Paylaş
Sporu “ya madalya ya hiç” gibi görmeden, “birincilik veya sonunculuk” olarak algılamadan, önemli olanın “katılmak/yapmak” olduğunu öğrenmek ve “oh be!” diyerek, “gülerek” spor yapmak için, aileler çocuklarıyla beraber koşacaklar.
Hey aileler, çocuğunuz eminim sizi bırakıp koşacak! “Çocuuum dur koşma!” demeyin bak sakın. 6-12 yaş grubu 1 km koşacak. Büyükler ise gölün etrafında bir tur atacak; yani 6.2 km.
Katılan herkese anı madalyası ve tişört, yaş gruplarına göre de madalya ve kupa verilecek.
Yani önemli olan katılmak ve eğlenmek diyorum bakın; ne kendinizi ne de çocuğunuzu perişan etmek...
Hırsınızı evde bırakın, gülmeye gidin.
Bu dediklerimi de kulağı-nıza küpe edin. Çocukları spora gıcık etmeyin.
Yonca
“sporun keyiflisi makbul-e”
Fatmagül ve Kerim
İkisine de, dizideki her bir karaktere de ayrı ayrı hastayım. Bu dizinin misyonu iyi.
Çünkü:
Kadın dayanışması...
Haklarını bilmek ve aramak...
Her türlü duygunun insana mahsus olduğunu hatırlatmak ve bunun farkında olmak...
Doğru olan için çabalamak...
İyi niyetle ve çıkarsızca dava kollamak...
Hatayı kabul etmek...
Özür dilemeyi ve teşekkür etmeyi bilmek...
Eleştirinin adaplı olanı ile övgünün yalakalık olmayan halini göstermek...
Cezanı çekmeyi bilmek... Suçunu inkar etmemek...
Yalanın mutlaka ortaya çıkacağını unutmamak...
İnsanların her ne şart altında olursa olsun KONU?ARAK anlaşması gerektiğini bas bas vurgulamak...
Engellinin, yaşlının, küçüğün, büyüğün, mağdurun da insan olduğunu hatırlatmak...
Hayvan sevgisini vurgulamak...
Gibi gibi bir sürü şey öğretiyor çaktırmadan bize.
Hepimize.
Tüm oyuncuların istisnasız olağanüstü performansı Oscar’lıktır indimde.
Kerim ve Fatmagül örnektir yarası olan olmayan herkese!
Fatmagül’ün Suçu Ne ne ne?
Yok yok yok!
Yonca
“kadının adı var”
Ege Su Durak
Tarsus Maratonu aslında, Tarsus Amerikan Koleji’ndeki (TAC) mucizevi çocuklarla tanışmam için bir bahaneymiş. Henüz lise çağındaki bu çocukların nasıl hayalleri olduğunu, nasıl projeler peşinde koştuklarını, neler için çabaladıklarını okursanız; kendinize gelir, memlekete inancınız tekrar artar, yapılmayanlara bakacağınıza, yapılanlara bakar destek verirsiniz diye ümit ediyorum.
TAC’de bir grup pırıl pırıl, çok özel gençle sohbet ettim. Her birinin üzerinde çalıştığı proje, dilimi yutturdu bana. Size tek tek hepsini anlatıp tanıtacağım demiştim, buyrun bugün Ege Su’dan başladım anlatmaya.
Ege Su henüz hazırlık sınıfı öğrencisi.
Ailesi Bodrum’da. Tarsus Amerikan Koleji’ne yatılı gelmiş. Satranç oynamayı çok seviyor ve bu satranç sevgisinin bir işe yaramasını istiyor. Huzurevi ziyaretlerine katılıyor, yaşlılara kitap okuyup onlarla sohbet ediyor. Tamamen gönülden. Ayrıca gezici kütüphane etkinliklerine en önde aday; çünkü okumayı çok seviyor.
Yatılı olduğu için çoğu zaman, ister istemez bu zamana kadar yaşadığı Bodrum’la Tarsus’u karşılaştırmaktan kendini alamıyor.
Diyor ki; “Ne yazık ki ben böyle toplum hizmetlerine Bodrum’da hiç katılamadım. Nasıl bir cam fanusun içinde yaşamışım ki, bu tarz şeylerden bihaber kalmışım. TAC’e geldiğimden beri dünyam ve dünyaya bakış açım değişti.
Hayalim ve üzerinde çalıştığım proje, satranç ve diğer sporların toplum hizmetleriyle birleştirilebilmesi üzerine.
Bu sayede hem gençler hem yaşlılar beraber dinlenip eğleneceğiz ve bağlarımızın tam da kopmak üzere olduğu şu günlerde iletişimimizi güçlendirebileceğiz.”
Paylaş