Paylaş
'Okullar meta değildir'
Akmerkez’in solundaki Etiler Lisesi, karşısındaki Etiler Kız Meslek Lisesi ve solundaki Etiler Otelcilik Meslek Lisesi’ni... Kim bilir ne olacaklar; AVM mi, rezidans mı, yoksa otel mi? Böyle bir bölgeye bu kadar yoğunluk getirilmesi nasıl düşünülür.
Siz Milli Eğitim’in TOKİ ile anlaşarak satış protokolü yapıldığına ilişkin açıklamasına bakmayın. Bu bir proje ve özelleştirme değildir.
Beşiktaş, Etiler, Akatlar, Ulus semtlerinde oturanlar niye isyan etmezler?
Dün yazdık, Almanya’da inisiyatif gruplarının kendilerine sorulmadan yapılan projelere karşı imza toplayarak nasıl engellediklerini...
İyi ki Eğitim-İş Sendikası var. Eğitim sistemine bir ‘pazar’ olarak yaklaşan bu anlayış kayıtsız kalmanın mümkün olmadığını bir açıklama ile kınayarak şöyle dedi:
“Şehirlerin alışveriş merkezleri ya da sanayi ve ticaret bölgelerinde kalan okul binalarının, yeni eğitim kurumları yapılması karşılığında satışına ilişkin projeler daha Hüseyin Çelik’in Milli Eğitim Bakanı olduğu zamanlarda ilk olarak Van’da başlamıştı. Satışı gerçekleştirilen Etiler’deki üç okulun ardından sırada yüzlercesi olacak.”
Otelcilik Okulu’nda, Türk turizmine hizmet veren yüzlerce öğrenci yetişti. Rantı niye TOKİ kapar? Sendika diyor ki: “Bu okulların öğrencileri nerede eğitim görecek, yeni okullar ne zaman ve nerelere yapılacaktır? Kent dışına yapılacak okullara öğrencilerin ulaşımı konusunda herhangi bir güvence sağlanacak mıdır?”
GS’nin Arena Stadı gibi -A. S. Yen Stadı’nın takası da ayrı bir skandaldır ya- ‘çataklara’ mı yapılacaktır bu okullar?
İktidarın elindeki hemen her şeyi paraya çevirme hırsı.. okullara, ücra köşelere reva görülen anlayış karşısında eğitim sistemine pazar gözüyle bakılması, eğitime de ticari bir meta olarak değer biçilmesi.. yağma zihniyetinin nerelere kadar uzandığını göstermektedir.
Eğitim-İş’in iktidara bir hatırlatması var: “Atatürk’e göre hükümetin en önemi görevi milli eğitimdir. Ulusal eğitim politikalarının amacı da halkın tümünü eğitmek ve ulusal kültürü yükseltmektir. Yani eğitim sistemi bir pazar ve okullar meta değildir. Elinizi okullarımızdan çekin!”
Hayrünnisa Gül anı defterine ne yazdı?
SANATÇI Bedri Baykam’ı, Acıbadem Maslak Hastanesi’ndeki odasında şöyle uzaktan bir gördük... Acılar içindeydi, bize “Türk sanatçısı ve bir Türk aydını tüm bu planlı ve hain saldırılara karşı dimdik ayaktadır” dedi. Hastane önüne gelen sanatçı dostlarına, aydınlara, duyarlı STÖ temsilcilerine az sonra eşi Sibel Baykam’ın okuyacağı bildiriyi yazmaya çalışıyordu.
Ankara’dan Cumhurbaşkanı Gül, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın geçmiş olsun telefonlarından sonra önceki gün öğleden önce Kemal Kılıçdaroğlu ziyaret etmiş Baykam’ı... Ancak bundan bir-iki saat önce Hayrünnisa Gül, hastaneye kadar gelmiş ve geçmiş olsun demiş... Anı defterine “Geçmiş olsun dileklerimle, acil şifalar dilerim. Allah kimseye, ülkemize böyle olaylar yaratmasın. Kötülüklerini bizden uzak etsin” diye yazmış.
