Daha sonbaharın serinliğini hissetmeden haberleri duymaya başlamıştık. Yepyeni sergiler, konserler, festivaller, oyunlar, filmler ve kitaplar yoldaydı. Eylül ayının gelmesiyle birlikte kültür ve sanat dünyası da sezonu açtı, birbirinden güzel etkinliklerin, yayınların tarihi belli oldu. İçlerinden kaçırmamamız gerekenleri derledik.
#EylülTürkçeye ilk kez çevrilen Güney Koreli yazar Jeong You Jeong, ‘İyi Evlat’ta bir psikopat etrafında genişleyen, şaşırtıcı, zaman zaman şiddet dolu ve ürpertici ama bir o kadar da hüzünlü bir hikâye anlatıyor. ‘İyi Evlat’ iyi kurgulanmış, iyi işlenmiş, iyi anlatılmış bir roman. Temposunu, tekinsizliğini ve duygusal etkisini hiç yitirmiyor.
#Çağdaş Güney Kore EdebiyatıHayatta en sevdiğim yer hep İstiklal Caddesi oldu. Taksim’den aşağı kaptırdım mı, içimi heyecan kaplar, o hava, o renk cümbüşü kalp atışlarımı hızlandırırdı. Beyoğlu’nun karnavalımsı ortamında, insanlar kaybolur, eşitlenir ve her seferinde yeni bir maceraya atılırdı. Biliyorum, pek çoğunuz için de öyle, Beyoğlu canımızı yakan, kişisel bir mesele. 2000’lerin ortasındaki ‘altın yıllar’da burası Avrupa’nın en gözde semtlerinden biriydi. Newsweek dergisi “Cool İstanbul: Avrupa’nın en havalı kenti” kapağıyla çıktığında, kimsenin umurunda olmamıştı. Bundan şüphemiz yoktu ki... Ve başrolde Beyoğlu vardı. Peki sonra ne oldu? Sert bir düşüşe geçti. Sokaktaki masaların kaldırılması, sembol mekânların kapanması, Gezi olayları ve terör saldırılarından sonra bir süre hayalet şehre dönüştü. Batılı turist kayboldu, boşluğu Arap turist ve mülteciler doldurdu. Meyhaneler kebapçı, barlar nargileci oldu. Sokakta Türkçeden çok Arapça duyulmaya başladı. Ve ayağını kesen kesim, “Beyoğlu bitti, Ortadoğululaştı” noktasına geldi. Bu doğru mu? Yaşanan dönüşüm ne ve arkasında ne var? Açık bir kafayla gittik, haftalarca çalıştık... Esnafla, tarihçilerle, mimarlarla, sanatçılarla konuştuk. Ara Güler’e de kulak verdik, İranlı sokak müzisyenlerine de... Beyoğlu Belediye Başkanı’yla Tarlabaşı’ndaki lüks inşaatları da gezdik, tam dibindeki mültecilerin gecekondularına da konuk olduk...En önemli şey kulak vermek, anlamak ve şehir hakkına sahip çıkmak... Beyoğlu’nun kaderi Türkiye’nin de kaderi. Dört gün sürecek yazı dizimiz hafta içi Hürriyet’te devam edecek. Haydi, hep beraber Taksim’den aşağıya bir süzülelim...
#BeyoğluShow TV ekranlarında hayat bulan yeni yarışma programı “Yeni Bir Hayat”ın ilk bölümü yayınlandı. Program daha ilk bölümünden gündeme oturacağını belli etti. Ekranların yeni yarışma programı olan Yeni Bir Hayat, izleyenlerin büyük ilgisini çekti. Öyle görünüyor ki, izleyicileri ekranları başına kilitleyecek.
#Yeni Bir HayatAltı ay önce büyük bir hata yapmak üzereydim. Beni Zeki Alasya engelledi. Ertem Eğilmez filmi ‘Mavi Boncuk’ efsanesinin kırkıncı yıldönümüydü. Filme yaşam verenlerle konuşmak, hikâyelerini anlattırmak istiyordum. Senaryoda imzası olanlardan Alasya’yla özellikle konuşmam lazımdı. Telefonda birkaç dakika bile yeterdi. Arıyor ama ulaşamıyordum. Setteydi, yoldaydı, dinleniyordu vs… Derken telefonum çaldı, o tanıdık ses “Ben Zeki Alasya, beni aramışsınız” derken gayrı ihtiyari önümü ilikledim. Derdimi anlattım. Hoşuna gitti konu. “Peki” dedim, “Siz ne hatırlıyorsunuz o günlerden?” “Olmaz” dedi. “Eve gel, bu önemli bir mesele, böyle şeyler karşılıklı konuşulur.”
#Zeki AlasyaFransa’nın yalnızca Paris ve Cote d’Azur’dan ibaret olduğunu zannedenlere büyük bir yanılgı içinde olduklarını söyleyebilirim. Seyahati yaşam tarzı haline getirenlere, çok hoşlarına gidecek bir önerim var. Bence Fransa’nın gerçek incisi Loire bölgesi. Indre ve Cher gibi kollarla beslenen Loire, Fransa’nın en uzun nehri. 1020 kilometre uzunluğundeki nehrin şöhreti, UNESCO tarafından dünya kültür mirası kategorisine alınan şatolar bölgesinden geliyor. Bugün tüm haşmetiyle ayakta duran 30 şato, 100 Yıl Savaşları olarak bilinen, aslında 116 yıl süren Fransa-İngiltere savaşı sırasında ve sonrasında korunma amacıyla inşa edilmiş. 16. yüzyıldan itibaren tüm vadiyi süsleyen bir inci gerdanlığa dönüşmüş.
Eveeeet... Bayram sebebiyle bir hafta ara verdikten sonra, geçmiş bayramınızı her birinizin tek tek kutlar büyüklerimin ellerinden küçüklerimin gözlerinden öperim. Bu arada ellerinden öptüklerim harçlıklarımı ayırsın, vallaha hiç affetmem, alırım bir ara...