Yetiş Ayşe

TÜRK VATANDAŞI OLMADIĞI İÇİN SINAVI GEÇERSİZ OLDU

Değerli büyüklerim, hepinize selam eder ellerinizden öperim. Müracaat ettiğimiz her yer bu konuda bilgili olmadığını söyledi. Belki de Mandy'nin sınıf öğretmeni olarak tek suçlu benim ve ben bedel ödemeye hazırım. Yazık değil mi bu çocuğun emeklerine? Lütfen bu öğrencimin sesini duyurabilmemde yardımcı olun.

Bunu size yazarken bir öğretmen duygusuyla yazıyorum. İşte bir öğrencimin 3 yılda neler çektiğinin hikayesi;

 Mandy Metz üç yıl önce Almanya'dan Elazığ'a geldi. 10. sınıfta Balakgazi Lisesi dil bölümünde öğrenim görmeye başladı. Türkçe'yi bilmediği için zaman zaman sıkıntı yaşadı. Ama yılmadı. LYS’ye girip, iyi bir puan alıp, Ankara'da bir üniversiteye girmekti amacı. 11 Nisan'da YGS sınavından 317 puan aldı. (Okulda bir çok sözel öğrencisinin yaptığı Türkçe netten fazlasını yaparak). 19 Haziran'da yapılan LYS sınavından DİL 1 466 DİL2 458 DİL 3 444 puan aldı. Sınıfında en yüksek üçüncü notu aldı. Artık tercih yapacağı anı beklemeye başladı. Plan yaptı. Ama 99838214802 TC numarasıyla tercih yapmak istediğinde Türk vatandaşı olmadığı için tercih yapamayacağını öğrendi. Şimdi bu çocuğun geçen üç yılının hesabını kim verecek. Madem öyle, bu kadar sene niye devlet okulunda okutuldu bu çocuk.

İlginize teşekkür ederim.

Süleyman AKDOĞAN

Balakgazi Lisesi İngilizce Öğretmeni

05057710452

Cevap: Süleyman Bey duyarlılığınız takdire şayan. Buradan duyuralım ve yetkililerden bu konuyla ilgili harekete geçmelerini rica edelim, gelişmelerden sizi haberdar edeceğim.

……………...

 DOKTOR ARAYIŞI

Sevgili arkadaşım bana ayrıntılı mail atsana demişsin. Nereden nasıl başlayacağım diye düşünüyorum. Kısaca şu şekilde anlatayım o zaman.�2005 - 2006 yılında ayakta�norofibroma yumuşak doku tümörü rahatsızlığı ile ilgili olarak radyoterapi gördüm. 2007 yılında ayni bölgeden ameliyat oldum fakat bu sefer yara yeri kapanmadı. Doku nakli yapıldı fakat başarısız oldu. Ayak 3. parmak ampütasyona uğramak zorunda kaldı. 1.5 yıllık bir tedavi sonucunda yara yeri kapandı ama 2. ve 4. parmaklar çekiç parmak olarak kaldılar ve işlevlerini yitirdiler. Beslenme bozuklukları olduğu için de kemik erimesi sureci başladı. Son yapılan BT çekimlerinde�ayak spiral BT tetkikinde sağ ayakta 4. ve 5. parmaklarda operasyona sekonder deformasyonlar izlenmektedir. 1. metatarsta ve 1,2,3. parmak 1. falankslarda multipl osteolitik odaklar izlenmekle beraber periost reaksiyonu izlenmemiştir. �

Gittiğim tüm doktorlar parmakların alınması gerektiğini ama aldığım radyoterapiden ötürü yara yerinin kapanmama durumunun olduğunu belirterek tedaviyi yapamayacaklarını söylediler. Ben artik ne yapacağımı şaşırdım. Ayağı çarpma, hiç bir şekilde yara oluşumuna izin verme demekten başka bir şey yapamıyorlar. Psikolojim alt üst oldu artik. Ben iyileşmek için tüm maddi imkanlarımı sonuna kadar kullandım. Manevi olarak artik dengelerim alt üst oldu.�Beni bu hale getiren doktoru her gün saygıyla!!! anmaktan başka elimden hiç bir şey gelmiyor ve artık sadece iyileşmek istiyorum.

Sevgili Ayşe bana yardım edersen gerçekten çok sevineceğim. �

Sevgiyle kal

Cevap: Ebrucum, buradan yardım isteyelim, lütfen konusunda uzman bir doktor bize yardım etsin, ne olur çok rica ediyorum.

 ………………..

ÜMİTLERİM YOK OLUŞA GEÇTİLER

Ümitlerim bittiği yerde siz çıktınız karşıma. Yeniden yeşeren ümitlerim sizin sessizliğinizle yok oluşa geçtiler. Roman yazdım Ayşe Aral. Yayınlatmak hayal oldu benim için. Sizi tanıdığım o gün içimde doğan o ışık şimdi söndü. Sessizliğiniz bu iş olmaz dedi sanki bana :((( bu yazıyı yazarken ruh halim çok sancılı... O yüzden kısa kesiyorum.

