Beyza Alkoç 24 yaşına tam 18 roman sığdırmış bir yazar. Ona Z Kuşağı yazarı diyorlar. O da gençlerin ‘Beyza Abla’sı, sırdaşı olmaktan çok memnun. Şu sıralar iki romanı filme uyarlanan Alkoç’la bir araya geldik. Hayatını, okurlarıyla ilişkisini ve Wattpad’i konuştuk.
#Beyza Alkoç'Yarım'ın ardından ikinci romanı 'Mahalle'yle okur karşısına çıkan Özlen Alpaslan, “Mahalle, bize bir yandan korunaklı ve sıcak bir dünya sunarken bir yandan da toplumsal değerleri yaşatarak neyin iyi, neyin doğru, neyin yanlış olduğunu öğretiyordu. Kaybolan mahalle kültürüyle beraber hepimiz yalnızlaştık” diyor. Alpaslan ile Karakarga Yayınları’ndan çıkan romanı 'Mahalle' ile birlikte uzaklaştığımız duyguları, özlemle andığımız mahalle kültürünü ve dünden bugüne halının altına süpürdüğümüz toplumsal hafızamızdaki travmaları konuştuk.
#Özlen Alpaslanİlk romanı 'Dünya Döner Renkler Kalır' ile Yunus Nadi Roman Ödülü’nü kazanan Belgin Bıyıkoğlu, yeni kitabı 'Zaman Geçer Sesler Kalır'da, işgal günlerini yaşayan Türkiye’yi cephenin gerisinde kalanların gözünden anlatıyor. Bıyıkoğlu, "Aile büyüklerimden dinlediğim hikâyeler bana ilham oldu. Aslında 'Zaman Geçer Sesler Kalır', ilk romanım 'Dünya Döner Renkler Kalır’ın tersten bir bakış ile devamı niteliğini taşıyor" diyor.
#Belgin BıyıkoğluFransız yazar Jean-Christophe Grange, ‘Mermer Adam’da İkinci Dünya Savaşı’nın hemen öncesinde Berlin’de kadınları öldüren bir seri katilin izini sürerek Nazi Almanya’sındaki ‘ari ırk’ ve saf kötülüğün portresini çıkarıyor. Kurgusu, yarattığı karakterleri ve tarihi arka planıyla bir Grange başyapıtı.
#Mermer Adam‘Paylaşılamayan Cinayet’, ‘Marlene’in Yetimi’, ‘Bir Kadın Bir Cinayet’ gibi romanlarıyla tanınan Melih Esen Cengiz, yeni kitabı ‘Tiraje’de 1920’lerde Karadağ’daki savaştan kaçıp İstanbul’a gelen sağır-dilsiz, kimsesiz küçük bir kızın, Tiraje’nin carpıcı hikâyesini anlatıyor. Cengiz, “Muhacir atalarımın hatırası hep kalbimde ve hafızamdadır. Bu nedenle romanıma oralardan başladım. Okurlar bu romanda, tarih boyunca insanların korumayı başardığı kardeşlik bilincine tanık olacaklar. İstanbul’un artık kaybettiğimiz insan zenginliklerine vurgu var romanın her sayfasında. Ayrıca insanın en büyük engelleri bile aşabileceğine dair inanç var. Ve bir kadının isterse neler yapacağına tanıklık ediyorsunuz. Geri planda da genç cumhuriyetin serpilip olgunlaşırken yaşadığı sıkıntıların bir kısmı önünüze seriliyor” diyor.
#Melih Esen CengizAltı kez kanseri atlattı, iki kardeşini bu hastalıktan kaybetti. Üroonkoloji uzmanı Prof. Dr. Ahmet Erözenci, doktor, hasta ve hasta yakını olarak kanseri en iyi bilen isimlerden... Dünya Kanser Günü yaklaşırken hem hikâyesini dinlediğimiz hem de kansere bakışını konuştuğumuz Prof. Dr. Erözenci “Hissettiklerime korku diyemem. O anki duygularımın yaşamımı olumsuz etkilemesine izin vermedim” deyip ekliyor: “Kanser tanısı konan kişinin yaşama süresine değil, ne kadar kaliteli yaşadığına odaklanması gerektiğine inanıyorum.”
#KanserBeraber rol aldıkları projelerin sayısı artıyor çünkü enerjileri pek bir tutuyor! Gonca Vuslateri esprili, duygularını açıkça göstermekten çekinmeyen bir kadın. Gürgen Öz de açıksözlü, zeki ve sakin bir adam. Yakaladıkları sıkı dostluk ilişkisi için ‘korunması gereken bir hal’ diyorlar.
#Gonca Vuslateriİkinci romanı “Tılsımlı Köpek Momo” ile gündemde olan yazar Didem Gürçay, kısa sürede ikinci baskısını yapan romanıyla bir hayalini gerçekleştirmiş. Kitabın gelirinin bir kısmını Ye-dikule Hayvan Barınağı’na bağışlayan Gürçay’ın hayvan dostluğu ta küçüklük yaşlarında başlamış. Hatta öyle ki, ilk söylediği kelime “köpek” olmuş! İş stresinden uzaklaşmak için fantastik dünyalarda gezerek kendi köpeği Momo’nun hikayesini kaleme alan Didem Gürçay ile yazarlık serüvenini konuştuk.
