Onlara ne anlatıyorsunuz

Fiziksel yaralar geçiyor ama ruhsal yaralar kolay kapanmıyor. Çocukların son dönemde olan bitenleri anlayıp kendilerini güvende hissedebilmeleri için konuşmanız faydalı olur.

Haberin Devamı

Danışan: Gezi Parkı olayları ile ilgili çocuklarımla ne konuşacağımı, olan biteni nasıl anlatacağımı bilemiyorum.

- Dr. Başak: Çocuklarınız kaç yaşlarında?
Danışan: 8 ve 14 yaşında iki oğlum var.
- Dr. Başak: Olayların ne kadar farkında olduklarını biliyor musunuz?
Danışan: Abimin 22 yaşındaki kızı eylemlerde yaralandı. Başına gelenler bizimkileri korkuttu. Çok zor günler geçirdik, hâlâ kendimizi toparlayamadık.
- Dr. Başak: Çok geçmiş olsun. Bu olaylar sırasında sizin gibi birçok aile olumsuz etkilendi. Söylediğiniz gibi, fiziksel yaralar geçiyor ama ruhsal yaralar kolay geçmiyor. Çocuklar da doğal olarak bu olayları duyuyor, hissediyor ve anlamaya çalışıyorlar. Onların olan biteni anlayıp kendilerini güvende hissedebilmeleri için konuşmanız faydalı olur.
Danışan: Konuşursam daha fazla korkarlar diye endişeleniyorum.
- Dr. Başak: Onlarla sakin, hassas, koruyucu bir tavırda konuşursanız korkmazlar. Kimsenin onlarla bu durumları konuşmaması onları daha fazla korkutur. Ayrıca siz konuşmasanız bile televizyondan, arkadaşlarından, sosyal medyadan birçok şey duyuyorlar. Konuşmaktan kaçınmak olayları kafalarında daha da büyütmelerine, korkularının derinleşmesine neden olur.
Danışan: Onların sormalarını mı beklesem?
- Dr. Başak: Bazı çocuklar konuyu hiç açmazlar. Ya nasıl konuşacaklarını, ne soracaklarını bilemedikleri için ya da anne-babalarını üzmemek için. Bu nedenle en azından şu anda neler hissettiklerini anlayabilmek adına konuşmak şart.
Danışan: Büyük oğlumla konuşmam gerektiğini düşünüyorum ama küçük acaba anlayamaz mı?
- Dr. Başak: Çocuklar 4-5 yaşından itibaren etraflarındaki olaylar hakkında konuşabilir, yetişkinleri dinleyebilir, öğrenebilirler. Ama oğullarınızın yaş farkını göz önünde tutarak her ikisi ile ayrı ayrı konuşmak daha doğru olur. Çocuklarınızın arasında 1 yaş bile olsa, algıları farklı olacağı için ayrı ayrı konuşmak gerekir. Bunun için önce doğru bir zaman belirleyin. Konuşmanın uzun sürebileceğini hesaba katarak, konuşmanızın bölünmeyeceği, bir yandan da oğullarınızın konuşmak isteyeceği bir zaman bulun.

BUNLARA DİKKAT EDİN

Önce dinleyin! Onun ne bildiğini, nasıl yorumladığını ortaya çıkarmaya çalışın. Basit sorularla başlayabilirsiniz; “Neler olduğu hakkında hiç düşünüyor musun?” gibi...
Özellikle küçük çocuklar, gördüklerini, duyduklarını, düşüncelerini karışık anlatabilirler, sakın anlamış gibi yapmayın, “Ne demek istediğini anlayamadım” şeklinde sorular sorarak dinlemeye devam edin, yoksa iç dünyalarına giremezsiniz.
Neler olduğunu anlatmaya başlamadan önce duygularını anlamaya çalışın. Korkuları, endişeleri olabilir. Bunları rahatça ifade edebilmeleri için ortam hazırlayın. Küçük çocuklarla beraber resim yapmak, duygularını anlatmalarına yardımcı olabilir. Daha büyüklerle, yürüyüş yaparken konuyu açabilirsiniz.
Onu eleştirmeden, yargılamadan dinleyin ki kendini rahat hissederek, utanmadan, çekinmeden istediği soruları sorabilsin.