Sevgiler.

Kamuran Akdemir

Cevap: Kamurancım bana romanını yolla, ben de nazım geçen kitapevlerine okutmaya çalışayım, bunun dışında yapabileceğim bir şey yok. Sen bana yazalı iki üç hafta oldu ve benim kitabını bastırabileceğimi düşünüyorsun, herkese elimden geleni yapmaya çalışıyorum ama bu isteğin beni aşar.

 ………………….

UÇAK KORKUSU

Ayşe merhaba,�

Sana adınla seslenecek samimiyeti yarattığın için teşekkürler. Zor beğenirim, çok seçiciyim, genç kızlığımdan beri Ayşe Arman yazılarını hiç kaçırmadan çılgınlar gibi okuyorum. İtiraf etmek istedim ki senin adınla Hürriyet gazetesinde ilk karşılaştığımda yazılarını okumadığım halde burun kıvırdım, başka bir Ayşe’yi daha sevemem sandım. Herkes günlük hayatini, evde sokakta yaşananları yazmaya başladı, oh ne güzel iş bu dedim eleştirdim. Daha sonra tesadüfen ucundan kıyısından göz attığım yazılarına dalmış okurken buldum kendimi. Birbirimizi hiç tanımadığımız halde yolda karsılaşsak, senin "hadi gel bir kahve içelim beraber" diyeceğini düşünecek kadar samimi buluyorum seni ve bizlerle paylaştıklarını. Artik gazeteyi elime aldığımda önce hangi Ayşe’yi okusam diye düşünüyorum:)

[ Sana "çakma Ayşe Arman" diye mesaj yollayanlardan bahsettiğin son yazını okurken aklıma gelenlerdi bu yazdıklarım]

Asil bahsetmek istediğim uçak korkusu ile ilgili yazdıkların. Yeterince süre hosteslik yaptığım için bir iki noktayı vurgulamak istedim olur ya, belki yardımcı olur:�

1. Hiç unutma ki uçakların türbülansa girmesi kadar doğal bir şey yoktur. Arabalar yolda yağ gibi kayıp gitmez. Nasıl tümsek çukur çakıllar vs.. ile karşılaşıp sallanıyorsa araçlar karayolunda, aynisi uçaklar için de geçerlidir çünkü hava bomboş görünmez bir katman değildir. Farklı yoğunlukları vardır ve bu yoğunluk farkı uçağın sallanmasına sebep olur, yolda giden arabanın sallanması gibi. Pilotlar türbülansa girmek istemezler çünkü yolcuların rahat, sallanmadan uçmasını sağlamaya çalışırlar. O kadar uçak parası vermiş rahat yolculuk yapsın değil mi? Yani türbülanstan kaçma nedeni tehlikeli olacağı için değildir. Bizim tek yon yolcusuz uçuşlarımız olduğunda uçaklar çok fazla sallanırdı çünkü türbülanstan kaçmaya gerek olmazdı yolcu yokken. Sadece kargo taşıyan uçaklar çok türbülansa girerler çünkü memnun etmeleri gereken yolcuları yoktur. Arabana 1 bardak su koy ve yol da 5-10 dakikalık bir tur at. Uçak giderken ortalığa dökülecek 1 bardak su miktarı, arabayla atılan turdaki miktardan çok çok daha az olacaktır.

2. Kalkışın ilk 10 dakikası ile inişe geçişteki 10 dakika en ciddi anlardır. Allah korusun kazaların büyük çoğunluğu ya inerken ya kalkarken olur. O yüzden normal halde seyreden uçak sallanıyor diye korkmak yersizdir.�

3. Stresten korunmak, uçuşta rahat hissetmek için reflekslerini etkileyecek dozda ilaçlar alınması kesinlikle tavsiye edilmez. Gerekirse verilen komutları yerine getirecek derecede bilinç açık olmalıdır.�

4. Bazı yolcuların koltukta otururken her bir ufak sarsıntıyı hissettikleri için rahatsız oldukları biliniyor. Ama ayni anda tuvalette olan bazı yolcuların sallantılardan hiç etkilenmedikleri hatta ciddiye bile almadıkları görülmüş. Uçak korkusu olanlar arasında, uçuş esnasında diş fırçalarken, el yıkarken stres seviyesinin minimuma indiğini söyleyenler var. Yani bu da işin psikolojik boyutunu gösteriyor.�

Korkmadan uç Ayşe, gerçekten çok zevkli olduğunu göreceksin. Havada olmak kadar güvenli çok az şey var, hele hele sokakların ve trafiğin tehlikelerine bakınca.�

Seni öpüyorum, sevgiler

Zeynep Şimsek

Cevap: Zeynepçim güzel sözlerin için çok teşekkür ederim, ayrıca yazdıkların uçak korkusu olan birçok okur dostumuza iyi gelecek eminim. Eskiden uçaktan çok korkardım, sonra tesadüf eseri bir kaç sefer uzun yolculuklarımda kokpitte biraz zaman geçirme şansım oldu, ondan sonra uçak korkum yok denecek kadar azaldı. Taa ki bir New York dönüşü tam inişe geçmişken uçağımızı yıldırım çarpana dek ama sanırım onu da yenmeye başladım. Son Bodrum geliş ve gidişlerim çok rahat geçti. Ama uçağa biner binmez kabin görevlilerine durumumu anlatıyorum, onlar da sağolsunlar yolculuk boyu çok yardımcı oluyorlar. Benim gibi uçak korkusu olanlara aynı şeyi yapmalarını öneririm seni de öperim.

