Yasemin Boran

Özgür aşklara hazır mısınız

11 Kasım 2005
Yapılan planların aniden değişebileceğini işaret eden gökyüzünün konumu ortaya çıkan olayların duyguları etkileyeceğini gösteriyor. İletişim araçları, bilgisayar ve teknolojide ortaya çıkan yenilikler düşünce tarzını değiştirebileceği gibi radikal değişiklikler yapmaya zorlayabilir. Farklı isteklerin uyanacağı bu devre içinde özgürleşme ihtiyacı artabilir ve özgür aşklar yaşanabilir.

Konsantre olmaktan korkuyorum

Konsantrasyonunun çok yüksek olduğunu söyleyen J.D dikkatini bir tek noktaya odaklamaya yönelik uyguladığı bir yöntem sırasında ilginç bir deneyim yaşıyor ve tecrübesini şöyle anlatıyor;

‘Zihnimin içinde tarif edemeyeceğim bir sesle birlikte kendimi karanlık bir boşlukta buldum. O an hiçbir şey düşünmüyor, kendimi ve bulunduğum yeri tamamen unutmuş bir halde bulunuyordum. Birden bire kalbim deli gibi çarpmaya başladı. Paniğe kapıldım ve konsantrasyon çalışmasını yarım bıraktım.’

Yaptığınız çalışma sırasında alışık olmadığınız bir şuur haline giriş yaparken savunma mekanizmanız harekete geçmiş ve önce düşünmek için kendinizi zorlamışsınız. Bildiğiniz kalıplarda düşünemediğinizin farkına vardığınız zaman korku duygunuz uyanmış ve buna bağlı olarak kalp atışlarınız hızlanmış. Bunun üzerine çalışmanızı sürdürmemişsiniz. Pek de iyi yapmışsınız. Önce bilgilenmeli, sonra da yapacağınız küçük çalışmalarla kendinizi hazırlamalısınız. Kişinin düşüncelerini bir tek noktaya uzun süre odaklayabilmesi zordur. Ancak, sözünü ettiğiniz türde yapılan çalışmalar sonucu dikkati belirli bir noktada tutmak mümkün olur. Çalışmaların ileri aşamasında kişi benliğinin derinliklerine ulaşmayı başarır.

İşte bu nokta çok önemli. Çünkü, konsantrasyonun ileri aşamasında normal haldeyken farkına varmadığınız bir algılama içine girebilirsiniz. Bu hali, ekranda gördüğünüz belirli bir şeklin büyütüldükçe noktalardan meydana geldiğini görmek gibi olduğunu söyleyebilirim. Bu deneyim son derece etkileyici ve heyecan vericidir. Fakat öncelikle bu hale ulaşmak için kişinin kendisini hazırlaması gerekir.
Yazının Devamını Oku

İlginç hedeflere yönelme söz konusu

10 Kasım 2005
Bilinçaltını araştırmaya yönelik farklı uygulamaların ortaya çıkacağı bir gün. Bilinen yöntemlerden çok farklı sistemlerin geliştirileceğini işaret eden gökyüzünün konumu metafizik fenomenlerin araştırılacağını gösteriyor. Birbirinden çok farklı görüşlerin aynı zamanda ortaya çıkması bazı karışıklıklara neden olacak. Bu arada yükselen duygular ilginç hedeflere yöneltebilir. Bilgisayar ve iletişim cihazlarıyla ilgili yenilikler son derece dikkat çekici olacak.

Sempatik Maji ve sağlık

Benzerin benzer ile tedavi yöntemi olarak tanımlanan ‘Homoepati’ alternatif şifa yöntemlerinin başında geliyor. Benzerin benzerle tedavisinin tarifini yapacak olursak, yılan sokması sonucu zehirlenmiş kişinin yine yılan zehiri ile tedavi edilmesi diyebilirim.

Ayrıca hastalıklardan korunma yöntemi olarak geliştirilmiş olan aşı yönteminin mekanizması da aynı. Kişi aşı olduğu zaman hastalığın virüsü ile tanışmış oluyor ve vücut bu hastalıkla başa çıkmayı öğreniyor. Böylece, daha sonra kendisine hastalık bulaşmış olsa bile, vücut bu virüsü tanıdığı için kolay başa çıkıyor ve direnci yüksek olduğu için hasta olmuyor.

