Onu ve yaptığı çalışmaları anlatmaya cümleler, sayfalar yetmez. 1971'de Olympia’da konser veren ilk Türk olan, Yunus Emre’yi dünyaya duyuran, 1973'te Bulgaristan'daki Uluslararası Altın Orfe Şarkı Yarışması'nda ikincilik ödülünü alan, 1977’de Polonya Sopot Uluslararası Müzik Festivali’nde dünya birinciliğini kazanan, ‘Hamlet’ karakterini canlandıran, Zeki Müren’in isteğiyle sahneye çıkıp şarkılar söyleyen, tiyatroda çok oyunda rol alan, beyaz perdede de adından söz ettiren, sanata katkılar sağlayan, oyuncu adaylarına eğitimler vermeye devam eden, tiyatronun kilometre taşlarından, değerli oyuncu Ayla Algan sohbet konuğum…
#Ayla Algan25 yaşında hayat dolu bir genç neden sakince yürüyüş yaparken dinlenme ihtiyacı hisseder? Yedi ay boyunca hastanelerin neredeyse tüm branşlarına başvuran bir adam 3-5 basamak çıkamayacak hale geldiğinde ne düşünür? 1-7 Nisan Kanser Haftası vesilesiyle bu hastalığı yenenlerle konuştuk. Uzman doktorlara hastalarından ne öğrendiklerini sorduk. Süleyman Tuğra Şenol “Özel tarihler hasta olduğum günleri hatırlatıyor ama olumsuz etkilemiyor. Daha çok hayat dolu oluyorum” diyor.
#GazetehaberleriBir önceki filmi “Niyazi Gül Dörtnala”da üç senaristle birlikte çalışan ancak gişede beklediği başarıyı bulamayan Ata Demirer, bu hafta vizyona giren “Olanlar Oldu”da ise bildiği en iyi şeyi yaptı; yine kendi yazıp kendi oynadı. Üstelik bu sefer iki karakteri aynı anda canlandırdı, hem Zafer hem de Döndü olarak seyirci karşısına çıktı.
#Cengiz SemercioğluHepimiz bu haldeyiz. Zihnimizin gerisinde Türkiye ile uğraşıyoruz. İçten içe endişeliyiz. Korkuyoruz. Tedirginiz. Herkesin dilinde aynı soru: N’olacak bu memleketin hali. Aynen Elif Şafak’ın son romanı ‘Havva’nın Üç Kızı’ndaki Mensur Bey’in dediği gibi, “Demokrasi olan memlekette bir adam sarhoş oldu mu, ‘Ah ne oldu benim güzel sevgilime?’ diye ağlar. Demokrasi olmayan yerde ise, ‘Ah ne oldu benim güzel memleketime?’ diye...” İşte biz bu haldeyiz. Ağlıyoruz.
#HürriyetŞeytan tüyünün hası onda! <BR>Görür görmez seviyorsunuz.<BR>‘İyi insan yüzü’ var. Sağlam adam, güvenilir adam duruşu var. <BR>Okuyunca siz de göreceksiniz. Çünkü o gerçek anlamda bir mahalle çocuğu. Bir yanıyla efendi bir tarafıyla acayip fırlama. O kadar sevimli ki beş dakikada yakın akraba gibi hissediyorsunuz.<BR>İlker Ayrık başarılı bir tiyatro oyuncusu ve hocasıyken önce dizilerle sonra ‘Ben Bilmem Eşim Bilir’ yarışmasıyla neredeyse bütün Türkiye’nin en sevilen isimlerinden birisi oldu.<BR>Ama sempatik olan sadece kendisi değil, yarışmada onlar son derece sıkı bir ekip.<BR>Yarışmayı birlikte hazırlıyorlar ve arada o kadar eğleniyorlar ki, bize de seyrederken, gülmekten ve hoş vakit geçirmekten başka yapacak bir şey kalmıyor.<BR>İlker Ayrık her ne kadar “Sıradanım” diye bas bas bağırsa da aslında hiç de öyle biri değil. Tam tersine bence sağlam değerlere sahip bir sanatçı.<BR>İyisi mi okuyup kendiniz karar verin!<BR>
Psikiyatrik şikayetler günümüz dünyasında giderek artıyor. Yaşanan sorunlara karşı tahammül eşiği giderek aşağıya düşüyor. Bu nedenle de strese bağlı olarak pek çok ruh sağlığı şikayetleri dile getiriliyor. İlişki sorunları en sık yaşanan problemlerden. Konuşmayı unutan, kendini ifade edemeyen, çok kolay kavga eden bir toplum olma yolunda hızla yol almaktayız. Türkiye acaba hangi sorunları yaşıyor? İnsanımızın en çok sorduğu ruh sağlığı soruları nelerdir? Psikiyatrik sorunlara çare aramak bakımından hangi seviyedeyiz? NP Grup Uzman Psikologlarından Necmettin Gürsoy bu konulara açıklık getirdi.
Elimde tuttuğum kitap, insanın niyetine göre cinayet aleti ya da savunma silahı olarak kullanılabilir: 600 sayfa. Tuğladan daha ağır. Bir kitap, cüssesiyle bu kadar korkutucu olabilir. Ama elinize alıp okumaya başladığınızda, bir o kadar da şaşırtıcı. Çünkü kardeşim, o tuğlayı bir güzel yalayıp yutuyorsunuz. Tıkır tıkır akıyor. Belki de Hasan Cemal’in bugüne kadar yazdığı kitapların en akıcısı. Konu da bir hayli heyecanlı.