TATLITUĞ VE SONGÜL ÖDEN DUBAİ'DE- WEB TV

Kıvanç ve Songül tüm Orta Doğu’nun resmen taptığı iki oyuncu. Hiç abartmıyorum.

Çarşamba günü yapılan basın toplantısına kırık ayağımın ağrısını filan bir kenara bırakıp koltuk değneklerimle gittim. Bu benim ilk “engelli olarak” deneyimlemeye çalıştığım gazetecilik maceram oldu. Fotoğraflar için ise imdadıma arkadaşım Nilüfer Ayvaz Mechielsen yetişti.

Dizilerimizin Orta Doğu coğrafyasında yaşayan insanların üzerinde yarattığı etkiyi yıllardır yakından gözlemleyen biri olarak müthiş gururluyum. Ofisimdeki Arap kadının bana gelip de Gümüş’ü tanıdıkça Türk kadınlarını örnek almaya başladığını, kocasından hayatında ilk defa “Benimle Behlül gibi nazik konuş” gibi bir talepte bulunabildiğini anlattığında, dumur olmuştum.

Yazının Devamını Oku

Kadınsal saçmalıklarım

7 Mayıs 2012
Ayağım sakatlandı ve hareket özgürlüğüm kalmadı ya, ödüm patlıyor kilo alacağım diye. İlk bir hafta bu korku uğruna yemekten içmekten kesildim.

Bu “kilo kafası” nasıl bir şeydir zaten hiç anlamış değilim. Ne zaman canım sıkkınken birisi; “Ay seni çok iyi gördüm!” dese, ben direkt “Al işte kilo aldım demek istiyor!” diye algılıyor ve anında o insanı yemek istiyorum. Neyse. Baktım bu hareketsizlik işi uzuyor, bu sefer de koyverme hali çöktü kafama.

“Aman canııım nooolcak iki kilo alsam ki, koşmaya başlayınca veririm nassı olsa!” demekle başladım çorbaya ekmek banmaya. Hem kilo alacağım diye ödüm patlıyor hem de karnım sürekli acıkıyor. Allah’ım bu nasıl adalet anlamıyorum ki! İştahımın kaçması için sürekli dualar ediyorum ama evdeki saksıları bile yemeyi istiyorum şu an. Hatta dün balkonda yere düşen ekmeği yemeğime bandırıp afiyetle mideme indirdim. E bunu da yaptım, çünkü “Yenisini getirebilir misiniz?” demeye utandım. Çünkü kendim gidip alamıyorum ve sürekli bir şey istemeye alışmamışım, çok sıkılıyorum.

Saçmalıklara devam...

Fatmagül’ün kına gecesi sahnesinde televizyon karşısında yemekten ölüyordum. Düğün hazırlığı ve kına gecesi boyunca bir kilo can erik-tuz, beş top dondurma yemeye, bol çiğdem çitlemeye ve çay içmeye başlamadan evvel rakı-balık-meze olayım olmuştu, yani bilmem anlatabiliyor muyum midesizliğimi!

Yazının Devamını Oku

“İstanbul’a Çık” çıkabilirsen!

4 Mayıs 2012
İstanbul’a Çık, fikir ödüllerinin en alasına layık bir sivil girişim. İstanbul’a çıkarak engel analizi yapıyorlar.

"İSTANBUL'A ÇIK" EKİBİ YOLLARDA - FOTO GALERİ
Engelleri şu üç kategoriye göre ele alıyorlar:

1- Aşılması gereken engeller

2- Umut verici gelişmeler

Yazının Devamını Oku

Türkiye’nin Dünya markaları

30 Nisan 2012
THY, PINAR ve MNG; bu 3 şirket, tam 3 senedir, Dubai’de 23 Nisan Çocuk Bayramımızı Dünya’nın her yerinden gelmiş, Dubai’de yaşamakta bulunan 250 çocukla beraber, hem onların ailelerine hem de merak edip gelen yüzlerce farklı millete anlatabilmemiz için elimizden sımsıkı tutuyorlar.

