Gazeteci- yazar Vercihan Ziflioğlu'nun ‘Kayıp Zamanın Çocukları -Istanbullu Bulgarlar’ adlı çalışması kitabevi raflarında yerini aldı. Ziflioğlu, kitabında beş asırdır İstanbul'da yaşayan Bulgarlar'ı mercek altına alıyor.
#Kayıp Zamanın ÇocuklarıAvustralya'da yaşayan ve 59 yaşındayken nadir görülen bir demans teşhisi konan Suzan Adler'ın kızı Daily Mail’e annesine teşhis konmadan önce davranışlarında gözlemlediği değişimi ve tüm bu süreçte yaşadıklarını anlattı. Takıntı derecesinde düzenli olan annesi mutfak eşyalarını yanlış yerlere koyuyordu. Aşırı hassas ve alıngan olmaya başladı, araba kullanırken zorlanıyor, ev içinde mesafeleri ayarlayamadığı için eşyaşara çarpıyor ve kırıyordu. Sonunda doktorlar kadına 'Posterior kortikal atrofi' teşhisi koydu
#DemansKadınlar özellikle çocuk doğduktan sonraki yıllarda epeyce fedakârlık yapmak zorunda kalıyor. Ancak bu onların hayat boyu ‘saçlarını süpürge edecekleri’ anlamına gelmiyor! İki yıldır bu köşeyi yazan Melis ve Gizem ilk kez kendileri için ne yapabildiklerini ve yapamadıklarını konuştu.
#ÇocukAvustralyalı Renee Staska'nın üç çocuğu, uzun süredir ‘Niemann-Pick’ ya da diğer adıyla ‘çocukluk bunaması’ hastalığıyla mücadele ediyor. Hudson 8, Holly 6, Austin ise 4 yaşında... Üçünde de ileri derecede çocukluk bunaması var ve 20’nci yaş günlerini görmeleri beklenmiyor. Peki ülkemizde de bildirilmiş vakalar olan bu hastalık nasıl ortaya çıkıyor? Belirtileri neler? Hangi tedavi yöntemi uygulanıyor? Uzmanlarla mercek altına aldık.
#Çocukluk BunamasıMelissa'nın annesi 21 aylık bebeğine bir bakıcı bulmak için gazeteye ilan verirken, yarım asır sürecek bir acının temellerini attığından habersizdi. Bakıcı ilanına cevap veren bir kadın, Melissa'yı alıp götürdü ve bir daha da geri getirmedi. Bu dramatik hikâye geçtiğimiz günlerde yaşanan bir gelişmeyle gündeme taşındı. İşte tüm ayrıntılar...
#Melissa HighsmithOkullar kapandı, pandemi kısıtlamaları kalktı, normalleşme dönemi geldi çattı... Yaz tatilinin, plaj keyfinin zamanı asıl şimdi başlıyor. Peki dalgalar usul usul ayaklarınızı serinletirken ya da yeşillikler arasında dinlenirken, gözlerinizin ucundan hangi maceralar, hikâyeler, şiirler, anılar, söyleşiler akacak? Hürriyet Kitap Sanat yazarlarına sizin için sorduk, 10 yazarımız 10 kategoriden kitap önerileri yaptı. ‘Mutfak ekibi’ olarak bizim de tavsiyelerimiz var. Şimdiden iyi tatiller!
#Tatil KitaplarıMalum, öğrenciler sömestir tatilinde. Bu vesileyle miniklere yönelik bir seçki yapalım dedik. İşte yaşları küçük ama yürekleri, umutları, hayalleri büyük ana karakterleriyle listemize giren filmler... Sadece çocuklara değil elbet, büyümemekte ısrar edenlere de tavsiye edilir.
#YazarHûd suresi okunuşu, anlamı ve tefsiri Müslümanlar tarafından yoğun ilgi görüyor. Mekke döneminde inen sure, 123 ayetten oluşmaktadır. Adını içinde söz konusu edilen Hûd peygamberden alan surede başlıca tevhit, peygamberlik, öldükten sonra dirilme ve ceza konuları ele alınmakta ve bunlar bazı peygamberlerin kıssalarıyla desteklenmektedir. İşte Hud suresi Türkçe ve Arapça okunuşu…
#Hud‘Dora ve Kayıp Altın Şehri’, çok tutmuş bir çizgi filmin sinema uyarlaması. Minik bir kızın kaçırıldığını düşündüğü ailesiyle birlikte İnka şehri Parapata’yı aramasını anlatan yapım ‘Indiana Jones’ serisiyle ‘Jumanji’ arası bir tada sahip. Film basit öyküsüyle daha çok yedi-sekiz yaş grubu çocuklara sesleniyor gibi görünüyor.
#Cüneyt CebenoyanDC Comics karakterlerinden ‘Aquaman’, ilk solo çalışmasıyla huzurlarımızda. Film, ‘süper kahraman’ın köklerinde dolaşırken ‘derin sular’a dalıyor ve ‘Atlantis Krallığı’ndaki taht kavgasının öyküsünü anlatıyor. Bilgisayarda yaratılmış görsel efektlerle bezeli yapım, envai çeşit deniz yaratığının yer aldığı savaş sahneleriyle dikkat çekiyor.
