Geçtiğimiz hafta sonunu, İsviçre’de Lozan’da geçirdim. İyi ki gitmişim. Müthiş bir başarı ile tanıştım. Her zaman hayranlık duyduğum Swissair ve bugünkü adı ile Swiss International Havayolları’nın kilit noktasında bir Türk’e rastladım. Boğaziçi Üniversitesi mezunu, aklı havada, ayakları yere basan, uluslararası platformda bir Türk kadını.
Ayşe Lálin Sabuncuoğlu Janssen, Swiss International Havayolları’nın Batı ve Güney Avrupa Bölge Müdürü. 2001’den bu yana Zürih’te Alman eşi ve 2,5 yaşındaki kızıyla yaşıyor.
Onun ilginç bir havayolu geçmişi var. Lálin Hanım, havayolunda çalışmaya daha ilkokul yıllarında karar verdi. Bu kararın arkasında da bir arkadaşının ona Kenya’dan yolladığı bir posta kartı vardı. Çok seyahat etmek, bol bol uçmak ve dünyayı gezmenin yolu havayolunda çalışmaktan geçiyordu.
SABUNCU AİLENİN ÇALIŞKAN KIZI Boğaziçi Üniversitesi’ne başladığı yıl bu hayalini gerçekleştirmek için önce Swissair’e başvurdu. Kadrolar doluydu. Şansını Air France’da denedi. Atatürk Havalimanı’nda yer görevlisi olarak işe girdi. Bir yandan üniversite, bir yandan da havalimanının yoğun temposu ona ayrı bir keyif veriyordu. Zaman buldukça bol bol seyahat etti. İşe başlaması başta babası tarafından kuşkuyla karşılandı. Ama en büyük desteği annesinden aldı. Babasına söz verdiği gibi üniversiteyi 7 dönemde bitirdi.
İki buçuk yıllık Air France deneyiminden sonra 1991’de o zamanki adıyla Swissair’e girdi. Satış bölümü başta havalimanı koşuşturmasından sonra durağan gelse de kısa sürede buraya alıştı. Hızla yükseldi.
Beklediği fırsat 2001’de ayağına geldi. Swissair ilk defa tüm yurtdışı ofislerinde sınav açmış, başarılı olanlara Cenevre’de çalışma imkanı sunacaktı. 40 kişinin girdiği sınavdan gülen 9 çalışandan biri oldu. Artık Zürih’teydi.
O günlerde hızla büyüyen Swissair, Belçikalı Sabena’yı alınca iki yıllığına Brüksel’e gitti. Ama işler beklendiği gibi yürümedi. Efsane Swissair, ortak olduğu birçok havayolunun zararlarına dayanamadı ve bankacılığın anavatanında finansman oyunlarına yenildi. Bir günde efsane bitmişti. Şirketin adı Swiss International oldu. Milyarlarca dolarlık zararla birlikte Lálin Hanım da Zürih’e döndü.
Swiss, geçmişteki sorunları çok iyi analiz etti. Önce borçlar ödendi. Sonra Lufthansa ile evlilik Swiss’i yeni bir kulvara taşıdı. Bugün havayolu operasyonel kárlılık açısından Lufthansa şirketleri arasında en yüksek yerde. Kuşkusuz Ayşe Lálin de bu hikayenin Batı ve Güney Avrupa bölgesindeki kilit noktada...
TÜRK PAZARINDA BÜYÜYORBu yıl Swiss için Türkiye’de atılım yılıydı. Seferler iki katına çıktı. İstanbul’dan günde iki kez Zürih’e, bir sefer de Cenevre’ye uçuyor. Her sabah saat 06.30’da İstanbul’dan kalkan Cenevre uçağı, yolcularını tüm İsviçre ve Fransa’daki kayak merkezlerinde öğleden sonra pistte olma imkanı sunuyor.
Uzun menzilde Cenevre’den ABD’de New York, Boston, Brezilya’da Sao Paolo ve Güney Afrika’da Johannesburg’a bağlantı veriyor. Avrupa içi ise günübirlik Paris ve Londra seferlerine uygun uçuş bağlantıları var. THY’nin Star Alliance’a tam üye olmasıyla birlikte yolcu sayılarında ciddi bir artış sağlandı.
Lálin Hanım Avrupa’nın göbeğinde, Swiss için sevgiyle çalışıyor ama hep aklı Türk pazarında. Anavatanın kazandığı her başarı onu biraz daha farklı keyiflendiriyor.
Yeni uçak, Gül’ün kulağını zorlamayacakCumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Tunus’tan dönüşü sonrasında sol kulağındaki rahatsızlık tekrarlamıştı. Rahatsızlığı nedeniyle Diyarbakır seyahatini iptal etmek zorunda kalan Cumhurbaşkanı’nın bu sorunu şubat sonunda teslim edilecek Gulfstream G550 tipi iş jeti ile çözülecek.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, geçen hafta sol kulağında tekrarlanan rahatsızlığı nedeniyle Diyarbakır’a yapacağı ziyareti iptal etmek zorunda kaldı. Bu sorun, şubat sonunda teslim edilecek ve THY tarafından satın alınan Gulfstream G550 tipi uzun menzilli iş jeti ile önemli ölçüde çözülecek. G550, 29 bin 220 feet yani 8 bin 906 metre yüksekliğe kadar kabinde deniz seviyesiyle aynı basıncı veriyor. Böylece kulak ağrısı çeken yolcular, basınç farkı olmadığı için özellikle alçalmalarda sorun yaşamıyor.
