Dr.Başak Demiriz

Kaygılarınıza ara verin bayramın tadını çıkarın

9 Ağustos 2013
Yoğun bir çalışma temposu ardından bedenimizin ve ruhumuzun molaya ihtiyacı var.

Bir araştırmaya göre, beş yıl boyunca hiç tatil yapmamış bir kişinin kalp krizi geçirme ihtimali, her yıl en az bir hafta tatil yapanlara göre yüzde 30 daha fazla. Bu yüzden kaygıları unutun ve bayram tatilinin tadını çıkarın.

Danışan: Bu bayramda tatile çıkmak istemiyordum, hiç tatil havasında değilim ama mecburen çıkıyorum.
- Dr. Başak: Neden mecburen?
Danışan: Çünkü işlerim şu sıralar çok yoğun, aslında her zaman yoğun ama eşime anlatamıyorum. Tutturdu tatile ihtiyacımız var diye.
- Dr. Başak: En son ne zaman tatil yapmıştınız?
Danışan: Sanırım dört beş yıl önce. Güzel bir tatil olmamıştı, yine çok yoğundum, işyerinden sürekli aradılar, eşimle tartıştık ve tatsızlık, huzursuzluk oldu. Gittiğime bin pişman oldum. Gittiğimiz yer de bir şeye benzemiyordu zaten. Hem param boşuna gitti hem de işlerden uzak kaldık. Ben titiz bir adamım. Kolay memnun olmam, bu yüzden önceden planlamam gerekir; nereye gidilecek, ne kadar para harcanacak, işler kime bırakılacak.
- Dr. Başak: Planlamak kötü bir fikir değil. Kaygınızı azaltır. Tatili daha huzurlu geçirmenizi sağlar.

Yazının Devamını Oku

Ergenin mi var derdin var!

3 Ağustos 2013
Çocuğunuzun ergenlikte bazı ‘yasak’ şeyleri denemek istemesi, daha özgür olma arzusu çok normal. Esas problem, sizinle iletişim içinde olmaması ve tüm bunları sizden gizli yapması...

Danışan: Dün gece kızım uyuduktan sonra telefonunu karıştırdım. Günlerdir arkadaşlarıyla sürekli mesajlaşıyor, merak ettim bu kadar saat birbirlerine ne anlatıyorlar diye. Mesajlarını okudum, çektikleri fotoğraflara baktım. Okuduklarıma, gördüklerime inanamadım, şoktayım. Sizden yardım istiyorum.
Dr. Başak: Kızınız kaç yaşında?
Danışan: 13 ama maalesef yaşından büyük gösteriyor. Yazdıklarını okusanız zaten kocaman kadın yazmış sanırsınız. Ne yapacağımı bilemiyorum, dün gece hiç uyuyamadım.
Dr. Başak: Neler öğrendiniz?
Danışan: Bizimkinin bir erkek arkadaşı varmış. Kendinden 4 yaş büyükmüş, bizim siteden bir oğlanmış neyse ki ama 17 yaşında bir oğlanın 13 yaşında bir kızla ne işi var? Bütün yazışmalar bu çocukla yaptıklarıyla ilgili. Nerelere gitmişler, neler yapmışlar, hiçbirinden haberim yok. Ben onları sitede oynuyorlar sanıyorum. Sigara denemiş, içki içmiş ama neyse ki sevmemiş, öyle yazmış kız arkadaşına.
Dr. Başak: Ergenlikte, bazı ‘yasak’ şeyleri denemek istemesi, karşı cinse ilgi duyması, ailenin kurallarını zaman zaman çiğnemesi, daha özgür olma arzusu çok normal, bunu bütün ergenler az çok yapar ama esas problem sizinle iletişim içinde olmaması ve bunları sizden gizli yapması.
Danışan: Evet, nasıl üzüldüm anlatamam. Peki şimdi ne yapacağım? Onunla yüzleşsem mi? Cezalandırsam mı?

Yazının Devamını Oku

Yalnızlık korkusu

26 Temmuz 2013
Sürekli “ancak bir ilişkim olursa mutlu olabilirim” diye kendinizi şartlandırırsanız, yalnız olduğunuz sürece mutsuz olup yalnızlığınıza lanet edeceğiniz kesin.