………………..

KALPTE RİTM BOZUKLUĞU - BİLGİ YARDIMI RİCA EDİYORUM

Merhaba Ayşe Hanım,�

04.08.2010 gecesi Kanaltürk'te yapılan programdaki telefon konuşmanızı dinledim.

Bana da ritim bozukluğu teşhisi konuldu. Bu teşhis benim doktoruma aktardığım bilgiler sonucu konuldu. Elimde bu teşhisi kanıtlayacak bir EKG raporu bulunmamaktadır.

Çünkü her atak geldiğinde, hastaneye yetişemeden kalp ritmim düzelmektedir.

Doktorum, benim anlattıklarıma dayanarak kalpte ritmin bozulmasına neden olan tali yolun yakılması gerektiğini söyledi.

Sizin bu konuda tecrübeniz olduğundan fikrinizi almak isterim. Bu ameliyatı olup olmama konusunda kararsınızım.�

Anladığım kadarı ile siz sorun yaşamışsınız. Umarım şimdi sağlığınız iyidir.�

Benimle bilgilerinizi paylaşırsanız çok sevinirim.�

Sevgiler,

Nilay DOSDOĞRU

cevap: Nilaycım geçen haftadan beri seninle bir kaç kez mailleştik, sana dediğim gibi Dr. Kamil Bey’den randevu alıyorum senin için bu hafta, bana hangi gün hangi saatler müsaitsin sadece onu ilet canım yeter, ayrıca bir şey ödemeyeceksin, öperim.

………………………….

 ENGELLİLERİN SESİNİ DUYURALIM

Merhaba Ayşe Hanım

Çok acil biz engelli vatandaşların da haklarını savunmanız lazım çünkü biz artık nereye başvuracağımızı, ne yapacağımızı, sesimizi nasıl duyuracağımızı şaşırmış durumdayız.

Şöyle ki 2003 yılında Şişli Etfal Hastanesi’nden aldığım %40 sürekli engelli raporumla özel bir bankada çalışıyordum. Akabindeki yıllarda çıkan yeni yasa gereği almış olduğumuz raporların güncellenmesi talep edildi işveren tarafından. Ben de 2007 yılında özür durumumun artması nedeniyle yine Şişli Etfal’den %58 sürekli engelli raporu aldım. Vergi indirimi için Gelirler İdaresi Başkanlığı’na başvuru yapıldı ama ne hikmetse Ankara Gelirler İdaresi Başkanlığı merkez sağlık kurulu çalışanları hiçbir muayeneye tabii tutmadan hatta beni görmeden rapor oranımı %38 olarak düşürüp geri göndermişler. Dolayısıyla hem erken emeklilik hem de vergi indirimi hakkımı elimden aldılar.

Ben ve benim gibi birçok engelli vatandaş bu noktada mağdur ediliyor, gönderilen bütün raporlar taban oran olan %40 ın altına otomatik olarak düşürülüyor.

Buradaki eğitim ve araştırma hastanesindekiler doktor değil mi?

Onların muayene ederek verdikleri oranlar Ankara’daki ekip tarafından engelli vatandaş hiç görülmeden nasıl düşürülüyor?

O zaman biz buradaki hastanelerde boşuna o kadar uğraşıp bu raporları alıyoruz.

Bu hastanedeki dr.larda boşuna okuyup bunca emek sarf etmişler. Mademki imzalarının hiçbir hükmü yok o zaman biz engellileri direkt Ankara’daki kurul sadece muayene etsin ve oran belirlesin. Öyle masa başında dört işlem yapıp, tak tak oranları aşağı çekmesinler. Bu konuya daha önce Fatih Çekirge de değindi hatta müsteşar Hasan Basri Aktan konuya müdahil oldu ve problemin en kısa sürede çözüleceğini bunun için bir kurul oluşturulacağını en kısa sürede vatandaşların ikametlerinin bağlı bulunduğu eğitim ve araştırma hastanelerinden aldıkları raporların geçerli olacağını bu raporların Ankara gönderilmesine gerek kalmayacağını söyledi. Ama her şey sadece o anlık söyledikleriyle kaldı. Ne öyle bir kurul oluşturuldu ne de çözüm üretildi ve biz engelliler önlerindeki bu engelle de mücadele etmek zorundayız.

Lütfen bize de yetiş Ayşe Hanım. �

Pınar D.

Cevap: Ben de buradan duyurmuş olayım yetkililere.

