Gila Benmayor

Çağdaş sanat müzesi gibiyiz

1 Ocak 2012
10 yılı geride bıraktı KAGİDER. Türkiye’de kadın istihdamının artması için projeler geliştirmekle kalmadı başka ülkelere de örnek olmaya başladı. KAGİDER Başkanı Gülden Türktan “Çağdaş sanat müzesi gibiyiz. İstanbul’a adımını atan herkes bizimle görüşmek istiyor, herkesin yolu mutlaka Biz’e düşüyor” diyor

KAGİDER kurulalı neredeyse 10 yıl olmuş. Kurtsan Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Meltem Kurtsan’ın öncülüğünde kurulan KAGİDER’in (Türkiye Kadın Girişimciler Derneği) başarılarını adım adım izledim.
KAGİDER, 10 yılda kızların eğitiminden kadın girişimciliğinin desteklenmesine, kadın istihdamının artmasına kadar sayısız alanda faaliyet göstermiş. Üyesi sayısı 230’u aşmış.
Meltem Kurtsan, ta en başından beri derneğin her türlü girişimini biz kadın gazetecilerle paylaştı. Anadolu’da kadın girişimciliğini teşvik etmek için yaptığı gezilerde, yabancı kadın girişimci dernek üyelerini ağırladığı İstanbul Cihangir’deki evinde hep biz vardık.
Kurtsan’dan sonra bayrağı devralan Gülseren Onanç ile New York’ta Birleşmiş Milletler’in yolunu tuttuk.
Onanç’ın politikaya atılmasından sonra derneğin dümenine kısa bir süre için Dilek Bil geçti, sonra Gülden Türktan.
10. yıldönümü kutlayacak olan derneği konuşmak üzere yılın son günlerinde Gülten Türktan ile buluştuk.

CLINTON’IN DANIŞMANI

Sohbete başlar başlamaz Türktan “Çağdaş sanat müzesi gibiyiz. İstanbul’a adımını atan herkes bizimle görüşmek istiyor, herkesin yolu mutlaka Biz’e düşüyor” diyor.

Yazının Devamını Oku

TAV’a bir kez daha aferin

30 Aralık 2011
TAV’ın başarılarını yıllardır izliyoruz.

Beş ülkede 11 havalimanı işletirken, yapmış olduğu terminal binalarının sayısı da 12’yi buldu.

Suudi Arabistan Cidde, İzmir Dış Hatlar halkaya son katılanlar.

TAV’ın hizmetinden 2010 yılında 47.6 milyon kişi yararlanmış.

2020 hedefi ise 100 milyon.


TAV Havalimanları 2010 yılında 752,9 milyon euroluk değer üretmiş.


Yazının Devamını Oku

Amerikalı yatırımcı adalet sistemini beğenmiyor

27 Aralık 2011
FRANSA ile ticari ilişkilerin geleceğine son noktayı Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan koydu.

Suudi Arabistan’dan yaptığı açıklamada “Fransa’ya ticari ambargo yok” dedi.

Çağlayan yabancı yatırımlara da değinerek, Türkiye’de doğrudan yatırımları arttıracak yeni bir teşvik sisteminin de müjdesini verdi.

Ekonomi Bakanı’na göre “yatırımcının ağzını sulandıracak” teşvikler yolda.


Teşviklere diyeceğim yok acaba bugünün yatırım ortamı nasıl?


Geçenlerde Amerikan Şirketler Derneği ABFT Başkanı Rahşan Cebe ve Yönetim Kurulu üyesi Dr. Murat Aşık ile yapmış olduğum sohbette bunu konuştuk.


