Sıtkı Şükürer

Can çıkar huy çıkmaz

8 Haziran 2014

SAYIN Başbakan, “alttan alarak”, meseleleri “yumuşatarak”, siyaset yapan bir kişi değil.
Hani, “dik” duruyoruz dese de bal gibi “diklenen” bir üsluba sahip.
İşin enteresanı bu tarz, taktik gereği değil, doğrudan onun karakteri.
İnandığını filtre etmeden ve doğruluğundan asla şüphe duymadan ifade ediyor olması sık sık çarşıyı karıştırıyor.
Onun bu sert üslubu sadece muhalefetle sınırlı değil. Kendisini destekleyen gazetecisinden, Merkez Bankası bürokratına veya partisinin yetkililerine, şayet mutabık olmadığı bir durum görürse, “azar” dozajına varan tenkidini esirgemiyor.
Doğrusu, özellikle AK Parti üst düzey yetkilileri için stresli bir durum.
Hele bazıları sürekli Sayın Başbakan tarafından tersleniyor ve yutkunmak zorunda kalıyorlar.

Yazının Devamını Oku

Baykal yıpratır

1 Haziran 2014

SAYIN başbakan, cumhurbaşkanlığına aday olursa zorlanmadan kazanacağına düşünenlerdeniz.
Muhalefetin “çatı adayda” uzlaşması kolay değil.
Deyin ki bir adayda uzlaşıldı.
Şayet bu kişi siyasetin içinden gelmeyen birisi olursa bize göre “antrenman boksörü” olmaktan öteye gitmez.
Bu nedenle siyaset dilini iyi bilen tecrübeli bir aday bulunması gerekiyor.
Örneğin Deniz Baykal, muhtemelen seçimi kazanamasa da AK Parti adayına en ağır tahribatı verdirecek isimdir.
Muhalefetin nasıl olsa “biz nerede yanlış yaptık, yapıyoruz” diye bir özeleştiri yapacağı yok.

Yazının Devamını Oku

BASİFED – ESİAD

25 Mayıs 2014

BU hafta iki önemli sivil toplum kuruluşunda nöbet değişimi yaşandı.
İlki BASİFED’de (Batı Anadolu Sanayici ve İşadamları Derneği) gerçekleşti.
Üç yıldır görev yapan yönetim, perşembe günü gerçekleşen genel kurulla yerini yeni yönetime bıraktı.
Başkanlığı Levent Akgerman üstlendi.
Bünyesinde 10 dernek barındıran federasyon gerek alt dernekler, gerekse bağlı olduğu konfederasyon (TÜRKONFED) arasında çok önemli bir köprü işlevi görür. Genç olmasına karşın, işinde ve sivil toplumculukta çok tecrübeli olan Levent Akgerman’la BASİFED’in çok başarılı bir dönem yaşayacağından hiç şüphemiz yok.
Diğer kan değişimi ESİAD’da (Ege Sanayici ve İşadamları Derneği) yaşandı.
ESİAD, bölgenin ve özellikle İzmir’in en önemli iş derneklerinden biridir.

Yazının Devamını Oku

SOMA

18 Mayıs 2014

SOMA’da yaşanan maden faciası tüm insanlığın yüreğine kızgın bir kor gibi düşmüştür.
Acımız sonsuzdur.
Maden kazaları bir kader değildir, olmamalıdır.
Geçmişten bugüne 3 bin maden işçisinin ölümüne yol açan sebepler, bırakın medeni ülke istatistiklerini, bu konularda duyarsızlığı bilinen ülkeler dahi göz önüne alındığında, izaha muhtaç bir görünüm vermektedir.
İşvereninden devletine, bu tablodan her kesim kendine sorumluluk payı çıkarmalıdır.
Rus ruleti gibi bir iş kolu olmaz. Maarifi kapatamayacağımız gerçeği, bu neviden acıların küllenilmeye terk edilmesi sonucunu doğurmamalıdır.
Devletimizden beklentimiz, bu konudaki yüksek standartların oluşturulması ve üretim sürecinin her aşamasında bu düzeyi temin etmesidir.