Ancak bu rapor değişikliğine karşı dava açma olasılığını da düşünmelisin. Av. Merve Gürcan’a danışmanı tavsiye ediyorum çünkü rapor 2007 yılına ait olduğu için dava açma süresinin sıkıntı yaratabileceğini ancak mağduriyet devam ettiği için durumun detaylarına göre çözüm üretilebileceğini belirtti.

merve@mervegurcan.av.tr �adresinden kendisine ulaşabilirsin, sana destek olacak.

…………….

 KANSERLİ ÇOCUKLAR - ACİL YARDIM

Değerli Ayşe Aral,

Yazmış olduğunuz duyarlı yazılarınızdan ve yardımlara aracı olduğunuzdan dolayı sizi tebrik ederim. Siz de artık bir annesiniz ve beni daha iyi anlayacağınızı biliyorum. Annelerin çocuklarına olan sevgisi bambaşka ve bu sevgi onlar hasta olunca daha da artıyor. Onların acılarını hissedip onlara yardım edememek bir anne için çok feci bir duygu. Ben yaşadım, inşallah başka kimse yaşamaz. Oğlum kemoterapiye bağlı olarak ağız yaralarından dolayı günlerce ağzını açamadı ve konuşamadı. Daha ne acılar çekti yavrum bir bilseniz.

2009 Kasım ayında 9 aşındaki oğlumuza Akdeniz Tıp Fakültesinde kanser teşhisi konuldu (burkitt lenfoma) Bu hastalıkla beraber hayatımız tamamen değişti. Oğlumuzun 21 günde bir hastaneye yatıp 7 gün kemoterapi alması gerekiyordu. Ama hastanede yeterli sayıda yatak olmadığından oğlumuzun ve diğer kanserli çocukların tedavileri sürekli gecikiyordu. Kemoterapisi 30 günden daha fazla geciken çocuklar bile oluyor. İlk başlarda oğlumuzu hastaneye yatırmak için evde hastaneden telefon bekliyorduk, sonralarda ise özel oda tutup oğlumuzun zamanında tedavi olmasını sağladık. Geceliği 120TL idi. Parası olmayanlar ne yapsın? Maalesef bu ülkede kanserli çocuklara bile iyi bakılmıyor. Yaşadıklarımızı burada anlatmak mümkün değil ama sadece şu kadarını bilin: çocuğumuzun hastalığından daha çok yaşadıklarımız ve gördüğümüz muamele bizi üzdü ve fazlasıyla yıprattı. Gitmediğimiz ve başvur madığımız kimse kalmadı. Toplu ve bireysel olarak YÖK'e, başhekime, dekana, rektöre, baş müdüre, bölüm profesörüne, belediye başkanına, valiliğe, hasta hakları derneğine, 184'e, 150'ye defalarca başvurduk, telefon ettik ve dilekçe verdik. Hiçbir sonuç alamadık. Ayrıca bütün tanınmış köşe yazarlarına mail attım ve Antalya'da yerel basını çağırıp, basın açıklaması yaptık ve durumumuzu bildirdik. Sonuç: 0 !!!

Bizim çocuklarımızın haklarını kim koruyacak? Oğlumuzun tedavisi tamamlandı, şu an sadece rutin kontrolleri var ama başkaları için kabus devam ediyor. Bizim işimiz bitti diye susmak istemiyorum. Onlara bir faydam olsun istiyorum. Onkoloji servisinde çocuklar ve aileleri için bir psikiyatr bulunmuyor, biz tamamen kendi kaderimizle baş başa bırakılıyoruz. İşin kötü tarafı ilimizde gidebileceğimiz başka hastane yok, çünkü sadece fakültede pediatrik onkoloji bulunuyor. Lütfen kanserli çocukların durumunu bir araştırın, ilik nakli için beklerken ölen kişi sayısı terörden ölenlerin sayısının 10 katı. Çocuklarımız ateşlendiklerinde kalabalık servislerde yatmak zorunda kalıyorlar ve kanserden değil enfeksiyondan hayatlarını kaybediyorlar. Siz de duyarsız kalırsanız bu çocukların hali ne olacak?�Bize yardım edin. Belki Akdeniz Tıp Fak ültesini arayabilirsiniz. Teşekkürler, Zübeyde Turhan

Cevap: mailinizi okuyunca içimden çığlık atmak geldi, off diyorum kahrolsun bu düzen. Elimden ne gelirse yaparım, gerekirse her gün yazarım. Yetkililere buradan seslenelim onun dışında�da ne zaman bana ihtiyaç olursa, ne olur haberim olsun. Çok geçmiş olsun size de.�

………………..

