Iksev haberleri sayfasında Iksev hakkında son dakika haberler ve güncel bilgiler bulunmaktadır. Toplam 486 Iksev haberi, videosu, fotoğrafı ve yazar yazısı yer almaktadır. Geçmişte ve bugün yeni yayımlanan son durum gelişmeleri ile pek çok haber sayfamızdan takip edilebilir.
Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı'nda kompozisyon bölümüne girmeye hazırlanırken ilk piyano konçertosunu yazan Doğaç İşbilen, geçen yıl bu eseriyle İKSEV'in düzenlediği Türkiye'nin en prestijli bestecilik yarışmasında birinci olmuştu. Aralık ayında kazandığı Gülsin Onay Ulusal Beste Yarışması'nın ardından geçen hafta Süreyya Operası Ulusal Beste Yarışması'nda piyanolu dörtlüsüyle yedi ayda üçüncü birinciliğini elde etti. Piyanist Mert Yeşilmenderes, 9 Mart Cumartesi saat 19.00'da Moda All Saints Kilisesi'ndeki resitalinde bestecinin ödüllü eseri “Disonans”ı seslendirecek.
#Doğaç İşbilenİZMİR Kültür Sanat ve Eğitim Vakfı (İKSEV), 2014-2015 sezonu eğitim etkinliklerini sıra dışı bir atölye çalışması ile sona erdirecek. 23- 27 Kasım 2015 tarihleri arasında yapılacak Uluslararası Çalgı Yapımı Atölyesi ve Sergisi için dünyanın önemli çalgı yapımcıları İzmir'e gelecek.
#İzmirİKSEV’in ev sahipliğindeki 37. Uluslararası İzmir Festivali; 24 Haziran 2024 Pazartesi gecesi, İzmir Tarihi Agora’da, İzmir İtalya Konsolosluğu’nun himâyelerinde Puccini’yi ağırladı... Ölümünün bile üzerinden 100. Yıl geçmiş (166 yaşındaki) büyük Usta’nın, aslında “aramızda” olduğunu hatırlamak için buluşan sanatseverler ile birlikte izledim konseri. Dahası, MÖ 4. yüzyıla tarihlenen antik “Smyrna’nın Agorası”nda, Puccini’nin de, konseri, en arka sırada, tek başına dinlediğine inananlardan olduğumu eklemeliyim...
#1Sahipleri, yaşadıkları kentte, “ne zaman yer yerinden oynamalı, oynatılmalı” bilmiyorlarsa, “Hayâlî” nin, daha 1500’lerde tariflediği açmaza düşmüşler demektir. İzmir Kültür Sanat ve Eğitim Vakfı’nın (İKSEV) düzenlediği 37. Uluslararası İzmir Festivali, bugün başlıyor. Hem de, bütün sergüzeşti içinde, doğal olarak ancak bazı yıllara nasip olan, “bu sene o sene” dedirtecek, efsunlu bir içerikle... Siz hiç, “kentli”nin, İzmir’in ürettiği, en değerli mücevherlerden bir olan bu sanat şöleni için, (söz timsali...) “divanda, dergâhta, çargâhta, mecliste ve meydanda...” iki çift lâf ettiğine tanık oldunuz mu ? Olmamışsınızdır ! İşte, “kendine, kentine yabancılaşma” böyle bir şey. Uzatmayalım...
#1İzmir Kültür Sanat ve Eğitim Vakfı’nın (İKSEV) evsahipliğinde devam eden 31. İzmir Avrupa Caz Festivali, 14 Mart 2034 Perşembe akşamı, Suriye doğumlu caz efsanesi “Lynn Adib” ve 6 telli bas’ın virtüöz ismi “Marc Bronfosse”u AASSM Küçük Salonda ağırladı. Onlara, davul ve perküsyon’da (ve dahi bendirde...) “Elias Arapoglo” ile saksafon ve flütte “Stéphane Guillaume” eşlik etti.
#1CENEVRE Gölü’nün kıyısından bakınca, avuç içi kadar suyun üstündeki uygarlığı kıskanmıştım. Yüzlerce teknenin düzenini, rengârenk ahengini, gölün ulaşımda bir su yolu olarak kullanılması basiretini ve buna rağmen temizliğini kıskanmıştım. İzmir körfezinin yalnızlığını, sahipsizliğini, başıboşluğunu ve ümitsizliğini düşünüp utanmıştım...
#1Kendisiyle ne zamandır sohbet etmek istiyordum. Sanatçı kelimesini hakkıyla yerine getiren ve klasikler arasına giren, durmayan, sürekli yenilenen, enerjisiyle, duruşuyla, mesleğine olan tutkusu ile nesiller boyu ilham olacak bir isim olan Ömür Göksel’i Yüzde Yüz İlham Veren Sohbetler’de ağırlamaktan mutluluk duyuyorum. Yılların eskitemediği, hatta üzerine katarak, yenilenen bir marka olan Ömür Göksel, geçtiğimiz hafta İzmir’de ASSM’de “Ömür Göksel ile Frank Sinatra Şarkıları” adıyla bir konser verdi.
