12 Eylül 1980’in 42. yıl dönümünde, darbe döneminde Mamak Cezaevi’nde dövülerek öldürülen yayıncı İlhan Erdost’un kızı ve Diyarbakır Cezaevi’nde işkence gören Abdurrahim Semavi yaşadıklarını CNN Türk editörü Serdar Korucu’ya anlattı. Babası öldürüldüğünde 5,5 aylık olan Alaz Erdost, “Özür değil, yüzleşilsin istiyoruz ki yenileri olmasın, herkes babasına baba diyebilsin, ben babamın kokusunu bilmiyorum” dedi. Darbe sırasında 16 yaşında olan Abdurrahim Semavi, "“Mardin’de 90 gün boyunca 90 yıllık ömre bedel bir işkence gördüm. Doğuda, güneydoğuda ve belki İç Anadolu’da yapılan işkencelerin doruğu yaşanıyordu” dedi.
#Mamak Cezaevi12 Eylül 1980’in 42. yıl dönümünde, darbe döneminde Mamak Cezaevi’nde dövülerek öldürülen yayıncı İlhan Erdost’un kızı ve Diyarbakır Cezaevi’nde işkence gören Abdurrahim Semavi yaşadıklarını CNN Türk editörü Serdar Korucu’ya anlattı. Babası öldürüldüğünde 5,5 aylık olan Alaz Erdost, “Özür değil, yüzleşilsin istiyoruz ki yenileri olmasın, herkes babasına baba diyebilsin, ben babamın kokusunu bilmiyorum” dedi. Darbe sırasında 16 yaşında olan Abdurrahim Semavi, "“Mardin’de 90 gün boyunca 90 yıllık ömre bedel bir işkence gördüm. Doğuda, güneydoğuda ve belki İç Anadolu’da yapılan işkencelerin doruğu yaşanıyordu” dedi.
#12 EylülJandarma Genel Komutanlığı’na bağlı 23’üncü Jandarma Sınır Tümen Komutanlığı Askeri Mahkemesi’nde görülen dava dosyasına göre 12 Ekim 2015 akşamı başlayıp 16 Ekim günü iki subayın tutuklanmasına giden süreçte şunlar yaşandı:
- Başbakan Davutoğlu'nun, "Diyarbakır'ı bir kültür merkezi yapmak için çok acı hatıralar taşıyan hapishaneyi kültür müzesi, Diyarbakır müzesi haline dönüştürüyoruz" sözleri sivil toplum kuruluşlarınca memnuniyetle karşılandı - Kentte 12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonra işkence iddialarıyla ön plana çıkan, birçok belgesele ve kitaba konu olan Diyarbakır Cezaevi'nin müzeye dönüşmesi için çalışmalar yürüten sivil toplum kuruluşları, çözüm sürecine katkı sunacağını düşündükleri bu gelişmeye destek sunmak istiyor - 78'liler Girişimi Diyarbakır 5 No'lu Askeri Cezaevi Gerçeğini Araştırma ve Adalet Komisyonu Sözcüsü Can: "Diyarbakır Cezaevi halkın vicdanıdır, acıların kalbidir. Kim bu cezaevinin halkın belleğine uygun şekilde, işbirliği halinde müze olmasını sağlarsa tarihsel bir iş yapmış olur ki; bunun da çözüm sürecine ciddi katkısı olur" - İHD Şube Başkanı Bilici: "Müzede, yaşananlara ilişkin bilgilerin sergilenmesi gerekir ki; orayı ziyaret eden gelecek kuşak, 'Bu ülkede işkence yapan, insanlık dışı ve insanlığa karşı suç işleyenden hesap sorulmuştur, yüzleşilmiştir' diyerek geleceğe umutla bakabilsin"
13 Şubat, bugün artık kapatılmış siyasi partiler mezarlığında yerini almış olan Türkiye İşçi Partisi’nin kuruluşunun 50. yıldönümüydü. 18 Şubat partinin fırtına gibi estiği 65 seçimlerinde TİP milletvekili seçilen 15 kişiden biri olan Tarık Ziya Ekinci’nin 85’inci doğum günü. 25 Şubat ise Ekinci için matem günü... 1994’te o gün, kardeşi Yusuf Ekinci, faili meçhul bir cinayete kurban gitmişti. Biz de Ekinci ile bir şubat günü konuştuk...
Diyarbakır'da düzenlenen ‘Türkiye, Diyarbakır Cezaevi Gerçeğiyle Yüzleşiyor’ sempozyumunun sonuç bildirgesi yayınlandı. Bildirgeyi okuyan Diyarbakır Cezaevi Gerçeğini Araştırma ve Adalet Komisyonu üyesi Celalettin Can, “Bu cezaevinde yaşananlar, Türkiye Cumhuriyeti devletinin bir utancıdır.
DİYARBAKIR’da düzenlenen ‘Türkiye, Diyarbakır Cezaevi Gerçeğiyle Yüzleşiyor’ sempozyumunda konuşan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Vedat Ahsen Coşar, “Diyarbakır askeri cezaevinde yaşananlar, insan olarak bizim utancımızdır. Türkiye Cumhuriyeti devletinin utancıdır. Keşke bu topraklarda tarih başka türlü yazılsaydı. Biz bugün böylesine utanmasaydık” dedi. Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı BDP'li Osman Baydemir ise 1915 olaylarıyla yüzleşilmeden 12 Eylül ile yüzleşilemeyeğini söyledi.
Biraz hatırlamaya çalışın. 12 eylül darbesinden itibaren kısa bir süre öncesine kadar, kürtçe konusunda atılacak her adımın, Türkiye’nin bölünmesi anlamına geleceğini duyarak büyüdük. En basit beklentiler dahi nefretle reddedildi. Kürtlerin varlığı dahi kabul edilmezdi. Peki bugün ne oldu? Kürtler ve kürtçe konularında son derece önemli adımlar atıldı. Şimdi geriye dönüp bakıyoruz ve Türkiye’nin bölünmediğini görüyoruz. Peki neden boşuna zaman kaybettik?
ŞANLIURFA'da Urfa Tanıtımı Derneği tarafından organize edilen ‘Yeni Anayasa ve İnsan Hakları’ paneli, İstiklal Marşı krizi oldu. Yazar Altan Tan, panel yapılan salonda İstiklal Marşı'nın okunmasından rahatsız olduğunu kendisini 12 Eylül döneminde Diyarbakır Askeri Cezaevi'nde hissettiğini söyledi.
"METROBÜS sözcüğü (üretilmiş uzun otobüslerin üreticisi tarafından belirlenmiş tanımlanmışı dışında), metro trenleri gibi kent içi ulaşımda, hızlı, zaman tarifeli, konforlu, kullanıcılarının gereksinim duyacağı kullanış kolaylıkları sağlayan, iyileştirilmiş otobüslü toplu taşım sistemimin adıdır ve benim tasarımımdır."