ŞİZOFRENİ HASTASINA YARDIM

İsmimiz lütfen sizde saklı kalsın. Sizden bir konuda yardımcı olmanızı rica ediyorum. Ben 45 senedir İsviçre`de yaşayan emekli bir vatandaşım. 2 tane oğlum 1 tane de kızım var, oğullarım üniversiteyi bitirdiler, ikisi de çok iyi yerlere geldiler. Bizim sorunumuz kızımızla ilgili, içine kapanık olduğu için, okulda arkadaşları onu hor görüp döverlerdi, bütün çabalarıma rağmen lise sondan okulu yarım bırakmak zorunda kaldı. Şimdi 35 yaşında bizimle birlikte kalıyor, bir kaç defa burada klinikte tedavi gördü. Bir süre sonra, tekrar hastalanıyor, ne yaptığını bilmiyor. Annesine filan vurmaya kalkıyor, kötü kelimeler kullanıyor. Biz yapma deyince de ben zaten yaşamak istemiyorum diyor. Klinikte doktorlar hastalığının adına Schizophrenie koydular. Devamlı ilaç alıyor. Biz aslen Balıkesirliyiz, Ağustos ayında izine gelmeği düşünüyoruz, İstanbul`da sizin de tanıyıp bize tavsiye edeceğiniz bir doktor var mı? Bayan doktor olursa çok daha iyi olur, erkeklerle kızım pek iyi anlaşamıyor. İzinde İstanbul`a gelip bu konuda, sizin tavsiye edeceğiniz bir bayan doktora göstermek istiyoruz. İstanbul`da siz güzel kızımızdan başka hiç kimsemiz yok. Yardımlarınız için şimdiden teşekkürlerimi sunar, işlerinizde başarılar dilerim.�

Selamlar Sevgiler�

I.

Cevap: bu konuda size yardımcı olabileceğine inandığım harika bir kadın var, size söz veriyorum her türlü bağlantıyı ben yapacağım. Yeter ki geleceğiniz zaman haber verin dedim ya söz veriyorum.

……………………….

BEBEK KIYAFETLERİNİ HEDİYE ETMEK İSTİYORUM

Merhaba Ayşe Hanım,�

Bugünkü yazınızda ihtiyacı olanlara yardımcı olduğunuzu fark ettim (biraz geç oldu ama)

Benim 2,5 yaşında bir oğlum var ve ona olmayan kıyafetleri, kullanmadığımız eşyaları, oyuncakları ihtiyacı olanlara vermek istiyorum.

Bu konuda gerçekten ihtiyacı olan, mağdur durumdaki kişilere nasıl ulaşabilirim.�

Teşekkürler . Saygılarımla

Nihal Urun�

Cevap: harikasınız�sağolun varolun. Bu konuyla ilgilenen okur dostların mail adreslerini iletişim bilgilerini size ileteceğim çok öperim� 

…………….

SİVAS BAŞYAYLA KÖYÜ KÜTÜPHANESİNE DESTEK OLALIM

Sayın ARAL,

Sizi uzun zamandır takip ediyorum ve düşüncelerinize çok değer veriyorum.

Sizin şahsiyetinizi ve asaletinizi, dik duruşunuzu da biliyorum aslında bir bakıma bu yüzden sizi çok seviyorum.

Sosyal duyarlı bir şahsiyet olduğunuzu düşünüyorum. Biz de sizin yolunuzdan gitmek isteyen ve ülkesi, milleti adına bir şeyler yapmak isteyen bir grup genciz.

Uzun zamandır biz kendi çapımızda neler yapabiliriz diye düşünüyoruz tabii belki şu an için yapabileceğimiz fazla bir şey yok belki ama bu bizim içimizin rahat olmasına yeter diye düşünüyoruz. Biz ülkemizdeki okuma sıkıntısının ülkemiz ve insanımız adına en büyük sıkıntılardan biri diye düşündük ve okuma oranlarını nasıl artırabiliriz diye düşündük ve ülkemizdeki kütüphane kıtlığı dikkatimizi çekti. Özellikle hemen hemen hiç bir köyümüzde kütüphane yok bu durum çok vahim. Biz de bunu nasıl değiştirebiliriz diye düşündük ve önce kendi köyümüzden başlamanın en doğru adım olacağını düşündük.

Şu anda yoğun bir şekilde Başyayla Köyü Kütüphanesi için kitap toplama faaliyeti yapıyoruz ama gerekli desteği görmediğimizi düşünüyoruz. Sizin bize yardım edeceğinizi düşündük.

Ve buna gerçekten inanıyoruz. Şimdiden teşekkür ederiz...Mücahit Gündoğdu�baba_5005@hotmail.com

Yardım gönderebileceğiniz adres:

Faruk Tokuş/ Birlik Ticaret/ Rıfat Öçten Mah./Altınyayla/Sivas

Tel:05443303659,05445310084

Adres: Başyayla Köyü/Altınyayla/SİVAS�

Cevap: harikasınız helal sizlere, buradan duyuruyorum lütfen sevgili okur dostlar, bu kütüphaneyi dolduralım yardımlarınızı bekliyoruz.

………………

KÖPEKLERİ SICAKTA ARABANIZDA BIRAKMAYIN!

Ayşe Aral,                             �

PETA’nın yeni afişi, köpek sahiplerini, yaz mevsiminin getirdiği tehlikeler konusunda bilgilendiriyor.