#1BUGÜNE kadar hep koltuktan sahneye bakarak yazdım yazılarımı. Oradan gördüklerimi, bir sanat eleştirmeni iddiasından uzak, “benim gözlüğümden” böyle görünüyor diye anlattım. Gözüme güzel görününce, Efes’teki kedileri, köpekleri bile yazdım... Hep anladığımı zannettiklerimi, beğendiklerimi yazdım. Beni içine çekemeyenleri ise hiç taşımadım köşeme. Çünkü hep bildim ki, “oturduğun yerden dinlediğinin ardında, görmediğin bir dünya vardır...”Hayatımda ilk kez, bir konser yazısını, sahnede piyano çalıyorken fikrettim. “Steinway ve oğulları”nı saymazsanız (ki onları yok saymak yakışık almaz), sahnede sadece ben ve Dr. Cemile Cabbar... Biribirine çevrilmiş 2 piyano, ister “bir düello duruşu” deyin, ister “kucaklaşmaya hazır haldeler” diye hoş bakın. Hepsi hepsi, böyle bir yalnızlık.
#1Makam müziğinde, klâsik kemençe’nin uluslararası arenaya çıkabilmiş ve dünya durdukça hatırda kalacak virtüözleri, bu sazı kucağına alan pek çok kıymetli sanatkâra kıyasla uzak ara öndedir. (Zihin yorgunluğumun kusuru ve özrü bende kalmak kaydıyla...) Tanburî Cemîl, Fahire Fersan, Vasilâki, Nikolâki, İhsan Özgen, bu yolun kilometre taşlarıdır. Yaşayan Usta’lar arasında da Derya Türkan’ı buraya kaydetmek gerekir.
#1SIRADAN bir sözlükte bile, artık ayağa düşürerek, hemen her gün yerli-yersiz kullandığımız “kadim” kelimesi için, “başlangıcı geçmişin derinliklerinde bulunan, çok, pek çok eskiye uzanan, hatta öncesiz...” karşılığını bulabilirsiniz. “Akdeniz’de gençlik ebedidir” söylencesini benimsemişler ise, “ezelden beri” fikrinde, işte bu “öncesiz”i de birlikte yaşarlar.
#1Ülkemizin köklü firmalarından İnci Holding, kuruluşunun 70. yılında “Türkiye ekonomisi için değer yaratmaya devam ediyor. İnci Holding Yönetim Kurulu üyeleri BonVivant’ta düzenledikleri toplantıda basınla bir araya gelerek, Holding ve Holding şirketlerindeki gelişmeleri aktardı.
#1YAZIN son günlerinde, hatta güz esintileri de başlamışken, vesileyle, bir sonbahar yaprağı misali; aklımdan hiç çıkmayan bir şiir düştü ayaklarımın dibine. Bu yazı, o vesileyi anlatır... “İlkyaz”daki dizelerinde Gülten Akın, “Ah, kimselerin vakti yok / Durup ince şeyleri anlamaya...” der malum. Ve ince şeyler için durmadan önce, biraz yavaşlamak gerektiği çıkarımını da, okuyucunun idrakine bırakır...
#1BAZI konular netamelidir, inandığınız görüşleri açıkça paylaşamazsınız. Toplum münevverleri bile bu neviden konulara kendilerini ihtiyaten kapatırlar. Hani, milli ya da dini mevzulardan söz etmiyoruz. Bu tip konularda aykırı yaklaşım “az demokrasili” ülkelerde zaten tam anlamıyla “cızz”dır. Konumuz daha masum ve kısıtlı bir alanla ilgili.
#1Ben söylemiyorum; “bir kez daha suç ortaklığı içindeyiz…” diye kendileri itiraf ediyor. O halde, bu unutul(a)maz ve “T’abî Mustafa Efendi’den ilhâm almış beyâtî gece” için, başka fail aramaya lüzûm yok ! Bakmayın, “bu gece, ilk defa sizler için bir araya geldik” filân demelerine; zaten her yerde “aranıyorlar…” 4 kişiydiler… Ön sıralardaydım; hepsini teşhis edebilirim…
#1BİR festival, bir festivale ‘bre festival...’ demiş; ‘Ne farkımız var birbirimizden?’ Hep, ‘böyle hayalî bir soru sorulabilmiş olsaydı’ diye geçirirdim aklımdan... Ve (İKSEV’in 35 yıllık yolculuğunda...) ‘Uluslararası İzmir Festivali’nin vereceği cevabı, merak ederdim. ‘Niyet temiz olunca, akıbet de öyle olurmuş’ hani; yıllar sonra...
#1