Paylaş
Türkiye’de aynı rekoru ısrarla kovalayan ve egale eden ünlü bir film yıldızı daha vardı.
Bu isim, günümüz insanına biraz uzak gelebilir. Ancak bir dönem Yeşilçam’ın en aranan ve en beğenilen jönlerinin başında geliyordu. Orhan Günşiray, hayatı boyunca tam 8 evlilik yaptı. Çapkınlıklarıyla biliniyordu.
1963 yılında 5’inci evliliğini sonlandırdıktan sonra ayrıldığı eşlerini tek tek Hürriyet’ten Fecri Ebcioğlu’na anlatmıştı.
İlk evliliğini 1948’de henüz talebeyken yapmıştı. Ferhan Hanım ile evliliği sadece 9 gün sürmüştü.
İkinci eşi Perhan Ar’dı. İlk evliliğinden iki yıl sonra evlendiği Perhan Hanım’la birlikteliği 6 yıl sürdü.
“Ben evliliği seven adamım” deyip Meliha Başkut ile dünya evine girdi ünlü oyuncu. Altı ayda karar vermişti evliliğe. İki ayda ayrıldı.
Dördüncü eşi Gülsevil Tayga ile evliliğini şöyle anlatıyordu: “Gülsevil ile ikinci karımdan sonra tanışmıştım. Derhal istedim ama ailesi üçüncü karım diye vermediler. Kısmet dördüncü karım olmasıymış.”
Bu evliliğinden bugünün ünlü tiyatro oyuncusu Mahir Günşiray geldi dünyaya.
O tarihteki son evliliğini ise Zeynep Baykal ile yaptı Günşiray. Bir yıl üç ay evli kaldı. Zeynep Hanım, çok çalıştığı için bırakmıştı ünlü oyuncuyu.
21 ARALIK 1963
‘TÖVBE ETTİM’
Buraya kadar anlattıklarım 1963 yılının haberiydi.
Günşiray 2002’de Hürriyet’ten Yener Süsoy’a verdiği röportajda ise daha önce bahsetmediği bir evliliğinden söz ediyordu.
Bu ilk evliliğiydi ve şöyle anlatıyordu: “1947’deki ilk eşimin adı Ayşe’ydi, ama şimdi soyadını hatırlıyorsam şerefsizim. Zaten 20 gün sonra ayrıldık, öyle bir şeydi.”
1963’teki röportajının başlığı, “Orhan Günşiray tövbe etti: Artık evlenmeyeceğim”di.
Tabii ki tahmin edilebileceği gibi iki kez daha evlendi. Sonraki iki eşi, Gülçin Esen ve hayatını kaybettiği 2008’e kadar evli kaldığı Gülten Günşiray’dı.
Yıllar sonra evlilikleri için şöyle diyecekti: “Bu kadar evlilik yapan adama çapkın denir mi? Hıyarlık benimki.”
9 EYLÜL 2002
İSTANBUL’A ÇAMURUN YAĞDIĞI GÜN
SAATLİ Maarif Takvimi, 8 Nisan’ı, yani bugünü, Kırlangıç Fırtınası’nın başlangıcı olarak işaret eder.
Tahmin edebileceğiniz gibi kırlangıçların göç mevsimine göre verilmiştir bu isim.
9 NİSAN 1960
Bazı yıllar birkaç gün kaysa da gerçekten de 8 Nisan bir fırtınayı bekler.
Bu fırtına zaman zaman bayağı etkiler hayatı.
Bundan 62 sene önce, tam da bugün işte öyle bir gündü İstanbul için.
Kente tüm gün çamur yağmıştı.
Bu çamur yağmuru Hürriyet’in 9 Nisan 1960 tarihli sayısının manşetindeydi. Ve şöyle anlatılıyordu:
“Sarımtrak ve siyah renkte yağmurla karışık bir halde yağan çamur, evvela taksilerin, otobüslerin ve kamyonların üzerinde müşahade edilmiştir. Daha sonra pardösüler, şapkalar, şemsiyeler ve evlerin taşlıkları çamur içinde kalmıştır.”
UÇAKLAR İPTAL OLDU
Aralıksız yağan çamur, trafikte yoğunluğa neden olduğu gibi uçak seferlerini de engellemişti: “Bursa, Afyon, Balıkesir, Bandırma, Akhisar, Samsun ve Konya uçak seferleri yapılamamıştır. Yabancı şirketlere ait bir uçak Yeşilköy’e inemeyip Atina’ya, diğer bir ecnebi uçak da Ankara’ya dönmek zorunda kalmıştır.”
Çamur yağmurunun tek adresi İstanbul da değildi. Bandırma ve Karadeniz Ereğlisi de bu çamur banyosundan nasibini almıştı.
Daha sonraki yıllarda Türkiye’deki ilk hava bültenini hazırlayıp sunan isim olan Ali Esin, o dönemde Yeşilköy Meteoroloji İstasyon Şefiydi. Esin, bu çamur yağmurunun nedenini şöyle açıklıyordu:
“Güneydoğu Anadolu’da mevcut alçak basınç ile ilgilidir. Suriye ve Irak havalisinde arz sathından itibaren esmekte olan doğu ve güney doğulu rüzgarlar kuvvetli olmaları hasebiyle kum ve toz fırtınaları yapmakta, yağışlı bölgelerdeki yağmur, tozlarla birlikte arz sathına düşerek renkil yağışı tevlit etmektedir.”
Özetle bu çamur Suriye ve Irak’tan geliyordu. Bu çamur yağmuru o kadar kuvvetliydi ki o günkü Hürriyet’e manşet olmuştu.
Paylaş