Gerlingen, 9. Temmuz 2010 – Ne yazık ki her yaz mevsiminde, birçok köpek sıcakta araç içinde bırakıldıkları için feci şekilde ölmektedir. PETA Deutschland e.V., yaşadığımız bu yaz sıcaklarında, hayvan hakları ihlali ve hayvanlara eziyet anlamına gelen bu konuyu ele almak istemiş ve Türkiye’de her yere asılmak amacıyla, bu konuda bir afiş hazırlamıştır. “Hot Dog’lar” başlığını taşıyan afişte, bir aracın içindeki ısının, bahar havası olan 15 °C sıcaklığında bile hızla yükselerek, araç içerisinde bırakılmış olan bir köpek için ölüm tuzağı olabildiğine dikkat çekiliyor. PETA Türkiye halkından, bu afişleri internetten indirerek olabildiğince çok yere asmalarını rica ediyor.

Resimleri gerçek boyutunda görüntüleyebilmek için lütfen üzerine tıklayınız:

[ http://www.bsnods.com/v2/ups/s1280923614_Hund_Hitze_COLOR_TURK_400.jpg ]

< http://bulten.bsnods.com/click_mail.php?campaign=37634&link_id=73822&member_id=4818844

 >

Dosyaları bilgisayarınıza yükleyebilmek için lütfen üzerine tıklayınız:

[ http://www.bsnods.com/v2/ikonlar/dosya_ikon.gif ] 1280924088_KOPEKLERI_SICAKTA_ARABANIZDA_BIRAKMAYIN! < http://bulten.bsnods.com/click_mail.php?campaign=37634&link_id=73823&member_id=4818844�>

PETA Kampanya Yöneticisi Magdalena Scherk ‘’Bir yaz günü park halindeki bir aracın içerisindeki ısı kısa bir zamanda 70° C dereceye kadar yükselmekte, aracın penceresini aralık bırakmak veya aracı gölgeye park etmiş olmak da hayvanlar için hiçbir fayda sağlamamaktadır” demektedir. Scherk sözlerine “Geçen yıl Ankara’da bir öğle yemeği sırasında aracın içerisinde bırakılmış olan 6 polis köpeğinin kısa sürede aşırı sıcaktan feci ölümü hala hatırdadır. Bu tür trajediler maalesef çok sık yaşanmaktadır. Bu nedenle Türkiye halkından ricamız: Lütfen, bu tür hayvan eziyetine karşı gözleriniz daima açık olsun! Bu afişi, mümkün olduğu kadar çok yere, örneğin alışveriş merkezleri, veteriner muayenehaneleri vs. gibi yerlere –tabii ki izin almak suretiyle- asınız” şeklinde devam etmektedir. Bu afiş motifinin ücretsiz olarak indirilebileceği internet sayfasının adresi www.peta.de/hotdogs/turkey�dir. Köpeklerde ter bezleri olmadığından ve vücutlarını sadece solunum yoluyla serinletmeye çalıştıklarından, birkaç dakika gibi çok kısa bir süre içerisinde sıcaktan ölebilmekte ya da beyinleri, tedavisi mümkün olmayacak şekilde hasara uğrayabilmektedir. Köpeklerde sıcak çarpmasının belirtileri, kısa aralıklarla ve hızlı hızlı nefes alıp vermek, kusma, ishal, titreme ya da kramplar şeklinde kendini göstermektedir. Baygınlık da görülebilir. Bir aracın içerisinde yalnız bırakılmış bir köpek gördüğünüzde vakit kaybetmeden polisi arayınız-belki de bu şekilde onun hayatını kurtarmış olacaksınız!

PETA Deutschland e. V., PETA USA nın kardeş kuruluşu olup, iki milyonu aşkın destekçisiyle dünyanın en büyük hayvan hakları örgütüdür. Kuruluşun amacı, hayvanlara karşı şiddet ve işkence olaylarını deşifre ederek, kamuyu bilgilendirmek ve bilinçlendirmek suretiyle her bir hayvanın daha iyi yaşam koşullarına kavuşmasını sağlamaktır.�

Daha Fazla Bilgi İçin:

İpek Zarakol / METINGURSOY PR&MARKETING

0212 2349229 (3 hat)

Cevap: Harikasınız, bu sıcaklarda herkes kapısına bir kap da su koyarsa sokaktaki hayvancıkları da kurtarmış oluruz susuzluktan.

