Uğur Cebeci

Tahliye her an başınıza gelebilir

7 Eylül 2008
Acil bir durumda uçağı tahliye etmeniz için ne kadar zamanınız var? Peki böyle bir durumun sizin başınıza gelme olasılığı ne kadar? Sandığınızdan daha yüksek olabilir... Uçaklarda acil tahliye birçok insanın düşündüğünden daha sık meydana geliyor. ABD’de yapılan araştırmada geçtiğimiz 5 yılda ortalama 11 günde bir tahliye yaşandı. Tahliyelerde en büyük savaş zamana karşı veriliyor. Altın kural 90 saniye. Uçağın yolcu kapasitesi ne olursa olsun, 90 saniye içinde tüm yolcuların kabini terk etmesi gerekiyor.
/images/100/0x0/55eaa2bef018fbb8f88cf100
Uçakların yolcu taşıyabilmeleri için yapılan sertifikasyon sürecinde bu testler büyük önem taşıyor. Özel seçilen denekler, testleri havacılık otoriteleri için uyguluyor. Süreler tutuluyor, videolar çekiliyor, raporlar hazırlanıyor. En son test Airbus’ın dev yolcu uçağı A380 için Hamburg’da gerçekleştirilmişti. Alman Lufthansa Havayolları’nın kabin memurları, 853 yolcuyu 72 saniye içinde A380’i tahliye etmeyi başardı.

DENEMELER MALİYETLİ

Ancak bu tür denemeler yüksek maliyetleri de yanında getiriyor. En son A380 tahliye denemeleri Airbus’a 2 milyon Euro’ya mal oldu. Bir de olayın emniyet yönü var. Boeing tarafından satın alınan McDonnell Douglas şirketinin üç motorlu yolcu uçağı MD11’in 1990’da tahliye sertifikasyonlarında, bir kişi slide olarak adlandırılan uçağın kapısındaki şişme kaydıraktan düşerek felç geçirdi.

Birçok uzman, acil tahliye denemelerini gerçek kaza anında ne olacağını göstermekten çok uçağın kalite değerlendirmesi olarak görüyor. İngiltere Sivil Havacılık Otoritesi Matematiksel Biçimlendirme Profesörü ve Greenwich Üniversitesi Yangın Güvenliği Mühendisliği Bölüm Başkanı Ed Galea ise bilgisayarda simülasyon teknolojisiyle tahliye sertifikasyonunun çok daha güvenli ve etkili yapılabileceğini savunuyor.

Henüz ilk uçuşunu yapmayan Boeing’in yeni yolcu uçağı 787 Dreamliner’ın tahliye sertifikasyon sürecinin nasıl işleyeceği ise henüz bilinmiyor. Uzmanlar havacılık otoritelerinin gerekli düzenlemeleri yaparak artık bu denemeleri simülasyonlarla gerçekleştirmesini istiyor. Bu konuda uygulanacak simülasyon yazılımları hazır.

ÖZEL KURALLAR

Gerek Amerikan gerekse de Avrupalı havacılık otoriteleri tahliye konusunda ortak kurallara sahip. Düzenlemelerde tasarım kurallarının yanısıra, performansa dayalı kurallar da yer alıyor. Örneğin acil çıkış kapılarının uçağın aynı tarafında, 18.3 metre aralıklarla ve aynı sırada bulunmaları, tahliyenin 90 saniyede gerçekleşmesi de sertifikasyon testlerinde kural olarak aranıyor.

Tam ölçekli tahliye testi, karanlıkta, uçaktaki çıkış kapılarının yarısı kullanılarak ve değişik yaş grubu ile farklı cinsiyetten oluşan karma yolcu profiliyle gerçekleştiriliyor. Bunlar imalatçı tarafından belirleniyor ve kurallar otoriteler tarafından onaylanıyor. Kabin ekibi ve teste katılan yolcular hangi çıkış kapılarının kullanılacağını testten önce bilmiyorlar. Test, 90 saniyede bütün yolcuları ve kabin ekibini yere indirmeyi hedefliyor.

ADIM ADIM NE YAPMALI

1. ACİL ÇIKIŞ KAPISI NEREDE: Her kalkış ve inişten önce koltuk cebinde bulunan acil durum kartlarını gözden geçirmeyi unutmayın. Tahliyede size en yakın olan acil çıkış kapısını belirleyin.

2. SİVRİ OBJELERİ ÇIKARTIN: Üzerinizdeki kalem gibi sivri objeleri, topuklu ayakkabılarınızı çıkartın. Kravatınızı gevşetin. Bu tür sivri objeler, kapıdan kayarak çıkmanızı sağlayan "slide" yani şişme kaydırağın delinmesine veya etrafınızdakilerin yaralanmasına neden olabilir. Topuklu ayakkabı ile düşüp koridoru veya çıkışı kapatabilirsiniz. Bu durum kabinde yaşanacak paniği tetikleyecektir.

3. HAREKETE GEÇİN: Acil tahliye kaptan pilotun verdiği talimatla başlar. Öncelikle sakin olmaya çalışın. Uçağı terk etmek için kabin memurunun sizi yerinden kaldırmasını beklemeyin. Hemen soğukkanlılık ile harekete geçin.



4. YERDEKİ İŞARETLERİ İZLEYİN: Yangın gibi durumlarda kabini kalın bir duman tabakası sarabilir. Veya gece şartlarında bir tahliye yaşayabilirsiniz. Bu tür durumlarda yerdeki fosforlu işaretleri izleyin.

5. BAVULUNUZU DEĞİL KENDİNİZİ KURTARIN: Bu konuda yapılan en büyük hataların başında tahliye sırasında yolcuların bagajlarını yanına almaya çalışması geliyor. Böyle bir hareket size zaman kaybettirirken, koridorun tıkanmasına ve arkadan gelen yolcuların çıkamamasına neden olacaktır. Unutmanız bavulunuz veya çantanız sizden değerli değil.

6. KAPIDA KİTLENMEYİN, ZIPLAYIN: Başarıyla kapıya kadar geldiniz. Buradaki en büyük sorun yolcunun atlamakta tereddüt etmesi. Sakin olun ve zıplayarak atlayın. Arkanızdan gelenleri de dikkate alın. Unutmayın her bir slide, dakikada 70 kişiyi tahliye etmek üzere tasarlanmıştır.

7. YARDIM EDİN: Tahliye sonrasında herhangi bir tehlike yoksa ve kendinizi iyi hissediyorsanız, diğer yolculara yardım etmeye çalışın.

POAIR 29 meydanda ruhsat aldı

Yılda 280 bin uçağa yakıt ikmal hizmeti veren Petrol Ofisi kuruluşu POAIR, gerekli yasal yükümlülükleri tamamlayarak, Gayrisıhhi Müessese İş ve İşyeri Açma Ruhsatı (GSM) alan ilk akaryakıt şirketi oldu. Her havalimanı ve havaalanı için ayrı ayrı dosya hazırlayan ve gerekli harçları ödeyerek Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’ne (SHGM) başvuran POAIR, aralarında İstanbul Atatürk, Ankara Esenboğa, İzmir Adnan Menderes, Antalya, Milas-Bodrum ve Dalaman Havalimanı’nın da bulunduğu 29 meydan için izinlerini aldı.

Petrol Ofisi Ticari Endüstriyel Satışlar ve Madeni Yağ Direktörü Mutluay Doğan, POAIR’in havacılık ve jet yakıtı denilince, Türkiye’de akla gelen tek isim olduğunu söyledi: "2005’ten itibaren IATA üyesi olan şirketimiz, yurtiçinde 35, yurtdışında Gürcistan-Batum Havalimanı’nda, kendi personel ve araçlarıyla dünyanın önde gelen havayollarına yakıt ikmal hizmeti veriyor. Ayrıca iş birliklerimiz sayesinde Avrupa, Bağımsız Devletler Topluluğu ve Asya’da 20’nin üzerinde havalimanında, yerli havayolu firmalarının yakıt ihtiyaçlarını karşılıyoruz. 100’ün üzerinde ikmal tankeri ve dispensere sahibiz. 29 tesisimiz için aldığımız GSM ruhsatının, sektördeki başarılı çalışmalarımıza ivme kazandıracağına inanıyoruz."

Zafer Baysal emekli oldu

Türk Hava Yolları’nda uzun yıllar yöneticilik yapan, genel müdür yardımcılığı görevinde bulunan Kaptan Pilot Zafer Baysal emekli oldu. Hava Kuvvetleri’nde 1967’de başlayan uçuş yaşantısının son 21 yılını THY’de geçiren Baysal Kaptan toplam 18 bin saat uçtu. İstanbul-İzmir arasındaki son seferine eşi Ayla Hanım ve diş hekimi oğulları Cem ve Fırat da katıldı. Bu uçuşta Zafer Baysal’a Kaptan Pilot İsmail Meker ile yeğeni olan Kabin Amiri Selin Öztaç eşlik etti. Baysal Kaptan, Atatürk Havalimanı’nda THY personelinin yanı sıra iki gelini ve üç torunu tarafından karşılandı.

Atlasjet’e yeni üniforma

Atlasjet, Dilek Hanif’in tasarladığı yeni kabin memuru üniformalarını kullanmaya başladı. 1940’ların modası "kep" konseptinin geri döndüğü tasarım, iki parçadan oluşuyor. Ana renk kırmızı. Tasarımda yakalar ceketten çıkartılıp elbiseye dikildi. Böylece kabin memurlarının servis sırasında daha şık görünmeleri sağlandı. Truvakar kollu beyaz gömlekler, lacivert ipek fularla kombine edildi. Atlasjet logosu bir broş şeklinde ve aynı zamanda ceketin düğmelerinde kullanıldı. Üniformalarda leke tutmayan, terletmeyen kumaşlar tercih edildi.
Yazının Devamını Oku

Uçak camında kurbağa var

31 Ağustos 2008
A320 tipi uçağın Moskova öncesinde İstanbul-Adana-İstanbul seferi yaptığı, kargosunda canlı kurbağa taşıdığı ortaya çıktı. Adana’dan dünyaya ihraç edilen canlı kurbağalardan biri özel kutusundan çıkmış ve bir yol bulup kabine kadar gitmişti. Türk Hava Yolları’nın Airbus A320 tipi uçağı yolcu uçağı, Moskova-İstanbul seferini yapmak üzere Sheremetyevo Havalimanı’ndan kalkmak için pist başına gidiyordu. Camdan dışarıyı seyreden yolcu, bir anda uçağın küçük misafiri ile göz göze geldi. A320’nin dış camı ile "side wall" olarak adlandırılan gövdeyi saran dekoratif panel arasında bir kurbağa vardı. Yolcu, kurbağanın fotoğrafını çekti ve kabin amirini çağırdı. Rapor hazırlandı. İstanbul’a inişte kurbağa /images/100/0x0/55ead2ebf018fbb8f8990441kaybolmuştu.

