Müge Akgün

İncili Gastronomi Rehberi’nin yolculuğu sürüyor

19 Haziran 2021
Geçen yıl 24 Şubat’ta İncili Gastronomi Rehberi’nin sonuçlarını açıkladığımız ve 500’e yakın konuğun katıldığı gece sanıyorum pek çok açıdan yılın son büyük etkinliği olmuştu.

Etkinliğimizin hemen sonrasında tüm dünya gibi Türkiye de Covid-19 salgınıyla zor bir döneme girdi. İnsanlar bir araya gelemez, birlikte yemek yiyemez hale geldi.
Hangi alanda çalışırsak çalışalım hepimizin iş yapış şekilleri değişti.
Aradan birkaç ay geçtikten sonra pandemi koşulları nedeniyle İncili Gastronomi Rehberi’nin dördüncüsünü çıkarıp çıkarmama kararını almak üzere proje ortakları Karaca ve Hürriyet ekibi olarak bir araya geldik.
Uzun tartışmalardan ve haklı kaygılardan sonra koşulların yeme-içme sektörüne dayattığı değişimi ve dönüşümü kayda geçirmenin bir sorumluluk olduğuna karar verdik.
Ekim başında da Danışma Kurulu üyelerimizle görüşüp onların da desteğini alarak yola devam dedik. Bu süreçte kapılarını kapatan restoranların sayısı az değildi.
Ama ilginç bir biçimde yeni yerler de açıldı. Bazıları ise sundukları hizmetin kalitesini ve niteliğini değiştirdi. Kimi küçüldü, kimi de risk aldı, atılım yaptı. Çevrim içi platformlar sayesinde de Türkiye’nin dört bir yanından üreticilerin ürünleriyle daha yakından tanıştık.
Yine aynı platformlar vasıtasıyla yemeğe, özellikle de iyi yemeğe ulaşım biçimlerimiz evrim geçirdi.

Yazının Devamını Oku

Şimdi önlem alma zamanı

12 Haziran 2021
Mayıs sonunda Gelibolu’ya gittiğimde, sahile kalın bir tabaka halinde vuran köpükleri gördüğümde bir dönemin tahminlerimizden çok daha erken sona erdiğini düşündüm. Deniz bitmiş, çevre felaketi gerçekleşmişti. Her türlü atığımızdan beslenen bir canlı türü hayat sahamızı işgal etmişti.


Aklıma önce babam geldi. Yaşasaydı artık kayaların üstünde oltasıyla balık tutamazdı, tutsa bile getirdiği balıkları yiyemezdik.
Sonra da balıkçılıklar, balıkhanede çalışanlar, konserveciler, balık restoranları ve denizden beslenen, geçinen koskoca bir sektörü düşündüm...
Üstelik de sadece Gelibolu’da değil, tüm Marmara havzasında, hatta belki Kuzey Ege ve Karadeniz’de. Marmara kadar yaygın olmasa da oralardan gelen haberler de hiç iyi değil.
Kıyılarımızın büyük bir bölümü müsilaj işgali altında.
Çevre Bakanlığı denizin temizlenmesi için üç yıllık bir süre vermiş.
Umarım elbirliğiyle çok daha kısa süre içinde bu sorun çözülür, müsilaj felaketinden etkilenenlere gerekli destek verilir.

Yazının Devamını Oku

Eskiyer İstanbul'da

5 Haziran 2021
Her zaman söylerim Bodrum’da güvenle balık yemek istediğimde gideceğim yerlerin başında Yalıkavak’taki Eskiyer gelir. Denizin hemen yanı başında Bodrum’un ruhuna uygun servisi, sunumu, lezzet-kalite fiyat dengesiyle güvenimi kazanmıştır. Bunda ortaklar Metin Menteş, Murat Korkmaz ve Erol Sinan Kaynar’ın payı büyüktür.


Eskiyer, İsmet Öztanık ve ailesine ait, yeme-içme-konaklama ağırlıklı sektörlerde faaliyet gösteren Lucis’in bir yatırımı olarak, ortaklarla işbirliğiyle geçen yılın sonuna doğru İstanbul’a geldi. Biraz farklılaşmış, o salaş halini de Bodrum’da bırakmış olarak.
Yeniköy’deki üç katlı yeni mekân Misa Mimarlık’ın Bodrum mimarisi esintili tasarımı, Türk şaraplarından oluşan kavı ve çağdaş sanatçılarımızın yapıtlarıyla şık bir Boğaz restoranına dönüşmüş.
Yalıkavak’ta alışkın olduğumuz ızgara bebek kalamar, sıcak Ege otları kavurması, etli yaprak sarması gibi klasikleşmiş yemekleri unutulmamış.
Ayrıca yeni tatlar da eklenmiş.
Geç bir öğlen yemeğinde tattığım Girit usulü cevizli kabak, ılık şevket-i bostan, deniz ürünlü makarna, kalkan tava çok başarılıydı.
Fiyat kalite dengesini de korurlarsa Boğaz’ın klasiklerinden biri olabilirler.