……………………………

GÖRME ENGELLİLERE SES OLACAK GÖNÜLLÜ ARANIYOR� 

Sayın Ayşe Aral,

Ben, tüm yardımlarınızı hayranlıkla takip eden ve bu konuda sizi takdir eden bir hava kuvvetleri komutanlığı subayıyım. Bir konu hakkında yardımınızı rica ediyorum. Geçen seneye kadar İzmir’de görev yapmaktaydım. Görev yaptığım süre içerisinde İzmir’de faaliyet gösteren ancak tüm Türkiye’ye dağıtım yapan Türkiye görme engelliler kütüphanesinde gönüllü olarak çalıştım. Ancak bu süre zarfında gördüm ki İzmir halkı da dahil hiç kimsenin bu kütüphanenin faaliyetlerinden ve yardım ihtiyacından haberi yok. Bu kütüphanede kitapların görme engelliler için çevrilmesi, bilgisayara okunması ve buna benzer boş zamanlarınızda hizmet edebileceğiniz bir sürü görev mevcut. Eğer kabul ederseniz köşenizde İzmirlilere seslenip bu güzel kurumun varlığından haberdar ederseniz ve gençlerimizin en azından haftada 1-2 saatlerini ayırarak görme engelli vatandaşlarımıza yardımcı olabileceklerini hatırlatırsanız çok sevinirim. Şimdiden teşekkür ediyorum. Hoşçakalın.�

Web adresi:�www.turgok.org �

Melike Çetinbaş

 cetinbasmelike@hotmail.com

Cevap: tabi ki Melikeciğim buradan duyuralım, yardım isteyelim.

 ………………

ATANMAYAN TARİH ÖĞRETMENLERİ

Bizler çok severek okuduğumuz tarih öğretmenliği bölümünü bitirdiğimiz için artık çok pişmanız. Bu pişmanlığımız, her yıl Meb'in atamalarda bizim bölüme ayırdığı kontenjan sayısının çok az olmasıdır. Her yıl üniversitelerden binlerce tarihçi mezun oluyor�ama bunlardan sadece 160-180 kişi görevlendiriliyor. Taban puanımız hiç bir zaman 80’nin�altına düşmedi (80 alan da bugüne kadar atanamadı zaten ). Bazıları 45’ lerle bazıları 21’ lerle atanırken bizler yüksek puan alıp atanamamaktan bıktık artık, kendimizi branşımızda geliştireceğimize kpss kitapları arasında kaybolmaktan bıktık artık, haklı sesimizi duymamalarından bıktık artık. Sizlerden isteğimiz, bu yazdıklarımızı gündeme getirmenizdir, bu isteğimizi lütfen dikkate alın. Saygılarımızla

Atanmayı bekleyen tarih öğretmenleri �

Pınar S.�

cevap: Geçen hafta da benzer bir mail yayınlamıştık demek ki pek çok okurumuz aynı dertten muzdarip, buradan yetkililere tekrar seslenelim.İnşallah mağduriyetinize acil bir çözüm getirilir.

………………….

KEPÇE KULAK AMELİYATI İÇİN BİR GENÇ KIZA YARDIM

Ayşe Abla merhaba

Ben utana sıkıla senden bir yardım istiyeceğim :(:( benim kulaklarım kepçe

:S

Ben de hep saç bandıyla geziyorum öyle.�At kuyruğu yapayım rahatça denize gireyim istiyorum ama olmuyor. Küçük bir operasyonla düzeliyor dediler. Ama korkuyorum işitme sıkıntı yaşar mıyım ya da biçimi düzelir mi düğünüm de topuz yaptırmak hayalim ama olmuyor çok çıkıyor ikisi de dalga geçiyorlar bakıp gülüyorlar. Rahat hareket etmek istiyorum abla yaa başımdaki bant denen yamalardan kurtulmak istiyorum. Estetiği araştırdım ama şu anda benim bütçeme zor geliyor. Sgklıyım özel sigortam da yok. Direk istenen tutarlar 2000-3000 civarı bu tutar da bana çok geliyor. Ne diyeceğimi anladın belki abla maddi destek bekleyişinde değilim. Ama bunu biraz daha uyguna yapacak bütçeme normal gelecek belki doktor arkadaşların vardır. Çok utanıyorum vallahi bunu yazarken ilk kez böyle bir taleple yaklaşıyorum. Allaha şükür sağlığım yerinde bu ne ki diyebilirsin.�Ama anlatamam bana kusur gelen bu duyguyu, bu kez adımı yayınlamanı istemiyorum ama abla yine UTANIYORUM… :(:( bu arada ablam teselli cevabı için çook teşekkür ediyorum.

Y.D.

DERSİN ABLA BİR DE BANA ACIR DA YARDIMCI OLMAK İSTERSEN

Öpüldün :(

 Cevap: Hay deli kız hay, dert ettiğin şeye bak ama anlıyorum seni benim de karga bir burnum vardı pek kompleks yapmıştım sonra estetik oldum, ha şimdiki aklım o zaman olsaydı olur muydum asla asla! Çünkü burnum çok kişilikliydi. ama kafaya taktıysan yapacak bir şey yok, buradan duyuralım ve bir doktordan bize bu konuda yardımcı olmasını isteyelim, gelişmeleri bildireceğim.

……………….