Raporla birlikte THY Teknik hemen harekete geçti. Uçak seferden alındı, hangara çekildi. Teknisyenler paneli söktüğünde kurbağanın ölüsüyle karşılaştı. Kabinin serin ve kuru havası kurbağanın yolculuğunu 10 bin metrede bitirmişti.

Hemen araştırma başlatıldı. A320 tipi uçağın Moskova öncesinde Adana-İstanbul seferi yaptığı, kargosunda canlı kurbağa taşıdığı ortaya çıktı. Adana’dan dünyaya ihraç edilen canlı kurbağalardan biri özel kutusundan çıkmış ve bir yol bulup kabine kadar gitmişti.

KARBONDİOKSİT GAZI BASILDI

Kurbağanın uçaktaki kablolara zarar verecek kemirgen sınıfta bir hayvan olmamasına rağmen operasyon başladı. Uçak karantina altına alındı. Tüm gövde ve kargo bölümüne karbondioksit gazı basıldı. Uçakta kalması muhtemel diğer kurbağaların nefes almalarını engellemek amaçlı basılan karbondioksit gazı ile uçak 24 saat THY hangarında bekletildi.

Karbondioksit gazı uçakların büyük bakımları sırasında da kullanılıyor. Bu tür bakımlar uzun sürdüğünden uçağın içine giren fare gibi kemirgen hayvanlar için karbondioksit gazı basılıyor. İşlem sonrasında uçağın tüm panelleri söküldü. Kontroller yapıldı. Başka kurbağaya rastlanmadı.

Benzer olaylar zaman zaman havayollarının başına gelebiliyor. Davetsiz misafirler nedeniyle uçaklar seferden alınıyor. Karbondioksit gazı basımı, panellerin kontrolü gibi işlemler bazen günler sürüyor. Şirketler uçaklarını uçuramadıkları için ciddi zarar ediyor.

SİNCAP OPERASYONU

THY’de benzer bir olay 2004’te meydana gelmişti. Airbus A340 tipi "Aydın" uçağına Pekin’den yüklenen ve içinde sincap bulunan kafesin İstanbul’daki kontroller sırasında kırıldığı belirlenmişti. Kabin memurları uçuş sonrasında yaptığı kontrolde 2 sincap yavrusu bulunca A340 seferden alındı. Yapılan incelemede içinde 35-40 sincap yavrusunun bulunduğu kafes kapısının kırıldığı ve sincapların uçağın içine dağıldığı ortaya çıktı.

Kemirici özelliğe sahip sincapların bulunması için operasyon başladı. Sincapların uçağa zarar vermemesi için A340’ın içine 2 bin 800 kilogram karbondioksit gazı sıkıldı. Uçağın tüm kapak ve sistemleri açılarak kontrol edildi. Yaklaşık bir hafta süren işlem sırasında A340’ta başka sincaba rastlanmadı. Bundan 4 yıl önce meydana gelen olayda uçağın bir hafta yerde kalması nedeniyle THY yaklaşık 500 bin dolar zarara uğramıştı.

CANLI HAYVAN NASIL TAŞINIYOR

Havayolları canlı hayvan kargosundan her yıl ciddi miktarda para kazanıyor. Hayvanat bahçeleri için zaman zaman kargo uçakları özel seferler yapıyor. Frankfurt’ta Alman Lufthansa Havayolları’nın hayvanların transit uçuşlarda sağlıklı ve rahat bekleyebilmeleri için özel terminali bile bulunuyor.

Canlı hayvanlar, IATA yani Uluslararası Hava Taşımacıları Birliği’nin hazırladığı özel kurallara göre taşınıyor. Bu kurallar arasında canlı kurbağaların nasıl uçakta taşınacağı "Container Requirement 45" bölümde detaylı olarak anlatılıyor.

Öncelikle kurbağaların büyüklüklerine göre ayrılarak özel kutuların içine konuluyor. Üzerinde hayvanın hava almasını sağlayacak delikler bulunan kutuların boyutları 30’a 45 santimetre. 15 santimetreden büyük kurbağalardan bu kutulara sadece bir tane konuluyor. Boyu 1.5 ila 3.75 santimetre olan kurbağalardan kutuların içine 75 adet yerleştirilebiliyor. Boyu 1.5 santimetreden küçük kurbağalar ise kutuların deliklerinden çıkabilme riski nedeniyle sadece hiçbir tarafında delik bulunmayan özel konteynerler içinde taşınabiliyor.

Kutuların düz konulması, hayvanların içinde nefes alabilecekleri şekilde yerleştirilmesi isteniyor. Kutu içinde kurbağanın rahat hareket edebilmesi için belirli bir boşluk bırakılması da gerekiyor. Örneğin küçük ağaç kurbağaları için kutuda hareketlerini sağlamak amaçlı 7.5 santimetre boşluk bırakılmak zorunda. Tüm kutuların üzerinde alıcının yanı sıra taşınan kurbağalarla ilgili tüm bilgiler yer alıyor.

YA HAYVAN KAÇARSA

IATA tarafından hazırlanan tüm dünyada geçerli özel kuralların yanı sıra THY’nin 15 Ağustos 2006 tarihli, DC-2006/002-S sayılı "Kargoda Canlı Hayvan Taşıması Uygulaması" talimatı da bulunuyor.

Genel Müdür Temel Kotil imzalı talimatta, öncelikle kargo taşınmadan önce müşteriden özel bir taahhütname isteniyor. Taahhütnamede "Herhangi bir sebeple meydana gelecek kayıp veya telef halinde gönderici/gönderici acentesi ve alıcı/alıcı acentesi veya bunların sigorta şirketleri gibi alt yüklenicileri Türk Hava Yolları A.O.’na karşı herhangi bir hak iddia etmeyecek ve şikayette bulunmayacaklardır." ibaresi yer alıyor. Göndericinin ithal müsaadesi, sağlık, gönderici sertifikası, alıcının acil durumda ulaşılacak telefon numaralarına kadar bir çok belgeyi hazırlaması isteniyor.

THY’nin talimatında handling yani yer hizmetleri personeli için taşınan canlı hayvanın kargo kompartımanında veya yerde kaçması durumunda yapılacaklar da belirtiliyor:

Kargo kompartımanının kapısı hemen kapatılmalı.

Apron kontrol ve teknik ekibe haber verilmeli.

Özel ekipmanları (ağ, uyuşturucu tabanca vs.) olan kurumlardan yardım istenmeli.

Havalimanı veteriner otoritesi aranmalı.

Alıcı ve gönderici aranmalı.

Yetkili olmayan herkes uzaklaştırılmalı.

Ses ve stres verici hareketlerden kaçınmalı. Tolga ÖZBEK

THY’ye uzaktan eğitim

Türk Hava Yolları pilotları, Flyco tarafından hazırlanan özel yazılım sayesinde eğitimlerini yer dersine gelmeden istedikleri yerden bilgisayar üzerinden alabilecekler.

THY Eğitim Başkanı Selman Nas ile Flyco Genel Müdürü Orçun Eylem Sufracı tarafından imzalanan anlaşma toplam 9 dersi kapsıyor. İlerleyen dönemde ders sayısının artırılması da planlanıyor. Şu an hizmete giren 9 ders ile THY’nin bin 500’e yakın pilotu yılda bir iş günü kazanıyor. Projenin devamında iş günü tasarrufu dört güne çıkarılması planlanıyor.

Halen SunExpress, Atlasjet, Kuzu Havayolları ve 20’ye yakın hava taksi şirketi tarafından kullanılan sistemin THY tarafından seçilmesinin çok önemli olduğuna dikkat çeken Sufracı, amaçlarının THY ile Star Alliance havayolu ittifakı üyelerine de eğitim verebilmek olduğunu söyledi.

Ramazan fırsatları

ONUR AIR: Ramazan ayında 3 bin adet tek yön bileti tüm vergiler dahil 49 YTL’den satışa çıkarttı. Havayolunun internet sitesi ve çağrı merkezi üzerinden sadece pazar günü satışa sunulan biletlerde tarih değişikliği, açığa alma, iptal ve isim değişikliği gibi işlemler yapılamıyor.

ATLASJET: 8-24 Eylül tarihleri arasında tüm iç hat seferlerinde seyahat eden ve biletini en geç beş gün önceden alan yolcularına tek yön, vergiler dahil 69 YTL’den uçma imkanı sunuluyor.

PEGASUS: 26 Ekim’den itibaren salı, cuma ve pazar günleri İstanbul Sabiha Gökçen’den Köln uçuşlarına başlıyor. Bu seferler Pegasus’un iç hatlardaki 16 şehre yaptığı uçuşlara da bağlantı olanağı sunuyor.

Elektrikli bavul

Ağır bagajları taşıma derdi, özel tasarlanan elektrik motorlu bavul sayesinde son buluyor. Live Luggage şirketi tarafından geliştirilen dizaynda, 30 kilogramlık ağırlık yolcuya sadece 3 kilogram olarak hissettiriliyor. Düz yolda, özel elektrikli motoru ile yürüme hızında ilerleyen bavul, eğimli alanlarda bırakılması durumunda geri gitmeden olduğu yerde kalabiliyor.

Sistem, bavul içine yerleştirilen şarj edilebilir özel bir elektrik motoru ile çalışıyor. 8 saatte şarj olan 12 voltluk batarya ile bavulu 1.6 kilometre mesafede kullanabilmek mümkün. Sistemin devreye girebilmesi için bagajın içine en az 7 kilogramlık yük konulması gerekiyor.

Bavulun kilit sistemi de Ulaştırma Güvenlik İdaresi(Transportation Security Administration-TSA) onaylı olduğu için ABD seyahatlerinde sorunsuzca kullanılabiliyor. TSA acil durumlarda kilit sistemini kırmadan açıp içindekileri kontrol edebiliyor.

İngiltere’de 700 pound yani 1575 YTL’den satışa sunulan bavulun tek dezavantajı 11 kilogram olan boş ağırlığı.

Solak, Delta satış müdürü

Ayşe Ülgen’in emekli olmasıyla Delta Havayolları’nın Türkiye Satış Müdürlüğü’ne Esra Solak getirildi. İstanbul merkezli satış ekibinin yanı sıra Ankara ve Türkiye’nin doğusunda faaliyet gösteren genel satış acentesi Pan Ekspres’in yönetimi yer alan Solak, 1991’den bu yana Delta Havayolları’nda çalışıyor.