Yazının Devamını Oku

Zeytinyağı hakkında bilinmesi gerekenlerZeytinyağı hakkında bilinmesi gerekenler

29 Mayıs 2021
Yaşadığımız coğrafyanın bize sunduğu en büyük zenginliklerimizden biri 12 bin yıldır bu topraklarda varlığını sürdüren bereketin simgesi zeytin ağacı. Aynı zamanda yemek kültürümüze, mutfağımıza damga vurmuş, değerli bir besin kaynağı. Ama kıymetini biliyor, ona gereken saygıyı ve ilgiyi gösteriyor muyuz derseniz cevabım yürekten bir evet olamaz. Ona biraz hor davranıyoruz. Galiba pek de tanımıyoruz. Bu yüzden zeytin ve yağı söz konusu olduğunda en güvendiğim isimlerden biri olan Dr. Mustafa Tan’la zeytinyağı hakkında online bir söyleşi yaptık.

◊ Günümüzde zeytin alanları, zeytinyağı üretimi ne durumda? Yıllık üretim ve tüketim ne kadar?
- Uluslararası Zeytin Konseyi (COI) verilerine göre, ülkemiz 831 bin hektar alanda yaklaşık 160 milyon meyve veren 30 milyon henüz meyve vermeyen genç ağaç olmak üzere toplam 190 milyon zeytin ağacına sahip. Zeytinyağı üretimi ise son 4 yıllık ortalamaya göre 215 bin ton.

◊ Türk mutfağında zeytinyağlılar çok önemli bir yer tutar ama zeytinyağı sıcak yemeklerde pek kullanılmaz...
- Evet, gerçekten dünyada belki sadece ülkemizde zeytinyağlılar diye bir ayrı yemek türü var. Bu ayrıcalık gibi görünse de yanlış ve zeytinyağını bugüne kadar kısıtlamış, gelişimine engel olmuş. Oysa zeytinyağı sıcak ve soğuk yemeklerde, akla gelen her yerde kullanılabilir. Özellikle İtalya ve İspanya’da hemen her şeyde zeytinyağı kullanılıyor. Avrupa Birliği’nde kişi başına zeytinyağı tüketimi 12-15 litre arasındayken ülkemizde son yıllardaki artışa rağmen maalesef iki litre civarında. Anadoluda bir restorana veya bir lokantaya gittiğinizde zeytinyağı isterseniz size ayçiçek yağı getirirler. Zeytinyağı farkındalığı hâlâ yaratılamamış.



Yazının Devamını Oku

Şef Ahmet Dede ile konuştum: Yerel halk en büyük destekçim

22 Mayıs 2021
Sanıyorum şubat ayı ortalarıydı. İrlanda’nın Baltimore kasabasındaki Dede adlı restoranıyla Michelin yıldızı almasıyla tüm Türkiye’nin tanıdığı Ahmet Dede, İstanbul’a gelmişti. Randevulaştık ama programında aksamalar olunca buluşamadık. Söyleşimizi son bir yıldır iyice alıştığımız yöntemle, hafta içinde online gerçekleştirdik...

◊ Dede adını verdiğiniz restoranınızla 1 Michelin yıldızı almanız bizleri de en az sizin kadar sevindirdi. Ancak bu sizin ilk yıldız aldığınız restoran değil, siz bu mutluluğu daha önce tatmıştınız. İlk restoranınız da aynı yerde miydi?
- Evet, 2018 yılında ilk yıldız aldığım Mews Restoran da şimdiki yerimizin iki üç bina ötesindeydi. Burası zaten çok küçük bir kasaba.

◊ Dede’nin menüsü sanıyorum, ilk şefliğini üstlendiğiniz restorandan farklı. Neler değişti?
- Mews’te neredeyse tamamı bu bölgede yetişen ürünleri kullanarak mevsimsel bir menü yapıyordum. Ama şimdi kendi yerimde biraz daha yelpaze geniş, tüm İrlanda ve Türkiye’den gelen bazı ürünlerle menüyü hazırlıyorum. Orada hiç Türklüğümle alakası olmayan bir tarzım vardı Dede’de ise Türklüğüm çok ön planda. Kimi malzemelerimizle çok fazla abartmadan ufak dokunuşlar yapıyoruz. İlerleyen zamanlarda baharatları biraz daha artıracağız.

