Paylaş
Sanırım salgın rutini karamsarlığı pekiştiriyor, belirsizlik sıkıyor. Ama bu yazıyı yazmaya başlamadan önce yayın tarihine bakınca içimi nedensiz bir mutluluk kapladı.
Belki içinde birçok farklı anlamı barındırdığı, hiçbir mevsimin başlangıcı olmasa da bir uyanışı simgelediği için.
Belki de çalışan ve üreten herkesin, hepimizin bayramı olduğu, dünyanın pek çok ülkesi gibi Türkiye’de de 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü olarak kutlandığı için.
Bilmiyorum ama bu zor günlerde nedensiz mutluluklar da dayanışma da hak ve taleplerin hatırlanması da güzel.
Umarım yakın bir gelecekte huzurlu, sağlıklı, hayatın normal akışına döndüğü günlere kavuşuruz...
Tohumlarımız ve sağlıklı yaşam
İnsanlığın varoluşundan bu yana doğanın sunduğu bitkiler, tohumlar, otlar sağlığa destek olarak kullanılmış, hastalıklar iyi edilmiş.
Her zaman söylediğim gibi bu konuda çok şanslıyız, tam anlamıyla bereketli topraklarda yaşıyoruz. Üç binin üzerinde endemik bitkimiz var. Bu sağlıklı ürünlerin birçoğu mutfağımızın temelini oluşturuyor.
Ama 2000’li yıllardan itibaren doğa ve doğala dönüş, sağlıklı yaşam trendiyle birlikte hem yediklerimiz hem de beslenme destekleri daha çok önem kazandı.
Özellikle de salgın baş gösterdiğinde bu eğilim büyük bir artış gösterdi. Birbiri ardına piyasaya yerli ve yabancı yeni ürünler ve markalar girmeye başladı.
İşin en güzel yanı da, ülkemizin geleneksel tıbbi bitkileri ve tohumları bir Türkiye markası olarak yurtdışına ihraç edilmeye başladı.
Hafta başında bu projeyi gerçekleştiren Zade Vital markasının Genel Müdürü Taha Büyükhelvacıgil ile online söyleşi yaptık.
Konyalı Büyükhelvacıgil ailesi 135 yıl önce helva imalatıyla yiyecek sektörüne adım atmış.
Ardından bitkisel sıvı yağ üretimine girmişler.
Bugün ise üçüncü ve dördüncü kuşağın bir arada çalıştığı Helvacızade Şirketler Grubu olarak yollarına devam ediyorlar.
2000’li yıllarda bitkilerle ilgilenmeye başlamış ve susam, çörek otu, ısırgan, sarı kantaron, kudret narı gibi yerli tohumların sürdürülebilirliğine odaklanmışlar.
2012’de tıbbi bitkileri ürün haline dönüştürmeye karar verip Zade Vital ile sağlık sektörüne girmişler. AR-GE yatırımları yapmışlar.
Ege Üniversitesiyle işbirliğiyle 200 bitki üzerinde araştırma gerçekleştirmişler. Şimdi 65’ini ürünlerinde kullanıyorlar. 200’ün üzerinde çiftçiyle sözleşmeli çalışıyorlar.
2019 yılında Taha Bey’in babası Mevlüt Büyükhelvacıgil ABD’de Zade Global Inc’i kurmuş.
Bugün ABD, Avrupa ve Orta Doğu başta olmak üzere 23 ülkeye ihracat yapıyorlar.
Doğal içerikleriyle FDA onayı alan ‘soğuk sıkım’ yöntemi kullandıkları birçok ürün Amazon’da da satılıyor. Taha Bey “Pandemi döneminde tohumların sağlıklı bir geleceğin anahtarı olduğu kadar yerli üretimin de ne kadar hayati bir konu olduğu ortaya çıktı” diyor.
Bu topraklara ait doğa mirası tohumlarımızın dünyaca tanınması, kıymetinin bilinmesi de insanı mutlu ediyor.
GURME HEMEN
Günümüzde Türkiye’nin neresinde olursa olsun yerel ve butik üretim yapan üreticilere internet üzerinden ulaşım sipariş vermek mümkün.