Yazının Devamını Oku

Cumhurbaşkanlığı seçimleri

11 Mayıs 2014

SİYASET sahnesinin en güncel konusu cumhurbaşkanlığı seçimleri. İktidar cephesinde, büyük bir sürpriz olmazsa, aday sayın başbakan olacak.
Esasında “aday” sözcüğü bile gereksiz bulunabilir. Zira, yerel seçimlerin getirdiği moralle sayın Tayyip Erdoğan’ın ipi göğüslemesi çok çok büyük ihtimal.
Muhalefet partileri yönünden nasıl bir strateji izleneceği sorusu kolay bir yanıt içermiyor.
İl Genel Meclisi sonuçları nazara alındığında, CHP ve MHP’nin oy toplamı AK Parti ile aynı seviyede.
Her ne kadar siyasette 1 + 1 hiçbir zaman 2 etmese de bu iki parti seçmenine tamamıyla hitap eden bir aday bulunması halinde, bu defa HDP ve Saadet Partisi oyları önem arz ediyor.
Gözler mesleklerde
Diyeceksiniz, HDP ve Saadet Partisi’ne de hitap eden bir aday bulunursa… Kusura bakılmasın, siyasette böylesi bir sihirli formül yok.

Yazının Devamını Oku

Alman Cumhurbaşkanı daha çok şaşırır

4 Mayıs 2014

DÜNYADA yeni trendler oluşmakta.
Ekonomik anlamda o bildiğimiz klasik “mukayese üstünlükler” teorisi zemin kaybediyor.
Bunun bir anlamı da “uzmanlaşmanın” artık eskisi kadar kutsanmaması.
Yeni model, her şeyi izleyen, anlamaya çalışan ve adaptasyon yeteneğini yüksek tutan insan ve iş kolları.
Yani, asılacaksak mutlaka İngiliz ipine gereksinimimiz yok. Becerebiliyorsa, Portekiz ipi de olur, Çin ipi de.
Bu trendin altında yatan en önemli faktörlerden biri de, dünyada imalat sektörünün ülke milli gelirleri içindeki paylarının giderek azalmaya başlaması.
Samimiyet problemleri

Yazının Devamını Oku

İktidarlar gelir geçer

27 Nisan 2014

LAİK kesimde giderek daha fazla seslendirilen bir hissiyat var.
Bu kesim, AK Parti’nin ve onun lideri Tayyip Erdoğan’ın “iktidarda kalma iştahından” tedirginlik duyuyor, ötesinde söz konusu iştahın dozajını demokratik bir çerçevenin dışına taşmış görüyor.
Pek tabii, bu iddialı, hatta abartılı bir yaklaşım olabilir.
Ancak, unutmayalım ki İslam coğrafyasında “seçimle işbaşına gelen” İslami tınılı iktidar örnekleri varken, “seçimle gitmenin” pek bir pratiği yaşanmadı.
Neticede “din” kartını kullanarak, muhafazakar kitlelerin oylarına kalıcı ipotek konulabileceğinden söz edilebilmektedir.
Mamafih, Türkiye bir Arap ülkesi değil.
Tamam, AK Parti kurulduğu dönemden itibaren 8 seçimden (3 genel, 3 yerel, 2 referandum) kazanarak çıktı. Ama son yerel seçimlerde son genel seçimlere göre oylarını da 6 puan civarında düşürdü.

Yazının Devamını Oku

Piyasalar egoisttir

13 Nisan 2014

PİYASANIN siyasi istikrar algısı tarafgirlik üzerine değil.
Onlar ekonomik istikrar için liberal bir anlayış içinde olan tek bir partinin devamlılığında fayda görüyor.
Dolayısıyla AK Parti’nin, kritik eşik olarak belirlenen yüzde 40’ın üzerinde oy alması, olası koalisyonlar döneminin oluşturacağı belirsizliğe uzak olunduğu izlenimi yarattı.
Bu durum sonucunda, yaşanan rahatlamayı birlikte idrak ediyoruz.
Esasında seçim sürecinin sıcaklığında hepimiz dünyayı ak – kara ikileminden görmeye pek meyilleniyoruz, yükselen heyecanlar rasyonaliteyi hafifçe ikinci plana aldırıyor.
Neticede bu ülke AK Parti’yi tercih etmeye devam etti. Bazılarımız bu ihtimali “kabus senaryosu” gibi algılıyordu.
Artık herkes daha bir soğukkanlı şekilde demokratik iradeyi içine sindirmiş gibi.

Yazının Devamını Oku