Geçen yıl hayata veda eden efsane tarihçi Halil İnalcık’ın 26 yaşında hazırladığı ‘Tanzimat ve Bulgar Meselesi’ adlı doktora tezi, 75’inci yılında özel bir baskıyla yayımlandı. İlber Ortaylı, “Bir öncü kitap” olarak tanımladığı yıllardır kayıp olan tezi ve yakın dostu Halil İnalcık’ı yazdı.
#Kitap Sanat40 gün sonra 100 yaşını tamamlayacaktı. En tanınmış bilim adamları ve filozoflar arasında dahi 99’uncu yaşına kadar kalıcı eser veren görülmez. Halil Hoca, Doğu’nun ve Batı’nın saygıyla ve çekinerek andığı bir otoriteydi. Hepimiz o çekinenlere dahiliz. İnalcık literatürü insanların dikkatli yazıp konuşmalarına neden olduğu sürece verimli çalışma yapılıyor demektir.
#Halil İnalcıkSüleyman Demirel, Cumhuriyet Kuşağı olarak bilinen 1920'lerde dünyaya gelmiş siyasetçilerin başını çekti. 1962’de Adalet Partisi’yle siyasi yaşama atılan Süleyman Demirel, 7 sene yasaklı kaldı, 6 defa hükümetten gitti, 7 kez de hükümet kurdu. Kişisel tarihi, neredeyse Türkiye’nin darbe ve muhtıra tarihiyle kesişen Demirel, siyasetin en çalkantılı dönemlerinde söylediği sözlerle hafızalarımıza kazındı. Halk ağzıyla konuşması, benzetmeleri ve hazır cevaplılığıyla “Türk siyasetinden bir Demirel geçti” dedirten efsane sözleri derledik…
#SÜLEYMAN DEMİRELEvrim Kuran. Hacettepe Üniversitesi İngiliz dili ve edebiyatı mezunu. İnsan kaynakları alanında yüksek lisans yaptı. Yetmedi, Sabancı Üniversitesi’nden Executive MBA derecesini aldı. 2001’den bu yana kuşak araştırmaları yapıyor. O yıllarda, ilk kez ‘Y kuşağı’ndan söz ettiğinde, herkes “Bırak bu işleri!” dedi. Bırakmadı. Şimdi de yüzün üzerinde ulusal ve çokuluslu markayla kuşaklar ekseninde çalışıyor. Yazılar yazıyor. Konferanslarda konuşuyor. Kendisi X kuşağı ama Z kuşağından Ali’nin annesi. Bize de Gezi’nin kahramanları Y kuşağını anlatıyor…
Ferzan Özpetek’in yeni filmi “Mine Vaganti” (Serseri Mayınlar), Berlin Film Festivali’nde ayakta alkışlandı. Festivali takip eden sinema eleştirmenleri, yarışma dışı “Panorama” bölümünde yer alan eser için, “Bu dört dörtlük film yarışma bölümünde yer almalıydı. Yazık olmuş” dediler.
YAPTIĞIM yazı programına göre salı ve çarşamba günleri yayınladığım dizi yazıya devam edecektim. 24 Temmuz 1923 tarihinde imzalanan Lozan Antlaşması konusunda dizinin akışını bozmamak için bu konuda yazmayı düşünmüyordum. Ama çok önemli bir şey oldu ve programı değiştirmek zorunluluğu doğdu. Ne mi oldu?
Her halükarda, hálá biraların, ayranların, rostoların bitmediği Gazi Çiftliği'ndeki masamızda, kökeni çok eskiden beri yedi tepeli şehrin sur içlerine uzanan bir familyanın abaları, çocukları ve torunlarıyla üç ‘‘Cumhuriyet Kuşağı’’ oturmaktadır.