Gila Benmayor

Gala Modern’in sponsorları ‘eve döndü’

13 Aralık 2011
İSTANBUL Modern’in gençlere ve çocuklara yönelik eğitim programlarını desteklemek amacıyla bu yıl üçüncüsü düzenlediği “Gala Modern” gecesinde 625 bin liralık gelir sağlandı.

Oya Eczacıbaşı’nın söylediğine göre, bununla 2012 yılında 40 bin gence daha ulaşılacak.

Gala Modern artık bir gelenek haline geldi.


Bu yıl “destek yarışı” için geceye özel olarak eser hazırlayan sanatçıları sayıyorum:

Taner Ceylan, Şükran Moral, Azade Köker, İnci Eviner, Ramazan Bayrakoğlu, Seçkin Pirim, Seyhun Topuz ve Ebru Uygun.

Ve tabii sahnede her zaman olduğu gibi Rafi Portakal.


Yazının Devamını Oku

Şeyha Moza

11 Aralık 2011
Katar Emiri şeyh El Thani’nin eşi şeyha Moza’nın girişimciliğine, kıyafet seçimindeki gustosuna diyeceğim bir şey yok ama şu çok eşlilik meselesi kafamı karıştırıyor İstanbul Haliç Kongre Merkezi’ndeki Türkiye İnovasyon Konferansı’nın açılışına Hayrünnissa Gül ile birlikte katılan Şeyha Moza’dan yine gözlerimi alamadım.
Tam adıyla Şeyha Moza Bint Nasser El Missad’ın zarafeti gerçekten etkileyici. Yedi çocuk annesi için şaşırtıcı derecede ince bir bedene sahip./images/100/0x0/55eb3ff8f018fbb8f8b4fdbe
Katar Emiri ve eşinin bu son Türkiye ziyaretinden önce Fransız Le Monde gazetesinde Şeyha Moza ile ilgili ilginç bir yazı okudum.
Katar First Lady’si esasında Katar Emiri’nin üç eşinden ikincisi. Hatlarını gizlemeyen kıyafet seçimiyle, saçlarının bir bölümünü açıkta bırakan türbanıyla ait olduğu coğrafyada farklı bir kadın portresi çizen Şeyha Moza’nın çokeşliliğe boyun eğmiş olmasına şaşmadım değil. Zaten Le Monde da tam bu noktaya parmak basmış.
Verdiği konferanslarda Batı’nın feminizmini reddetmekle birlikte İslam dünyasında kadının eve kapatılmasına karşı çıkan, sıklıkla demokrasiyi savunan Şeyha Moza’nın, Katar Emiri’nin çok eşliliği konusunda ne düşündüğü bir sır.

15 MİLYAR DOLARLIK VAKIF

Her neyse esasında değinmek istediğim konu Şeyha Moza’nın girişimciliği. Katar Üniversitesi sosyoloji bölümünden mezun Şeyha Moza, ünlü rejim muhalifi Nasır El Misnad’ın kızı. Aileler arasında barışın sağlanması için 18 yaşında Katar Emiri şeyh El Thani ile evlendirilmiş.
2003’ten beri Katar Emiri’nin yanında boy gösteren Şeyha Moza 15 milyar dolarlık bir vakfın başında.
İşkadını olaraksa Qatar Luxury adında lüks tüketim eşyalarının ticaretiyle uğraşan bir grubu yönetiyor. Qatar Luxury, geçen ağustos ayında Fransızların deri işçiliğinde ünlü markası Le Tanneur’ü satın almış.
Körfez bölgesindeki, eğitimli kadın girişimcilerin rol modeli olan Şeyha Moza’nın ünlü Harrods’un patronu olduğunu da unutmayın.

LONDRA’NIN YARISI ONLARIN

Mısırlı işadamı Muhammed el Fayed, 2010’da Harrods mağazasını Katar Emiri El Thani’ye ait Katar Holding’e 2.3 milyar dolara satmıştı.
Yeri gelmişken belirteyim: 50 milyar dolarlık bir serveti olduğu söylenen Katar şeyhi neredeyse Londra’nın yarısına sahip. Amerikan elçiliğinin binası bile ona ait. Şimdi ünlü müzayede evi Christie’s’i de satın almak istediği söyleniyor. Kişi başı milli hasılayla dünyanın bir numarası olan doğalgaz zengini Katar’ın ekonomisi bu yıl yüzde 16 büyüyecek.
Şeyha Moza’ya dönersem, girişimciliğine, kıyafet seçimindeki gustosuna diyeceğim bir şey yok ama şu çokeşlilik meselesi kafamı karıştırıyor.