Yazının Devamını Oku

İspanya’nın Şişman umudu

25 Aralık 2011
İspanya ekonomisi zorda, ülkede işsizlik rekor seviyede. Borç içindeki İspanyol halkı umudunu Noel’den önce çekilen El Gordo yani şişman isimli piyangoya bağlamış durumda. 4 milyon Euro’luk büyük ikramiyeyi cebe atıp düze çıkmanın hayalini kurdular haftalarca Yüzde 22’lere varan işsizlik oranıyla Avrupa’da rekoru elinde bulunduran İspanya’nın en mutlu günlerine rast geldim.
Birkaç günlüğüne, Barcelona’da yaşayan çocukluk arkadaşımın yanına gittiğimde baktım o da bu ‘mutluluk rüzgârından’ payını almış neşeyle gülüyor. Havaalanından eve gelir gelmez elime ‘şişman’ı tutuşturuyor.
‘El Gordo’ yani ‘Şişman’ her yıl 22 Aralık günü yani tam Noel öncesi çekilişi yapılan İspanya’nın en büyük piyangosu.
Bileti satan bayilerin önünde her yıl İstanbul’daki Nimet Abla’nınkine benzer uzun kuyruklar oluşuyor.
‘Şişman’ın geçmişi 200 yıl öncesine dayanıyor. İlk kez 1812’de, vergi verenlere fazla yüklenmeden devletin gelirini artırmak amacıyla güneydeki Cadiz şehrinde uygulanmış.
Önemli geleneksel bir özelliği daha var. Yine tam 200 yıldan beri, Madrid’deki 5 asırlık San Ildefonso Koleji’nin küçük kız ve erkek öğrencileri kazanan numaraları açıklıyor. Öğrenciler sesleri güzel olanların arasından seçiliyor.

SEVİNCE BOĞULAN KÖY

Nedenini 22 Aralık günü ev halkıyla birlikte televizyonun karşısına kurulunca anladım. Ekrandaki küçük çocuklar kazanan numaraları açıklarken aynen dini ilahiler söyler gibiydiler.
‘Şişman’ın sistemi oldukça karmaşık: 00000 ile 84999 arası değişen beş haneli biletlerin birkaç serisi mevcut.
Kimi zaman kurumlar, barlar, kafeler, lokantalar bu serileri satın alıp başkalarına satıyor.
Bu yıl 4 milyon Euro’luk ‘Şişman’ı kazanan seri biletleri almış olan Huesca eyaletindeki Granen köyü oldu.
Sonuçların açıklanmasından sonra ekrana düşen görüntüler görülmeye değerdi doğrusu.
2000 kişilik köyün halkı meydanı doldurmuş, şampanyalar patlatılıyor. Dans edenler, sevinçten hıçkıra hıçkıra ağlayanlar.
Baktım kadının biri, “Çok ihtiyacımız vardı, borç harç içindeyiz, hayatımız kurtuldu” diye ağlıyor. Gerçekten ekonomik kriz İspanya’yı fena vurmuş durumda.

AYDA 25 METRE TUVALET KÂĞIDI

Evlerini krediyle alanların, paralarını ödeyemeyip sokaklara atıldıkları günlerden geçiyor ülke. Bir dönem ekonominin motoru olan inşaat sektörü yerlerde sürünüyor.
Mimarlar Sendikası’nın verilerine göre mimarların yüzde 35’i işsiz, yüzde 14’ü ise çaresiz başka bir iş yapıyor. Yüzde 2’si ise üniversiteye geri dönmüş. Ekonomi uzmanlarına göre, İspanya’da 1.1 milyon boş ev var. Bu ürkütücü rakam Türkiye’deki inşaat sektörünün de kulağına küpe olmalı bence.
Ekonomik krizin boyutuyla ilgili başka bir haberi arkadaşım veriyor: Katalonya Özerk Bölgesi’nin eğitim bakanlığı geçenlerde ilginç bir kısıntı kararı alıyor: Devlet okullarında çocuklar ayda ancak 25 metre tuvalet kâğıdı kullanabilecek. Durum öylesine vahim anlayacağınız.
Birinci ikramiye 4 milyon, ikincisi 1 milyon 250 bin, üçüncüsü ise 500 bin Euro olunca ‘Şişman’ın bu feci kriz ortamında ıspanyolları nasıl mutlu ettiği ortada.
Bize gelince ‘Şişman’ sadece biraz hayal verdi o kadar.
Yazının Devamını Oku

Fransız iş dünyası: Akıldışı hazin bir durum

23 Aralık 2011
ERMENİ yasasıyla ilgili gelişmeleri birkaç günlüğüne geldiğim Barselona’dan izlemeye çalışıyorum.

Rajoy Hükümeti’nin güvenoyu aldığı ve dört milyon euroluk büyük çekilişin yapıldığı gün Fransız Meclisi’ndeki oylama İspanyol televizyonunun da önemli gündem maddelerinden.