Dubai Amerikan Üniversitesi’nin koskoca 900 kişilik salonu hem Dubai’nin yerlisiyle, hem de Dünya’nın her yerinden yabancısıyla ve Türk seyircileriyle dolup taşıyor!
T.C. Dubai Başkonsolosluğu himayesinde, Dubai Türk İş Konseyi’nin katkılarıyla zor bir işi başarıyoruz. Hiç abartmıyorum, bu sefer hiç mütevazılık yapamayacağım, hatta az anlatmış olmaktan endişe ediyorum.
3 senedir kendi ailelerinden, özel hayatlarından, çocuklarından fedakarlık ederek canla başla çalışan kurucusu olduğum “Sultans of Dubai” grubu içinden oluşan “23 Nisan Children’s Day” gönüllüsü kadınlar, Dubai’nin her çeşit bürokratik sorununa göğüs gererek, BİZİ, en iyi şekilde “temsil” etmek, dünyaya tanıtmak için nefes almadan 4 ay boyunca çalışıyorlar.
Hakan Agro, TAV, Av. Ali Çetinkaya, Yapı Merkezi organizasyonun, yani bizim elimizden tutan, Dubai’de yerleşik diğer şirket ve kişiler.

Demet Tuncer ve Memleketim!
Muhteşem sesi ve İngilizcesiyle gösteriyi sunması için davet ettiğimiz ve amacımızı duyduğu an kabul eden; Türkiye’den gönüllü olarak anında “seve seve gelirim!” diyerek kuş gibi uçup gelen Demet Tuncer bir harikaydı! Memleketim’i bir söyledi herkesi bitirdi! Demet Tuncer, İngilizce, Fransızca, Türkçe öyle güzel şarkılar seçmişti ki, izleyiciler çok keyif aldı.

Edirne’den Fiji’ye

Yazının Devamını Oku

Akut Spor

28 Nisan 2012
29 Nisan 2012, yani yarın, Belgrad Ormanı Neşet Suyu’nda Akut Spor Kulübü Atletizm Birimi’nin Sarıyer Belediyesi ile beraber düzenlediği, amacın yarışmak değil eğlenmek olduğu bir spor etkinliği var.

Sporu “ya madalya ya hiç” gibi görmeden, “birincilik veya sonunculuk” olarak algılamadan, önemli olanın “katılmak/yapmak” olduğunu öğrenmek ve “oh be!” diyerek, “gülerek” spor yapmak için, aileler çocuklarıyla beraber koşacaklar.
Hey aileler, çocuğunuz eminim sizi bırakıp koşacak! “Çocuuum dur koşma!” demeyin bak sakın. 6-12 yaş grubu 1 km koşacak. Büyükler ise gölün etrafında bir tur atacak; yani 6.2 km.
Katılan herkese anı madalyası ve tişört, yaş gruplarına göre de madalya ve kupa verilecek.
Yani önemli olan katılmak ve eğlenmek diyorum bakın; ne kendinizi ne de çocuğunuzu perişan etmek...
Hırsınızı evde bırakın, gülmeye gidin.
Bu dediklerimi de kulağı-nıza küpe edin. Çocukları spora gıcık etmeyin.
Yonca“sporun keyiflisi makbul-e”

Fatmagül ve Kerim

Yazının Devamını Oku

3 çocuklu anne ve başkonsolos

23 Nisan 2012
İspanya’nın ilk kadın Savunma Bakanı Charme Chacon -hani bakan olduğunda hamileydi hatırladınız mı- bebeği olunca onunla parlamentoya gelmişti ve biz böyle ağzımız açık bakmıştık, manşetler atmıştık.

Ben de o zaman, ofis kenarlarında süt sağmak zorunda kalmış bir işkadını anne olarak içimdeki yarayla, kalbimdeki ukdeyle medeniyete ne biçim özendiğimi yazmıştım.

Ve ve ve, ilk defa Dubai’de, kadın bir başkonsolosumuz oldu, hem de 3 çocuklu! Elif Ülgen Çomoğlu 3 erkek annesi; Ömer 10, Selim 6 yaşında; Pamir de henüz 11 aylık. Geldiğinden beri Arap Yarımadası’nda rüzgar gibi esip geçiyor Elif.

Başarılarının güzelliğiyle gölgelenmesini asla istemem ama söylemezsem çatlarım; Elif, benim diplomat arkadaş jenerasyonum tarafından Dışişleri’nin en güzel kadını olarak parmakla gösterilir ve gerçekten acayip güzel bir kadın. Girdiği yerde gören herkese kal geliyor. Oh işte, dedim ve rahatladım.
Bayılıyorum böyle başarılı, azimli, çalışkan ve tuttuğunu koparan kadınları görmeye her ortamda, her makamda, her alanda. Hele de bizi temsil eden konumlarda oldular mı, of of of, iyice göğsüm kabarıyor.

Yazının Devamını Oku