Diyarbakır Cezaevi sorumlularına suç duyurusu

BDP Genel Başkan Yardımcısı Gülten Kışanak, siyasi iradenin acilen sorumluluk alarak, Diyarbakır’da yaşanan vahşeti butün boyutlarıyla, butün sorumlularıyla açığa çıkartmak için Meclis’te bir araştırma komisyonu kurması gerektiğini söyledi.

12 Eylül döneminde adı işkencelerle gündeme gelen Diyarbakır Cizaevi için Diyarbakır Adliyesi önünde toplanan ve aralarında PKK’nın kurucuları Hayri Durmuş’un kızkardeşi Zekiye Ayık, Mazlum Doğan’ın ablası Serap Mutlu, 1980 yılında Cumhurbaşkanı adayı olan eski Milletvekili Nurettin Yılmaz ile DEP eski milletvekili Sedat Yurtdaş’ın da bulunduğu 303 kişi, cezaevinde yaşadıklarını anlattıkları dilekçeleri, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na verdi. Dilekçelerde, Diyarbakır Cezaevi’ndeki uygulamalarla sorumluların ‘işkence’ ve ‘insanlık suçu’ işledikleri belirtilerek, dava açılması ve ‘zaman aşımı’ uygulamasının dışında tutulması istendi. Suç duyurusu için adliye önünde toplanan ve basın açıklaması yapan cezaevi mağdurlarına, BDP Genel Başkan Yardımcısı Gülten Kışanak ile Hakkari Milletvekili Hamit Geylani de destek verdi.

‘TÜRKİYE BU UTANÇTAN KURTULMALI’

Grup adına konuşan 78’liler Derneği Sözcüsü Celalettin Can, Diyarbakır Cezaevi’nde yaşananların Türkiye’nin utancı olduğunu söyledi. Türkiye’nin bu utançtan kurtulması ve sorumluların cezalandırılması için toplandıklarını söyleyen Can şöyle konuştu:

“Diyarbakır Askeri Cezaevi'nde yaşananlar münferit olaylar olarak değerlendirilemez. Tek başına askeri ve sivil görevlilerin kötücül kişiliğiyle hiç açıklanamaz. Diyarbakır Cezaevi’nde yaşananlar, Kürt kimliğinin yok edilme uygulamalarıdır. Mağdurlara sistematik işkece uygulanmış ve insanlığa karşı suç işlenmiştir. Mesele, ölü ve sağ bir kısım ‘vahşet suçlusu’nun yargılanmasıyla sınırlı değildir. Bir dönemle, tarihle hesaplaşmaktır.”

KIŞANAK: BUGÜN TARİHİ BİR GÜN

BDP Genel Başkan Yardımcısı Gülten Kışanak da, demokrasi ve Kürt halkının özgürlük mücadelesi adına bugünün tarihi bir gün olduğunu, 12 Eylül rejiminin Diyarbakır zindanında mahkum etmek istediği tüm değerlerin yeniden burada olduklarını söyledi. Kışanak, Diyarbakır Cezaevi'nde yaşananların, sadece hukuki bir soruşturma kapsamında ele alınabilecek bir süreç olmadığını, bir sistemin, bir siyasal düşüncenin bu halka dayattığı vahşet olduğunu kaydederek, “O nedenle bu sistemle bir bütün olarak hesaplaşmadan, Diyarbakır cezaevinin amacını, hedefini açıkca kamuoyu önünde tartışmadan, bunları mahkum etmeden tek başına hukuksal süreçten sonuç almak hem mümkün olmayabilir, hem de yeterli değildir” dedi.

‘MECLİS ARAŞTIRMA KOMİSYONU KURULSUN’

Bir süre önce geldiği Diyarbakır’da, Diyarbakır Cezaevi ile ilgili konuşan Başbakan Erdoğan’a çağrıda bulunan Kışanak, şöyle devam etti:

“Sayın Başbakan, duvarların dilinden medet umuyordunuz. İşte biz bugün buradayız, bugün burada 350 kişi orada yaşadıklarını dilekçelere yazdı, mahkemeye verecek. Eğer dinlemek istiyorsan, eğer bunu siyaseten Türkiye’yi geleceğe aydınlık günlere taşımak, yapılan yanlışlardan vazgeçmek istiyorsan biz buradayız. Gel bizi dinle, gel buradaki 350 kişiyi dinle, daha onlarcası, yüzlercesi, binlercesi sırada konuşmak için, taşıdıklarını da anlatmak için herkesin yüreği dolu. Bunu dinleyecek bir Başbakan var mı? Bunu dinleyecek bir Hükümet var mı? Bunun hesabını soracak bir siyasi irade var mı? Biz onu arıyoruz. Bugün bizim başvurumuzun bir sonucu da bu olacaktır. Siyasi irade acilen sorumluluk almalı, Diyarbakır’da yaşanan vahşeti butün boyutlarıyla butün sorumlularıyla acığa cıkartmak için Meclis'te bir araştırma komisyonu kurulmalı. Şimdiye kadar bu çalışmayı yürüten komisyonla işbirliği yaparak bu süreci aydınlatmalıdır.”

Basın açıklaması sırasında 12 ve 15 yaşlarında iki defa Diyarbakır Cezaevi’nde tutulan Yıldız Aktaş ile 2 çocuğunu cezaevinde doğuran Hüsna Altay yaşadıklarını anlattı. Diyarbakır Baro Başkanı Mehmet Emin Aktar da, Diyarbakır Cezaevi mağdurlarına ücretsiz hukuki yardımda bulunacaklarını açıkladı.
Suç duyurusunda bulunanlar, Diyarbakır E Tipi Cezaevi'nin önüne giderek karanfiller bıraktı, orada ölenleri andı.