Güncelleme Tarihi:
Yalçın Tura,Turgay Erdener, Hasan Uçarsu, Özkan Manav, Gürer Aykal, Rengim Gökmen, Serdar Yalçın, İdil Biret, Ayşegül Sarıca, Gülsin Onay, Emre Şen, Suna Kan, Cihat Aşkın...
Türkiye'nin önde gelen besteci, orkestra şefi, piyanist ve kemancılarından 13 isim geçen hazirandan bu yana üç önemli ulusal beste yarışmasının jürisinde farklı kombinasyonlarla yer aldı. Üç jürinin de birincilik tercihi aynı genç sanatçıydı.
İKSEV ve Süreyya'da 50, Onay yarışmasında 40 yaşına kadar deneyimli bestecilerle boy ölçüşen Doğaç İşbilen 20 yaşında. HÜ ADK Kompozisyon Bölümü'nün birinci sınıfında, Doç. Dr. Hatıra Ahmedli Cafer'le çalışıyor. Bugüne kadar beş eser besteledi. Üçünü yarışmalara gönderdi. Yedi ayda üç birincilik kazandı...
Obua ile başladı
Doğaç İşbilen, 2015 yılında Türkiye Gençlik Filarmoni Orkestrası'na seçilmeyi başarmıştı. 16 yaşında bir obuacıydı. HÜ ADK'da öğrenciydi. Altıncı sınıfta, solfej dersinde küçük denemeler yapsa da bestecilik aklından geçmemişti. Bir akşam orkestra provasında şef Cem Mansur genç müzikçilere icra edecekleri eserleri anlatana kadar...
“Bizlere bestecinin ne aktarmak istediğini, eserin tarihlerini ve anlam katmanlarını anlattı. Daha önce duymadığım eserleri dinletti. O geceden o kadar etkilendim ki ilk kez, ciddi olarak besteciliğe yönelmem gerektiğini hissettim. Ertesi yıl küçük eserler yazmaya, kompozisyon bölümüne hazırlanmaya başladım.”
İşbilen, klasik müzik dinlenen bir evde büyüdü. İsmi müzik terimi: “İçine doğduğu gibi söylemek” anlamına geliyor. Babası Murat İşbilen klasik gitarcı. Doğaç, ilkokuldan sonra nefesli saz öğrenmeye başladı. ADK gibi köklü eğitim kurumunda yetişmenin avantajını kullanıp, pek çok çağdaş bestecimiz gibi, enstrüman eğitiminden kompozisyona geçti. Rekabetçi kişiliğe sahip olmasa da yarışa hızlı başladı...
Aralık ayında Gülsin Onay Ulusal Beste Yarışması'nda birinciliği kazanan “Disonans”ı birkaç hafta sonra Almanya'da eğitim gördüğü Lübeck Konservatuvarı'ndaki konserinde seslendiren piyanist Mert Yeşilmenderes “Piyanistik açıdan iddialı bu eseri 20 yaşındaki obuacının yazdığını söylediğimde dinleyiciler çok şaşırdı” diyor. “Almanya'dan tanıştığımızı sandılar, Doğaç'ın Ankara'da öğrenci olduğunu öğrendiklerinde şaşkınlıkları büyüdü...”
Kimleri örnek alıyor?
İşbilen, konservatuvardaki standart eğitim programının dışında dinleyerek, okuyarak, internetten dünyayı takip ederek kendisini geliştiriyor. Wikipedia gibi bilgi kaynaklarına erişim engelleri arttıkça, öğrenmenin ve paylaşmanın zorlaştığını söylüyor. İlgisini çeken, gelişmesini sağlayacak akımlardan faydalanmakla birlikte en yakın hissettiği “Türk Beşleri'nin halk müziği ile Batı müziğini birleştirerek oluşturduğu yaklaşım.”
Peki günümüz koşullarında kendisine ve klasik müziğe Türkiye'de gelecek görüyor mu?
“Devlet yeterli ilgiyi göstermediği için sanatın ilerlemesi zor” diyor. “Gelecek görmek isterdim. Ancak her geçen gün farklı bir sanat kurumunun kapatılması sorunu gündeme geliyor, eğitime gereken destek verilmiyor. Hedefimiz gelişme sağlamak değil, sanatı hayatta tutmaya çalışmakmış gibi gözüküyor.”
Genç bestecinin hedefi ADK'dan sonra eğitimini yurtdışında sürdürmek, kalıcı eserler yazmak, bunların dünyanın önde gelen salonlarında seslendirilmesini sağlamak.
İşbilen'in geçen yıl İKSEV 10. Dr. Nejat Eczacıbaşı Ulusal Beste Yarışması'nı kazanan konçertosunu You Tube'den dinleyebilirsiniz. Süreyya Operası'nca ödüllendirilen piyanolu dörtlüsü, dereceye giren diğer eserlerle yıl sonuna doğru CD'ye dönüştürülecek. Gülsin Onay Beste Yarışması'ndan ödüllü eserini ise piyanist Mert Yeşilmenderes, Moda'da, Barış Manço Müzesi'nin sokağındaki All Saints Kilisesi'nde, yarın saat 19.00'da başlayacak resitalinde seslendirecek. Brahms'ın opus 10 Baladlar'ıyla başlayacak programda Prokofyef'in opus 17 Sarkazmlar, Debussy'nin üç prelüdü, Mozart'ın KV 311sonatı, Chopin'in 2. Balad'ı ve aynı yarışmanın ikincisi Deniz Sever'in “Trakya Efsanesi” de yer alacak. (Moda, Caferağa Mah. Yusuf Kamilpaşa Sokak, No: 8. Tam 30 TL, öğrenci 15 TL)