Paylaş
İlk sırada Tunus Bardo Müzesi, ikinci sırada ise Gaziantep’in yeni Zeugma Müzesi var.
Benzersiz bir kaliteye sahip olan Antakya Müzesi’nin mozaiklerini ve diğer eserlerini turizmin en iyi olduğu yıllarda maksimum 25 bin kişi gezmiş.
Suriye ile ilişkilerin limonileşmesinden sonra bu sayının 16 bine kadar düştüğü söyleniyor.
Ancak şimdi İBM’nin hayata geçirdiği “Sanal Müze” projesiyle mozaiklere bir “tık” ile dünyada milyonlarca kişi ulaşabilecek.
Hem Antakya, hem şahane mozaikleri dünyaya açılıyor.
İBM Türk Genel Müdürü Michel Charouk ve ekibi, projeye alt yapısıyla destek veren bilişim sektöründen İndex Grup CEO’su Erol Bilecik ile birlikte Antakya’dayız.
Antakyalı olan Erol Bilecik’in antik çağların bu önemli şehrinin “Sanal Müze”yle dünyaya açılmasındaki payı büyük.
Michel Charouk benzer projeleri Saint Petersburg’daki Hermitage Müzesi, firavunların hazineleri barındıran Kahire Müzesi ve Vatikan Müzesi Kütüphanesi için gerçekleştirdiklerini anlatıyor.
Bana sorarsanız Antakya’nın başına İBM’nin bu projesiyle “devlet kuşu” konmuş.
ZEUGMA İLE REKABET EDECEK
Gerginleşen Suriye ilişkileri yüzünden ekonomisi ağır darbe alan Antakya’ya “hayat öpücüğü” gibi bir şey bu proje.
Suriye ilişkilerine tekrar döneceğim.
Antakya ya da esas adıyla “Hatay Sanal Arkeoloji Müzesi”nin kullanıma açılışını yapan Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay yeni bir müzenin de müjdesini veriyor.
Antakya Arkeoloji Müzesi Müdürü Nalan Yastı’dan aldığım bilgiye göre, 2013 yılı temmuz ayında bitirilmesi planlanan müze 35 bin metrekarelik bir alana yayılacak ve 4 bin 500 metrekarelik mozaik kapasitesi olacak.
Bugünkü müzede ancak
Ne ki depolar dolu, yerin altı dolu.
Antakya’da kazmayı nereye vurursanız yerin altından bir zenginlik fışkırıyor.
Müteahhitliğin bu şehirde yeterince gelişmemesinin nedeni olarak bunu gösterenler var.
Bakan Günay, Zeugma Müzesi’nde halen 2 bin
Rekabete itirazım yok yeter ki Antakya’nın yeni mozaik müzesi Zeugma Müzesi gibi yılan hik^ayesine dönmesin.
HİLTON BİR MÜZE-OTEL
Kültür ve Turizm Bakanlığı Antep’teki yeni mozaik müze binasına çeki düzen vermek için epey uğraşmıştı.
Kuşkularımı Nalan Yastı gideriyor.
Antakya’daki yeni mozaik müzesi binasının, Gaziantep’teki Zeugma Müzesi’nin aksine “mozaiklere” göre inşa edileceğini söylüyor.
Projeyi üstlenen mimar Kemal Nalbant, müze yetkilileri, arkeologlar bir araya gelip tasarımı ortaya çıkartmışlar.
Antakya’da her yerden tarih, sanat eseri fışkırıyor demiştim.
Yeni ortaya çıkartılan yaklaşık 850 metrekarelik mozaik tabanın üzerine bir müze-otel inşa ediliyor.
Antakyalı işadamı Necmi Asfuroğlu’nun Hilton ile anlaşarak yapmakta olan müze-otel projesi mimar Emre Arolat’a ait veDünya Mimarlık Festivali’nden daha yeni bir ödülle dönmüş.
Suriye ile balayı günlerine dönmek istiyoruz
ANTAKYA’ya ayak bastığımız andan itibaren en fazla merak edilen konu Suriye ile gerginleşen ilişkilerin şehrin ekonomisine etkisi.
Hemen söyleyeyim ki, ekonomi fena darbe yemiş.
Antakya Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Hikmet Çinçin tabloyu açık yüreklilikle ortaya koyuyor:
“Suriye ile ekonomik ilişkilerden öte akrabalık ilişkilerimiz var. Örneğin annemin ailesinin yüzde 70’i Suriye’de yaşıyor. Benimkine benzer öyküler çok fazla. 40 yıllık soğuk ilişkilerden sonra vize muafiyetiyle son iki yıl balayı dönemi yaşadık. Hizmet, mal, insanların dolaşımında engel yoktu. İşler yine tersine döndü”.
Antakya bu Suriye ile yeni balayı döneminde özellikle turizmde büyük atılımlar gerçekleştirmiş.
Akın akın gelen Suriyeli turistler için yeni oteller, yeni alışveriş merkezleri gibi.
Bazı otel projeleri askıda, alışveriş merkezleri neredeyse sinek avlıyor.
En fazla darbeyi ise “bavul ticareti” yemiş.
Hikmet Çinçin, yılda 300 milyon dolara ulaşan “bavul ticareti” nin yüzde 99 oranında daraldığını söylüyor.
LOJİSTİK SEKTÖRÜ SIKINTIDA
Mesele sadece “bavul ticareti”, Antakyalı esnafın durumu değil.
7 bin 700 araçla Türkiye’nin en büyük TIR ve frigorifik kamyon filosuna sahip olan Antakya en büyük gelir kalemi lojistikte zor günler geçiriyor.
Suriye’nin serbest ticaret anlaşmasındaki bazı maddeleri askıya aldığını ilan etmesinden bu yana açık olan iki sınır kapısında (Cilvegözü ve Öncüpınar) TIR’lar ya uzun süre bekletiliyor ya yolculukları engelleniyor.
“Balayı” döneminde, TIR’lar Suriye’den mazotu daha ucuza alabildikleri gibi miktarda kısıtlama yoktu.
Şimdi fiyat ve miktar avantajı havaya uçmuş durumda.
Dolayısıyla Türk TIR’ları rekabet avantajlarını kaybetmiş.
Ancak en önemlisi bekletilen TIR’larda yaş meyve ve sebzelerin bozulma tehlikesi.
Dile kolay.
Türkiye’nin yaş meyve sebze ihracatının yüzde 40’ı Antakya’dan yapılıyor.
MÖSYÖ HABİBİ RAHAT
Çinçin’in verdiği rakamlara göre, Suriye’ye ihracat kasım ayında yüzde 35 oranında düşmüş.
Suudi Arabistanlı alıcı örneğin gözlerini Çin’e çevirmiş.
Suriye ile Türkiye arasındaki gerginleşen ilişkilerden pek fazla etkilenmeyen birine de rastlardım bu ziyaretimde.
Şehrin en gözde lokantası Sveyka’nın ortaklarından Mösyö Habibi.
Dokuz yaşına kadar Antakya’da büyüyen, gençliğinin önemli bölümünü İngiltere ve Fransa’da geçiren Mösyö Habibi şimdi günlerini Antakya ile Halep arasında geçiriyor.
Halep’te sahibi olduğu otel ve lokantanın deneyimlerini “havasının solumadan duramam” dediği bu şehre taşıyor.
Halep-Antakya yolculuğunu rahatlıkla yapıyor ve Esad rejiminin kolay kolay gitmeyeceğini düşünüyor.
Haklı olup olmadığını zaman gösterecek.
Paylaş