Tabii bu büyük bir moral olmuş aileye... Annesi, eşi ve dayısı İhsan Yalçın ziyaretçileri ağırlıyorlardı gittiğimiz saatte. Çok sayıda sanatçı, ressam, öğretim üyesi, STÖ temsilcileri ve CHP’li üye geçmiş olsun dileklerini iletiyordu. CHP milletvekili Necla Arat, Meriç Velidedeoğlu ile gelmişti. Arat aday gösterilmemesine karşı hiç kızgınlığının olmadığını özellikle vurguladı. Bir öğretim üyesi “Kars’taki İnsanlık Anıtı’na Tayyip Bey ‘ucube’ diyor. Dünyadaki hiçbir sanat profesörü böyle bir yorumda bulunamazken, bir Başbakan nasıl bir hüküm verebilir” diye konuşuyordu çevresine. Bu arada ÇEV Yönetim Kurulu üyesi Berrin Yoleri, hem vakıfları hem de Fazıl Say’ın geçmiş olsun dileklerini iletti. Say, Almanya konserlerinden sonra İsrail konserlerini iptal etmiş, çünkü ağır bir grip geçiriyormuş. Babası Suphi Baykam’ın eski arkadaşı Prof. Dr. Ayhan Toraman ‘50 Yıl Sonra 27 Mayıs’ kitabını Bedri Baykam’a getirmişti. YP Genel Başkanlığı’ndan ayrılarak 1. bölgeden (Kadıköy) aday olan Tuncay Özkan’ın, yardımcısı ve İstanbul İl Başkanı Bihin Edige, Genel Sekreter Prof. Perran Gökçe ve İzmir İl Başkanı Prof. Sumru Tömek de geçmiş olsuna gelenler arasındaydı. Parti üyeleri ve Tuncay Özkan’ın Kadıköy’deki yayıncı amcası Salih Özkan’la görüşürken, Tuncay Özkan’ın, Cumhuriyet mitinglerinde yaptığı konuşmaları özetleyerek propaganda yapacaklarmış. CHP’ye kırgın değil, kızgın olduğunu söyleyen Özkan’ın bağımsız olarak 93 bin oyla seçilebileceğini söyledi. “Ya 300 bin oy alırsa...” dedik, “CHP ve AKP’den 2 milletvekili gider, ama sonuçta CHP kârlı çıkar” dedi. Biraz zor bir hesap.
Eski Sarıyer Belediye Başkanı ve Vali Yardımcısı İhsan Yalçın, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu ve Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın’ın yakın ilgilerine teşekkür etti; “Bizimle çok ilgileniyorlar. Hastanede korumayı arttırdılar” dedi.
Biliyor musunuz
- CHP İstanbul 1. bölge 4. sıra adayı, özel sektörde yöneticilik ve yönetim kurulu üyelikleri yapan, İ.Ü. öğretim üyelerinden Ayşe Eser Danışoğlu’nun ‘İnönü’lü, Ecevit’li bir evde büyüdüğünü, eski CHP’li ve DSP’nin bir numaralı kurucusu Ecevitlerin aile dostu Murtaza Çelikel ve eski Adalet Bakanı ve ÇYDD Genel Başkanı Prof. Dr. Aysel Çelikel’in kızı olduğunu...
- VAN eski valisi, ‘Türkiye Müdafaa-i Hukuk Partisi Genel Başkanı Mahmut Yılbaş’ın, DSP İstanbul 2. bölge 1. sıradan aday olduğunu...
- ALMANYA Alevi-İslam Birliği Genel Başkanı Alişan Hızlı’nın “CHP’ye yıllarını vermiş, bilgili birikimli birçok adayın sadece Alevi kimlikleri nedeniyle CHP’den dışlandıklarını, İstanbul, Ankara, İzmir gibi üç büyük kentte yaklaşık üç adayın seçilme şansı bulunduğunu belirterek, “Bu durumda CHP, Alevilere olan borcunu nasıl ödeyecektir?” diye sorduğunu...
Diyarbakır Cezaevi gerçeği
78’liler Vakfı Başkanı, Diyarbakır Askeri Cezaevi Gerçeğini Araştırma ve Adalet Komisyonu üyesi Celalettin Can, 12 Eylül 1980 ile Mart 1984 arasında Diyarbakır Askeri Cezaevi’nde ağır sistematik, yaygın ve sürekli işkence uygulandığının bir gerçek olduğunu açıkladı. Genelkurmay’ın 2 Nisan 1984’teki açıklamasına göre, 53 ölüm olayına rastlanılmış, bunlardan 14’ü kendini asmış ve yakmış... 23 kişi çeşitli hastalıklardan ölmüş, 7 kişinin ölüm orucu ve açlık grevinden, 7 kişinin de işkenceden öldüğü bildirilmiş.
Can “yaraların sarılması için sorumluların yargılanmasını” istediklerini söyledi. 78’liler Girişimi’nin düzenlediği ‘Eşitlikçi, Özgürlükçü, Demokratik Anayasa Sempozyumu’ toplantısı yarın 10.00-18.30 arasında Fındıklı’da Mimar Sinan Güzel Sanatlar Fakültesi’nde yapılacak. (78lilergirisimi@gmail.com)
Paylaş