Artık ABD değil Türkiye seksi

Katar’ın göz kamaştırıcı zenginliğini yazdıktan sonra ünlü markaların danışmanı Peter Fisk’in dikkatini Doğu’ya çevirmesine şaşmamak gerek.
Pazarlama Zirvesi’nin konuşmacısı olarak İstanbul’a gelen Peter Fisk ile bir yemekte tanıştım. Yıllardan beri Türkiye’de Eczacıbaşı, Pınar, Turkcell, Arçelik gibi markalara danışmanlık yapan Peter Fisk “Uluslararası iş dünyası için İstanbul gerçek bir esin kaynağı” diyor.
Dediğine göre, ABD ve Avrupa eski dünya, Türkiye ise ‘yeni dünya’. “Türkiye uluslararası markalar için ‘gelecek’ anlamında. ABD’den ziyade Türkiye seksi geliyor markalara” diye konuşuyor.
İşte bu yüzden Peter Fisk Türk iş dünyasına farklı düşünmenin yollarını gösteriyor. “Hayatta hem Einstein hem Picasso gibi düşünmek her şeyi değiştirir” diyor. “Geniusıstanbul.Com” sitesini kuran Fisk, Türk şirketlere bunun nasıl olacağını öğretmek iddiasında.
Yazının Devamını Oku

Akkuyu’nun riskleri avantajlarından fazla

9 Aralık 2011
RUSLARIN yapacağı Akkuyu Nükleer Santrali’nin eli kulağında.

Kamuoyu nezdinde riskleri ya da avantajları yeterince tartışmadan, Ruslarla anlaşmanın tam olarak neleri kapsadığını bilmeden “Bindik bir Alamete, Gidiyoruz Kıyamete” durumuyla karşı karşıyayız.


Dolayısıyla hafta başında duyurulan Ekonomi ve Dış politika Araştırmalar Merkezi EDAM’ın, “Nükleer Enerjiye Geçişte Türkiye Modeli” Raporu tam zamanında geldi.


Rapor, EDAM Başkanı Sinan Ülgen koordinatörlüğünde, Boğaziçi Üniversitesi’nden Profesör Dr. İlhan Or ve Doç. Dr. Gürkan Kumbaroğlu, Sabancı Üniversitesi’nden Doç. Dr. İzak Atiyas ve İstanbul Aydın Üniversitesi’nden Profesör Dr. Hasan Saygın tarafından kaleme alındı.


Bir akşam yemeğinde, 200 sayfalık bu değerli çalışmaya imza atanlara kulak verdik.


Yazının Devamını Oku

Otobüsüm elektrikli olsun

6 Aralık 2011
TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner geçen hafta “Dünya Enerji Görünümü” Raporu’nun açılış konuşmasında dikkat çekmişti.

Türkiye’nin karbon emisyonları endişe verici bir boyutta.

Durban’da devam eden İklim Değişikliği Konferansı’ndan gelen haberlere göre,  Türkiye adına iklim müzakerelerini yürüten Mithat Rende’nin açıklamaları karbon emisyonlarında ödün verilmeyeceğini gösteriyor.


Oysa tavan yapmış emisyonlarımızı düşürmek konusunda yapacak çok şey var.


Yeter ki çevrenizdeki vizyoner işadamlarına kulak verin.


