Edirne’de bir börekçi tarafından Bingöl usulü olarak yapılan ve halk arasında ‘Kürt’ böreği olarak da bilinen pudra şekerli sade börek, vatandaşların ilgisini çekiyor. İlk kez deneyen vatandaşlar, "Şekerli börek mi olur?" diye şaşırsalar da yedikten sonra bir tabak daha istiyor.
#EdirneMehmet Yaşin'in Hürriyet gazetesi için yaptığı röportajlar, "Yemek Sırları" adı ve Doğan Kitap etiketiyle yayımlandı. Ahmet Hakan, Ayşe Arman, Doğan Hızlan, Elif Şafak, Nazlı Ilıcak, Yılmaz Özdil gibi yazarların yanı sıra, aralarında Cem Yılmaz, Can Bonomo, Hülya Avşar, İvana Sert, Serra Yılmaz, Yıldız Kenter'in de bulunduğu 81 ismin Yaşin'e verdiği yanıtları bu kitaptan okuyabilirsiniz.
Gösterisinin büyük bir kısımını yemek üzerine yaptığı espriler kaplıyor. Ben de nasibimi alıyorum zaten. Gösterilerinde beni anlatıp, izleyicisine soruyor: Tabağı sıyıran gurme mi olur diye... Bu kez ben Cem Yılmaz’ı karşıma aldım ve sordum: Salataya şamandıra atar mısın, zengin olunca hep havyar mı yedin, diyet yapıyor musun, evde mutfağa kim giriyor...
Uzun yıllar Ece Bar'da herkes müdavimiydi Ece Aksoy'un. Şimdilerde yine İstanbul'da Asmalımescit'teki 9 Ece Aksoy'da hazırlıyor o leziz mezelerini. Hâlâ en lezzetli mezeleri yapabilmek uğruna yüzlerce kilometre yol yapıyor. Bolu, Çanakkale, Kırklareli'deki yerel pazarlardan malzemenin en iyisini alıyor ve müşterilerine de sürpriz yapıyor
Latif Demirci, diğer meslektaşlarının aksine, yemekle ve mutfakla arası çok iyi olan bir karikatürist. Daha öğrenciyken bile beslenme çantasını kendi hazırlarmış. Bugün de evde yaptığı salatayı dışarıda bulamadığından yakınıyor. O yüzden hazır yemek söylemektense her şeyi kendisi pişirmeyi tercih ediyor
Bugüne kadar yüzlerce kişiyle röportaj yapıp onlara yemek kültürlerini anlattıran Mehmet Yaşin, kendisine neden ‘gurme’ değil ‘Şikemperver’ denilmesini istediğini ve kendi damak zevkini anlattı: Ekmek arası köfteyi her türlü ziyafete tercih ederim
Patrick Süskind’in Koku adlı kitabını okudunuz mu? 33 dile çevrilen ve bütün dünyada 8 milyon satan bu roman olağanüstü koku alma yeteneğiyle doğan bir çocuğun (Grenouille) hikayesini anlatır. Bu çocuk kokuları ve kokuların insan üstündeki etkilerini o kadar iyi tanımaktadır ki, sonunda insanları baştan çıkaran bir koku üretmeyi başarır. Hikaye Grenouille’un bütün bir kasaba tarafından parça parça edilip yenmesiyle biter.
Mutfağa ilk girdiğinde henüz küçük bir çocuktu. Anneannesinin yarattığı mucizelerden etkilenmişti. Onu babasına eşlik ettiği profesyonel bir mutfak izledi. Buradaki dinamizm ve paslanmaz çelik tezgâhların büyüsüyle kararını verdi; yeme-içme işine girecekti. Bunun için büyümeyi de beklemedi. 14 yaşından itibaren çalışmaya başladı. Son 13 yıldır ise televizyon programlarıyla hepimizin mutfaklarında! Şef Arda Türkmen’in mutfağına sızdık. Hem eski albümleri karıştırdık hem yeni gastronomi eğilimlerini konuştuk.
#Arda’Nın Mutfağı