Afro-Amerikan kökenli yazar Gary Phillips’in ‘Tekinsiz Bölge’si günümüz Los Angeles’ında geçen hızlı, eğlenceli ve kolay kolay rast gelmeyeceğimiz türden karakterlere yer veren bir roman. Michael Connelly’nin deyişiyle “Gary Phillips, acımasız sokaklardaki yaşam ve ölüm hakkında sert ve cesur hikâyeler yazıyor...”
#Gary PhillipsSuat Duman’ın ‘1918’ başlığı altında toplayacağı 10 kitaplık tarihi polisiye serisinin ilk iki kitabı bu ay içerisinde yayımlandı. ‘Kalbim, Kimsesiz Yurdum’ ve ‘Ah Dehşet, Dehşet Dehşet’, eski zamanların atmosferinde geçen sürükleyici hikâyeleriyle polisiyeseverleri memnun edecek romanlar.
#Suat DumanMehmet Eroğlu, ‘Kötü Adamın On Günü’nde iyilik - kötülük tartışması etrafında gelişen bir suç hikâyesi anlatıyor. ‘Hamlet’ten ‘Suç ve Ceza’ya ve oradan da modern polisiyelere miras kalan, suçu felsefi ve toplumsal soruşturmanın kaynağına dönüştüren sert bir roman, tipik bir Mehmet Eroğlu anlatısı...
#Mehmet EroğluKore edebiyatının yükselen yıldızı Kim Un-su, ‘Komplocular’da yalnız bir tetikçinin gözünden Seul’un yeraltı dünyasındaki değişimi anlatıyor. Kara mizahı ve gerilimi hiç düşmeyen ‘Komplocular’, şiddetin felsefi derinlikle dengelendiği, mükemmel dille yazılmış bir kara roman.
#Kim Un-SuCristina Rivera Garza, Türkçeye çevrilen ilk romanı ‘Tayga Sendromu’nda kaçmak, saklanmak, arayış, sevgi ve sevgiyi yitirmek üzerine bir hikâye anlatıyor. Hayattan, toplumdan, gerçeklikten kaçmak, daha fazla kaçmak ve giderek daha fazla kaybolmak üzerine...
#Cristina Rivera Garza2000’lerde yazdığı üç romanıyla çağdaş Meksika edebiyatının önemli yazarları arasında gösterilen Yuri Herrera, ‘Bedenlerin Göçü’nde salgın hastalığın korku yaydığı bir şehirin ve iki mafya ailesi arasında arabuluculuk yapan bir adamın hikâyesini anlatıyor. Dilin imkanlarını sonuna kadar kullananan, özellikle karanlık atmosferiyle çok etkileyici bir roman.
#Yuri HerreraAmerikan ‘kara roman’ının en üretken ve önemli temsilcilerinden Jim Thompson, ‘Vahşet Gecesi’nde bir kiralık katil hikâyesi anlatıyor. Katilin gerilimli ruh halini Amerikan taşrasının bunaltısıyla birleştiren ‘Vahşet Gecesi’, hem çok başarılı bir roman hem de bu usta yazarla tanışmak için büyük fırsat.
#Jim ThompsonABD’de 60’larda etkili olan sistem karşıtı Kazmacılar hareketinin öncülerinden Emmett Grogan’ın kendi deneyimlerinden yola çıkarak 1972 yılında kaleme aldığı ‘Ölüm Kalım Oyunu’, 1960’lar Amerika’sının yeraltı kültürünü anlatıyor. Kimilerine göre bu konuda yazılmış en iyi kitap...
#KazmacılarDoğu Yücel’in yeni romanı ‘Kimdir Bu Mitat Karaman?’ bir adamın nevrozundan apartman ahalisine, oradan da yurt sathına yayılan bir trajikomedi. Aynı zamanda bir kara roman parodisi. Gelecekte ‘Post 15 Temmuz romanları’ araştırması yapanlar muhtemelen önce Mitat’a ve onun çok tuhaf soruşturmasına rastlayacaklar. Okurken çok zevk aldım ama itiraf edeyim, Mitat’ı sevsem mi dövsem mi bilemedim... Sonunda okur olmanın verdiği yetkiye dayanarak romancıyı gözaltına aldım ve sorularımı sıraladım...
#KitapsanatIan McEwan, son romanı ‘Fındık Kabuğu’nda Shakespeare’in ‘Hamlet’iyle Lawrence Sterne’in ‘Tristram Shandy’sini bir araya getirmiş. Doğmamış bir çocuğun bakış açısından bir ihanet ve cinayet öyküsü anlatan ‘Fındık Kabuğu’, gerilimli hikâyesi, esprili anlatımı ve zarif üslubuyla hem güzel bir roman hem de Ian McEwan’ın sanatının karakteristik bir örneği.