#Singin’ İn The RainYazla birlikte artısıyla eksisiyle 180 gün yani bir yılın yarısı eden uzun bir okul yılı ardımızda kalır. Bu mevsim, giderek şehirleşen Türkiye nüfusu için iş, okul rutinini az da olsa kırabilme umudu. Rahat bir nefes almak için güneşe, doğaya, şanslıysak köyümüze koştuğumuz mevsim. Unutmayın, çocuklar ne kadar koşarsa, ağaca tırmanırsa, hoplarsa, zıplarsa o kadar çok düşünme gelişiyor.
#EğitimRoman, Türk edebiyatına Fransızcadan yapılan basit çevirilerle girdi. Yıl 1862’ydi, Fénelon’un romanı Türkçeye Yusuf Kâmil Paşa’nın çevirisiyle ‘Terceme-i Telemak’ olarak çevrildi. Sonra Victor Hugo geldi... İlk Türk romanıysa bundan 10 yıl sonra yayımlanacaktı. Şemseddin Sami’nin ‘Talat ile Fitnat’ın Aşkı’ adlı eseri, ana-babasının zorlamaları sonucu istemediği biriyle evlendirilen ve sonunda kendini öldüren genç bir kızı anlatıyordu. Sonra Ahmet Midhat Efendi’ler, Recaizade Mahmut Ekrem’ler geldi. Türk edebiyatı akımlardan etkilendi ve yazıldığı döneme ışık tutan eserler üretildi. Kimi yazar insanı öne çıkardı, kimi tarihi, siyasi tutumunu, kimi cinselliği... Hepsi biricikti, hepsi bize masa başında yazılmış gibi görünen ‘gerçek hayatlar’ı anlattı. Okuyana ‘hayatın anlamı’nı sorgulattı. Bir liste yapıp romanlara gömülsek insanların, ülkelerin, psikolojinin, siyasetin nasıl değiştiğine dair tarih dersi almamız da kaçınılmaz. İşte biz de bu büyük fotoğrafa bakalım istedik. Hürriyet Pazar olarak ‘sinema’ ve ‘müzik’ soruşturmalarının ardından eleştirmenler, yazarlar, akademisyenler, edebiyat öğretmenleri ve yayıncılardan oluşan 100 kişilik bir jüriyle ‘Türk Edebiyatının Gelmiş Geçmiş En İyi 100 Romanı’nı çalıştık. Tavsiyemiz bu listeyi alın ve onun izinden bir kütüphane oluşturun.
#Türk Edebiyatının En İyi 100 EseriKeşif ve fotoğrafla geçen bir hayat: Cüneyt Oğuztüzün bir bankanın teftiş kurulu başkanlığını bırakıp 1994 yılında Atlas’a geldi ve ondan sonraki hayatını Anadolu’ya adadı. 20 yıl boyunca 500 bin kilometre yol kat ederek Asya’dan Akdeniz’e uzanan bu yarımadayı karış karış keşfedip okurlarına 150’ye yakın benzersiz konu sundu. Anadolu'da öyle bir fotoğraf çekti ki...
#Cüneyt OğuztüzünGün geçmiyor ki yeni bir hastalık tanımlanmasın. "Bağlanma hastalığı" da bunlardan biri; bir eski zaman hastalığı. Dünya üzerinde çeşit çeşit insan olduğu gibi çeşit çeşit de hastalık mevcut. Birazdan okuyacağınız, halk tarafından adı konulan, Dr. Cem Keçe ve Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED) tarafından bilim dünyasına tanıtılan bağlanma hastalığı belki de bugüne kadar çok duyduğunuz ama inanmakta zorlandığınız bir rahatsızlık. Bağlanma hastalığına yakalan erkekler, eşleriyle seks...
Bahar yüzünü gösterdi. Ağaçlar çiçeklerini taktı takıştırdı, toprak yeşil örtülerini üstüne çekti. Kuşlar sevinç çığlıkları atmaya başladı. Şimdi tam yola çıkmanın zamanıdır. Çünkü doğa en güzel görüntülerini bu mevsimde sergilemeye başlar. Her yıl yaptığım gibi bu yıl da bahara doğru yolculuğa çıktım. Önce Bursa’yla hasret giderdim. Daha sonra Ayvalık’a, Cunda’ya, Foça’ya selam sarkıttım. Direksiyonu kırıp Karaburun Yarımadası’nın, Çeşme’nin, Alaçatı’nın güzelliklerinde dolaştım durdum. Bu hafta bu bahar turunu sizlerle paylaşacağım.
Türkiye’nin yakın tarihinden yaklaşık 45 yıllık bir yolculuğa çıkmaya hazır mısınız? Hem de yerinizden hiç kalkmadan? Öyleyse 14 Eylül’den itibaren koltuklarınıza kurulun ve Kanal D’ye bağlanın. Sezonun en iddialı dizilerinden biri, belki de birincisi ‘Öyle Bir Geçer Zaman ki’ başlıyor. Öyle ki Doğan TV Holding CEO’su İrfan Şahin’i bile, çocuk gibi heyecanlandırıyor bu proje. Şahin’in gözlerinin parlaması boşuna değil. Zira getirdiği yeniliklerle, dizi aleminin çıtasını yükseğe kaldırmaya kararlı ‘Öyle Bir Geçer Zaman ki’