Böyle bir ruh halindeyken de insanlarla ilişki kurmak veya birinin ilgisini çekmek çok kolay olmaz!

Danışan: Kendimi çok yalnız hissediyorum. Bütün arkadaşlarım evlendi ama ben hâlâ bekarım. Ya hayatımın sonuna kadar kimseyi bulamazsam? Ya hep yalnız kalırsam? Çok korkuyorum.
- Dr. Başak: Bu konuyla ilgili olarak, korku dışında başka olumsuz duygularınız var mı?
Danışan: Umutsuzum, mutsuzum ve kızgınım. En çok da kendime kızıyorum, hâlâ düzgün bir ilişkim olmadığı için. Herkes beceriyor, ben niye beceremiyorum? Başkalarını el ele göz göze görünce kıskançlık da hissediyorum.
- Dr. Başak: Bu olumsuz duyguları hissederken aklınızdan geçen düşünceler neler?
Danışan: Ömür boyu yalnız kalacağım, yalnız kalmak zavallılık, başarısızlık işareti, ben çok şanssızım, kimse beni beğenmiyor, yaşlandıkça şansım azalıyor ve bunun gibi bir sürü düşünce aklımdan geçiyor. Bazen bütün gün bu düşünceler içinde boğuluyorum, ağlamaklı oluyorum.
- Dr. Başak: Sürekli böyle düşünceler içindeyken ve bu düşüncelerden dolayı umutsuz, mutsuz ve kızgın hissederken davranışlarınız, duruşunuz, bakışlarınız nasıl sizce?

Yazının Devamını Oku

Psikolojik sağlığınız bugünlerde ne durumda

20 Temmuz 2013
Danışan: Psikolojik olarak sağlıklı olup olmadığımı anlamanın bir yolu var mı?

- Dr. Başak: Siz kendinizi sağlıklı hissediyor musunuz?
Danışan: Bana bir problemim yokmuş gibi geliyor ama arkadaşım “Psikoloğa gitmelisin, normal değilsin” diye o kadar çok ısrar etti ki ben de geldim. Siz “normal” olup olmadığımı nasıl anlarsınız?
- Dr. Başak: Önce bir şikayetinizin veya etrafınızdakilerin sizden bir şikayetinin olup olmadığını sorarım.
Danışan: Benim bir şikayetim yok.
- Dr. Başak: İnsanlar, çoğunlukla, bir şeyler yolunda gitmediğinde, problemler yaşadıklarında, problemlerle baş edemediklerinde yardım isterler. Sizin bir şikayetiniz olmadığına göre hayatınızı istediğiniz gibi yaşıyorsunuz ve gayet mutlusunuz. Bu durumda yapabileceğim bir şey yok.
Danışan: Evet ama çevremdekilerin şikayeti var.
- Dr. Başak: Ne gibi?

Yazının Devamını Oku

Anne-baba olmak çok zormuş!

6 Temmuz 2013
Anne-baba olmak hiç kolay değil.

Sonuçta bu, 24 saat ve 7 gün boyunca hiç durmadan yapmanız gereken, büyük sorumluluk ve fedakarlık isteyen bir iş...

Danışan: Anne olmak bugüne kadar yaptığım işler arasında en zoru. İki üniversite okudum, en az 5 değişik şirkette değişik pozisyonlarda çalıştım, 50 kişiyi yönettiğim zamanlar oldu, bu kadar zorlanmadım.
- Dr. Başak: Haklısınız, anne-baba olmak hiç kolay değil. 24 saat ve 7 gün boyunca hiç durmadan yapmanız gereken, büyük sorumluluk ve fedakarlık isteyen bir iş. Üstelik bunun için okula gidip eğitim de almadınız.
Danışan: Okulu olsa kesinlikle giderdim. Her şeyi tam yapmak istiyor insan; sağlıklı olsun, hastalanmasın, iyi eğitim alsın, başarılı olsun, hobileri olsun, mutlu olsun, iyi arkadaşları olsun... Ufacık bir hata yapsam bütün hayatını mahvederim diye korkuyorum. Düşünsenize, bir insanın hayatı sizin ellerinizde, siz en iyisi için uğraşıyorsunuz ama yine de yaptığınızın doğru olup olmadığına emin değilsiniz. İş hayatımda bile bu kadar kaygılandığımı bilmem.
- Dr. Başak: Karşımıza çıkan zorluklarla nasıl baş edeceğimizi bilemediğimizde veya bilmediğimizi düşündüğümüzde kaygımız artar. Kaygımız arttığında panik oluruz, kendimize güvenimiz azalır.
Danışan: Ben de panik durumdayım. Kendimi sürekli başka annelerle kıyaslıyorum, hep bir şeyleri eksik yapıyormuşum gibi hissediyorum.
- Dr. Başak: Kaygıyı azaltmanın en iyi yolu, size zor gelen, korkutan, kaygılandıran durumla baş edebilmek için bu durumla ilgili becerilerinizi ve bilginizi artırmaktır.