Yazının Devamını Oku

Türk halısı şaşırdı

4 Aralık 2011
Memet Güreli’nin İkitelli’de ürettiği modern halı ve kilimleri ABD’nin yaklaşık 20 eyaletinde satılıyor. Kilim dokutmak için Denizli, Manisa ve İzmir’den bu işi bilenleri İstanbul’a getirterek eğitmiş. Ustaların, tasarımları ilk gördüklerinde “Abi sen şaşırdın mı” dediklerini anlatıyor gülerek... Kapalıçarşı’da üçüncü kuşak halıcı olan Memet Güreli öğle yemeğine çağırdığı konuklarını dükkânı Dhoku’nun önüne kurduğu şahane uzun sofrada ağırlıyor.
Takkeciler sokağı çarşının en renkli, en cümbüşlü sokaklarından biri.
Zaten hangisi değil öyle diyeceksiniz.
Kapalıçarşı lezzetleri peş peşe sofraya geliyor.
Gaziantep’in patlıcanlı kebabı, Kilis’in ezme kebabı ve tavası.
Yemeklerin lezzetleri, çarşının renkleri, sesleri derken sohbet başlıyor.
Dhoku benim Kapalıçarşı’ya her uğradığımda burnumu vitrinine dayadığım, klasik Türk halılarının bambaşka bir şeye dönüştüğü, Anadolu kilimlerinin bin bir şekle dönüşmüş olduğu bir dükkân.
Memet Güreli 15 yaşından beri Kapalıçarşı’da, çıraklıktan yetişmiş.
10 yıl öncesine kadar halıcı olarak ‘al-sat’ yaptığını anlatıyor.
Günün birinde eski halıları keserek, birbirine ekleyerek ‘patchwork’ (parçalı) halı imalatına başlamış ve Ethnicon markasını yaratmış.
‘Ethnic’ ve ‘Contemporary’ sözcüklerinden oluşan ‘Ethnicon’ Memet Güreli’nin halıda ne yapmak istediğini özetliyor:
“Halının hem yerel hem evrensel ve çağdaş bir dili olsun.”
Atlanta’da yine 10 yıl kadar önce Ethnicon markasıyla katıldıkları halı fuarı iş hayatlarında dönüm noktası olmuş.
Patchwork halılardan sonra doğal renkleriyle modern kilimler gelmiş.

SUPERPOOL TASARIMI KİLİMLER

Altı yıl önce ortaya çıkan Dhoku markası kilimlerin tasarımları çarpıcı.
Memet Güreli’nin içten bağlı olduğu Anadolu motiflerinin stilize edilmiş şekillerinin yanında modern çizgiler taşıyorlar.
Dhoku kilimlerinin tasarımlarını, mimarlık ve iç mimarlık alanında giderek adını daha çok duyduğumuz Superpool yapıyor.
Geçen hafta Bankalar Caddesi’nde kapılarını açan Salt Galata’nin içindeki ofisleri de tasarlayan Superpool, 2000’li yılların başında Hollandalı mimar Rem Koolhaas’ın ofisinde çalışan Selva Gürdoğan ile Danimarkalı Gregers Tang Thomsen tarafından kurulmuş.
Anadolu kilimlerinde ıskandinav esintilerinin olması bu yüzden sanırım.
Memet Güreli iki markası Dhoku ve Ethnicon ile ABD pazarında kendisine önemli bir müşteri portföyü oluşturmuş.
Ürettiklerine yurtdışından ve yurtiçinden talep arttıkça işlerini büyütmüş.
Kilim dokutmak için Denizli, Manisa ve İzmir’den bu işi bilenleri İstanbul’a getirterek eğitmiş.

ÜNLÜLERİN EVİNDE

Superpool’un tasarımlarını gördüklerinde “Abi sen şaşırdın mı” dediklerini anlatıyor Memet Güreli gülerek.
şimdi ıkitelli’deki halı fabrikasında hem kilim dokunuyor hem de Anadolu’nun çeşitli yerlerinden gelen el halıları ya patchwork’e dönüşüyor ya da yepyeni bir teknikle renkleri soldurulup dokusu ve motifleri bozulmadan başka renklere boyanıyor.
“Halıcılıkta inovasyonla fark yaratarak ve markalaşarak anlamlı bir şey yaptığımıza inanıyorum” diyen Memet Güreli’nın işleri 10 yılda yüzde 500 büyümüş.
Kapalıçarşı’da şu anda iki kardeşiyle birlikte iki Dhoku ve iki Ethnicon dükânının sahibi.
İkitelli’deki fabrikada üretilenler ABD’nin yaklaşık 20 eyaletinde satılıyor.
En önemli alıcılarından biri Beverly Hills’te büyük bir halı galerisi sahibi, ünlülerin halıcısı diye bilinen İranlı Mansur.
Güreli, “Mansur’dan aldığımız bilgiye göre bizim halı ve kilimler Clive Owen, Kim Bassinger, Sandra Bullock, Martha Stewart gibi ünlülerin evinde” diyor.
Modacılar Ralph Lauren, Sonia Rykiel, Armani de Dhoku’nun müşterileri.
Peki bizim bildiğimiz klasik, el dokuması o güzelim halılar, kilimler ne olacak?
Güreli, “Halıcılıkta yepyeni bir pazar başladı. Müşteri profili değişti. Bizim halılar artık önemli bir dekorasyon unsuru oldu” diyor.