Amatör havacılar destek bekliyor

Türk Hava Kurumu (THK) Bakırköy Şubesi Sportif Havacılık Kulübü Derneği (BASHAVK) organizasyonunda gerçekleştirilen İkinci Sportif Havacılık ve Deneysel Hava Araçları toplantısı Sabiha Gökçen Havalimanı’nda yapıldı. Sorunların masaya yatırıldığı, tecrübelerin paylaşıldığı toplantıya İstanbul’un yanı sıra Ankara, İzmir, Konya, Samsun ve Kayseri’den 100’e yakın amatör havacı katıldı.

THK, Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) ve üniversitelerin havacılık bölümlerinden yetkililerin de yer aldığı toplantıda davet edilip katılım sözü alınmasına rağmen Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nden (SHGM) herhangi bir yetkilinin gelmemesi tepki gördü. Havacılar, özellikle ev yapımı uçakları kapsayan deneysel havacılık konusunda mevzuat eksikliğinden tescil işlemlerine birçok konuda sorun yaşadıkları SHGM’nin toplantıya ilgi göstermemesine üzüldüklerini söyledi.

Bir ülkede havacılığın gelişmesi için deneysel havacılık ve ultralight, microlight gibi çok hafif sınıftaki uçakların sayısının artması büyük önem taşıyor. ABD’de 25 bin, komşumuz Bulgaristan’da 2 bine yakın hafif sınıfta uçak bulunurken bu rakam Türkiye’de sadece 30. İşte amatör havacıların sorunları:

Öncelikle amatör havacılık ABD’de ve diğer ülkelerde olduğu gibi ayrı bir otoriteye bağlanmalı. THK bu konuda alt yapısını hazırlamalı.

Özel, detaylı bir mevzuat oluşturulmalı.

Genel havacılığın lüks olmaktan çıkartılması için yeni bir vergi düzenlemesi yapılmalı. Denizcilikte tekneler konusunda olduğu gibi ayrı düzenleme ile amatör havacılığın önü açılmalı.

Toprak pistler konusunda esneklik gösterilmeli. Hava Kuvvetleri Komutanlığı ve DHMİ işbirliği ile küçük uçaklar için özel uçuş rotaları oluşturulmalı.
Yazının Devamını Oku

AnadoluJet büyüyecek

24 Ağustos 2008
Türkiye’nin yeni havayolu şirketi AnadoluJet, genç bir adamla uçuyor. Sami Alan, ABD’de havayolu işletmeciliği deneyimiyle gelmiş Türkiye’ye. THY’nin çeşitli noktalarında çalıştıktan sonra gelir yönetimi başkanlığı yapmış. Yerinde duramayan, yaratıcı ve bu projeye aklını, gönlünü ve hayallerini koymuş bir genç adam. Alan, farklı metotlarıyla THY’nin alt markası AnadoluJet’i pazarlıyor. Bir bakıyorsunuz Adana M1 Tepe Alışveriş Merkezi’ndeki CineBonus Sinemaları’nda karşınıza AnadoluJet’in koltukları çıkıyor. Belli saatlerdeki çekilişlerle bilet, uçak maketleri, Tarkan konserine davetiye dağıtılıyor. Valilikler, belediyeler ve turizmcilerle iyi ilişkiler kurulmuş. Şehirler AnadoluJet’i sahipleniyor.

ADANA’DAN ANKARA’YA UÇTUM

Adana-Ankara uçuşu öncesi geceyi kentin adıyla özdeşleşmiş ünlü oteli Seyhan Oteli’nde geçirdim. Otelin Genel Müdürü Can Akşit resepsiyon karşısına şimdiden bir AnadoluJet deski kurmuş. Bilet satışı da yapılıyor. THY’nin Adana Satış Müdürü Bahri Yılmaztürk ise bir başka marka demeden bütün gücüyle AnadoluJet için de çalışıyor.

AnadoluJet’le Adana-Ankara arasında yeni aldıkları deri koltuklu Boeing 737-800 uçağıyla uçtum. Uçuş için satılan bilet sayısını adeta saat saat takip ettim. Uçuşa birkaç saat kala 135 civarındaki yolcu sayısı son dakikada 160’a kadar çıktı. Bu rakamlar son dakikacıların sayılarının hızla arttığını ortaya koyuyor.

Bu şirket Ankara merkezli bir iç hat şirketi ama, Sami Alan’la ve ardındaki büyük güç THY ile büyüyüp çevre ülkelere de uçmaya başlayabilir. Daha sonra belki de Ankara’yı Londra’dan Tahran’a, Şam’dan Kiev’e kadar birçok noktaya direkt bağlayabilir. Bunun ilk adımı Hatay’dan-Kıbrıs Ercan seferleriyle 3 Eylül’de başlıyor.

FARKLI PAZARLAR

Türkiye’nin iç hatları yavaş yavaş doygunluk noktasına doğru geliyor. İç hatların özel sektöre açılmasıyla birlikte yılda yüzde 30 gibi büyük rakamlarla büyüyen iç hat pazarında bu yıl büyümenin yüzde 7 ila 10 arasında olması bekleniyor. İşte bu durumda İstanbul dışında farklı noktalardan yapılan uçuşlar boşluğu dolduruyor, yeni pazarlar yaratılarak büyüme sürdürülüyor. AnadoluJet büyümenin İstanbul merkezi dışındaki merkezlerden de yapılabileceğini göstermeye çalışıyor. Antalya merkezinden çıkıp İzmir ve İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’nı da merkez haline getiren SunExpress gibi şirketlerin denemeleri de başarılı görünüyor.

AnadoluJet operasyonunun kışın da etkin yapılabilmesi için özellikle doğudaki havaalanlarının alt yapılarının daha da iyileştirilmesi, ILS, gece uçuşlarını sağlayacak aydınlatma sistemlerinin yanı sıra meydan çalışma saatlerinin daha esnek hale getirilmesi gerekiyor. Bir başka sorun da kış aylarında Ankara Esenboğa Havalimanı’nın belası olan sis. Meydanda yapılacak CAT3B yaklaşma standartları ile uçaklar sıfır görüşte emniyetle inme imkanına kavuşacak. Bu konuda Devlet Hava Meydanları İşletmesi’nin 2009 kışı için çalışmaları var.

MERKEZ ESENBOĞA

Türkiye’nin yeni havayolu şirketi yakın gelecekte üstündeki iç hat şirketi damgasını mutlaka silecek. Uzun uçuşlarla Ankara’yı dünyanın birçok noktasına bağlayacak. Yolcular birçok dış hat uçuşu için İstanbul’a gelmeden uçabilecek. Bu tip projeler Türk Sivil Havacılığı’nın büyümesinde büyük rol oynayacak. Kuşkusuz şirket yapılarının, teknik güçlerinin uluslararası standartlarda olmasıyla mümkün olacak. Ama havacılıkta da belki birçok işteki gibi lidere ihtiyaç var. Lider bir bakıyorsunuz uçan bir şirketi, daha yükseklere uçuruyor. Bu sanırım AnadoluJet markasında Sami Alan adını taşıyacak.

İSİM BABASI BAŞBAKAN ERDOĞAN

Anadolu Jet’in isim babası Başbakan Recep Tayyip Erdoğan. Türk Hava Yolları’nın Ankara’ya Anadolu’nun farklı şehirlerinden düşük maliyetle uçmasını isteyen Erdoğan, geçen yıl yeni bir organizasyon kurulmasını istedi.

Yönetim Kurulu Başkanı Candan Karlıtekin’in büyük destek verdiği projede yapının oluşturulması için THY’de Bölgesel Uçuşlar bölümü kurdu. Başkanlığına da Sami Alan getirildi. Cep telefonlarının bir gün içinde farklı şehirler arasında açık kalma sürelerinden otobüs-tren seferlerine, iller arasındaki ticaret ve turizm yapılarına kadar farklı bir çok konuyu inceleyen Sami Alan ve ekibi, Ankara çıkışlı İstanbul hariç 20 Anadolu şehrinden oluşan bir tarife oluşturuldu. Seferlerine 23 Nisan’da başlayan Anadolu Jet, ilk günden itibaren büyük ilgi görmeye başladı. Geçen yıl aynı hatlarda THY’nin taşıdığı yolcu sayısını temmuzda yüzde 110 artıran AnadoluJet, 2008 sonunu toplam 2 milyon yolcu taşımayı hedefliyor. Doluluk oranları yüzde 85.

DÜŞÜK MALİYET

Fiyatların tek yön tüm vergiler dahil 59 YTL’den başlayabilmesi için düşük maliyetli bir operasyon hazırlandı:

İlk etapta THY filosundaki 5 adet Boeing 737-400 tipi uçak alındı. Bu uçaktaki business class koltukları söküldü. Yolcu kapasitesi yükseltildi.

Ücretsiz CIP salonu hizmeti kaldırıldı. Bundan yararlanmak isteyen yolcular 20 YTL ücret ödüyor.

İkram mönüsü maliyetlerinin düşürülmesi için sadece su ve kek olarak belirlendi. İlerleyen günlerde mönüye çay da eklenecek.

Uçaklar yerde bir saat yerine 35 dakikada tüm işlemlerini tamamlıyor. Böylece filo daha fazla uçuyor. Günlük sefer sayısı 9’u buluyor. Maliyetler düşüyor.

Fazla bagaj ücreti olarak kilogram başına 3 YTL alınıyor.

AnadoluJet’te bilet fiyatları ilk 29 koltuk için tek yön vergiler dahil 59 YTL’den başlıyor. En pahalı fiyat 159 YTL.

737-800’LER HAFİFLETİLDİ

AnadoluJet’in filosuna aldığı en son uçak olan ve su tagı ile karşılanan Pamukkale uçağı, özel olarak düşük maliyetli operasyon için imal edildi. Giderek artan yakıt maliyetleri nedeniyle yeni uçaklarda hafiflik çok önemli. THY gibi 100 uçağa sahip bir havayolunun her uçakta bir kilogram fazla taşınan yükün bir yıllık maliyeti tam 20 bin dolar.

Toplam 189 koltuklu uçağın minderleri normalden çok daha ince ama gayet rahat ve ergonomik. Koltukların yarısının aralığı 79, diğer yarısının da 74 santimetre. Business class bulunmadığı için yolcuların ceket ve paltolarının konulacağı dolap ile mutfaklarda fırın yok. Yeni nesil Uçaktaki toplam hafifleme 500 kilograma ulaştı.

Winglet olarak adlandırılan kıvrık kanat uçları, uçağın geride bıraktığı türbülansı düzenleyerek sürtünmeyi azaltıyor. Kısa uçuşlarda yüzde birlik yakıt tasarrufu sağlıyor. Hafiflemeyle birlikte uçakta kullanılan CFM56-7D motorların itiş gücü azaltıldı. Ayrıca özel enjeksiyon sistemi verimli kullanımla yüzde 2 daha az yakıt harcama oranı düşürüyor. Filoya haziranda altıncı uçak katıldı. Tamamı 737-400’lerden oluşan filonun 189 koltuklu 800 ilk modeli geçen günlerde teslim edildi. 8’inci uçak ise 29 Ağustos’ta geliyor.