Dışişleri Bakanlığı döneminde çok sık uçan Gül, 18 Mart 2006’da Tunus’tan dönüşünde sol kulağında ciddi bir rahatsızlık yaşadı. Çok sık uçan, gittiği yerlerde sürekli farklı iklim değişiklikleri yaşayan Gül’ün yakalandığı gribal enfeksiyonlarla birlikte boğazdan orta kulağa uzanan östaki borusunda enfeksiyon nedeniyle tıkanma meydana geldi. Kulak boşluklarının havalandırması aksamaya başladı. Uçakla yapılan seyahatlerde kabindeki yüksek basınç, kanalların tıkalı olması nedeniyle hava basıncını dengeleyemediği için orta ve dış kulak arasındaki zarın üstünde negatif basınç meydana getirmeye başladı.
AMELİYAT OLDUZarın zarar görmesi sonucunda işitme kaybı, denge bozulması gibi sonuçlar oluşabileceği için Gül, 20 Mart 2006’da GATA’da Prof. Dr. Albay Sertaç Yetişer ve ekibi tarafından ameliyat edildi. Sonrasında denge kaybının önüne geçilmesi için tedavi GATA’daki basınç odasında devam etti. Gül, ameliyattan 85 gün sonra uçmaya başladı.
Uçaklar 10 bin feet yani 3 bin 300 metreye kadar kabin basıncına ihtiyaç duymaz. Bu yüksekliğin üzerindeki uçuşlarda, düşen oksijen oranı ve basınçla birlikte kabin basınçlandırılır. Havayolu uçaklarını seyir irtifaları olan ortalama 8 ila 12 bin metre yükseklikte kabindeki basınç uçuş ekibinin ve yolcuların rahat edebilmeleri için ortalama 2 ila 2 bin 600 metreye arasında değişir. İç kulak basınç travması geçirenler için en büyük sorun alçalma sırasında yaşanır. Kabin basıncındaki hızlı değişim kulakta kalıcı sorunlara neden olabilir.
İş jetlerinde ise seyir yüksekliği normal yolcu uçaklarından çok daha yüksek olduğu için yolcularına bunu hissettirmemek için özel kabin basınçlandırma sistemi bulunuyor. Örneğin Gulfstream G550’de en yüksek seyir irtifası olan 51 bin feet yani 15 bin 544 metrede 1828 metrelik basınç uygulanıyor. Bu rakamlar halen kullanılan Gulfstream G4 tipi ATA ve GAP uçaklarında ise 9 bin 144 metrede 405 metre, 13 bin 716 metrede ise 1828 metre. Airbus A319CJ tipi ANA uçağında ise kabin irtifası normal yolcu uçaklarında olduğu gibi 2 bin ila 2 bin 600 metre arasında değişiyor.
HEKİME DANIŞILMALIHavacılık Tıbbı Derneği Başkanı Doçent Doktor Muzaffer Çetingüç, bu tür durumlarda rahatsızlık yaşayan yolcuların çok dikkatle hareket etmeleri, uçuş öncesinde alınacak ilaçlarla ilgili olarak da hekime danışılmasını tavsiye ediyor.
Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi KBB Anabilim Dalı Öğretim Görevlisi ve aynı zamanda amatör pilot olan Profesör Doktor İbrahim Hızlan, Cumhurbaşkanı Gül’ün yaşadığı olay daha tazeyken yapacağı uçuşun risk taşıdığına dikkat çekiyor. Kısa mesafeli uçuşlarda helikopter kullanımında ise kabindeki yüksek gürültünün orta kulakta sorun yaratabileceğini belirtiyor.
DİKKATLİ OLUN
Nezle, grip gibi üst solunum yolunu etkileyen enfeksiyonların etkisindeyken uçmak zorunda kalırsanız öncelikle doktora danışmakta fayda var. En çok sıkıntıyı, uçak alçalırken çekeceksiniz. Kabin basıncındaki değişiklikler, kulaklarınıza yoğun bir baskı yapacak. Alacağınız önlemlerle bu ağrıları azaltabilirsiniz.
Burun tıkanıklığını açmak için uçuştan 45-60 dakika önce doktorunuzun önerdiği burun açıcı damla veya ödem çözücü nezle ilaçlarını alın.
Sakız çiğneyin, yudum yudum su için.
Basınç değişiminin kulaklardaki etkisini azaltmak için "valsavra manevrası"nı deneyin. Burnunuzu kanatlarından sıkıştırın. Ağzınızı kapatıp yutkunmaya çalışın. Eğer nezle veya gripseniz, kulağınızda büyük baskı oluşacağı için valsavra manevrasını kesinlikle yapmayın.