Tasarının arkasındaki esas isim Sarorkzy’nin yakını UMP milletvekili  Patrick Deveciyan ve Başbakan Erdoğan’ın görüntüleri sık sık ekrana düşüyor.

Soykırımı ink^ar yasasının onaylanmasından önce konuşmaların devam ettiği dakikalarda TÜSİAD Uluslararası Koordinatörü ve Boğaziçi Ensitüsü Başkanı Dr. Bahadır Kaleağası’na telefonla ulaşıyorum.

Fransız iş dünyasının nabzını iyi tutan Kaleağası TÜSİAD’ın müadili MEDEF Başkanı Laurence Parisot başta olmak üzere Fransız işadamlarının Sarkozy’nin girişimi karşısında kızgın olduklarını söylüyor.

“Türkiye ile Fransa arasında enerjiden yeni teknolojilere kadar sayısız işbirliği fırsatı varken Ermeni soykırımını ink^ar yasası “akıldışı hazin bir girişim” olarak tanımlanıyor” diyor.

Türk ve Fransız iş insanlarının yasaya karşı birlikte hareket ettiklerini, lobicilik yaptıklarını söylüyor.

 

EKONOMİK YAPTIRIM KAYGISI

Yazının Devamını Oku

Abdi İbrahim’den ‘bilinçli ilaç kullanın’ kampanyası

20 Aralık 2011
İLAÇ sektörünün oldukça çalkantılı günlerinde bir araya geldiğimiz Abdi İbrahim İlaç Başkanı Nezih Barut iyi haberi verdi.

Dede Abdi İbrahim tarafından 1910 yılında kurulmuş olan şirket kuruluşunun 100. yıldönümünde önemli bir kampanyaya imza atmaya hazırlanıyor.

Önümüzdeki günlerde kampanyanın sloganını hepimiz duyacağız.  

Ben sadece “bilinçli ilaç kullanmayla” ilgili olduğunu çıtlatayım.

Nezih Barut kampanyayla ilgili “Pek çoğumuz konu, komşunun tavsiyesiyle bilinçsiz bir şekilde ilaç satın alıp kullanıyoruz. Antibiyotik kullanımı bile gelişi güzel. Bu konuda halkın dikkatini çekmeyi amaçlıyoruz” diyor.   

Kampanyanın zamanlaması gerçekten önemli. 

Bir yanda ilaç sektörünün lideri 100. yılını kutluyor.

Diğer yanda ilaç sektörünün tüketimini arttırmak istiyormuş gibi bir hava esiyor.

Gün geçmiyor ki gazetelerde sektörle ilgili bir haber çıkmasın,

Yazının Devamını Oku

Küresel markaya küresel reklam yüzü

18 Aralık 2011
Arçelik dünyada üretimin inovasyonla desteklenmesi gerektiğini 20 yıl önce görmüş ve AG-GE birimini kurmuştu. Aradan geçen sürede Türkiye devinden küresel büyüğe dönüşme yolunda ilerliyor. Bu yoldaki son işbirliği yine küresel bir sanatçı olan Serra Yılmaz’la yapıldı Serra Yılmaz’ı ilk kez Ferzan Özpetek’in ‘Hamam’ filminde gördüm ve sevdim.
‘Harem Suare’ filminin masalcı Gülfidan’ı, daha sonra farklı rollerde, farklı yerlerde karşıma çıktı. Kimi zaman tiyatroda, kimi zaman uluslararası konferansların ıtalyanca ve Fransızca’daki başarılı çevirmeni olarak.
Serra Yılmaz’ı bu yaz televizyonda yemekli sohbet programlarında gördük. Şimdiyse Arçelik’in yeni çıkarttığı akıllı ankastre fırınlarının reklamlarında./images/100/0x0/55eb2717f018fbb8f8aeb7de
Hafta ortasında Koç Holding Dayanıklı Tüketim Grubu Başkanı ve Arçelik Genel Müdürü Levent Çakıroğlu’nun davetiyle ıstanbul’da, Rahmi Koç Müzesi’ndeki Halat Restaurant’ta Serra Yılmaz ile birlikteydik.
Buluşma biraz da kutlama havasındaydı. Zira Çakıroğlu’nun söylediğine göre, Arçelik bir süre önce, yüzde 30’luk pazar payıyla Güney Afrika’nın önde gelen beyaz eşya üreticisi Defy markasını satın almış.
“Global ağımızı genişletiyoruz. 14 fabrikamızın sekizi Türkiye’de, diğerleri Çin, Romanya gibi değişik ülkelerde” diyor Çakıroğlu.
Arçelik, Avrupa’da beyaz eşya sektöründe üçüncü sırada. 2011’in dokuz aylık cirosu 6 milyar 400 milyon lira.