Yazının Devamını Oku

Onlara ne anlatıyorsunuz

29 Haziran 2013
Fiziksel yaralar geçiyor ama ruhsal yaralar kolay kapanmıyor. Çocukların son dönemde olan bitenleri anlayıp kendilerini güvende hissedebilmeleri için konuşmanız faydalı olur.

Danışan: Gezi Parkı olayları ile ilgili çocuklarımla ne konuşacağımı, olan biteni nasıl anlatacağımı bilemiyorum.

- Dr. Başak: Çocuklarınız kaç yaşlarında?
Danışan: 8 ve 14 yaşında iki oğlum var.
- Dr. Başak: Olayların ne kadar farkında olduklarını biliyor musunuz?
Danışan: Abimin 22 yaşındaki kızı eylemlerde yaralandı. Başına gelenler bizimkileri korkuttu. Çok zor günler geçirdik, hâlâ kendimizi toparlayamadık.
- Dr. Başak: Çok geçmiş olsun. Bu olaylar sırasında sizin gibi birçok aile olumsuz etkilendi. Söylediğiniz gibi, fiziksel yaralar geçiyor ama ruhsal yaralar kolay geçmiyor. Çocuklar da doğal olarak bu olayları duyuyor, hissediyor ve anlamaya çalışıyorlar. Onların olan biteni anlayıp kendilerini güvende hissedebilmeleri için konuşmanız faydalı olur.

Yazının Devamını Oku

Fikir çatışmalarından korkmayın çözüm yollarını bilmek yeterli

21 Haziran 2013

Gezi Parkı eylemleri sayesinde fikir ayrılıklarıyla baş edemediğimizi de gördük. Oysa fikir uyuşmazlığı gayet normal bir durum. Bundan korkmamızın tek nedeni, nasıl ele alacağımızı bilmiyor olmamız.

Danışan: Gezi Parkı olaylarını ilk günden beri takip ediyorum ve geri-
liyorum. Bu gerginlik beni yıprattı. En kötüsü de komşularımla aramız bozuldu.
Dr. Başak: Neden?
Danışan: Gezi Parkı’ndaki gençlere yardım ettim diye beni çok eleştirdiler. Annem bile “Ne işin var orada, ya başına bir şey gelirse!” diye söylendi. Annemi anlıyorum, ben de kendi oğlumu yollamak istemedim ama oğlum 21 yaşında, onu nasıl tutabilirim ki? Her gün oradaydı. Benimki de anne yüreği, içim rahat etmedi, onlara yemek götürdüm. Bunu gören komşularım bana cephe aldı. Benimle tartıştıklarında, kibarlığımdan sustum ama çok üzgünüm.
Dr. Başak: Kendinizi anlatamadığınızı mı düşünüyorsunuz?
Danışan: Anlatamadım. Ben kavgadan korkarım. Kimseye karşı gelemem, istemediğim şeyleri söyleyemem.

Yazının Devamını Oku

Gezi Parkı olayları psikolojimizi nasıl etkiledi?

14 Haziran 2013
Gezi Parkı olayları sırasında yaşanan şiddet, kişilerin sadece bedenine değil, ruhuna da ciddi zararlar veriyor.

Son birkaç gündür hiç keyfim yok.
Canım sıkkın ama niye bilmiyorum.
Çok gerginim, insanlarla boş yere tartışıyorum.
Uykularım düzensizleşti.
Durup dururken ağlıyorum.
Başımıza kötü şeylerin gelmesinden korkuyorum.
Olaylara neden olan kişilere çok kızgınım.

Yazının Devamını Oku