Alain Delon, önceki gün “Yaşlanmak berbat” diyerek ötanazi isteyince bir anda gündemin tepesine tırmandı.
Yaşlılıkta görünüşünün değişmesinden de şikayetçiydi.
Oysa hemen herkes, “en güzel yaşlanan yıldız” olarak kabul eder onu.
Zaten 1989’da yapılan bir araştırmada, “en yakışıklı” erkek seçilmesi boşuna değildi. O zaman 53 yaşındaydı ama her iki kadından biri oyunu Delon’a vermişti.
11 MART 1989
Çünkü 6 yıllık aradan sonra “Kartallar Yüksek Uçar” dizisiyle dönmüştü ekranlara.
Ama hemen ardından önceki kuşaklar gibi “Turist Ömer”le, “Ofsayt Osman”la, “Küçük Hanımfendi” filmleriyle bir daha tanıdık. Hiç unutmadık.
Sadri Alışık, tiyatronun ve sinemanın en özel oyuncularından biriydi.
En bilinen rolü Turist Ömer’dir.
Isparta’da askerliğini yaparken, “artist” olduğu için kötü davranılıyordu Sadri Alışık’a.
Tertipi Balıkçı Ahmet ona kol kanat germişti. Çok yakın dost oldular.
Ama
Polisler bohçayı açtığında paramparça edilmiş kombinezonlar, iç çamaşırları, eteklikler, terlikler ve bir de siyah şemsiye gördüler.
Bohçada ayrıca Şehir Tiyatroları ile yapılmış kontrat, borç senetleri, fotoğraflar ve mektuplar vardı.
Tüm evrakın üzerinde çok ünlü bir isim yazılıydı:
Cahide Sonku.
Savcılıktan izin alındı. Beyoğlu Bekar Sokak’taki evinin kapısı kırıldı. İçerisi mezbelelikti. Kırık içki şişeleri, parçalanmış eşyalar...
0 KASIM 1966
Vatandaşlarını savaş bölgesinden tahliye eden ülkelerden biri de Türkiye.
Bundan 25 sene önce bugünlerde böyle bir tahliye operasyonu yaşanmıştı.
Arnavutluk’ta bankerzede isyanı bir iç savaşa dönüşmüş, başkent Tiran’a kadar ulaşmıştı.
Durum çok korkutucuydu. Türkiye hızla harekete geçti.
17 MART 1997
Ülkenin değişik şehirlerinde dağınık durumdaki 252 Türk vatandaşı Tiran Büyükelçisi
Ünlü oyuncu ve dublaj sanatçısı Ferdi Tayfur, operet sanatçısı eşi Melek Kobra ile birlikte dublaj yapıyordu.
Hemen buraya bir not düşeyim. Bahsettiğim Ferdi Tayfur, şarkıcı Ferdi Tayfur değil.
Ondan çok önce yaşamış önemli bir oyuncu, yönetmen ve dublaj sanatçısı. Bir kuşak onu Laurel-Hardy’nin Türkçe seslendirmeleriyle tanır.
Dublaj yaptıkları bir gün, Melek Hanım hastalanınca Ferdi Tayfur, kardeşi Adalet Cimcoz’u çağırır.
Cimcoz
Demirel’in siyasi hayatında kurduğu ikinci hükümetti bu. Gerçi daha çok kuracaktı.
Ancak bu seçimlerin ardından partisi içindeki muhalefet nedeniyle onu zor günler bekliyordu.
1970 yılında bütçe oylamaları çok sancılı geçti.
Demirel’in parti içi muhalefetle arası o kadar açıldı ki, 11 Şubat 1970’te Meclis’teki bütçe oylamalarında 41 Adalet Partili vekil ret oyu verdi.
Demirel’in bütçesi 224 oyla reddedildi.
Bu isimler siyasi tarihe 41’ler olarak geçti.
Bütçenin reddi, hükümete güvensizlik anlamına geliyordu. Yeni bir hükümet yoldaydı.
Şirketlerden devletlere, bu çağın en önemli iletişim biçimi haline geldi bu teknoloji.
80’li yıllarda ise tahmin edebileceğiniz gibi böyle toplantılar sadece bilim kurgu fantezisiydi.
Bu fanteziyi gerçekleştiren isim ise dönemin Başbakanı Turgut Özal oldu.
Kalp ameliyatı için ABD Houston’da bulunan Özal, 4 Mart 1987’deki Bakanlar Kurulu’na uydular aracılığıyla görüntülü katıldı.
O dönem için sıra dışı olan kabine toplantısında başbakanın koltuğuna bir ekran yerleştirildi.
Özal, koltuğunda yer alan ekran ile Houston’dan kabineyi yönetti.
Ebcioğlu İstanbulluydu. 2 Mart 1927’de Cihangir’de, Susam Sokak’ta doğdu. Çocukluğundan itibaren müziğe çok meraklıydı.
Henüz 26 yaşındayken, çalıştığı havayolu şirketi hava trafik uzmanı olması için onu ABD’ye eğitime gönderdi. Üç yıl yaşadığı ABD’de havacılıktan çok müzikle uğraştı. DJ’lik kursuna gitti, televizyonlarda çalıştı. Dönünce müzik yazıları yazdı, İstanbul Radyosu’nda müzik programları yaptı.
Radyodaki programları ilericiydi. Türkiye’de hiç duyulmamış plakları çalıyordu. 1960’ta Hollanda’dan dönerken diline Fransızca şarkı C’est Ecrit Dans Le Ciel’in melodisi takılmıştı. Uçak biletinin arkasına bu şarkı için Türkçe sözler yazdı. Döndükten sonra bir gece Çatı kulübe gitti. Sahnede İlham Gencer vardı. Çok ısrar edilince piyanonun başına geçti.
C’est Ecrit Dans Le Ciel’i yazdığı Türkçe sözlerle seslendirdi. Alkış kıyamet, o gece bu şarkıyı sahnede tam 11 kez söyledi.
Bugün bile nostalji kanallarında sık sık çalınan Bak Bir Varmış Bir Yokmuş işte böyle doğdu.
Türkiye’de ilk kez bir yabancı şarkıya Türkçe sözleri o yazmıştı.