Yonca Tokbaş - Kelebek

Sakın öyle atlama

1 Mayıs 2015
Yaşın 19. Havan yerinde. Sağlığın da. Gelmişsin deniz kenarına.

Her zaman yüzdüğün deniz, her zaman atladığın iskele.Yükselip balıklama atlıyorsun.
GÜM!
Çakılıyorsun. Deniz çekilmiş meğer.
Omurilik felci ile hayata devam ediyorsun.
Ramazan Baş’ın, yani Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği Başkanı Ramazan Bey’in başına gelen bu.
2009’da tanıştık. Güler yüzü ve kocaman kalbi ile bu ülkede engellilerin hakları için yapmaya çalıştığı şeyler, yüzümde güller açtıran bir tokat gibiydi.
Onu tanıyana kadar bir engellinin bu ülkedeki halinden bihaberdim. Dahası, elimden bir şey gelebileceğini de bilmiyordum. Daha da beteri, o güne kadar bir tane bile engelli arkadaşım olmadığının farkında değildim.

Yazının Devamını Oku

Biz Dubai’de 6 yıldır 23 Nisan’ı kutluyoruz

24 Nisan 2015
6 yıl önce, eş veya iş durumundan Dubai’de yaşayan anneler olarak çocuklarımızla 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutlamak için bir şeyler yapmayı hayal ettiğimizde, kutlamaların 6. yılına giren kocaman bir gönüllü ortak yapıma dönüşeceğini düşünmemiştik.

Yıllardır bir dolu bürokratik engel, hatta kimi zaman politik sıkıntılarla karşılaşmış olsak da, bu işe emek ve gönül veren hiçbir arkadaşım vazgeçmedi.
Birbirimize gurbette derman olalım diye kurduğum Sultans of Dubai grubundan Melike Akgün Shanabo, Ayça Günay Özdol, Diler Elverici, Tülay Farra, Züleyha Dokuyucu, Funda Özüdinler, Fatma Kısa Bouzaidi, 95. yılını kutladığımız 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı, Dubai Başkonsolosumuz Erdem Ozan ve Dubai Türk İş Konseyi’nin de desteğiyle çocuklarımız için bir karnavala döndürmeyi başardı yine...

KOŞUDAN FOTOĞRAFLAR

Düşünebiliyor musunuz, 6 yıldır Türkiye’den halk oyunları ekipleri gelip bizlerin evlerinde misafir oluyor. Nasıl her sene Türkiye’ye dünyanın her yerinden çocuklar gelirse, burada da bize kendi memleketimizin çocukları misafir oluyor.
Çocuk Bayramı’nı 1 de değil, 2 gün boyunca kutluyoruz her sene. Kutlamalara ilk önce, çocuklara özel “23 Nisan Koşusu” ile başlıyoruz.

Yazının Devamını Oku

Şehit Süleyman Güleç Kütüphanesi

20 Nisan 2015
Şu güzelim Anadolu, bin bir hikâye barındırıyor.

Eğer öğrenmek, tanımak, gezmek, görmek isterseniz İznik’teki Müşküle Köyü gerçekten çok ilginç. Eğer koşmasaydım, İznik’te İznik Ultra Maratonu olmasaydı, belki hayatım boyunca bilmeyecektim bu güzel yeri ve bunca hikâyeyi.
İznik Ultra Maratonu’nu destekleyen ve olmasını mümkün kılan Bursa Valiliği’ne yürekten teşekkür ederim.
İnanın bu ülkede çok güzel insanlar var. Yeter ki siz tanımak isteyin. Yeter ki oturun iki sohbet edin. Ne kadar çok öğrenecek şey var onlardan, hikâyelerini dinleyin.
Müşküle’yi anlatan bir kitap var. Alın okuyun. Yazarı Ercan Kavuk. Müşküle Köyü’nün web sitesine, Facebook sayfasına bakın. Web sitesini yöneten Engin, başka bir mucize. Kas erimesi hastalığı olmasına rağmen o web sitesini büyük emekle canlı tutuyor.
Müşküle’nin insanları ayrı, doğası ayrı, tarihi ayrı, yaşadıkları ayrı büyüleyip etkiliyor. Beni en çok düşündüren, köy nüfusunun giderek azalması.Köylü de üzülüyor buna. 2 binlerden 900’e düşmüş sayıları. Yer gök zeytin, ancak geçimlerine yetmediği için mecburen gidiyorlar köyden. Ne kadar üzülüyorum bunları duyunca güdülen politikaların nasıl can yaktığına!
2012’de Şırnak’ın Beytüşşebap ilçesinde teröristler tarafından şehit edilen 10 güvenlik görevlisi arasında Müşküle’den Süleyman Güleç adında gencecik bir asker de varmış.
Süleyman’ın beraber büyüdüğü arkadaşları, onun adını ve anısını yaşatmak için Köy Merkezi’nde bir kütüphane kurmuşlar.ASICS takım arkadaşımla beraber, hazır İznik Ultra için gitmişken, kütüphaneye de kitap götürdük.

Yazının Devamını Oku

Analı kızlı marinalı reklam

17 Nisan 2015
Ankara’da okumak için özendirici neden olarak “olmayan yere marina kondurmak” fikrinin geçerli sunulduğu reklamın dehşetini üzerimden atabilmem mümkün değil! Ankara’ya marina fikri bana ne kadar “çarpılırsınız” cinsinden bir şey hissettiriyorsa; bu reklama çıkmayı kabul ettiren aynı para gücü de “çarpılıcaz mı yakında?” dedirtiyor!

