Ateş Yalazan - Arşiv Balıkçısı

Katille tahliyesine tavla oynayan bakan

20 Nisan 2022
Süleyman Aktaş, memleketimizin önemli bir eksiğiymiş gibi yansıtılan “seri katillik” müessesesinde üst sıralarda yer alır.

İlk cinayetini 1986’da işlese de ona lakabını kazandıran cinayet serisinin yılı 1994.

Antalya’da komiser Nuri Keskin’i öldürdükten sonra 4.5 yılda tedavi gördüğü hastaneden salınan Aktaş, memleketine, Denizli’nin Çambaşı köyüne döndü. İşte hem köyü hem de Aktaş’ı Türkiye gündemine taşıyan cinayetler bundan sona başladı. 24 Temmuz 1994’te köyde üç vahşi cinayet işlendi. Ramazan ve Rukiye Kocatepe çifti ile Yıldırım Kılıç öldürülüp kafalarına ve gözlerine çiviler çakıldı.

Köylülerin ifadeleri alınınca Aktaş cinayetleri itiraf etti. Bu itirafın ardından bir ay önce 24 Haziran’da aynı köyde öldürülen Ayşe ve İsmail Güneş çiftinin mezarları açıldı. Onların da kafalarında çivi izi vardı.

Güneş çiftini de Aktaş’ın katlettiği ortaya çıktı.

Köyde ve tüm Türkiye’de büyük infial oluştu.


Yazının Devamını Oku

ABD’nin arka bahçesindeki ağır yenilgi

17 Nisan 2022
Yaklaşık iki aydır dünyanın en sıcak konusu Rusya’nın Ukrayna’yı işgali. Rusya, bu ülkede hak iddia ediyor.

Bundan yarım asır önce de dünya bir başka işgal hareketiyle çalkalanıyordu.

Küba’da ABD yanlısı Batista rejimi, 1959’da Fidel Castro liderliğindeki devrimciler tarafından düşürülmüştü.

O tarihe kadar arka bahçesi olarak gördüğü Küba, ABD’nin ellerinden kayıp gitmişti. Ve tabii kumarhaneler, uluslararası şirketlerin gelirleri de...

ABD bu kaybı hazmedemedi. İki yıl süren bir hazırlığa girişti.


18 Nisan 1961

CIA’İN PİLOTLARI

Küba Devrimi’nden iki yıl sonra, 17 Nisan 1961’de sabaha karşı ABD’nin desteklediği sürgündeki Kübalılar, bir işgal harekâtı başlattı.

Yazının Devamını Oku

Bu gözler neler gördü

16 Nisan 2022
Refik Koraltan, Türk siyasi hayatının en önemli isimlerinden biriydi.

Hem Demokrat Parti’nin (DP) kurucusuydu hem de DP iktidarının TBMM Başkanı’ydı. Kesintisiz tam 10 yıl bu koltukta Meclis’i temsil etmişti.

27 Mayıs’ın ardından Yassıada’da yargılandı ve idam cezasına çarptırıldı. Cezası müebbet hapse çevrildi. 1966’daki afla serbest kaldı.

Bir daha siyasete dönmedi.

17 Haziran 1974’te İstanbul’da hayatını kaybettiğinde 83 yaşındaydı.

Koraltan, bugün bile çok az insanın yaptığı bir bağışa imza attı.

Kornealarını Göz Bankası’na bağışladı.

BİR CHP’LİYE NAKLEDİLDİ

Yazının Devamını Oku

Unutulmaz fotoğrafın çekildiği gece

14 Nisan 2022
29  Ekim gecesi Ankara Esenboğa Havalimanı olağanüstü bir gece yaşıyordu.

Havalimandaki tüm trafik durdurulmuş, meydan tamamen karartılmıştı. Değil terminallere, havalimanı arazisine bile tek bir kişi alınmıyordu.

Meydanın terminallere uzak apronunda bir uçak park etmişti, THY’nin Ayvalık uçağı.

Uçak, Adana’dan havalandıktan sonra Erdal Aksu isimli PKK’lı terörist tarafından kaçırılmıştı.

Korsanın bir elinde bir el bombası, diğerinde tabanca vardı. Uçağın Lozan’a gitmesini istiyordu.

Pilotlar, “Yakıt almamız gerek. Önce Sofya’ya inelim” diyerek Bulgaristan’a uçuyor gibi yapıp, uçağı Ankara’ya yönlendirdi.

Korsanın anlamaması için bir süre havada tur attı uçak, Türkiye’de olduğunu anlayacağı meydandaki her ışık karartıldı.

Korsan Bulgaristan’da olduğunu düşünüyordu. Ama uçak Esenboğa Havalimanı’na indi.