#Kitap SanatPsikolojik, karanlık, varoluşçu gerilim yaratan ve yenilikçi suç romanları yazarı olarak tanınan Fuminori Nakamura, zenginlerden çalmayı iş edinen bir yankesicinin yaşamından bir kesit sunduğu ‘Hırsız’da Tokyo kara roman geleneğinin minimalist ama çarpıcı bir örneğini sergiliyor. Zarif, ‘suç’tan ziyade suç ve ceza hakkında tartışan bir hikâye...
#HırsızFransız neo-polisiyesinin ‘baba’sı sayılan Jean-Patrick Manchette, ‘Ölümcül’de gittiği her yerde farklı bir tipe bürünen çekici, çekici olduğu kadar ölümcül bir kadının, yani bir ‘femme fatale’in hikâyesini anlatıyor. Manchette, modern polisiye romanı, neşeli satirle ve anarşik eğlenceyle dolu bir silaha dönüştürüyor...
#KitapsanatSiyasal sığınmacı Hırvat bir anne ile İranlı bir babanın kızı olan Ottessa Moshfegh’den, kendi sıkıntılı çocukluğunun izlerini de taşıyan, güçlü anlatımı, başarılı tasvirleriyle çok iyi bir ilk roman: Eileen.Moshfegh toplum içinde tek başına olduğu duygusuna kapılan bir insanın iç dünyasının korkunçluğunu göstermeyi başarmış...
#Kitap SanatEdebiyat kimi yazarlar için sadece kelimelerden ibaret değil; aynı zamanda yollarla da örülü bir serüven. Bu yollar bazen gölgelerin arasında gizlenmiş büyük şehirlerin hikâyeleridir; bazen uzak diyarlarda dalgaların sesiyle uykuya dalmaktır. Yazarlar yaratıcılıklarını besleyen ve onları en derin düşüncelere götüren seyahatlerini anlattılar.
#Pınar TahirlerSon 10 yılda aşırı popülerleşen Bozcaada’yı ve anakaraya uzaklığıyla biraz daha ulaşılmaz, büyüklüğüyle vakur duran Gökçeada’yı bir de sonbaharda keşfetmek isteyenlere önerilerimiz var. Her ikisinde de sarı yaz büyük bir sükûnetle yaşanıyor, bir adadan beklenen huzuru fazlasıyla veriyor ve deniz suyu ekimde yaz ortasından daha sıcak oluyor.
#AdaYakışıklı fiziğinin önüne geçen, insana güven veren, istikrarlı, derinliği olan, yaptığı müziğe ve edebiyata ruhunu katan, ince mizah algısı ve dingin yapısıyla yıllardır kemikleşen kitlesi olan Tuna Kiremitçi ile içten bir sohbet gerçekleştirdik. Kendisi bağıra çağıra şöhretine şöhret katma gayretinde olanlardan olmadı hiçbir zaman. Okul yıllarındaki zorlukları lehine çevirmeyi başarabilmiş bir sanat emekçisi olarak işinin kavrayıcı tarafını tercih etmiş. Gençlerden, barıştan, akıldan, hoş görüden yana… Yine bana değerler katan bir sohbeti sizlerle paylaşmanın gönül rahatlığı içindeyim. Yüzde Yüz ilham Veren Sohbetler’de sanatının güvenli sularında kendinizi bırakabileceğiniz yazar-müzisyen Tuna Kiremitçi ile sizleri baş başa bırakıyorum.
#Sponsorlu İçerikYakışıklı fiziğinin önüne geçen, insana güven veren, istikrarlı, derinliği olan, yaptığı müziğe ve edebiyata ruhunu katan, ince mizah algısı ve dingin yapısıyla yıllardır kemikleşen kitlesi olan Tuna Kiremitçi ile içten bir sohbet gerçekleştirdik. Kendisi bağıra çağıra şöhretine şöhret katma gayretinde olanlardan olmadı hiçbir zaman. Okul yıllarındaki zorlukları lehine çevirmeyi başarabilmiş bir sanat emekçisi olarak işinin kavrayıcı tarafını tercih etmiş. Gençlerden, barıştan, akıldan, hoş görüden yana… Yine bana değerler katan bir sohbeti sizlerle paylaşmanın gönül rahatlığı içindeyim. Yüzde Yüz ilham Veren Sohbetler’de sanatının güvenli sularında kendinizi bırakabileceğiniz yazar-müzisyen Tuna Kiremitçi ile sizleri baş başa bırakıyorum.
#1