İnsanlık tarihi kadar eski bir yöntem olan ‘Maji’ (Büyü) yöntemlerinin arasında bulunan Sempatik Majinin prensipleri ile günümüzün bazı şifa yöntemlerinin prensipleri aynı. Sanırım bu yöntemler bilim insanlarına ilham vermiş. Mesela ‘Yağmur Duası.’ Kuraklık döneminde doğa güçlerine hükmettiği kabul edilen Şaman yağmur yağdırmak için bir kap içindeki suyu tıpkı yağmur yağıyormuş izlenimi uyandıracak şekilde serper.

Aslında ilkel dönemler olarak bilinen çağlara baktığımız zaman bu örnekleri çoğaltabiliriz.

Mesela tarım yapan kabilelerde, geceleyin tarlalara çıkıp toprağın üzerinde çiftleşmek, mahsülün bol ve bereketli olması için yapılan bir çeşit sempatik maji uygulamasıdır.

Avcılar ise, ava gittikleri zaman çocuklarının kumsalda kumun ya da toprağın üzerine şekiller çizip resimler yapmasını yasaklar. Taa ki, avdan dönünceye kadar... Çünkü, sık ormanlardaki patikalar bu resimlerdeki çizgiler kadar karışabilir.
Yazının Devamını Oku

Öfkeli olmamak için çaba harcayın

9 Kasım 2005
Elektrikli bir gün. Gerilim hissedenler enerji fazlasını boşaltmak için alternatif yöntemler deneyebilirler. Özellikle öfke ve şiddetli duyguların birikmesine izin vermemek gerekiyor. Yoksa ortaya çıkan karışıklıklar son derece etkileyici ve mevcut durumu değiştirici olabilir. Özellikle şüpheler ve endişeler yüzünden istenmeyen durumlar ortaya çıkabilir. Aynı zamanda ilginç fırsatların meydana geleceğini işaret eden gökyüzünün konumu, gizli niyetlerin açığa çıkacağını gösteriyor.

Bilgiyi yorumlamak farklı

Bilmek başka bir şey, anlamak başka bir şey. Ve ben ısrarla ‘Doğru anlamak’’ üzerinde duruyorum. Çünkü, yanlış anlaşıldığı zaman geri dönüşü mümkün olmayan hatalar yapılabildiğini biliyorum.

Mesela, aynı konuda eğitim almış iki kişi, aynı bilgilerle donanmış oldukları halde başka başka değerlendirmeler yapabiliyorlar ve siz de şaşırıp kalıyorsunuz. Böyle bir şeyin nasıl olduğunu anlamıyorsunuz.

Aslında bunun nedeni çok basit. Her ikisini de imtihan etseniz aynı cevabı alırsınız. Fakat iş, öğrendikleri bilgiyi yorumlamaya geldiği zaman birbirinden tamamen başka yorumlar yaparlar. Çünkü her ikisinin de yaşadığı hayata bağlı olarak birikimleri farklıdır.

Metabolizmalarından, yere nasıl bastıklarına kadar her şeyleri başka olan bu iki kişiyi, genetik faktörlerden iklim koşullarına kadar, içine doğdukları kültürden yaşadıkları deneyimlere kadar hemen bütün unsurlar başka etkilemektedir. Tabii bu farklı etkiler, algılamalarını ve hayata bakış biçimlerini de etkileyecektir. Bunun sonucunda öğrendikleri bilgi aynı olsa bile bu bilgiyi yorumlamaları başka olacaktır.

Ancak ilginç olan şudur ki, öğrendiğimiz bilgiler de algılamamızı etkilemektedir. Hatta nasıl algılayacağımızı öğrendiklerimiz belirliyor desem, çok yanlış bir şey söylememiş olurum.

Yani nasıl bakacağımızı, nasıl değerlendireceğimizi, nasıl yaşayacağımızı öğreniyor ve bunlarla değerlendiriyoruz. Bu durumda saf bir anlayışa ulaşabilmek çok zor görünüyor.
Yazının Devamını Oku

İyimser davranılabilir

8 Kasım 2005
Duygusal baskı yaratan olaylar evrensel düşünceleri açığa çıkaracak. Gizli stratejilerin açığa çıkmasıyla birlikte bazı karışıklıklar olabilir. İlaçlar, zehirli maddeler, alkol ve kimyasallarla ilgili sorunlara karşı tedbirli olmak gereken bir dönem. Gerçeklerin saptırılması yüzünden bazı sorunlar çıkabilir. Fakat gerçekçi bir tavır içinde bulunarak iyimser davranılabilir ve böylece sorunlarla başa çıkılabilir.

