Özellikle belli bir neslin çocukları kendilerine anlatılan masallarla büyümüştür bilindiği gibi. Genellikle de sonu mutlu biten ve o mutluluğun sonsuza kadar sürdüğü masallardı bunlar.
#Farah PahlaviO bir zamanlar sadece ülkesinin değil bütün dünyanın merak ve beğeni dolu gözlerle izlediği gencecik bir kadındı. Aralarındaki büyük yaş farkına rağmen ülkesinin hükümdarı olan orta yaşlı adamın kalbini çalmıştı. Onunla, kelimenin tam anlamıyla "binbir gece masalları" gibi bir törenle hayatını birleştirdi.
#Farah PehleviAzerbaycan’ın, Akdeniz’in bitki örtüsü ve tarımına sahip bir bölgesi olduğu herkesin malumu. Gelecekte bu bölgede Türkiye ve Azerbaycan işbirliği Kafkasya’daki milletlerin dengeli yaşamı ve varlığı için de hayırlı olabilir. Bütün mesele Arap Ortadoğu’sunun tersine İran, Türkiye ve Kafkasya arasında daha akıllı bir politik işbirliğin, en azından karşılıklı anlayışın var olmasıdır. Dış politikalarda bu tatbik edildiği gün, bu bölgenin Avrupa Birliği yanında ve dışında daha açık bir istikbalinin olacağına hiç şüphe yoktur.
#Azerbaycan90 yaşında hayata veda eden Ara Güler, Türkiye’nin yetiştirdiği en büyük foto muhabiriydi. Nuh’un Gemisi’nin izini sürmüş, Nemrut Dağı’nı dünyaya tanıtmış, Afrodisyas antik kentinin keşfedilmesini sağlamıştı. Dünyayı gezmiş, Churcill’den Dali’ye, Hitchcock’tan Picasso’ya ünlü isimleri fotoğraflamıştı. “Fotoğraf tarih olayıdır. Tarihi zapt ediyorsun” diyordu.
#Gazetehaberleriİran’da 1979’da kanlı bir ayaklanmayla devrilen Şah ailesinin üzerindeki ‘lanet’, bir kurban daha aldı. İslam devrimi sonrası ülkesinden sürülen Şah Pehlevi, Mısır’da kanserden öldü. Kızları Prenses Leyla, 10 yıl önce aşırı dozda ilaç aldıktan sonra can verdi. Ve kız kardeşinin ölümüne dayanamayan, Şah’ın küçük oğlu Ali Rıza Pehlevi de, ABD’deki evinde, başına sıktığı tek kurşunla ‘dayanılmaz hayatı’na veda etti.
Biraderim, şimdi söyleyeceklerimi bilhassa dikkatle dinleyip, Türk milletine anlatınız. Bizim, Türkiye aleyhine faaliyette bulunmamız için kafasız olmamız gerekir. Türkiye’nin güneyinde benim imzamla dağıtılan beyannameler Celal (Talabani) tarafından Suriye'de bastırılıyor. Masum ve mazlum Kürt milletinin hürriyet mücadelesini kötü gösteriyor. Çünkü o, komünisttir ve Araplar tarafından satın alınmıştır.
Düğünleri nasıl bilirsiniz? Peki ya toplumun gözü önündeki ailelerin düğünlerini? Eğer bu tür gösterişli etkinlikleri uzaktan da olsa izlemeyi seviyorsanız, sizin için hareketli günler başlıyor demektir. Çünkü bu yıl hem ilkbahar hem de yaz aylarında, büyük olasılıkla bütün dünyanın ilgisini çekecek ve uzun süre konuşulacak iki tane düğün var.
#Kraliçe Raniaİran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, geçen hafta New York’ta Birleşmiş Milletler (BM) 77. Genel Kurul toplantısına katıldı. New York’a geleceği belli olduğu için Amerikalı gazeteci Christiane Amanpour, CNN’de Cumhurbaşkanı Reisi ile bir söyleşi yapmak için anlaştı. Ancak söyleşi saati öncesi bir danışmanı gelerek başörtüsü takmaması halinde, İran Cumhurbaşkanı’nın kendisiyle söyleşi yapmayacağını söyledi. Tabii Amanpour, “Burası İran değil, biz New York’tayız” diyerek başörtüsü takmayı reddedince söyleşi yattı.
#İbrahim ReisiHem seksi, hem masum... Hem kırılgan, hem güçlü... Hem eğlenceli, hem konuşurken birden gözleri dolacak kadar duygusal. Farah Zeynep Abdullah, enerjisiyle karşısındakini avcunun içine alan kadınlardan. Ekran macerası sekiz sene önce bir tesadüfle başladı. Canlandırdığı ‘Aylin’ karakteriyle hafızalara kazındı. Ardı ardına iddialı projelerde rol aldı. Bu akşam Kanal D’de yayımlanacak yeni dizisi için buluştuk; yeni projesini, albüm çalışmalarını, annelik planlarını konuştuk.
#Farah Zeynep AbdullahGünlerdir gözümüz kulağımız komşumuz İran’da ve yeni bir özgürlük arayışıyla, rejim karşıtı sloganlarla, 40’tan fazla şehirde ölüm pahasına sokağa dökülen halkında. ‘Diktatöre ölüm’ sloganlarının hedefindeki isim, İran’ı demir yumrukla yöneten dini lider Ayetullah Hamaney şaşırtmadı; protestoları dış güçlerin kışkırttığına hükmetti. Rejim yanlıları da sokağa çıktı. Giderek kötüleyen ekonomik koşulların tetiklediği ve 2009’daki Yeşil Devrim hareketinden farklı olarak taşrada yükselen yeni protesto dalgası, ülkede gerçek anlamda bir siyasal değişim sürecinin önünü açar mı tahmin etmek güç. İran’daki son eylemlerin sürprizi ise muhafazakârlığıyla bilinen şehirlerde, ülkede yıllarca Batı’nın güçlü desteğiyle modern ve laik bir yaşam tarzını empoze eden devrik İran Şahı Muhammed Rıza Pehlevi lehine sloganlar atılmasıydı. Öyle ki, bu teveccühten Şah Muhammed Rıza Pehlevi’nin oğlu, sürgündeki hanedanın son temsilcisi Prens Rıza Pehlevi de nasibini aldı. Prens Pehlevi, 1979 yılında babasını deviren devrimden beri hanedanın diğer üyeleri gibi sürgünde yaşıyor. Mısır, Fas, Fransa; pek çok ülke dolaştıktan sonra Amerika Birleşik Devletleri’ne yerleşmiş. Kendisini uzun yıllardır yaşadığı Washington’da buldum. Yardımcısının röportajı yapacağımız mekâna Pehlevi Hanedanı’nın bayrağını getirdiğini görünce içimden “2018 yılında hâlâ Şah rejimine övgüler düzmekten başka söyleyecek şeyi yok mu acaba?” diye hayıflandığımı itiraf etmek isterim. Oysa konuştukça ortaya çıktı ki İran için hayalini kurduğu, babasının hanedanı değil, laik parlamenter bir demokrasiymiş. Geçmişini inkâr etmeden önerdiği siyasi metotla babasıyla, dedesiyle arasına mesafe koymaya çalışan bir Pehlevi çıktı karşıma. “Bugün İran muhalefetindeki farklı grupları birleştirecek ses benim” gibi iddialı bir misyonun peşinde bir Pehlevi…
#İran