Yazının Devamını Oku

Hitler’in son 10 gününü uşağı anlattı

10 Nisan 2022
Adolf Hitler, dünyada 50 milyondan fazla insanın ölümüne neden olan, Yahudi soykırımında 6 milyon kişinin kanını elinde taşıyan bir diktatördü.

Kendi ülkesini de yıkıma götüren Hitler’in bir sığınakta geçen 10 günü hep ilgi çekti. Bunun üzerine filmler çekildi, kitaplar yazıldı. Aslında bu 10 güne ilişkin sırları ağırlıklı olarak özel uşağı Heinz Linge’nin anlatımları aydınlattı.

Linge’nin hatıraları, Türkiye’de yayın haklarının sahibi olan Hürriyet’te 1955’te yayınlandı. Günlerce süren bu yazı dizisinde eli kanlı diktatörün ve yakın çevresindekilerin son anları anlatıldı.

HEİNZ LİNGE

RUS TOPÇUSU BERLİN’İ SARSIYORDU

Rus birlikleri Berlin’i iyice kuşatmış, artık top mermileriyle vuruyordu. Son günlerini Başbakanlık binasının altındaki sığınakta geçiren Hitler ve kurmayları, bu top atışlarıyla sarsılıyordu.

Tüm dünyayı kasıp kavuran, milyonlarca insanın ölümüne yol açan bu savaş, Berlin’in göklerinde, sokaklarındaydı artık. Rus askeri adım adım kenti ele geçiriyordu.

Yazının Devamını Oku

İstiklal Madalyalı Tarzan

9 Nisan 2022
Tüm Türkiye’nin “Manisa Tarzanı” olarak tanıdığı Ahmet Bedevi, Türkiye’nin ilk çevrecisi kabul edilir.

Doğa sevgisi uzaktan değildi. Tam doğanın kalbinde yaşadı.

Bağdat yakınlarında 1899’da dünyaya geldi.

Ailesinin kan davası nedeniyle Kurtuluş Savaşı sırasında ülkesinden kaçtı.



İltica ettiği Gaziantep ve Batı Cephesi birliklerinde milli mücadeleye katıldı.

Kurtuluş Savaşı’nda önemli kahramanlıklara imza attı. Bu başarılarından dolayı İstiklal Madalyası ile ödüllendirildi.

Yazının Devamını Oku

Unutacak kadar çok evlenmişti

8 Nisan 2022
Geçen hafta sinema dünyasında evlilik rekoru kıran iki dünya yıldızını yazmıştım.

Türkiye’de aynı rekoru ısrarla kovalayan ve egale eden ünlü bir film yıldızı daha vardı.

Bu isim, günümüz insanına biraz uzak gelebilir. Ancak bir dönem Yeşilçam’ın en aranan ve en beğenilen jönlerinin başında geliyordu. Orhan Günşiray, hayatı boyunca tam 8 evlilik yaptı. Çapkınlıklarıyla biliniyordu.

1963 yılında 5’inci evliliğini sonlandırdıktan sonra ayrıldığı eşlerini tek tek Hürriyet’ten Fecri Ebcioğlu’na anlatmıştı.

İlk evliliğini 1948’de henüz talebeyken yapmıştı. Ferhan Hanım ile evliliği sadece 9 gün sürmüştü.

İkinci eşi Perhan Ar’dı. İlk evliliğinden iki yıl sonra evlendiği Perhan Hanım’la birlikteliği 6 yıl sürdü.

“Ben evliliği seven adamım” deyip Meliha Başkut ile dünya evine girdi ünlü oyuncu. Altı ayda karar vermişti evliliğe. İki ayda ayrıldı.

Dördüncü eşi Gülsevil Tayga ile evliliğini şöyle anlatıyordu:

Yazının Devamını Oku

Fırtınanın içindeki sessiz veda

7 Nisan 2022
Bugün Çoban Yıldızı denildiğinde çoğu kişinin aklına o ezgi gelmez.

Ama duyunca hemen mırıldanmaya başlarız.

İşte o melodi Türkiye’nin Eurovision macerasının sinyal müziğidir. Bugünkü adıyla jingle...

On yıllar boyunca Eurovision Şarkı Yarışması’nın Türkiye’deki yayını bu melodiyle açıldı. Ta 1975’ten itibaren.


Çiğdem Talu

Bu bestedeki imza genç bir isme, Melih Kibar’a aittir.

İşte bu ezgi aynı zamanda Türk pop müziğinin en muhteşem ikilisini bir araya getirmiştir:

Çiğdem Talu-Melih Kibar.

Yazının Devamını Oku