Hadi sen yaptın bunu, evladını nasıl sokuyorsun bu çarkın içine?
Hele o kısmını yüreğim hiç almıyor.
Bütün bunlar yetmiyor, bir öğrencinin bu reklama baktığında ne gibi bir ilham almış olabileceğini düşünmek ve bilememek beni ciddi endişelendiriyor.
Bu reklamın ve içeriğinin ve fikrinin ve söyleminin beni endişelendirmeyen bir kısmı olmadı yani.
Ve dahası, olayı buraya taşıyarak “reklamın iyisi kötüsü olmaz, kendinden söz ettirdi bak” gibi benimsemediğim bir görüşe prim vermiş olma riskim de kendimi fena hissettirdi.
Ben bu reklam yüzünden yoruldum yani.
Yonca

Yazının Devamını Oku

Radyo Boğaziçi

13 Nisan 2015
Ben, okulumun radyosunun nasıl kurulduğuna bizzat şahitlik etmiş bir insanım.

Nitekim, 20 yılı aşkın süredir yayın hayatına devam ediyor Radyo Boğaziçi.
12’ncisi düzenlenecek Müzik Ödülleri Töreni için çalışmalara çoktan başlandı bile.
Geçen sene güzel denk gelmişti, İstanbul’daydım, Twitter’da gördüm, atladım gittim BÜMED’in o masal gibi bahçesine.
Radyo Boğaziçi Müzik Ödülleri için 1 Mart 2014 ve 28 Şubat 2015 tarihleri arasında yayınlanan albüm ve single’lar arasından Türkiye’nin en kaliteli yapımları seçilip, 1 Nisan 2015 tarihinde Radyo Boğaziçi Facebook sayfası üzerinden oylamaya sunuluyor. Yani oylama başladı.
Oylama linkine Radyo Boğaziçi’nin Facebook sayfasından ulaşmak çok kolay.
Link bu: https://www.facebook.com/radyoboun/app_128953167177144
Üniversitemin en sevdiğim etkinliklerinden biridir bu. Radyo Boğaziçi Müzik Ödülleri Töreni, 7 Mayıs günü yine Boğaziçi Üniversitesi BÜMED Üst Bahçe’de.

Yazının Devamını Oku

Matematik korkusu

10 Nisan 2015
Her çocuk aynı değil. Her çocuğun bir şeyi öğrenme, anlama, uygulamaya geçirme süresi ve şekli de aynı değil.

Ama nedendir bilinmez, dersleri her çocuk aynıymış, hepsi aynı şekilde ve zamanda anlarmış gibi öğretmek amaçlanır.
Bu arada ben “eğitmek” ve “öğrenmek” kelimelerine de takığım.
Eğitmek benim için “istediğim şekle sokmak”, öğretmek ise “anlamasına ve bilgi edinmesine yardımcı olmak” demek.
Dubai’de 14 yıldır farklı “eğitim” sistemleri ile iç içe yaşıyorum.
Farklı ülkeler, farklı eğitim politikaları sanmayın. O kadar çok benzerlik var ki işin özünde.
Yani çoğu insan sanıyor ki İngiliz veya Amerikan okulları sihirli bir şeyler yapıyor ve hayatın kurtuluyor.
Hayır, her zaman öyle değil.

Yazının Devamını Oku

Çocuklarımızın hali ve geleceği

6 Nisan 2015
Ülkemizde 10 çocuktan sadece 1’i bilinçli ve düzenli olarak spor yapıyor.

100 aileden sadece 1’i çocuklarını spora yönlendirmeden önce araştırma yapıyor.
Çocuklarının spora zamanı kalmadığından şikayet eden ailelerin çocuklarının, tatil zamanlarında bile spor yapma oranları artmıyor. Dahası, spora zamanı olmadığı söylenen çocuklar, günde 2 saat televizyon seyrederek zaman geçiriyor.
Evlerinin yakınında ücretsiz spor tesisleri bulunduğunu belirten aileler olmasına rağmen, çocuklar günde ortalama 2 saat bilgisayar bas¸ında oturuyor.
10 çocuktan sadece 2’si düzenli olarak spor kars¸ılas¸ması izliyor.
Çocuklarını spora yönlendirmesi gereken anne ve babalar da spora uzak.
10 anneden sadece 2’si bilinçli ve düzenli olarak spor yapıyor.
Babalarda oran daha da düs¸ük.

Yazının Devamını Oku

Hasret

3 Nisan 2015
Bilmiyorum bizim doğa dediğimiz şeyden anladığımız böylesi bir zenginlik içinde büyümek demek olduğundan mı, yoksa gurbet yaşadığım çöllerde -çölün kendi içindeki doğal zenginliğine hayran olmakla birlikte- yine de Anadolu’nun doğurganlığı, zenginliği üzerine hiçbir güzelliğin üzerine gül koklayamamaktan mı bu halim?

Çok hasretim.
Nasıl içime dokunuyor bir badem ağacı veya başka bir çiçek böcek paylaşımı görünce bu ara anlatılmaz.
Bir badem ağacının tomurcuğunun güzelliğini kanıksamış halde yaşadığımız hayatlar olmasına üzülüyorum.
Bir ağacın tomurcuklanıp meyve vermesine, denizle dağların kucaklaştığı yerde ağaçların denize kök salıp büyümesine uzak kalırsan anlarsın ki bunlar hiç de kanıksanacak şeyler değil, mucizenin ta kendisi işte.
Şükret bence.
Belgrad Ormanı’nda koşarken herkese “Her yer kocaman ağaçlarla dolu. Yüzyıllardır buradalar!” der durur; Bebek sahilde yüzüme çarpan rüzgarın serinliğine hayran olurum.
Bazen neye şaştığıma şaşılarak bakılır bana.

Yazının Devamını Oku