Kundalini

Kundalini yoga ve Mantra yoga hepimizin içinde uyur durumda bir enerji olduğunu öğretir. Kuyruk sokumunda çöreklenmiş durumdaki ‘kundalini’ uyandırıldığında bel kemiği boyunca yükselir. Ve baş istikametindeki çıkış sırasında psişik merkezlerin yani çakraları uyandırır. Her çakranın merkezi uyarıldıkça kendiliğinden gelişen belli özgün marifetlerle bağlantısı vardır.

Bu merkezlerin bedendeki simgesel odak noktaları mı, yoksa gerçek anlamda psişik güç merkezleri mi, oldukları açık değildir. Bu konuda farklı otoritelerin farklı görüşlere sahip olmalarına karşın çoğunluk bu merkezlerin uyandırılmasının levitasyondan (Bedenin havalanması, uçmak) astral projeksiyona (Şuuru beden dışına projekte etmek), telepatiden (Zihinsel iletişim) başka kişilerin hareketlerini kontrole ve materyalizasyona (Düşünce gücüyle madde oluşturmak) kadar para normal (Normal dışı) yeteneklerin açığa çıkmasının anahtarı olduğu görüşünde birleşiyorlar.

Patanjali’nin büyük Yoga Sutralar’ı belli psişik yeteneklerin manevi arayış yolculuğuna zarar verebileceği uyarısını yaparlar. Fakat, bu ikazlar öğrencinin çalışmalar sonucunda açığa çıkacağı vaat edilen levitasyon, astral projeksiyon ve benzeri fenomenleri gerçekleştirebileceğine dair değildir.

Hatha Yoga, pradipika gibi daha geç yogik metinler gayretli bir inceleme ve uygulamanın sonucu olarak açığa çıkacak olan psişik yeteneklerin uyanacağını (Siddhiler) müjdeler.

Hinduizm kökenli daha eski yıllara ait bazı upanişadlarda öğrencinin dikkatini psişik yetenekler engeline çekerler. Fakat, bunların açıkça sergilenmemesi önerisinin dışında zararlı olduğuna dair söylenen açık bir şey yok. Türkiye’de benim bildiğim yogiler sadece Hatha Yoga öğretiyorlar.
Yazının Devamını Oku

Sert bir tavır uyanabilir

7 Kasım 2005
Yüksek hedefler, hakim olmak ve zirve yapmak için güçlü arzular uyanacak. Aynı zamanda açığa çıkan olaylar, öfkeyi uyandırabilir ve sert bir tavır ortaya çıkabilir. Düşünce biçimini, şimdiye kadar uygulanan sistem ve işleyiş prensiplerinin değişmesi için zorlayıcı durumlar karşısında sabırlı ve dirençli bir tavır sergilenecek. Şahsiyet çatışmaları olurken aynı zamanda ilginç fırsatlar ortaya çıkacak.

Kitaplarla iletişim kurmak

Bir zamanlar çok saygı duyduğum bir insan bana şöyle demişti: ‘Sevgili çocuğum. Yaşadığın sıkıntının çözümü kendi içinde. Kimseden yardım bekleme. Okuyacağın bu kitaplardan ihtiyacın olanı kendin bulabilirsin.’

Böyle demişti ve kitapları bana vermişti. Ben, bu kitapların içinde ne olduğunu anlatması için yalvarıp yakardıysam da, ‘Benim anlatacaklarım senin bir işine yaramaz. Kendin okuyup kendin bulacaksın’ demişti. Ben büyük bir kaygıyla ‘Ya bulamazsam, ya anlamazsam, siz söyleyin’ diye tutturmuştum. O da, ‘Bulamazsan, buluncaya kadar bak. Hala göremiyorsan, zaten benim anlatacaklarımı da anlamazsın. Fakat, çok istersen ve düşünerek okursan, mutlaka bulursun’ demişti. Ve dediği gibi de olmuştu.

Doğrusu ne yalan söyleyeyim, o zamanlar ne demek istediğini anlamamıştım. Hem de sıkıntılarımı önerdiği kitaplar yoluyla çözdüğüm halde. Fakat, şimdi biliyorum ve yeri gelmişken o saygıdeğer insana buradan teşekkür ediyorum.

Hiçbir açıklama yapmadan, ahkam kesmeden ‘Oku, anla ve çöz’ deyip kestirip atması, benim sonraki yıllarda ortaya çıkan özgüvenimin ilk tohumları olmuştu.