SİHİRLİ SÖZCÜK İNOVASYON

Arçelik, global oyuncu olmak için 20 yıl önce AR-GE’sini kurmuş ve bugün cirosunun yüzde bir ila bir buçuğu AR-GE araştırmalarına gidiyor. Arçelik için sihirli sözcük ‘inovasyon’.
İnanmayacaksınız; Türk kahvesinin köpüğüyle herkesin gönlüne giren kahve makinesindeki patent sayısının adedi tam 16. Dünya patent liginde ilk 500’e giren ve 95’inci sırada yer alan tek Türk şirketi Arçelik.
Peki daha önce sevimli robot Çelik’i reklamlarının yıldızı yapan Arçelik Serra Yılmaz ile neden buluştu?
Levent Çakıroğlu bunu şöyle anlatıyor: “Serra Yılmaz çok gezen, çok lisan konuşan, dolayısıyla farklı kültürleri bilen, yemesini, içmesini seven gerçek anlamda dünyalı bir sanatçı. Arçelik markası da 116 ülkede farklı kültürlerden insanların evine giriyor. Biz de gerçek anlamda dünyalıyız.”

TRANSMEDYA DA NEYİN NESİ

Serra Yılmaz İstanbul, Paris ve Roma arasında yaşıyor. İtalya’da film çeviriyor, Ermenistan’da bir tiyatro piyesinde rol alıyor.
Her yaşadığı ülkede dostları için mutfağa giriyor ve mesela 10 kişilik yemeği bir saatte hazırlıyor. Hem de üç ayrı çeşidiyle...
Halat Restaurant’daki akşam yemeğinin Alzas usulü elmalı ve kremalı tatlısını hazırlamak üzere tezgâhın başına geçen Serra Yılmaz, “Ben de Arçelik gibi yeniliklere açığım” diyor.
Saçının tam önündeki metalik mavi meçiyle arkasındaki metalik ‘akıllı fırın’ çok uyumlu görünüyor.
Serra Yılmaz’ın yeniliklere açık olduğundan hiç kuşkum yok. Sinema, tiyatro, sunuculuk, çevirmenlik ve reklamdan sonra karşımıza ‘transmedya’ diye bir kavramla çıkıyor o gece.
Türkiye’de henüz kimsenin bu kavrama ‘uyanmadığını’ söylüyor. Bu da neymiş?
Anladığım kadarıyla aynı öyküyü değişik platformlarda sunmak gibi bir şey. Daha tafsilatlı bilgi için lütfen Serra Yılmaz’a başvurunuz.
Yazının Devamını Oku

IBM, Antakya’yı dünyaya açıyor

16 Aralık 2011
ANTAKYA Arkeoloji Müzesi mozaikleriyle dünyada üçüncü sırada geliyor.

İlk sırada Tunus Bardo Müzesi, ikinci sırada ise Gaziantep’in yeni Zeugma Müzesi var.


Benzersiz bir kaliteye sahip olan Antakya Müzesi’nin mozaiklerini ve diğer eserlerini turizmin en iyi olduğu yıllarda maksimum 25 bin kişi gezmiş.

Suriye ile ilişkilerin limonileşmesinden sonra bu sayının 16 bine kadar düştüğü söyleniyor.


Ancak şimdi İBM’nin hayata geçirdiği “Sanal Müze” projesiyle mozaiklere bir “tık” ile dünyada milyonlarca kişi ulaşabilecek.


Yazının Devamını Oku