#Didem GürçaySevilen yazar Can Aydoğmuş, “Mevlâna’nın Kedisi” adlı ilk romanında İranlı bir ailenin üç kuşak temsilcilerinin birbirleriyle olan anne-kız ilişkilerini bambaşka zamanların farklı gerçeklikleriyle harmanlayarak anlatıyor.
#Can AydoğmuşYeni romanı ‘Vadi’de 12 Eylül darbesinden sonra köklerini bulan Suphi’nin film gibi hikâyesini anlatan İnan Çetin, “Hikâyenin merkezinde 1938’de yaşanan bir kıyım sonrasının serüveni var. Ama aynı zamanda bilinmeyenin ya da bilinmek istenmeyenin kalbine doğru bir yolculuktur ‘Vadi’. Kendi tarihimizin müthiş kederini ve acısını derinden hissettim ‘Vadi’yi yazarken” diyor.
#VadiŞiir ve öykü kitaplarıyla yazın hayatına başlayan, ardından yayımladığı romanlarla da bir okur kitlesi yaratan Kaan Murat Yanık’ın son kitabı ‘Dünyasızlar’ raflarda. Yanık, okuru zamanda yolculuğa çıkararak İkinci Dünya Savaşı’na kadar götürüyor.
#Fırat KaradenizHerkese merhabalar, soru şu: Erkek dilini nasıl çözebilirim Adil Beycim? İnsanlık tarihinin ilk ve temel soruları hangileriydi bilemiyorum ancak geride kalan on yıllık süreçte bana en çok sorulan soru şüphesiz buydu. Bir kadın açısından erkek dilini çözmek oldukça zordur çünkü kadın ve erkek beyin yapılarının çalışma sistemi birbirinden tamamen farklıdır.
#İlişkilerJ. Hakan Dedeoğlu, Forward dergisinin ardından 2004’ten beri Bant Mag.’i hazırlıyor. TSU! adı altında ürettiği müziklerle de tanınıyor. Dört plak çıkardıktan sonra farklı bir alana yöneldi, yazarlık serüvenini 2007’de illüstratör Sadi Güran’la beraber hazırladığı ‘Bir Rumeli Kâbusu’ isimli grafik romanla başlattı. Bugün bu serüveni ‘Bunu Biz İstedik İstanbul’la sürdürüyor. Dedeoğlu’nun son kitabında İstanbul’u 75 saat süren bir kar fırtınası esir alıyor ve Zeytinburnu’nu uzaylılar teşrif ediyor. Dedeoğlu’yla kitaptan yola çıkarak İstanbul’u konuştuk.
#J. Hakan Dedeoğluİçinde ne olduğunu bilmeden taşıdığı flaş diskten bazı gizli bilgiler çıkınca kendini tehlikenin tam ortasında bulan bir kadın... Ayşe Kulin, 33’üncü romanı ‘Son’da bizi bir polisiyeye dahil ediyor. Bu vesileyle buluştuğumuz ünlü yazar, “30 sene sonra romanımı okuduklarında, bilsinler ki benim yaşadığım yıllarda bunlar oldu” diyor.
#Ayşe KulinYıllarını Babıâli’de geçirdi, kitle iletişimi konusuna en çok o kafa yordu, yıllarca ders verdi. 30 kitap yazdı Haluk Şahin... Son iki kitabında yönünü romancılığa çevirdi. Kendisiyle bütünleşen Bozcaada’yı kitabına fon yapan üstat, bu kez 1990’ların Türkiye’sinden çok tanıdık bir aile hikâyesiyle karşımızda. Enteresan olan, bu hikâyenin bir benzerinin 3 bin yıl önce de yaşanmış olması...
#Troia FestivaliEdebiyat hayatının 55’inci yılını ‘A Takımı/İz Sürücü Köpekler’ dizisi ile kutlayan çocuk edebiyatının usta ismi Gülten Dayıoğlu, her yaştan okurunu minik bir seslenişle selamlıyor: “Kitap aşı gibidir. Aşı nasıl mikroplara karşı bağışıklık kazandırırsa, kitaplar da yaşamın her türlü haline karşı bizlerde bağışıklık oluşturur.”
#Gülten Dayıoğlu‘Hakikaten-Sevin Okyay Anlatıyor’, bir ‘aile hikayesi’. Anne, baba, yakın kadınlar, ağabeyler, çocuklar, arkadaşlar, babası Mehmet Atak derken bir büyük aile anlatısına dönüşüyor kitap. Adı da Sevin Okyay Ailesi filan olabilirmiş. Herkesin kıyısından köşesinden de olsa girmeye can attığı bir aile...
#Sevin Okyay