Böylece kendimle başbaşa kalmanın ne demek olduğunu, kendim için en gerekli olanı yine kendimin bulacağını öğrenmiştim. Yaşadıklarınızı kitapların içinde bulmak, elbette ki, pek kolay değil. İletişim kuramadığınız bir kitaptan, bir şey almanız mümkün değil. Almaktan kastım, şuurlu olarak, bilerek almak. Bunun için de kitapla iletişim kurmak şart.

Tabii sadece kitaplardan öğrenmiyorsunuz. Bilgi hayatın içinde gizli ve insan ancak yaşarken öğrenebiliyor. Fakat, hepimizin bildiği gibi bizler yaşama özürlüyüz.
Yazının Devamını Oku

Büyük sabır göstereceksiniz

4 Kasım 2005
Günün erken saatlerinde meydana gelen olaylar gerilim yaratabilir ve düşüncelerin karışmasına neden olabilir. Özellikle bazı düşüncelerin kabul edilmez olması veya hesapta olmayan durumların çıkması mümkün. Haberleşme trafiğinde ilginç aksaklıklar meydana gelebilir fakat günün ilerleyen saatlerinde büyük bir sabır ve irade göstererek sorunlar çözümlenecek. Meydana gelen bazı olaylar sezgileri ve hayal gücünü harekete geçirecek.

Yapabileceğinize inanın

Gelişmek, büyümek ve isteklerimizi gerçekleştirmek uğruna pek çok hatalar yaparız. Düşüp kalkarız ve bu sırada öğreniriz. Düştüğünüz yerde öylece yatıp kalmayın. Ayağa kalkın ve yolunuzda ilerlemeye devam edin.

Kendinize ve yapabileceğinize inanın. Dikkatinizi düştüğünüz yere değil, ileriye çevirin. Yolunuz uzun ve öğreneceğiniz daha pek çok şey var.

Öğrenme arzunuzu canlandırın. Ve kendinizin dışındaki dünyayı öğrendikçe kendinizi keşfettiğinizi unutmayın.

Şimdi yattığınız yerden hemen doğrulup kalkın, bir duş alın ve aynaya bakın. Kendinize, dış görünümünüze çeki düzen verin. Unutmayın ki, insan algıladığından etkilenen bir varlık. Kendinizi hoş ve güzel algılarsanız, kendinize olan güveniniz artar ve yapabileceğinize inanırsınız.

Belki yattığınız yerden kalkmak gerçekten çok zor olabilir. Ama kendinizi zorlayın. Gelişmenin sırrı, zorlanmak.

Dağcıları bir düşünün...Dağa tırmanmak kolay mı? Kendilerini zorluyor, her seferinde daha yüksek zirveleri hedefleyip bedenlerini, her bir organlarını tek tek hissedecek kadar zorluyorlar. Tabii bunun sonucunda gelişiyorlar. Zirvelere ulaşıyorlar.

Yatakta yatan bedeniniz kalkmıyor. O zaman zorlayın. Duygularınızı, düşüncelerinizi zorlayın ve yataktan kalkın. Bir süre sonra yaşam enerjinizin yükseldiğini, canlandığınızı hissedeceksiniz. Üstelik bu sırada kendinizi tanıyacak ve yapabilme gücünüzün derecesini anlayacaksınız.

Üstelik her gayretiniz ve kendinizi her zorlayışınızdan sonra yapabilme gücünüzün arttığını hissedeceksiniz. İnanın.
Yazının Devamını Oku

Gelenekler gösterişle sergilenecek

3 Kasım 2005
Gizli duygular ve derinlere gömülmüş arzular uyanabilir. Ortaya çıkan bazı olaylar gerilim yaratsa bile kırgınlıkların bitmesine neden olabilir. Saygı duyulan kişilerin önem kazanacağını ve yaşlı kişilere daha özenli davranılacağını işaret eden gökyüzünün konumu geleneklerin gösterişli bir biçimde sergileneceğini gösteriyor. Bugün ilginç fikirlerin etkisi altında kalmak ve aniden ortaya çıkan durumların düşünceleri tamamen değiştirmesi mümkün.

Bayramlık hayaller

Konumuz hayaller... Ve tek gerçekleşecek olan şey de hayal. Önce arzu ederiz... Düşünürüz... Sonra hayal kurarız. Hayaller bizi harekete geçirir...