Yazının Devamını Oku

Arılar, arıcılık ve geleceğimiz

15 Mayıs 2021
Bir işçi arının ortalama ömrü 45 gün kadar. Yaşamı boyunca bir gram, yani çay kaşığının ucu kadar bal üretmek için günde beş, yılda 240 kilometre yol kat ediyor.

Çok da hızlı, saniyede 230 kez kanat çırpıyor, duyduğumuz vızz sesi işte bu sırada çıkıyor. Zamanla yarışıyor, ömrü yeterse kışı aç kalmadan geçirmek için 30 bin civarında çiçeği ziyaret ediyor.

Arıların daha pek çok özelliği var. Mesela koloni halinde yaşıyorlar, dans ederek anlaşıyorlar. Birbirlerine yol gösteriyorlar.

Koku duyguları da çok gelişmiş.

Farkında olmadan da doğanın sürdürülebilirliğine ve biyolojik çeşitliliğine katkıda bulunuyorlar.

Uçuşları sırasında yüz binlerce polen taşıyarak bitkilerin üremesini sağlıyorlar. Milyonlarca yıldır da kutuplar dışında dünyanın her yerinde varlıklarını sürdürüyorlar.

Gıdalarımızın en az üçte biri arıların tozlaşma işlemi sayesinde elde ediliyor. Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’ndan biri olan “Sıfır Açlık”ın sağlanması için de önemli rol oynuyorlar...

PEKİ DÜNYA BUNUN FARKINDA MI

Yazının Devamını Oku

Zamansız tasarım, sofralar ve yemekler

8 Mayıs 2021
Gönül Paksoy’la 1997’de TRT 2’de yaptığımız programa konuk olarak katıldığında tanışmıştık.


Sunucumuz Yonca Ebuzziya, Paksoy tasarımı bir elbise giymişti. Kendisi de öyle.
O gün tüm yalınlıklarına karşın kıyafetlerin duruşundan, desen ve renklerinin uyumundan, eski ve yeninin harmanlanışından çok etkilenmiştim.
Bir süre sonra Gönül Hanım’ın Atiye Sokak’taki tasarım mağazası Nişantaşı’na gitme nedenim oldu. Her birini hâlâ kullandığım kıyafetleri kadar koleksiyonerlik, moda, sanat, estetik üstüne sohbetlerimizde mükemmelliği arayışına, hata kaldırmayan gözüne hayran olmuştum.
2007’de de Rezzan Has Müzesi’nde düzenlenen XI. Uluslararası Doğu Halı Konferansı’yla eşzamanlı yayınlanan, tasarımlarını yansıtan ‘Gönül Paksoy, Zamansız Sadelik’ kitabında yer alan söyleşiyi yaptım.
Bu sayede geçmişi ve geleceği birlikte yansıtan dünyanın belki de en iyi kolaj sanatçılarından biri olan Gönül Hanım’ı daha yakından tanıdım.
Gönül Paksoy, son yıllarda tekstil çalışmaları kadar hatta onlardan da fazla yemek tasarımlarıyla anılıyor...

YEMEK İÇİN TASARIMLAR

Yazının Devamını Oku

Nedensiz bir mutluluk

1 Mayıs 2021
Bir yılı aşkın süredir çoğumuz gibi ben de sabahları günün anlamını yitirdiği bir ruh halinde uyanıyorum.

Sanırım salgın rutini karamsarlığı pekiştiriyor, belirsizlik sıkıyor. Ama bu yazıyı yazmaya başlamadan önce yayın tarihine bakınca içimi nedensiz bir mutluluk kapladı.
Belki içinde birçok farklı anlamı barındırdığı, hiçbir mevsimin başlangıcı olmasa da bir uyanışı simgelediği için.
Belki de çalışan ve üreten herkesin, hepimizin bayramı olduğu, dünyanın pek çok ülkesi gibi Türkiye’de de 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü olarak kutlandığı için.
Bilmiyorum ama bu zor günlerde nedensiz mutluluklar da dayanışma da hak ve taleplerin hatırlanması da güzel.
Umarım yakın bir gelecekte huzurlu, sağlıklı, hayatın normal akışına döndüğü günlere kavuşuruz...

Tohumlarımız ve sağlıklı yaşam

İnsanlığın varoluşundan bu yana doğanın sunduğu bitkiler, tohumlar, otlar sağlığa destek olarak kullanılmış, hastalıklar iyi edilmiş.

Yazının Devamını Oku