Eylül fırsatlarını kaçırmayın

THY tüm yıl boyunca devam eden ekonomi sınıfı gidiş-dönüş vergiler hariç 111 Euro’ya Avrupa ve 333 Euro’ya dünyanın diğer ucuna kampanyasında yeni uçuş noktaları belli oldu. Promosyonlar 1-7 Eylül arasında Muscat, Kahire, Priştina’ya, Pekin ve Şanghay, 8-14 Eylül arasında Abu Dabi, Rostov, Riyad ve Bangkok, 15-21 Eylül arasında Dubai, Strazburg, Barselona, Chicago, 22-30 Eylül arasında Kuveyt, Atina, Simferopol ve Seul için geçerli. Ankara ve İzmir’den yapılacak uçuşlarda 50 Euro, diğer Türkiye çıkış noktaları ve Ercan’dan ise 80 Euro eklenmesi gerekiyor.

DELTA 1 Eylül’e kadar bilet alıp seyahatlerini 7-23 Eylül arasında yapan yolcularını ekonomi sınıfı, gidiş-dönüş vergiler hariç Boston’a 403, Washington’a 435, Atlanta, Cleveland, Raleigh Durham’a 454, Chicago, Miami, New Orleans, Orlando, St. Louis’e 487, New York’a 499, Dallas ve Houston’a 519, Las Vegas, Los Angeles, Seattle ve San Francisco’ya da 589 Euro’dan başlayan fiyatlar sunuyor.

BA (British Airways-İngiliz Havayolları) 31 Ekim’e kadar İstanbul’dan New York, Miami, Chicago, Boston, Philadelphia, San Francisco, Los Angeles, Washington, Vancouver, Toronto ve Hong Kong’a Club World olarak adlandırılan business class bilet alanlar, gidiş veya dönüş bacağında first class’a yükseltiliyor.

PEGASUS, 8-26 Eylül tarihleri arasında tüm iç ve dış hatlarda yüzde 25 indirimle uçuyor. İç hatlarda Adana, Ankara, Antalya, Bodrum, Diyarbakır, Erzurum, Gaziantep, İstanbul, İzmir, Kayseri, Malatya, Mardin, Samsun, Trabzon, Van uçuşları ve dış hatlarda ise Ankara, İstanbul ve İzmir’den; Amsterdam, Düsseldorf, Kopenhag, Köln, Londra, Lefkoşa, Münih, Stuttgart ve Zürih’e karşılıklı seferleri için Ramazan indiriminden yararlanmak isteyen Pegasus yolcularının bilet rezervasyonlarını en geç 172 saat yani 7,5 gün önce yapmaları gerekiyor.

SUNEXPRESS, Ramazan boyunca kredi kartı ile bilet satın alan yolcuların Worldcard sahiplerine 6, Maximum kart sahiplerine de 5 taksit yapıyor. Havayolunun Aralık 2007’de başlattığı, yolcularına uçuş başına 1 puan veren, her 5 puan için bir tek yön bileti armağan eden "5’i 1 Yerde" kampanyası kapsamında, Ramazan’da yapılacak her uçuş, 2 puan kazandıracak.

Yeni kule inşaatı karınca hızıyla ilerliyor

Atatürk Havalimanı’nda 30 yıldır hizmet veren hava trafik kontrol kulesinin yerine yapılan yeni kulenin inşaatı bitmek bilmedi. "Hava Trafik Modernizasyonu Projesi" (SMART) çerçevesinde başlanan kontrol kulesi inşaatının aradan geçen yaklaşık bir yıllık süreye rağmen çalışmalarının tamamlanamaması, havalimanının modern görünümüne gölge düşürüyor.

İnşaatın aynı zamanda THY İç Hatlar CIP Salonu’nun hemen yanında bulunması, business class yolcularını da bıktırdı. Bu konuda THY’ye çok sayıda şikayet ulaşıyor. Geçtiğimiz kış başlayan inşaat yüzünden CİP Salonu’nun girişi çamurla kaplanırken yaklaşan sonbaharla beraber aynı manzaraların yaşanması bekleniyor.

Kule inşaatının tamamlanmasıyla eski kule ve teknik bloğun kaldırılmasıyla, Atatürk Havalimanı apronunda 4 uçaklık park yeri açılacaktı. Devlet Hava Meydanları İşletmesi tarafından Selex ve İçtaş firmalarına ihale edilen projenin gecikmeli olarak başlaması ve inşaatın yavaş ilerlemesini değerlendiren uzmanlar Atatürk Havalimanı’nın sıkıntıya girdiğini belirtiyor.

Projeye göre Atatürk Havalimanı kontrol kulesinin, SMART Projesi kapsamında yapılan yeni uçuş kontrol merkezinin yüksekliği 50 metreyi bulacak. Kule teknolojik donanımla birlikte 86 milyon 750 bin Euro’ya mal olacak. İnşaat, 2007’nin eylül ayında başlamıştı.

Murat ÇAKIR / DHA
Yazının Devamını Oku

Eyvah üzerime kahve döküldü

17 Ağustos 2008
Günübirlik iş seyahati için uçaktasınız. Katılacağınız toplantı için notlarınızı gözden geçiriyorsunuz. Bu sırada kabin memurları ikram servisine başlıyor. Kahve istiyorsunuz. Tam fincanı alırken küçük bir aksaklık yaşanıyor. Kahve pantolonunuzun üzerine dökülüyor. Bir anda kahvenin sıcaklığını bacağınızda hissediyorsunuz. Kocaman bir leke oluşuyor. Acıyla birlikte lekeli pantolonla katılacağınız toplantı aklınıza geldikçe canınız sıkılıyor...

Bu tür aksaklıklar, uçaklardaki yolcuların başına her gün belki de binlerce kez geliyor. Bir anlık sakarlık veya türbülans nedeniyle içecekler ve yemekler etrafa saçılıyor. Kıyafetler batıyor. Daha da kötüsü dökülen çay veya kahve çok sıcaksa, vücutta ciddi yanıklar meydana geliyor. İşte bu tür durumlarda devreye sigorta giriyor. Havayolu şirketleri kabin memurlarının hatası veya türbülans gibi kontrol dışı gelişen durumlardan oluşan zararları sigorta sistemiyle çözüyor.

Başınıza böyle bir talihsizlik geldiğinde sakin olun. Kabin memurları bu tür durumlarla ilgili özel eğitim alıyor. Öncelikle yardımcı olmalarına izin verin. Kabin memurları, ıslak havluya dökülen soda veya kolonyalı mendille lekeyi çıkartmaya çalışacaklar. İlk anlarda yapılan müdahale lekenin oluşturacağı hasarın bir kısmının önüne geçecek. Eğer sıcak içecek veya çorba döküldüyse ilk yardım müdahalesi yapılmalı.

Eğer leke çıkmıyorsa, sigorta için kabin amirinden form doldurmasını isteyin. Bu formda lekenin nasıl oluştuğu, zarar gören kıyafetin markası, bedeni gibi bilgiler alınır. Form doldurulurken size en hızlı şekilde ulaşabilecekleri telefon numarası, elektronik postanız gibi iletişim bilgilerini vermeyi unutmayın.

TAKİPÇİ OLUN

Formu doldurulduktan sonra irtibat kurulacak birimin telefon numaraları ve elektronik posta adresinin bulunduğu kağıt yolcuya veriliyor. Kabin memurları, her uçuş sonrasında hazırladıkları formu bağlı bulundukları birimlere ulaştırıyor. Bu form incelenerek yolcuyla temas kuruluyor. Eğer başınıza böyle bir olay geldiğinde 2-3 günde sizinle irtibat kurulmadığı durumlarda, ki sıklıkla gecikmeler yaşanıyor, havayolunun ilgili bölümünü arayın. Genellikle şirketlerde bu konularla ilgili olarak sigorta müdürlükleri ilgileniyor. Başvurunuz sırasında uçuş numarasını, sefer tarihinin bilgilerini verin. Sigorta Müdürlüğü, ilk etapta yolcudan kıyafetini kuru temizlemeye vermesini istiyor. Daha sonra gönderdiğiniz fatura havayolu tarafından ödeniyor.

LEKE ÇIKMAZSA

Kıyafetinize işlem yapıldı. Ama leke çıkmadı. Kuru temizleme şirketinden bir rapor isteyin. Hazırlanacak raporda "leke çıkartılamamıştır" ibaresi bulunsun. Rapor ve faturayla birlikte sigorta müdürlüğüne başvurun. Gerekli tazminat için kıyafetin markasına göre bir bedel belirleniyor. Ve bu miktar yolcuya ödeniyor.

Aynı form, eğer koltuğun bir tarafına takılıp elbisenizi yırtmanız gibi durumlarda da kullanılıyor. Bu tür olaylarda en az dökülme gibi yolcuların başına sık sık geliyor. Yolcunun kıyafetinin bedeli ödeniyor. Tolga ÖZBEK

Hostesler ilgilenmezse yolcular dava açıyor

Zaman zaman ABD’de ilginç tazminat davaları gündeme geliyor. Özellikle sıcak içeceklerin dökülmesiyle oluşan yanık, yolcuların tazminat isteklerini milyon dolarlar mertebesine kadar yükseliyor. Yolcuların bu konuda şikayetlerinden biri de dökülme sonrasında kabin memurlarının yeterli derecede ilgi göstermemesi. İşte ilginç olaylar:

İngilizce öğretmeni Süheyla Kesler, 2003’te eşi ve kızıyla Jamaika’dan Amerikan Havayolları ile dönüyordu. Uçakta hostesin verdiği sıcak suyun plastik bardağı eriterek üzerine dökülmesiyle bacağı haşlandı. Kabin personelinin ilgisizliği nedeniyle hakkını mahkemede arayan Kesler, uzlaşma sonucu 20 bin dolar tazminat aldı. Kesler, masraflar çıktıktan sonra elinde kalan 8 bin doları mütevelli heyetinde olduğu Bolluca Çocuk Köyü’ne bağışladı.

Adana-İzmir seferini yapan Sun Ekspress’e ait yolcu uçağında hostesler servis yaparken, termostaki sıcak çay yolculardan Tuncay Üllüeser’in (60) üzerine döküldü. Yüzü ve ellerinde hafif kızarıklık oluşan Üllüeser, inişten sonra polise giderek şikayetçi oldu. Bunun üzerine ifadeleri alınan üç hostes, savcının talimatıyla serbest bırakıldı.