BAZEN SUSMAK ZOR GELEBİLİR

Onu dinlerken kendinizi zor tutabilir, duygu, düşüncelerinizi paylaşma ihtiyacı duyabilirsiniz. Fakat bunları aktarmanızın faydası olmaz, sadece taşıyamayacakları bir yük vermiş olursunuz. Yeni soruları, korkuları akıllarına getirmiş olursunuz.  
Eğer sizin neler düşündüğünüzü ve hissettiğinizi sorarlarsa, olayların sizi de olumsuz etkilediğini, üzdüğünü paylaşmalısınız. Bu, onların hissettiklerinin normal olduğunu, yalnız olmadıklarını hissetmeleri için gereklidir. Diğer yandan, her şeyin eski haline döneceğini anlatmak, umut verici konuşmalar yapmak, güvende hissetmelerini sağlar.
Olaylarla ilgili çok fazla detaya girmeyin fakat gerçekleri de değiştirmeyin, abartılı bir dille anlatmayın.
Çocuğunuzun öncelikle duymak istediği, güvende olup olmadığıdır. Yetişkin olarak onun güvenliğinden sorumlu olduğunuzu ve bunun için gerekli önlemleri aldığınızı, onu koruyacağınızı ona anlatın.
İleride olabilecekler üzerine fikir yürütmeyin. “Ne olacak?” diye sorarlarsa, “Bilmiyorum ama hayatımızın normal şekilde devam etmesi için anne-baba olarak elimizden geleni yapacağız” demek yeterlidir.

KÜFÜRLÜ KONUŞMAYIN

Olayların içinde şiddet olduğunda, hedef aldığınız insanları, onların düşünce şekillerini, dinlerini, kültürlerini, etnik kökenlerini, sosyal yapılarını, eğitimlerini veya mesleklerini aşağılayarak, kızgın, küfür içeren, uygun olmayan konuşmalar yapmayın. Şiddete şiddetle cevap vermenin doğru olmadığını, başka yöntemler gerektiğini vurgulayın.
Size “Peki neden bunlar oluyor?” şeklinde sorular soracaktır. Bu sorulara verdiğiniz cevapların net ve sade olmasına dikkat edin. “İnsanların birbirinden farklı düşünceleri var ve anlaşamadıklarında çatışma içine giriyorlar” şeklinde bir açıklama ile görüş ayrılıklarının normal fakat bazen çözme şekillerinin yanlış olduğu mesajını verebilirsiniz. Daha büyük çocuklarla çatışmaları çözme yöntemleri ile ilgili daha derin konuşmalara girebilirsiniz. 
Her yaşın ihtiyaçlarına göre konuşmaya hazırlıklı olun. Okul öncesi ve ilköğretim çağındaki çocuklar kayıtsız şartsız anne-babalarına inanır ve onların yönlendirmesine ihtiyaçlar duyarlar. Daha büyük çocukların ise olayla ilgili soruları, fikirleri vardır ve bunları tartışmaya ihtiyaç duyarlar. 
Çocukların duygularını gösterme biçimleri de yaşlarına göre değişiklik gösterir. Küçük çocuklar anne-babalarına daha bağımlı olma, kabuslar görme, yatağını ıslatma gibi daha önce yapmadığı davranışlara başlayabilirler. Ergenler ise kavgacı tavırlar içine girebilir veya tam tersi içine kapanabilir, sizden uzaklaşıp daha çok arkadaşlarıyla vakit geçirmek isteyebilirler. Bu değişimin normal olduğunu hatırlayın. Diğer yandan bu değişiklikler 1 aydan uzun sürerse olaylarla baş edebilmek için profesyonel yardım alma ihtiyaçları olabilir.

Haberin Devamı

KENDİNİZE DE ÖZEN GÖSTERİN

Haberin Devamı

Çocuklarınızın sürekli olarak medyanın haber bombardımanında kalmasına izin vermeyin. Bu sadece kaygılarının artmasına neden olur. Eğer sizin seyrettiğiniz bir ortamda mecburen bulunuyorsa, kısa tutmaya gayret gösterin, uygun olmayan görüntüler olursa televizyonu kapatın.
Çocukların kendilerini güvende hissedebilmeleri için yaşamınızın rutinini, evinizin düzenini bir an önce eski haline geri getirmeye çalışın. 
Olaylar devam ederken, çocuklarınızın hâlâ etki altında olduğunu düşünüyorsanız, onlara normalden daha fazla zaman ayırın. Beraber kitap okuyun, oyunlar oynayın, uyumasına yardım edin, ekstra şefkat gösterin. 
Kendi psikolojik ve fiziksel sağlığınıza özen gösterin. Uyku, doğru beslenmek, aile ve arkadaşlardan destek almak, böyle zamanlarda ihmal edilir ama siz kendinize iyi bakmazsanız çocuklarınıza da iyi bakamazsınız. Ayrıca, sizin olumsuz olaylarla baş etme şekliniz çocuklarınıza model olacaktır.

Haberin Devamı

NOT: Psikoterapi diyalogları, yaşanmış hikayelerden esinlenilerek, psikoterapi sürecinde kullanılan yöntemlere örnek oluşturmak amacıyla yaratılmıştır. İçeriği psikolojideki bilimsel gelişmelere paralel olmakla beraber genel bilgilendirme ve tavsiye niteliğindedir.

Yazarın Tüm Yazıları