Yapma Emre, Orhan Pamuk’un nesi aydın

Güncelleme Tarihi:

Yapma Emre, Orhan Pamuk’un nesi aydın
Oluşturulma Tarihi: Nisan 08, 2005 00:00

Emre Aköz, Orhan Pamuk’un entelektüel olduğunu söylüyor. Aköz’e göre Pamuk, ‘1 milyon Ermeni’yi öldürmedik mi’ diye sorarak kendi milletini rencide ettiği için entelektüelliğin şartını yerine getirmiş. Emre, Umberto Eco’nun sözünü örnek vermiş; ‘Entelektüelin görevi kriz çıkartmaktır, krize çözüm bulmak değil’.Yapma Emre, her kriz çıkartana entelektüel demek mümkün mü? entelektüelin görevlerinden biri de kriz çıkartmak olabilir ama milleti rencide etmeyi başaran herkese aydın denir mi?Sahi entelektüel kime denir? Her üniversite mezununa entelektüel denir mi? Her ünlüye?.. Her sanatçıya?.. Her kitap yazarına?..Atıyorum üniversite mezunu Selami Karapençeli entelektüel midir mesela? Ya da kendisinden sanatçı diye bahsedilen Hülya Avşar’a entelektüel diyebilir miyiz? Orhan Pamuk, kitapları çok satıyor diye mi entelektüelden sayılıyor. O halde Metal Fırtına’nın yazarı Orkun Uçar’da mı entelektüel?Diyorlar ki Orhan Pamuk fikrini söylediği için linç edilmeye kalkışılıyor. Orhan Pamuk’un, 1 milyon Ermeni’yi öldürdük demesinde bir fikir yok ki. Türkler 1 milyon Ermeni öldürdü demenin nesi fikir? Bu bir iddia, o kadar. İçinde en ufak bir fikir kırıntısı yok ki, fikrini söyledi diye eleştiriliyor olsun.İşte entelektüeli sıradan sanatçıdan, sıradan siyasetçiden, sıradan ünlüden ayıran bir kriter bu noktada ortaya çıkıyor. Gerçek bir entelektüel ortaya fikir içermeyen bir iddia atıyorsa, bir olguyu gerçek olarak sunuyorsa, bu söylediklerinin gerçekliğini ispat etmek zorundadır.Gerçek bir entelektüel fikirlerini, gerçekliğini kanıtlayamadığı olgularla desteklemeye kalkışmaz. Dünya nüfusunun dörtte üçü aç diyorsa, bu bilgiyi bilimsel bir araştırmaya dayandırması gerekir. Kafadan atılan rakamlarla entelektüellik yapılmaz.Orhan Pamuk’un 1 milyon Ermeni’yi öldürdük demesi ve sonra ispatla denilince ortalıktan tüymesi entelektüellik değildir. Entelektüelin fikir özgürlüğü elbette vardır. Ama yalan söyleme özgürlüğü yoktur. Entelektüel ortaya fikre değil olguya dayalı bir iddia atıyorsa, bu olgunun gerçek olmadığını iddia edenlere karşı gerçek olduğunu ispat etmek zorundadır. Yoksa yalancı durumuna düşer.Orhan Pamuk iyi, çok iyi bir yazar. Üstelik dünya markası olmayı başarmış, övünmemiz gereken bir yazar. Ama iyi bir yazarı, ne kadar iyi bir yazar olursa olsun, gerçekliğini kanıtlayamadığı bir iddiayla insanları rencide etmeyi başardı diye entelektüel olarak yutturmak, gerçek entelektüellere haksızlık olur.Movieplex sinemaları seyircisine saygılıSinemalarda filmlerden önce gösterilen reklamların süresinde ipin ucunun kaçmış olmasını eleştiren yazıma yurtdışında yaşayan okurlarımdan yoğun itiraz geldi. Yazımda ‘Çağdaş batılı ülkelerde de filmlerden önce reklam gösterilir. Ama önemli bir farkla. Reklamlar filmin ilan edilen başlama saatinden önce gösterilir’, demiştim ya... Özellikle İngiltere ve Almanya’da yaşayan okurlar, ‘Burada da durum Türkiye ile aynı’ diye itiraz ettiler. İngiltere ve Almanya’da bana öyle denk gelmiş demek ki. Çağdaş batı dünyası bu iki ülkeyle sınırlı değil. İngiltere ve Almanya’da aynı hatalı uygulamaya prim veriliyor olmasının da bir önemi yok.Özen Film’den Nizam Eren’in gönderdiği mesaj, tartışmaya katkı sağlamak açısından çok daha önemli. Nizam Eren grup sinemalarının bu konuda daha ilkeli olduğunu söylüyor. Örneğin Movieplex sinemalarında oynatılan film ne olursa olsun reklam kuşağına 8 dakika ayrılıyormuş ve hiçbir salon bu süreyi kesinlikle aşmıyormuş. Eren, ‘Asıl işi sinemacılık olan hiçbir grup buna izin vermez’ diyor. Ne diyeyim, asıl işi sinemacılık olmayanlara da örnek olmasını dileğiyle.Türk Telekom satılmasınTürk Telekom’un satılması artık akıl kárı değil. Telekomünikasyon Kurumu’nun düzgün çalışmasının sağlanması ve telekom sektörünün adil serbest rekabete açılması çok daha önemli. Bu konudaki ayrıntılı yazımı, Hürriyet’in ücretsiz eki e.yaşam’ın bugünkü sayısında okuyabilirsiniz.Feminist çatlatan yarışmaHürriyet’in pazartesi günkü ‘sübmanşet’inde, ‘Size Anne Diyebilir miyim’ isimli TV yarışmasının sonucu ‘Ayak yıkadı kazandı’ başlığıyla verilmiş. Haberin spotunda ‘Aysel, geçtiğimiz haftalarda Volkan’ın ayağını yıkamış ve kadınların tepkisini çekmişti’ yazıyor. Başlık ve spot birbirleriyle çelişiyor. Eğer Aysel’in damat adayının ayağını yıkaması kadınların tepkisini çektiyse, nasıl olmuş da Aysel halktan diğer yarışmacılara göre çok daha fazla oy almış. Ayak yıkamaya tepki gösteren kadınlar tepkilerini ayak yıkayan Aysel’e oy vererek mi dışa vurmuşlar, kadınlar tepki gösterdi diye erkekler mi Aysel’i desteklemişler? Anlamak mümkün değil.Aysel’in ayak yıkadığı için birinci olduğu saptaması doğru olsa bile, bunda yadırganacak, eleştirilecek bir durum göremiyorum. Bu tip yarışmalara kısa mesajla oy gönderen Türk kadınlarının çoğunluğunun, koca ayağını yıkamaya sempatiyle baktığını gösterir ki, alan memnun satan memnun olduktan sonra kime ne? Erkeklerin çoğunluğu da kadın dırdırıyla, pop feminist yaygarasıyla aşağılanıyor, ne yapalım yani?Ayak yıkama faslının, şaka olduğu aşikardı. Ne ayak yıkama yüceltilmesi ne de topluma kötü örnek olması gibi bir durum söz konusuydu. Mizah duygusunu giderek kaybeden bir millet olmaya başladık ki, asıl tehlikeli olan bu.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!