Delta Havayolları ile ülkesine dönen bir Alman turist, türbülans nedeniyle üzerine dökülen sıcak kahve yüzünden vücudunda ikinci derece yanıkları oluşunca havayoluna dava açtı. Yolcu, kabin görevlilerinin kendisine yardım etmediğini iddia etti.

Zaman zaman tersine olaylar da yaşanıyor. Continental Havayolları’nda 2005’te meydana gelen olayda kabin memuru bir yolcuyu mahkemeye verdi. Şikayetinde yolcunun kendisini ittiğini ve servis yaptığı içeceğin first class koltuklarından birine döküldüğünü iddia etti.

Northwest Havayolları’nın 2001’deki Detroit-Washington DC uçuşunda üzerine kahve dökülen ve 2. derece yanığı oluşan bir yolcu, havayolunu mahkemeye verdi. 25 bin dolar tazminat isteyen yolcu kabin memurlarının ilgisizliğinden şikayetçi oldu.

İş Bankası laleyi unuttu

İş Bankası, Maximum Kart için hazırladığı yeni reklam filminde kullandığı Türk Havayolları uçağının üzerindeki lale desenini unuttu. Maximum Kart’la alınan THY biletleri için özel bir kampanya yapan İş Bankası’nın reklam filminde havada uçan Airbus A320 uçağının animasyonu, eski boyamalı olarak geçiyor.

Amerika’ya ucuz uçun

Air France ve KLM Havayolları Amerika uçuşlarında 31 Ağustos’a kadar bilet alan, 1 Eylül-31 Mart tarihleri arasında uçacak yolcularına uygun fiyatlar sunuyor. Ekonomi sınıfı, gidiş-dönüş, vergiler hariç fiyatlar Boston ve Chicago 247, Dallas 200, Los Angeles, San Francisco, Seattle ve Philadephia 265, Miami 215, New York 247, Phoenix 315, Washington 297 Euro’dan başlıyor.

59 Euro’ya İstanbul turu

Helikopterle yaptığı İstanbul turları büyük ilgi çeken MedAir, yeni kampanyasıyla kişi başına 59 Euro’dan başlayan fiyatlarla uçuş imkanı sunuyor. Yaklaşık 10 dakika süren turda, Haliç ve tarihi yarım adaya yaklaşık 150 metreden seyretme imkanı sunuluyor. Amaçlarının çok daha kişiye helikopterle uçurmak olduğuna dikkat çeken Pazarlama Müdürü Etem Emre Yıldız, uçuşların Plan Tours ile işbirliğiyle gerçekleştirildiğini söyledi. MedAir’in diğer İstanbul turlarının fiyatları kişi başına 99 ila 199 Euro arasında değişiyor. Fiyatlara KDV dahil değil.

Ramazanda indirim

Türk Hava Yolları 1-24 Eylül arasında iç hatlarda, hem business hem ekonomi sınıfta yüzde 25 indirim uygulayacak. İndirim için uçak rezervasyonunun seyahatten en geç beş gün önce yapılması ve en azından tek yön rezervasyon kaydı bulunması gerekiyor.

SunExpress Havayolları, ramazanda başlayacak tarifesinde 17 yeni uçuş noktası açıyor. 1 Eylül-31 Ekim 2008 tarihleri arasında geçerli olacak tarifede daha önce aralarında hiç uçak yolculuğu yapılmayan 8 şehri (Gaziantep-Malatya, Samsun-Trabzon, Sivas-Kayseri, Sivas-Trabzon, Erzurum-Kars) hava köprüsüyle birbirine bağlayacak.

Seferler artıyor

THY, yoğun talep nedeniyle Barselona seferlerini 2 Ekim’den itibaren haftalık 7’den 9’a, Venedik’i ise 9 Ekim’den itibaren haftada 4’ten 5’e çıkarıyor.

THY’nin İstanbul-Eskişehir arasında salı, perşembe ve cumartesi günleri yapılan uçuşları pazartesi, çarşamba ve cuma günleri sabah saat 06.30’a kaydırdı.

OYAK’ın helikopteri geldi

OYAK’ın iştiraklerinden Omsan Lojistik portföyünde kurulan Omsan Air’in ilk helikopteri teslim edildi. Amerikan Sikorksky imalatı S-76C+ tipi ikinci el alınan helikopter, grubun Ankara, Ereğli ve İstanbul arasındaki uçuşlarında kullanılacak. TC-HOY tescil işaretli helikopterle birlikte Türkiye’deki S-76 sayısı böylece beşe yükseldi. Omsan’ın gelecek yıl teslim edilecek bir adet S-76 siparişi bulunuyor.

SOYAK’A G200

Soyak Grubu kurduğu hava taksi şirketiyle filosuna ikinci el bir adet Gulfstream G200 tipi iş jeti aldı. Çift motorlu, orta sınıftaki uçağın imalatçısı Galaxy şirketi, 2001’de Amerikan Gulfstream Grubu’na satılmıştı. Toplam 6 bin 708 kilometre menzile sahip uçağın teslimatının ay sonunda yapılmasıyla G200’ün Türkiye’deki ilk kullanıcısı Soyak Grubu olacak.
Yazının Devamını Oku

Yangın söndürme filosu kurulsun

10 Ağustos 2008
Yangına havadan müdahale için sadece uçak-helikopter almak yeterli değil. Özel eğitimli yer ekiplerinden teknolojik erken uyarı sistemlerine, tüm organizasyonun eksiksiz ve bilimsel çalışması gerekiyor. Ama en önemlisi insanımızın bilinçlendirilmesi... Yangın risk haritası oluşturulmalı: Türkiye’deki tüm ormanların uydu ve hava fotoğrafları üzerinden güncel risk haritası hazırlanmalı. Ağaç türleri, arazi yapısı, rüzgárın hakim esiş yönü-hızı gibi parametreler göz önüne alınarak yanıcılıkları, yangın geçmişi belirlenmeli. Müdahale noktaları uçak veya helikopterlerin uçuş süreleri, su alım noktalarına göre ayarlanmalı. Bu bölgelere özel pistler, heliportlar ve su alım yerleri kurulmalı.

Hava devriyesi kurulmalı: Orman yangınlarında ilk 20 dakika çok önemli. Yangın, başlangıçta tek motorlu bir uçakla yapılacak basit bir müdahaleyle söndürülebilecekken, zaman kaybı yaşanması durumunda devasa bir felaket haline gelebiliyor. Bunun için uçuş okullarıyla anlaşılıp riskli bölgelerde yaz aylarında sürekli uçuşlar gerçekleştirilebilir. Tek motorlu uçaklarda hem pilot adayları uçuş tecrübesi kazanır hem de geniş bir arazi havadan kontrol edilir. Pilotlar söndürme ekiplerine koordinat vererek doğru noktaya yönlendirme yapılabilir.

Uçak mı, helikopter mi: Yurtdışındaki uygulamalarda derin vadiler veya şehirlere yakın bölgelerde müdahalenin zor olduğu noktalarda helikopterler tercih ediliyor. Ancak helikopterlerin su taşıma kapasitesi uçaklara göre daha düşük. Helikopterler bölgeye acil müdahale timlerinin getirilmesi veya kurtarma operasyonlarında da kullanılıyor. Yangının büyümesi durumunda yüksek kapasiteli uçaklar devreye giriyor. Sarp arazide kıvrak küçük uçaklar daha etkili. Piston motorlu eski nesil uçaklar bu bölgelerde zorlanıyor. Sıcaklık arttıkça performans düşüyor. Örneğin İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin kiraladığı eski nesil CL-215 uçakları 35 derecenin üzerindeki havalarda çok daha az su alarak havalanıyor. Daha sıcak havalarda uçamıyor. Turboprop motorlu, güçlü modellerin kullanılması gerekiyor.

Tuzlu su tehlikesi: Amfibik uçaklar veya helikopterler su kaynağı yakınsa müdahalede kısa sürede defalarca su atabiliyor. Yangın sönüyor ancak deniz suyu yüksek oranlı tuz içeriyor. Bir daha söndürme yapılan bölgede ağaç yetiştirilemiyor. Bu açıdan özel kimyevi madde taşıyan hava araçları sayesinde bölge yeniden ağaçlandırılabiliyor. Su alımı için riskli bölgelerde tatlı su göletlerinin oluşturulması gerekiyor.

Paraşütlü özel timler: "Smoke Jumpers" adı verilen paraşütçü özel timler orman içine indiriliyor. Bu timler yangının ilerlememesi için yol açmak amacıyla önceden belirlenmiş noktalarda kontrollü "söndürücü yangın" çıkartıyor. Bölge çember altına alınıp sadece bir kısmın yanması sağlanıyor.

Kaçan fırsatın hesabı sorulmalı

Geçen haftanın neredeyse tümünü orman yangınlarıyla geçirdik. O günlerde bir Bell 430 tipi helikopterle İstanbul’dan Ayvalık’a uçtum. Kaz Dağları’nın üzerinden geçerken gördüğüm manzara muhteşemdi. Belli ki yanan ormanlarımız da o güzellikteydi. Ne yazık ki oralarda şimdi simsiyah bir görüntü var. Hiroşima’nın o ürkütücü görüntüleri var.

Orman yangınları başladığında genellikle kiralık uçak ve helikopterler yangın söndürme çalışmalarına katılıyor. Bunların çoğu sezon başında kiralanıyor. Bir kısmının ana üssü İstanbul. Birkaçı da ülkemizin çeşitli noktalarında cılız filolar halinde duruyor.

Türkiye, yıllar önce devletin bürokrasi çarkı içinde müthiş bir yangın söndürme uçağı olacak projeyi paramparça etti. 2000’li yılların başında kendi yangın uçağı filosunu oluşturma fırsatını, S-2E Tracker uçaklarını hurdaya çıkartılarak "jilet" yapmaya göndererek tepmişti.

O günlerde TAI tarafından gerçekleştirilecek proje yaşatılabilseydi, bugün Türkiye’nin 15 uçaklık yangın söndürme filosu olacaktı...

HAZİN BİR HİKAYE

Deniz Kuvvetleri’nde uzun yıllardır kullanılan S-2E Tracker deniz karakol uçaklarının 1993’te piston motorlarında yaşanan sorunlar nedeniyle uçuşları durduruldu. Kalan 15 uçak, Kayseri’deki 2’nci Hava İkmal Bakım Merkezi’ne götürüldü. Acil durumlarda kullanılmak üzere uçuş yapmasa da sürekli faal tutuldu. Yani sık sık motorları çalıştırıldı.