Yazının Devamını Oku

Birol’un felaket senaryosu

2 Aralık 2011
ULUSLAR-ARASI Enerji Ajansı’nın baş ekonomisti Dr. Fatih Birol dün TÜSİAD’ın davetlisi olarak “Dünya Enerji Görünümü” Raporunu sundu.

Birol’un mesajları ilk kez bu kadar karamsar.

Dünyanın “enerji iştahı” giderek artarken, küresel ısınma ürkütücü boyutlara ulaşıyor.

Ekonomik kriz nedeniyle küresel ısınma, enerji verimliliği hükümetlerin gündeminden aşağıya kaymış durumda.

Herkes can derdine düşmüş.

Birol diyor ki:

“Küresel ısınma trendini tersine çevirmenin tek yolu ısınmayı 2 dereceyle sınırlandırma. 2017 yılına kadar bu konuda bir şey yapabilirsek ne âlâ. Yoksa tren kaçacak”.

Buyurun felaket senaryosuna.

Çünkü 2017’den sonra gerekli önlemler alınmadığı takdirde mevcut enerji santralleri, fabrikalar, binalar, arabaların saldıkları karbon emisyonları manevra alanı bırakmayacak.

Yazının Devamını Oku

Sanatta ibre Doğu’dan yana

29 Kasım 2011
BU yıl 6.sı yapılan Contem-porary İstanbul’a iki kez gittim.

Yine tüm galerileri dilediğim gibi gezdiğimi iddia edemem.


Yerli ve yabancı 90 galerisindeki 3 bin sanat eser arasında gönlüm kime kaydı derseniz Doğulu sanatçılara derim.

Japon, İranlı ve Pakistanlı sanatçılar favorilerim.


Merkezi Basel’de olan Jan Kossen galerisinde gördüğüm Pakistanlı Tazeen Qayyum’un minyatür sanatından etkilenmiş olan eserinde aklım kaldı.


Yazının Devamını Oku

İşte Fırtına Tanrısı

27 Kasım 2011
Meğer Gaziantep yakınlarındaki Karkamış antik kenti kazılarında Arabistanlı Lawrence diye bildiğimiz ünlü İngiliz casus da çalışmış. Neredeyse tam 100 yıl önce... Lawrence’ın o dönemde çok aramasına rağmen bir türlü ulaşamadığı Fırtına Tanrısı heykelini geçen ay Türk-İtalyan arkeolog ekibi buldu

Gaziantepli sevgili dostum, yerel Sabah gazetesinin sahibi Aykut Tuzcu, Zeugma’nın önemini ilk fark eden kişilerden biri. 2000’de Birecik Barajı’nın suları altında kalmadan önce ortaya çıkarılan Zeugma antik şehrinin dünyada tanınması için az şey yapmamıştı.
Dönemin The New York Times İstanbul temsilcisini Gaziantep’e davet ederek Zeugma’ya dikkat çekmeyi başarmıştı.
Hewlett-Packard’ın ikinci nesil ortaklarından, arkeoloji meraklısı David Packard, The New York Times’taki Zeugma makalesini okuyunca etkilenmiş ve kazılar için 5 milyon dolar vermişti. Packard Vakfı için çalışan İtalyan restorasyon uzmanlarını da Gaziantep’e göndermişti.
O günlerde Zeugma’ya gönül vermiş bendeniz ortalıkta görünmeyi pek sevmeyen David Packard’a telefonla ulaşmayı başarmıştım.
10 yıllık bir dönem için Zeugma antik şehrindeki kazılar, mozaiklerin restorasyonu, müze inşaatı ve araştırma merkezi için 100 milyon dolar daha vermeyi önermişti Packard.
Anlamadığım nedenlerden ötürü Gaziantep, Packard’ın bu önerisini geri çevirmişti. Bugün Zeugma Mozaik Müzesi’nde göreceğiniz mozaiklerin pek çoğunda Packard Vakfı restorasyon uzmanlarının da emeği var.

Yazının Devamını Oku