Ama tabii bunun için birkaç gün gerekebiliyor. Ya da istediğiniz ürünler farklı yerlerde olabiliyor.
Ama size acil lazım, o gün konuklarınız gelecek, özel bir şeyler ikram etmek istiyorsunuz ya da canınız istedi.
İşte bu gibi ihtiyaçlara cevap vermek üzere bir saat içinde teslimat yapan ‘Gurme Hemen.com’ adlı yeni bir online dükkan açılmış.
Şimdilik Kadıköy, Üsküdar, Ataşehir, Şişli, Beşiktaş, Beyoğlu ve Maltepe’de hizmet veriyorlar. WhatsApp sipariş hattı ve sosyal medya hesaplarından ulaşılabiliyor.
TÜRK KAHVELİ LOKUM
Selim Cenkel’in çocukluk hayalini gerçekleştirerek yaptığı az şekerli ve doğal lokumlarıyla 6 ay kadar önce tanışmıştım.
Dedesinin adını verdiği tasarımı, sunumu, lezzetiyle farklı bir lokum olan Marsel’in ‘Bitter çikolata-Urfa biberi, Antep fıstığı-karamel gibi çeşitlerini başarılı bulmuştım.
Hafta başında yeni piyasaya çıkacak Türk kahveli lokumunu denedim. Ve en sevdiğim çeşit oldu, daha doğrusu bir kutu tüm aile üyeleri tarafından bir anda tüketildi. Geriye de damakta unutulmaz bir tat kaldı...
NURİ İYEM RESİM YARIŞMASI
Evin Sanat Galerisi tarafından 2006’dan beri düzenlenen ‘Nuri İyem Resim Ödülü’ yarışması bu yıl pandemi koşulları nedeniyle farklı bir formatta gerçekleştiriliyor.
Başvurmak isteyenlerin öncelikle 3-9 Mayıs tarihleri arasında www.evin-art.com web adresindeki başvuru formunu eksiksiz doldurmaları gerekiyor.
Sonra da açıklanacak listede yer alan katılımcıların yapıtlarını 1-3 Haziran tarihleri arasında Evin Sanat Galerisi’ne teslim etmeleri isteniyor.
Ayrıca Aralık 2018’de, genç yaşta aramızdan ayrılan Evin Sanat Galerisi’nin kurucusu Evin İyem’in anısına “Evin İyem Jüri Özel Ödülü” de verilmeye başlanıyor.
“Nuri İyem Resim Ödülü” ve “Evin İyem Jüri Özel Ödülü” sahipleriyle 24 Haziran’da açılacak Nuri İyem Resim Ödülü 2021 sergisinde buluşacak.
ATIĞIN İHTİMALLERİ
Kale Grubu’nun kültür ve sanata farklı bir bakış mottosuyla hayata geçirdiği Kale Tasarım ve Sanat Merkezi bu kez de farklı bir projeye imza atmış. Çalışmada sürdürülebilir bir gelecek için, çevre kirliliği atık üretiminin boyutları her yönüyle sorgulanırken güncel sanatın oluşumu da belgeleniyor.
Küratörlüğünü Yonca Keremoğlu ve Rana Kelleci’nin üstlendiği, ‘Atığın İhtimalleri: Biçim ve Süreç’ başlıklı sergi atığı yaratım aracı olarak kullanan altı sanatçının yapıtlarını bir araya getiriyor.
26 Nisan tarihinde çevrim içi olarak sanatseverlerle buluşan sergide Abdulvahap Uzunbay, Uluç Ali Kılıç, Pınar Akkurt, Berna Dolmacı, Aslı Smith ve Ali Kanal’ın çalışmaları yer alıyor.
Sürdürülebilir bir ekonomi ve daha yaşanabilir bir dünya için bir malzemenin atık haline gelmeden tekrar üretim ve tüketim döngüsüne katılabilmesine dikkat çeken yapıtların her biri arşiv niteliğinde bir yayın olarak tasarlanmış.
Paylaş