Başka ABD, Kanada, Fransa gibi ülkelerde askeri görevlerini tamamlayan S-2’lerin gövde içine 4.5 tonluk depo konularak yangın söndürme uçağı haline getiriliyordu. Yüksek performans için uçağın piston motorları yerini yeni nesil, güçlü turboprop motorlara bırakıyordu.

FİLO KURULACAKTI

TAI bu projeyi hayata geçirebilmek için hemen bir çalışma hazırladı. Uçak başına ortalama 2 milyon dolar harcama yapılacak, yeni motorlarla S-2’ler modern yangın söndürme uçağı haline getirilecekti. Projeyi TAI kár almadan hayata geçirecekti.

Uçakların modernizasyonunun yanı sıra yangına hassas bölgelere pistler kurulacaktı. S-2’leri Anadolu Üniversitesi Sivil Havacılık Yüksekokulu işletecekti. Okuldan mezun genç pilotlar bu uçaklarda ikinci pilot olarak uçacak, tecrübe kazanacaktı. Bakımları 20 yıl boyunca TAI tarafından yapılacaktı.

İlk uçak TEMA Vakfı ve TAI tarafından karşılanan parayla modernize edildi. Bu uçak 1999 Depremi sonrasında çıkan İzmit Tüpraş yangınında başarıyla kullanıldı. Ben de Tüpraş yangınından hemen sonra Amerikalı pilotla S-2 uçağının yangını nasıl söndürdüğünü müthiş bir uçuşla yaşadım. Kıvrak, hızlı tırmanan uçağın görevini mükemmel yaptığına tanıklık ettim.

BAKANLIK DESTEKLEMEDİ

Tüm olumlu kamuoyuna rağmen Orman Bakanlığı S-2 projesine destek vermedi. Bu uçaklar adeta unutturuldu. Bir gün alelacele Kayseri’de modernize edilmeyi beklenen uçaklar Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu’na gönderildi. Uzun yıllar hizmet verebilecek S-2’ler parçalandı.

İşte Türkiye 2000’li yılların başında böyle bir imkanı kaçırdı. O, 2 milyon doları vermeyen zihniyet şimdi her biri için onlarca milyon dolarlar ödeyerek yangın söndürme uçağı alacak. Sadece yıllardır kiralamalara verilen paraların 10’da biri ile bir S-2 projesi hayata geçirilebilirdi. Üstelik o uçaklar, Türkiye’nin birkaç ayrı noktasında konuşlandırılarak yangın başlangıçlarında hızlı müdahale ile ormanlarımızı kurtarabilirdi. Ama olmadı. Akılsız kafalar bu projeye "hayır" dediler...

Türk Hava Kurumu kampanya başlattı. Yangın söndürme uçağı alımı için geçtiğimiz yıl yeterince para toplayamadı. Paranız olsa bile bugün sipariş verseniz dahi sadece yangın söndürme uçağı değil, birçok uçağı satın alma şansınız yok. Çoğu sipariş için en yakın tarih 2010’dan sonrasına veriliyor. Komşumuz Yunanistan geçtiğimiz yıl yaşadığı faciadan sonra yangın söndürme uçağı siparişi verdi. 14 adet Rus Beriev Be-200 jet motorlu amfibik uçakları yakın gelecekte teslim alacak.

Bizim 2000’li yılların başında kaçırdığımız fırsat sadece kaybettiğimiz uçaklarla sınırlı değil. Geçen 8 yılda yanan ormanlarımızı düşündüğümüzde, o günkü sudan ucuz o projeye ilgi göstermeyenleri tek tek ortaya çıkarıp teşhir etmek, davalar açıp hesap sormamız gerekiyor.

1 milyar dolarlık alım

Hükümetin 1 milyar dolarlık yangın söndürme filosu kuracağını açıklaması tartışmaları farklı bir yöne çekti. En büyük hata tek bir modele, hava aracına takılıp kalmak. Türkiye’nin tek motorlu uçaklara, hem kara hem de suya inip kalkabilen güçlü amfibik uçaklara, farklı sınıfta helikopterlere ve yüksek kapasiteli uçaklara ihtiyacı var. Hatta sürekli gözlem için insansız hava araçlarından da yararlanılmalı.

Tüm filonun etkin ve ekonomik işletilmesi için çok iyi bir organizasyon gerekiyor. Yangının olmadığı kış sezonunda söndürme filosu güneyyarım kürede yaz mevsimi olduğu için kiralanabilir. Amfibik uçaklar ise çevre kontrol, denizde arama-kurtarma gibi görevleri yangın sezonu dışında içine konulacak özel teçhizatlarla yerine getirebilir.

C-130’LAR BAKIMDA

Benzeri bir örnek geçmişte Hava Kuvvetleri’nin elindeki C-130 uçakları için uygulanmıştı. 12 tonluk yangın söndürme kitleri takılan uçaklar 1997’den bu yana yaz aylarında kullanılıyordu. Ancak C-130 uçaklarının söndürme görevlerinde yüksek "G" çekilmesi nedeniyle kanat kirişlerinde metal yorgunluğu tespit edildi. Benzeri durumda geçtiğimiz yıllarda ABD’de birkaç kaza meydana geldi. Bu nedenle Hava Kuvvetleri C-130’ların yangın uçuşlarını durdurmak zorunda kaldı. Uçaklarda yapılacak yapısal değişiklik için imalatçı firmaya sipariş verildi. Bu parçaya yüksek talep olduğu için ilk set geçtiğimiz aylarda teslim edildi. Gerekli modifikasyonun yapılmasından sonra C-130 uçakları orman yangınlarında kullanılmaya yeniden başlanacak...

Duşlu A380 bu akşam Kokpit’te

Türkiye’nin havacılık programı Kokpit, bu akşam saat 20.25’te CNN Türk’te izleyicileriyle buluşuyor. Uğur Cebeci’nin hazırladığı programın konuları arasında Emirates Havayolları’na teslim edilen dünyanın ilk duşlu yolcu uçağı Airbus A380’in kabini, Virgin Galactic ile uzaya yolculuk, sanal savaş eğitimi ve Ateş Hanibu’yla bir deniz uçuşu konuları yer alıyor. Tekrarı 16 Ağustos Cumartesi günü saat 12.00’de yapılan programda sorulan soruya doğru cevap verenler Samsonite’den bavul, Dassault’tan kol saati ve uçak maketi kazanıyor.
Yazının Devamını Oku

THY, dünyanın en kárlı 25’inci havayolu

3 Ağustos 2008
Havacılık sektörünün saygın dergilerinden Air Transport World (ATW) Dergisi’nin geleneksel yıllık değerlendirme raporuna göre Türk Hava Yolları (THY), 2007’de kár sıralamasında ilk defa ilk 25’e girme başarısını gösterdi. Şirketlerin operasyon kárı yani hava taşımacılığından kazandıkları parada THY 463 milyon dolarla dünya 21’incisi, vergi sonrası net kárda ise 247 milyon dolarla dünya 25’incisi oldu. THY özellikle Avrupa’da devleri geride bırakarak bayraktaşıyıcıları arasında ilk beşe girdi.

Uluslararası Havayolu Taşıyıcıları Birliği’nin (IATA) haziran ayında İstanbul’da yapılan genel kurulunda Başkan Giovanni Bisignani, geçen yılın 2000’den bu yana sektörün kar edebildiği tek yıl olduğuna dikkat çekmişti. Bisignani havayollarını uyararak 2008’in artan petrol fiyatları ve ekonomik kriz nedeniyle daha zorlu geçeceğini söylemişti. IATA’nın öngörülerine göre bu yıl havayolu şirketleri toplamda zarar etmesi bekleniyor.

DÜŞÜK MALİYETLİ HAVAYOLLARI

Hazırlanan raporda ilk defa bir Düşük Maliyetli Havayolu (DMH) Southwest en fazla yolcu taşıyan şirket oldu. Geçmişte ilk 5’te sürekli yer alan Amerikalı şirket, bu yıl devleri geride bırakma başarısı gösterdi. Southwest’in bir başka özelliği de 35 yıldır sürekli kár etmesi. Filosunu hızla büyüten havayolu, aynı zamanda en fazla uçak sayısında 525 adetle ikinci sırada.

Avrupa’da DMH’ler hızla yukarı tırmanıyor. İrlandalı Ryanair net kárda 11, filo sıralamasında ise 22, İngiliz Easyjet net kárda 21’inci, filoda da 23’üncü oldu. Ancak bu yıl artan maliyetler nedeniyle DMH’lerin 2008’deki sıralamada biraz aşağıya düşecekleri tahmin ediliyor.

HAVACILIĞIN EN BÜYÜKLERİ

UÇAK SAYISI: Amerikan (654), Southwest (525), Delta (447)

EN ÇOK YOLCU (milyon): Southwest (101), Amerikan (98), Air France-KLM (74)

EN FAZLA CİRO (milyon dolar): Air France-KLM (38.083), Lufthansa (32.970), AMR (22.935)

Kotil: Hedefimiz daha da yükselmek

THY Genel Müdürü Doç. Dr. Temel Kotil hedeflerinin 2008’de sıralamada daha da yükselmek olduğunu söyledi: "Taşıdığımız yolcu, uçak sayımız ve ciromuzla ilk 25’e giremedik. Ama kárlı bir operasyon yapıyoruz. Geçen yıla göre bu yıl petrol fiyatları iki kat arttı. Maliyetler katlandı ama daha verimli çalışıp bu yıl kárımızı geçen yılki oranlarda tutacağız."

Kotil, uçuş rotalarının kısaltılmasıyla bu yıl 100 milyon dolar tasarruf ettiklerine de dikkat çekti: "Yakıttan yüzde 7 oranında tasarruf ettik. Diğer taraftan doluluk oranlarımız geçen yıla göre yüzde 4 arttı. Geçen yıla göre dış hatlarda yüzde 22, iç hatlarda ise yüzde 10 daha fazla yolcu taşıdık. Özellikle business class yolcu sayısındaki yüzde 26’lık artış ciroya önemli katkı sağladı." THY bu yıl cirosunu 4.5 milyar dolara, taşıdığı yolcuyu da 23.5 milyona çıkartmayı hedefliyor.

Şu an 110 uçağa ulaşan filo, yıl sonunda 121’e yükselecek.

YENİ PAZARLAR

Son günlerde bazı havayolları artan yakıt maliyetleri nedeniyle Türk pazarından çıktığına dikkat çeken Kotil, THY’nin bu hatlara yoğunlaşacağını söyledi. "Sunduğumuz hizmet, kabin kalitemiz, ikram ve bilet fiyatlarımız bir çok havayolundan daha iyi. Yaptığımız araştırmalar özellikle dış pazarda artan sayıda yabancı yolcumuz olduğuna dikkat çekiyor."

