Paylaş
Dede Abdi İbrahim tarafından 1910 yılında kurulmuş olan şirket kuruluşunun 100. yıldönümünde önemli bir kampanyaya imza atmaya hazırlanıyor.
Önümüzdeki günlerde kampanyanın sloganını hepimiz duyacağız.
Ben sadece “bilinçli ilaç kullanmayla” ilgili olduğunu çıtlatayım.
Nezih Barut kampanyayla ilgili “Pek çoğumuz konu, komşunun tavsiyesiyle bilinçsiz bir şekilde ilaç satın alıp kullanıyoruz. Antibiyotik kullanımı bile gelişi güzel. Bu konuda halkın dikkatini çekmeyi amaçlıyoruz” diyor.
Kampanyanın zamanlaması gerçekten önemli.
Bir yanda ilaç sektörünün lideri 100. yılını kutluyor.
Diğer yanda ilaç sektörünün tüketimini arttırmak istiyormuş gibi bir hava esiyor.
Gün geçmiyor ki gazetelerde sektörle ilgili bir haber çıkmasın,
Tabii bu arada Sağlık Bakanlığı’nın başlattığı “Akılcı İlaç Kullanımı” kampanyası da söz konusu.
Kamunun başlattığı bir kampanyaya özel sektör de aynı şekilde destek veriyor.
Bu nokta önemli.
Zira kamu ile özel sektörün birlikte hareket etmesi nicedir dillerden düşmeyen “ilaç israfı” nda tabloyu değiştirebilir.
HER İKİ İLAÇTAN BİRİ ÇÖPE
Sağlık Bakanlığı’nın kampanyayla ilgili sitesinden öğrendiğime göre, dünyada tüketilen ilaçların yüzde 50’si gerektiği gibi kullanılmıyor.
Yani her iki ilaçtan biri çöpe gidiyor.
Türkiye de ilaçları “bilinçsiz kullanan” ülkelerin başında geliyor.
Antibiyotiği örneğin komşunun, arkadaşın tavsiyesiyle aldığımız yetmiyormuş gibi yarıda da kesiveriyoruz.
Kendisi de eczacı olan Nezih Barut “fitili yutan hastaya bile rastlıyoruz” diyor.
Türkiye’de çöpe giden ilaç miktarını merak ettim.
Öyle ya israf deyip duruyoruz bunun miktarı, ekonomiye maliyeti nedir?
Ne yazık ki, her sektörde ve her konuda olduğu gibi bununla ilgili net istatistiki bilgiler yok elimizde.
İstatistik sevmeyen bir milletiz.
Şöyle bir hesap doğru olabilir mi?
Yılda 15 milyar liralık ilaç tüketildiğini göz önüne alırsanız, her iki ilaçtan biri de çöpe gidiyorsa bu miktarın hadi yarısı demeyelim üçte biri yani 5 milyar lira havaya gidiyor denebilir mi?
ECZACI ÇOK, AR-GE ELEMANI YOK
Abdi İbrahim’in önümüzdeki ocak ayında başlaması planlanan ve 2012 yılı süresince devam edecek kampanya müjdesini veren Nezih Barut ile sohbete dönelim.
Barut, ilaç sektöründeki son gelişmelerde hem sanayicinin, hem eczacıların mağdur olduklarını söylüyor.
“Zararına bile olsa ilaç vermeye devam ediyoruz” diyor.
İki eşdeğer ilacı geçtiğimiz günlerde Fransa, Almanya, İtalya ve Hollanda pazarlarına sunan Nezih Barut cironun yüzde 5’inin Ar-Ge’ye gittiğini söylüyor.
“Yurt dışında bu rakam yüzde 15. Buna ulaşmak zorundayız” diye ilave ediyor.
İlaç sektöründe Ar-Ge alanında çalışacak eleman bulmak oldukça zormuş.
Zira eczacılıktan mezun olanların çoğu bir yıl daha üniversiteye devam edip “sanayi eczacılığı” okuyacak yerde eczane açıyormuş.
Türkiye’de eczane sayısı 24 bin.
Abdi İbrahim Ar-Ge için ilaç sektörü hayli gelişmiş olan Hindistan’dan eleman getirtmek zorunda kalıyor.
Eczacılık Fakülteleri bu duruma el atsalar ya.
REKLAM ve Tanıtım Şirketi Elan Altavia’nın Yönetim Kurulu Başkanı Zeynep Necipoğlu geçtiğimiz cumartesi günü Türk-Fransız Ticaret Derneği’nin başkanı oldu.
Necipoğlu, daha önce derneğin ilk kadın genel sekreteriydi.
Şimdi ise1885 yılında kurulmuş, Türk-Fransız 400 şirketin üye olduğu derneğin ilk kadın başkanı.
Sanofi-Aventis Türkiye Başkanı Olivier Guillaume’un “kişisel nedenlerle” başkanlıktan ayrılması üzerine bu göreve geldi.
Fransa ile Türkiye arasındaki ilişkilerin yeni fırtınalı bir döneme girdiği sırada Necipoğlu’nun görevi zor.
Dün Fransız Meclisi’nde “soykırımı ink^ar yasa tasarısı” nın görüşüldüğü saatlerde Zeynep Necipoğlu, TÜSİAD, TOBB ekibiyle birlikte lobi çalışmaları için Paris’e giden uçaktaydı.
Çantasında ise Cumhurbaşkanı Sarkozy’ye iletilmek üzere Türk-Fransız Ticaret Odası’nın mektubu vardı.
İstanbul’dan Elysee Sarayı’na giden mesaj bakalım ne diyor?
FRANSIZ YATIRIMI 15 MİLYAR DOLAR
“Türkiye ve Fransa iki büyük ekonomik ortaktır. İki ülke arasındaki ticaret hacmi 12 milyar euroya ulaşmıştır. Bunun 6,5 milyarı Fransa’nın ihracatıdır. Türkiye, Fransa’nın AB ve İsviçre dışında dünyadaki en büyük 3. ihracat pazarıdır. Bazıları pazarlarının liderleri olan Fransız şirketlerinin yatırım 15 milyar dolardır”.
Bu rakamsal verilerden mektupta sonra tasarının yasalaşması durumunda ekonomik ilişkilerin büyük zarar göreceği vurgulanıyor.
Özetle şöyle deniyor:
“Tarihi, hele bir başka ülkenin tarihini yazmak Fransız Parlamentosu’nun işi midir? Biz bu fikirde değiliz. Durum kaygı vericidir. Kabul edildiği takdirde bu yasanın neden olacağı onarılmaz ve kalıcı zararlar hafife alınmamalıdır”.
Zeynep Necipoğlu’nun Cumhurbaşkanı Sarkozy’ye ileteceği mektup böyle.
TÜSİAD, TOBB ile birlikte yola çıkan Türk-Fransız Ticaret Derneği kaygılarında haklı.
Ok yaydan çıktığı takdirde Fransa ile ilişkiler bir daha rayına zor oturur.
Ne ki, yasanın senatodan onaylanması ihtimalinin yüzde 80 olduğu söyleniyor.
Sarkozy’nin seçim hesapları her şeyin üzerinde.
Paylaş