Duygularımız ve isteklerimiz artar, içimizde büyük bir itici güç oluşur. Şimdi bazı kişiler diyebilirler ki, benim hayal gücüm yok. Düşüncelerimi zihnimin içinde oluşturamıyorum.

Gerçekten de herkes zihninin içinde düşüncelerini resim olarak göremez. Kişilerin yapılarına ve zihinsel yeteneklerine bağlı olarak imajinasyonun farklılık gösterdiği bilinmektedir.

Hayalinizi zihninizde canlandıramasanız bile düşüncelerinizle tasarlayabilirsiniz.

Mesela sayılarla uğraşanlarda, mantık ve muhakeme yeteneği yüksek, matematik kafaya sahip olanlarda imajinasyon daha çok ses ya da fikir biçiminde olmakta, resim biçiminde görüntüler pek oluşmamaktadır.

Buna karşılık resim, sanat ve edebiyata yönelik bir yapıya sahip olanlar, düşünceleri resim olarak zihinlerinde imajine etmektedirler.

Hem resim, hem ses, hem de koku imajinasyonuna sahip olanlar ise hem edebiyat, hem de matematik kafaya sahip, zihin aktivitesi yüksek kişilerdir.

Şimdi bayram. Hem de Şeker Bayramı. Şeker gibi tatlı ve güzel hayaller kurmanın ve hayal gücünüzü geliştirmenin tam zamanı.

Özellikle geleceğe yönelik kuracağınız güzel hayaller, sizi hem geliştirecek, hem de güzel yaşamanızı sağlayacak.

Unutmayın, hayalleriniz yoksa gerçekleşecek bir şey de yok!

İyi bayramlar...
Yazının Devamını Oku

Yeni keşifler ve ilginç çözümler var

2 Kasım 2005
Hassasiyetin arttığı, duyguların derinleştiği bir gün. Özellikle olayların göründüğünden daha başka olduğunu anlamak, farklı duyguların uyanmasına neden olabilir. Aynı zamanda yaratıcılığı tetikleyen olayların açığa çıkması düşüncelerin karışmasına neden olsa bile bilinçaltını keşfetmek ve ilginç konulara yönelmek için güçlü arzular uyandıracak. İletişim ve bilgisayarla ilgili ortaya çıkan sorunlar, yeni keşiflerin ve ilginç çözümlerin üretilmesini sağlıyor.

Zevk almayı bilmek

İnsanlar cinsiyetleri ne olursa olsun zevk almayı bilenler ve bilmeyenler olarak ikiye ayrılırlar. Şayet zevk almayı bilenlerdenseniz, kaç yaşında ve hangi koşulda olursanız olun, zevk almayı başarırsınız.

Genellikle insanlar, kötümser bir tavır içinde keşkelerle dolu zevksiz bir hayat sürüyorlar. Daima bir şeylerin peşinde koşarak ‘neden sahip olmadıklarını’ düşünerek hayatı kendilerine zehir ediyorlar. Hem de her konuda...

Her konuda olduğunu duymak, belki size tuhaf gelecek fakat, hemen örnekleri sıralayabilirim. Mesela, babasının neden filancanın anne-babası gibi olmadığını, çocuklarının neden daha akıllı olmadığını, insanların neden kendisini anlamadığını, yaptığı işi değiştirmesinin mümkün olmadığını (Bu yüzden her gün lanet ederek çalışıyor), anlamsız bir hayat sürdürdüğünü, neden hiç dostu olmadığını (Sanki herkes kuyusunu kazıyormuş gibi hissediyor), neden daha büyük bir evde oturamadığını, neden daha başka bir şey olmadığını düşünüp olmayanların özlemi içinde kıvranıyor...

İnsan, daima kendisinde olmayanı düşünüp üzülerek yaşarken nasıl zevk alabilir? Fakat, hayatından memnun olmak, yaşadıklarından zevk almak da istiyor. Kim istemez? Ama, şimdi bir çiftlik evinde olsaydım, kendi işimin patronu olsaydım, işletme okuyacağıma bilgisayar mühendisi olsaydım, doktor olacağıma sanatçı olsaydım, şimdi falan yerde olsaydım gibilerinden ‘Olsa’larla tabii ki yaşayamıyor.

Halbuki insan, sahip olduklarını sevmeyi ve bütünleşmeyi başardığı zaman hem zevk alarak yaşayacak, hem de olmasını istediği ne varsa bunları gerçekleştirmesi de mümkün olabilecek.
Yazının Devamını Oku