NET KAR

Milyon

Havayolu dolar

1- Lufthansa2.433

2- Air France KLM1.957

3- Singapur1.485

4- British Airways1.388

5- Emirates1.367

6- FedEx1.250

7- Cathay Pacific900

8- Northwest764

9- ANA645

10- Southwest645

11- Ryanair616

12- Qantas609

13- Air China578

14- AMR Corp.504

15- Iberia481

16- Continental459

17- Air Canada437

18- US Airways427

19- Delta418

20- UAL Corp.403

21- EasyJet310

22- LAN308

23- China Southern278

24- Malaysia257

25- Türk Hava Yolları 247

En büyük havalimanları

Derginin hazırladığı raporda dünyanın en fazla yolcu kapasitesine sahip havalimanlarının da rakamları yer aldı. Bir önceki yılla yapılan karşılaştırmada en fazla yolcuya Atlanta Hartsfield-Jackson Uluslararası Havalimanı ev sahipliği yaptı. Tam 89 milyon yolcu tarafından kullanılan havalimanı 2006’ya göre yüzde 5.3 oranında büyüdü. Listeye Türkiye’den sadece İstanbul Atatürk Havalimanı girdi. 45’inci sırada yer alan Atatürk Havalimanı, geçen yıla göre dünya ortalamasının iki katı yani yüzde 9.9 oranında büyüdü.

TAV’ın CEO’su Sani Şener’in başarılı yönetimiyle son yıllarda hızla bölgenin en önemli transit merkezi haline gelen Atatürk Havalimanı, THY’nin çevre ülkelere arttırdığı seferleriyle gelen yolcu sayısında ciddi çıkış yakaladı. Bir önceki yıla göre THY transit yolcusunu yüzde 55 arttırdı. Böylece hem THY, hem de TAV global pazardan aldığı payı arttırdı.

Yıllık trafikte ise Atatürk Havalimanı 262 binle ilk 70’de yer aldı. Yapılması planlanan 06/24 yedek pisti ve SMART projesiyle Atatürk Havalimanı’nın trafik kapasitesinin daha da artırılması planlanıyor. Bu konudaki en başarılı çalışmalardan biri Japonya’da Tokyo Haneda Havalimanı’nda uygulanıyor. Tek piste sahip havalimanında yılda 331 bin uçak trafiği ile 35.5 milyon yolcu taşınıyor.

Yolcu sayısına göre havalimanı büyüklüğü

YolcuDeğişim

Havalimanısayısı(yüzde)


YolcuDeğişim

Havalimanısayısı(yüzde)


1- Atlanta89.379.2875,3

2- Chicago76.159.324-0,2

3- Londra Heathrow68.068.5540,8

4- Tokyo Haneda66.671.4351,3

5- Los Angeles61.895.5481,4

6- Paris CDG59.922.1775,4

7- Dallas59.784.876-0,7

8- Frankfurt54.161.8562,6

9- Pekin53.736.9239,4

10- Madrid52.122.21414,0

11- Denver49.863.3895,4

12- New York JFK47.810.63012,2

13- Amsterdam47.793.6023,7

14- Las Vegas47.595.1403,0

15- Hong Kong46.995.0007,2

16- Houston42.978.6171,0

17- Phoenix42.197.0801,8

18- Bangkok41.210.081-3,7

19- Singapur36.701.5564,8

20- Orlando36.480.4165,3

21- New York Newark36.391.9111,8

22- Detroit36.126.5550,4

23- San Francisco35.793.1176,6

24- Tokyo Narita35.530.0351,6

25- Londra Gatwick35.218.3993,1

26- Minneapolis35.160.505-1,3

27- Dubai34.348.11019,3

28- Münih33.959.42210,4

29- Miami33.740.4163,7

30- Charlotte33.383.81212,4

31- Roma 32.855.5429,1

32- Barselona32.793.8979,3

33- Sidney32.321.8906,4

34- Philadelphia32.207.7091,4

35- Jakarta31.986.6213,6

36- Toronto31.495.9771,7

37- Seul31.421.80110,8

38- Seattle31.303.2204,4

39- Guangzhou30.958.37418,9

40- Şanghay28.929.9548,0

41- Boston28.088.8551,3

42- Kuala Lumpur26.533.98810,2

43- Paris Orly26.440.7363,2

44- Mexico City25.881.6624,7

45- İstanbul Atatürk25.561.3579,9

46- Mumbai25.236.40018,1

47- New York La Guardia24.940.818-3,4

48- Washington Dulles24.494.9997,4

49- Milano Malpenza23.885.3059,7

50- Londra Stansted23.777.1940,4

Yeni başkan Zeki Çukur

Türk Hava Yolları’nda Hamdi Irmak’ın ayrılmasıyla boşalan Reklam ve Halkla İlişkiler Başkanlığı’na Zeki Çukur (sağda) atandı. Daha önceden THY’de Genel Sekreter olan Çukur’un başkanlığa atanmasıyla bu makam lağvedildi.

Uçuş Emniyet ve Kalite Güvence Başkanlığı’na ise Cemal Öksüz getirildi. Hava Harp Okulu akademik kadrosundan emekli olan Uçak Mühendisi Albay Cemal Öksüz Hava Müzesi komutanıydı.
Yazının Devamını Oku

Havada duş

27 Temmuz 2008
Emirates, yarın Hamburg’da teslim alacağı Airbus A380 tipi uçağında duş hizmeti veren ilk havayolu şirketi olacak. A380’in ikinci katında, ön tarafta yer alan iki duş, sadece 14 first class yolcusu tarafından kullanılacak. 10 bin metrede bu keyfi yaşamak isteyenler için Dubai-New York arasındaki seferlerde first class bilet fiyatı gidiş-dönüş, vergiler dahil ağustos ayı için 6 bin 623 eurodan başlıyor.

İş jetleri tarafından kullanılan sistem ilk defa bir havayolu uçağında yer alıyor. A380’in ikinci katına merdivenle çıkıldıktan sonra duşlar hem sağ, hem de sol tarafta yer alıyor. Alman Dasell şirketi tarafından imal edilen duşların iki bölüm var. Giyinme-soyunma kabini ile duş kabini özel bir kapıyla ayrılıyor. Duş kabini 97 santimetre genişliğinde. İçinde küçük bir oturma yeri de mevcut. Su yüksek basınçla püskürtülüyor.

1 TON SU KAPASİTELİ

Duş kabinin tüm yüzeyi özel bir cila ile kaplandı. Su damlaları, yüzeyden hızla zemine doğru kayıyor. Kabin içindeki malzemeler yüksek hijyen standartlarının korunmasına yardımcı oluyor. Su tek bir noktadan atık tankına gidiyor. Zeminde ise kaymayı önleyici yüzey bulunuyor. Yolcuların her kullanımı sonrasında duş kabini temizleniyor.

Farklı sertifikasyon sürecinden geçen sistemin için 1 tonluk su deposu var. Havayolları yakıttan tasarruf etmek için tuvaletteki tankları yarım doldururken Emirates 1 tonluk tank için her uzun uçuşta ciddi miktarda yakıt harcayacak.

SIRADA HAVUZ VAR

Yolcular için özel havlular, SPA malzemeleri duş bölümünde yer alacak. Özel LED ışıklarla aydınlatılan duş bölümünde duvarlarda açık renkler tercih edildi. Lavaboda ise mermer deseni kullanıldı. Bu arada Airbus mühendisleri, A380’i iş jeti olarak isteyen bir müşterisi için kabine havuz koymak üzere çalışıyor.

Emirates’in ilk A380’i, 489 koltuklu olarak tasarlandı. Alt kat tamamen ekonomi sınıfına ayrıldı. Üç ayrı bölümde alt katta toplam 399 ekonomi koltuğu bulunuyor. Koltuk oturumu 3+4+3 şeklinde planlandı. A380’in ikinci katında önce first, arkasından da business class var. First class cam kenarlarında birerli, ortada ise ikili koltuklara sahip. Bu koltuklar çift kişilik yatak haline geliyor. Üst katta, first’ten sonra business class yer alıyor. Business koltukların oturum düzeni ikili. Toplam kapasitesi 76 yolcu.

İLK UÇUŞ NEW YORK’A

Emirates’in yarın teslim alacağı A380 ile ilk resmi uçuşunu 1 Ağustos’ta Dubai’den New York JFK Havalimanı’na yapacak. Ekim ayından itibaren filoya katılacak diğer A380’lerle birlikte her gün New York uçuşları iki katlı dev yolcu uçağı ile gerçekleştirilecek. Emirates, New York’tan sonra Londra ve Avustralya’da 2009’dan itibaren A380’le uçmaya başlayacak. Tolga ÖZBEK

Dünyanın en büyük maket uçağı

Emirates Havayolları, Londra Heathrow Havalimanı’nın girişine konulmak üzere dünyanın en büyük maket uçağını yaptırdı. 45 ton ağırlığındaki Airbus A380 maketinin boyu 24, kanat açıklığı 26 metre. Penwal Industries tarafından imal edilen uçak, Londra’ya Antonov An-124 tipi özel kargo uçağı ile getirilerek, uzmanlar tarafından kaidesine yerleştirildi. Maketlerin boyutları 50 koltuklu bölgesel yolcu uçağı CRJ200’e neredeyse eşit. Daha önceden havalimanı girişinde İngiliz Havayolları British Airways renklerine boyalı Concorde’un maketi bulunuyordu.

Sinop’ta terminal yetmiyor

Türk Hava Yolları’nın 15 Temmuz’da yeniden başlattığı İstanbul-Sinop seferlerinde doluluk yüzde 100’e ulaştı. Ağustos sonuna kadar tüm koltukları satılan Sinop hattında uçuşların önce haftada 4, daha sonra da her güne çıkartılması planlanıyor.

Ancak terminal kapasitesinin 80 yolcu olması, uçuşlarda büyük sıkıntıya neden oluyor. THY’nin 126 koltuklu A319’la gerçekleştirdiği uçuşlarda sıkışık terminal binasıyla birlikte havalandırma sisteminin olmaması yolcu şikayetlerini artırıyor. Devlet Hava Meydanları İşletmesi, Sinop Havaalanı’nın terminal binasını büyütmek üzere alt yapı çalışmalarını tamamlayarak önümüzdeki günlerde ihale açması bekleniyor.

SABİHA GÖKÇEN’DE SIKINTI

Yazın yoğunluğu ile birlikte Sabiha Gökçen Havalimanı’nda İç Hatlar Terminali’nde de büyük bir sıkışıklık yaşanıyor. Seferlerin artmasıyla birlikte güvenlik ve check-in kontuarlarında sıralar uzuyor. Diğer taraftan THY ve THY adına bazı hatlarda uçan SunExpress Havayolları’na kontuar hizmeti veren İSG çalışanlarının Elite Plus, Elite, Classic Plus kartlarına sahip yolcuları CIP salonlarına yönlendirmemesi, yolcu şikayetlerine neden oluyor.