İLİK BAĞIŞI

Merhaba Ayşe Hanım,

Ben sizden bir konuda yardım istiyorum hem kendim hem bir sürü küçük ve hasta çocuk ve çok sevdiğim güzel ülkem için. Anladığım kadarıyla devlet büyüklerimiz konuyla çok fazla ilgilenme gereği duymamışlar. Ne de olsa ameliyatlarını yurtdışında olabilme imkânları var öyle değil mi? Neyse tüm bunlardan bahsedip sizin de canınızı sıkmak ve bildiğiniz şeyleri size yazmak laf kalabalığı etmek değil niyetim. Ben naçizane kendi�şartlarım ve sağlığım uygun olduğu zamanlarda kan bağışı yapmaya gayret ediyorum. TV de kanserli çocuklarla ilgili bir haber izledikten sonra bir dakika ben neden ilik bağışlamıyorum dedim. Ve başladım araştırmaya ve ne yazık ki İstanbul’da sadece tek bir merkezde ilik bankası olduğunu ve diğer yerlere -mesela Kızılay’a- gittiğinizde gerekli alet edevat bulunmadığı için kan alımı yapmadıklarını var olan merke zinde konuyla çok da ilgili olmadığını öğrendim.

Sizden ricam bu konuya ilgi göstermeniz. Sen hep varol.

Sevgiler�

Dilek KARASALOĞLU

Cevap:�Sevgili Dilek duyarlı tavrın için teşekkürler. Buradan duyuralım bakalım okurlarımız neler diyecek destek için. Bu konuya ileriki haftalarda da devam edelim.

…………………….

NE KADAR DA BENZİYORUZ

Ayşe ben 24 yaşındayım, tek farkımız benim çocuğum yok, 18 yaşında İngiltere’ye okumaya gidecektim, karşıma biri çıktı her şeyden vazgeçip evlendim, evlendim de ne oldu ki, onun için babamın bana aldığı arabayı, altınlarımı sattım destek çıktım kocam ya! O ne yaptı bana taa başından yalan söyledi konut kredisi çektik biz, babası fazladan para çekmiş bizim üstümüze benim gelinliğimle düğünümü ödemek için bana söylemedi tesadüfen öğrendim. Ona güvenim kırıldı, aradan 3 yıl geçti harala gürele geldik bugünlere şu anda boşansam mı boşanmasam mı düşünüyorum. Cebi para gördü işinde yükseldi benden paralarını gizleyip ailesine yardım ediyor her seferinde sorduğumda ise sen bana güvenmiyor musun diye günlerce küsüp üste çıkıyor, mesele para değil mesele yalan dolan, bugün öğrendim ki ailesine kirasından faturasına her türlü destekte bulunuyor ve benim ailesinden yemediğim hakar et kalmadı, sineye çektiğim bir dünya olayı var. Şimdi ben sırf bu adam bana yalan söylüyor ona güvenmiyorum ama seviyorum hala diye boşanılır mı? İş yerindeyim sabahtan beri gözyaşlarım içime içime akıyor, ben bu adama ne yapayım sen söyle?�

Güzin

Cevap: tatlım çabuk hareket etme. Biraz dur hemen boşanmaya kalkma, bu ülkede boşanmak çok zor, davalar 3-4 sene devam edebiliyor eğer anlaşma olmazsa. Ha illaki boşanmayı kafaya taktıysan akıllı ol, önce kendini garanti altına al, bir süre ayıya dayı de, buradan fazla yazamıyorum ama sanırım anladın ne demek istediğimi. Bir avukata danışmanda yarar var.

………………

DOLANDIRICILIK HAKKINDA

Merhaba Ayşe Hanım;

Size Twitter’da yapılan bir dolandırıcılık hakkında BüyüklerGülsün adı ile  tweetler atmıştım. İsteğiniz üzerine bu maili yazıyorum.�

ÇOK ACİLLLL !ANKARA HACETTEPE HASTANESİNDE YATAN 2 YAŞINDAKİ KIZA A+ KAN GEREKİYOR ÇOK ACİL ! PAYLAŞIN ADI MEHMET G. TEL : 05..…………..

diye gerek facebook’ta gerekse twitter’da hatta çeşitli forumlarda aynı mesajı farklı zamanlarda paylaşan

05..………. numaralı telefona sahip kişinin tek amacı Telefon şirketinin 5 dakika arandığınızda 5 dakika (sayılar farklı olabilir) kampanyasından faydalanmak. Böylece aranarak kontör kazanmak. Yani insanların duygularını sömürüp telefonun aranmasını sağlamak ve bu yolla 3-5 kontürlük menfaat sağlamak. Ben bu maili yazarken siz ve Sacit Aslan dahil tam 30 kişi o mesajı Retweet etmişti. 10 kişi arasa 3-5 kontöre yeter mi bilmem ama internette dolaşan bir dolandırıcılık mesajı olduğunu bilen sayı ben dahil bir hayli fazla. Ben bu numarayı hiç aramadım ama arayan güvendiğim insanlardan duyduğum budur. 05..……… numarasını Google'da aratırsanız karşınıza "farklı zamanlarda tarihlerde" yazılan harfi harfine aynı mesajı göreceksiniz.

Bunlardan birisi Tarih 2 Ocak 2010 Saat 13:48 ve aynı mesaj harfi harfine bir foruma yazılıyor.