Top Service helikopterlere bakacak

İstanbul Atatürk Havalimanı’nda pervaneli uçaklara bakım ve hangarlama hizmeti veren Top Service, İtalyan AgustaWestland şirketinin imalatı 109 Power ve 119 Kaola serisi helikopterler için bakım yetkisi aldı. JAR-145 yetkisine sahip merkezde, özel eğitimli teknisyenler ile helikopterlerin her türlü bakımları artık Top Service tarafından gerçekleştirilebilecek.
Yazının Devamını Oku

FAA yakıt tanklarına el koydu

20 Temmuz 2008
Amerikan havacılık otoritesi FAA, TWA Havayolları’nın kazasından tam 12 yıl sonra uçakların yakıt tanklarındaki patlama riskini azaltmak üzere aldığı nihai kararını açıkladı. Halen ABD’de uçan 2 bin 730 uçak ve 2010’dan itibaren imal edilen tüm yolcu uçaklarını kapsayan değişiklikle tanklardaki yakıtın buharlaşma sonrasında oluşabilecek patlamanın önüne geçecek.

TWA Havayolları’na ait Boeing 747-100 Jumbo Jet tipi yolcu uçağı 17 Temmuz 1996 tarihinde New York JFK /images/100/0x0/55eb2a44f018fbb8f8af891bHavalimanı’ndan kalkmıştı. 800 sefer sayılı uçakta ana yakıt tankı boştu. Kalkıştan kısa bir süre sonra uçakta büyük patlama meydana geldi. Jumbo Jet’in burnu koparken, gövde ve kanatlar bir süre daha uçmaya devam etti. Kazada 230 mürettebat ve yolcu hayatını kaybetti.

Araştırmalar uzun süre uçağın terörist saldırı veya yanlışlıkla atılan bir füze ile vurularak düştüğü üzerine yoğunlaştı. Okyanustan 747’ye ait 500 bin parça çıkartıldı. Kazayı araştıran Ulusal Ulaşım Güvenlik Dairesi tüm parçaları tıpkı bir puzzle gibi birleştirdi. Olay ancak 5 yıl sonra tam anlamıyla aydınlatılabildi. Uçağın deposunda buharlaşan yakıtın, tank içindeki kablo sisteminde meydana gelen kısa devre ile patladığı ortaya çıktı.

NE YAPILACAK?

FAA, yakıt tankındaki oksijen oranının yüzde 21’den yüzde 12’ye düşürülmesinin oluşabilecek patlama riskini azaltacağına dikkat çekiyor. Bunun için kullanılacak sistem motordan aldığı havayla çalışacak. Özel boruların içinden geçirilen havadaki yüzde 78 nitrojen ile yüzde 21’lik oksijen ayrıştırılacak. Ayrıştırma işlemi, borunun içindeki onlarca özel fiber tüple gerçekleştirilecek. Ortaya çıkan nitrojen, boşalan yakıt tanklarına pompalanacak. Böylece oksijen oranı düşürülerek yakıt buharının patlamasının önüne geçilecek. Uçağın kalkış, seyir ve alçalması sırasında farklı basınç miktarı ortaya çıktığı için sistem, nitrojen oranlarına düşük ve alçak basınca göre ayarlayacak. Kalkış ve seyir sırasında düşük, alçalmada ise yüksek basınçla çalışacak sistem oksijen oranını yüzde 12’de tutacak.

Askeri havacılıkta da uzun yıllardır benzeri sistem kullanılıyor. Örneğin F-16 uçaklarında yakıt deposuna mermi gelmesi sonucu ortaya çıkacak patlamaların önüne geçilmesi için yakıt tankına Halon 1301 gazı basılıyor. Askeri nakliye uçağı C-5’te ise sıvı nitrojen kullanılıyor. Nitrojen, yakıt buharlaşmasını yavaşlatıyor. Ancak bu sistemler çok ağır. Kullanım için karmaşık yer ekipmanları gerektiriyor. Uzmanlar sistemlerin yolcu uçaklarında kolaylıkla kullanılamayacağına dikkat çekiyor.

GEÇ Mİ KALINDI?

FAA’in aldığı bu karara en çok TWA 800 kazasında hayatını kaybedenlerin yakınları itiraz ediyor. Sistemin yaklaşık 30 yıldır başta askeri havacılık olmak üzere uçaklarda kullanıldığına dikkat çekilirken bunun yolcu uçaklarına neden geç uygulandığı sorgulanıyor.

Konu, gündeme 2001’deki kaza raporunun açıklanmasından sonra FAA tarafından getirilmişti. Ancak Beyaz Saray havayolu şirketlerinin 11 Eylül saldırıları sonrasında zor durumda olduğunu söyleyerek uygulamanın daha basitleştirilmesi ve ucuzlatılmasını istemişti. O yıllarda yapılan hesaplamaya göre modifikasyonlar için havayollarının 10 yılda 20 milyar dolar harcaması öngörülüyordu. Ancak yeni nesil sistemler maliyetler 12 milyar dolara indirildi.

BÜYÜK UÇAK KAZASININ SOSYAL ZARARI 1.2 MİLYAR DOLAR

FAA raporunda Boeing 747 veya Airbus A380 tipi büyük bir yolcu uçağının düşmesinin sosyal zararının 1.2 milyar dolar olacağı belirtildi. Resmi raporlarda ilk defa bu rakamın yer alması dikkat çekti. 1960’tan bu yana yakıt depolarıyla ilgili 18 uçak kazası meydana geldi. Bunların en büyüğü 1996’da 230 kişinin hayatını kaybettiği TWA kazasıydı. 1990 yılında ise Filipin Havayolları’na ait Boeing 737 tipi uçak Manila Havalimanı’nda motor çalıştırırken infilak etti. İtfaiyenin hızlı müdahalesine rağmen olayda 9 yolcu hayatını kaybetti. Yapılan incelemede, uzun süre sıcak bir havada asfalt zeminde bekleyen uçağın yakıt depolarında ciddi miktarda yakıt buharı oluştuğu uzmalar tarafından tespit edildi.

TWA 800’ü gördüm

New York JFK kalkışından hemen sonra havada patlayıp iki büyük parçaya bölünerek okyanusa düşen TWA’in Boeing 747 uçağının parçaları kazadan sonra bir araya getirildi.

Birçoğu denizin 1000 metre altından çıkartılan parçalar, çeşitli zamanlarda Boeing’in Seattle Everett fabrikasındaki bir hangarda toplandı. Parçalar imalat şemasına uygun olarak bir araya getirilerek uçağın gövdesinin büyük kısmı yeniden ortaya çıkarıldı. Hangarda dev perdelerin arkasında oluşturulan bölümdeki enkaz üzerinde uzmanlar yıllarca inceleme yaptılar. Kaza bilgisayar ortamında simüle edildi. Yakıt deposunun, oluşan bir elektrik sıçraması sonucu patlamasıyla meydana gelen kaza, havacılık tarihinin en büyük kazalarından biriydi.

Gizlenen enkazı özel bir izinle fabrikada gördüm. Kimi parçalar su altında uzun süre kaldıklarından korozyona uğramıştı. Ama birçok parçanın üzerinde TWA’in kırmızı rengi duruyordu. Yakıt tankına yakın bölgelerde parçalanma ve yırtılma çok daha fazla olmuştu. Uçağın patlama sonucu kopan burun kısmı ile bu kopuştan sonra bir süre yoluna devam eden arka kısmından çok büyük bölümler bir araya getirilmişti. Hatta belki biraz daha çaba harcansa uçağın bütün gövdesi ortaya çıkarılabilecek kadar fazla parça, perdelerin arkasında hazin bir hikayenin suçlusu olarak duruyordu.

Kazayı bütün netliği ile ortaya koyan parçalar bugün havacılık teknolojisinde yakıt tankları ile ilgili ciddi bir değişim için mükemmel bir laboratuvar görevi yaptılar. Havacılık tarihi yaşanan kazalar ve alınan derslerle geliştirilen teknolojiler sayesinde kusursuzluğa gidiyor.

Ama ne yazık ki birçok fabrikada perdeler arkasında duran enkazların çoğunda acı dolu hikayeler var. Kaybedilen insanların hikayeleri elbette unutulmuyor. Enkazlardan elde edilen bilgilerle sonraki yıllar yaşanabilecek kazaların önüne geçilebiliyor ve birçok uçağın emekliliğine kadar uçması sağlanıyor. Ama kazalarda gidenler kuşkusuz bir daha geri gelmiyor.

Kokpit CNN Türk’te

Türkiye’nin havacılık programı Kokpit, CNN Türk ekranlarında sizleri 27 Temmuz’dan itibaren uçurmaya başlıyor. İki haftada bir pazar günleri saat 20.00’de ekranlara gelecek Kokpit, izleyicilerini havacılık teknolojisinin doruğunda keyifli bir yolculuğa davet ediyor. Programın tekrarı cumartesi günü saat 12.00’de.

Yapımcılığını Uğur Cebeci’nin gerçekleştirdiği Kokpit’i, Emel Özuğur sunuyor. 1997’den bu yana ekrana gelen Kokpit, bugüne kadar tam 383 bölüm yayınlandı. Evet, şimdi kalkış zamanı. Koltuğunuzu dik duruma getirin, kemerlerinizi bağlayın. Kokpit, CNN Türk’teki ilk seferini 27 Temmuz Pazar günü saat 20.00’de yapıyor.

Bombardier’in yeni jeti

Kanadalı imalatçı Bombardier, yeni nesil bölgesel yolcu uçağı "C Series" için ilk siparişi İngiltere’de yapılan Farnborough Havacılık Fuarı’nda aldı. Alman Lufthansa Havayolları ile 60’ı kesin 30’u da opsiyon toplam 90 uçaklık anlaşma imzalayan Bombardier, teslimatlara 2013’te başlayacak. Uzun süredir bu proje için çalışmalarını sürdüren şirket, koltuk kapasitesinin 110 ila 149 arasında olacağını açıkladı. Yeni bir tasarıma giden Bombardier, motorları kanat altına aldı. Pratt&Whitney şirketinin yakıt maliyetlerini düşüren "Geared Turbofun" teknolojisine sahip yeni nesil motorlar kullanan uçak, rakiplerine göre yüzde 20 daha az yakıt harcayacak.

Bölgesel uçak ailesinin giderek büyüdüğüne dikkat çeken Bombardier yetkilileri, önümüzdeki 20 yılda bu sınıfta 250 milyar dolar değerinde toplam 6 bin 300 adetlik pazar oluşacağını açıkladı.
Yazının Devamını Oku