KÜLTÜR sanat dünyasının en önemli simalarından Arif Keskiner’i, yaygın bilinen adıyla Çiçek Arif’i kaybettik. Nadir görülen bir kan hastalığı tedavisi görüyordu son 15 yıldır. Uzun süren tedavi süreci kalbini ve böbreklerini de yormuştu.
#Arif KeskinerOrta Anadolu’nun bilinen en eski köyü Aşıklı Höyük, 13 yerli ve yabancı sanatçının işleri üzerinden sanat ve arkeoloji arasında bir diyaloğa dönüştü. 25 Şubat tarihine kadar Tarihi Hüsrev Kethüda Hamamı’nda ziyaret edilebilecek ‘Kazı İzleri’ başlıklı sergi, İstanbul’dan sonra İspanya’nın Barcelona ve İskoçya’nın Dundee şehirlerinde izleyici ile buluşacak.
#Kazı İzleriHayatta en sevdiğim yer hep İstiklal Caddesi oldu. Taksim’den aşağı kaptırdım mı, içimi heyecan kaplar, o hava, o renk cümbüşü kalp atışlarımı hızlandırırdı. Beyoğlu’nun karnavalımsı ortamında, insanlar kaybolur, eşitlenir ve her seferinde yeni bir maceraya atılırdı. Biliyorum, pek çoğunuz için de öyle, Beyoğlu canımızı yakan, kişisel bir mesele. 2000’lerin ortasındaki ‘altın yıllar’da burası Avrupa’nın en gözde semtlerinden biriydi. Newsweek dergisi “Cool İstanbul: Avrupa’nın en havalı kenti” kapağıyla çıktığında, kimsenin umurunda olmamıştı. Bundan şüphemiz yoktu ki... Ve başrolde Beyoğlu vardı. Peki sonra ne oldu? Sert bir düşüşe geçti. Sokaktaki masaların kaldırılması, sembol mekânların kapanması, Gezi olayları ve terör saldırılarından sonra bir süre hayalet şehre dönüştü. Batılı turist kayboldu, boşluğu Arap turist ve mülteciler doldurdu. Meyhaneler kebapçı, barlar nargileci oldu. Sokakta Türkçeden çok Arapça duyulmaya başladı. Ve ayağını kesen kesim, “Beyoğlu bitti, Ortadoğululaştı” noktasına geldi. Bu doğru mu? Yaşanan dönüşüm ne ve arkasında ne var? Açık bir kafayla gittik, haftalarca çalıştık... Esnafla, tarihçilerle, mimarlarla, sanatçılarla konuştuk. Ara Güler’e de kulak verdik, İranlı sokak müzisyenlerine de... Beyoğlu Belediye Başkanı’yla Tarlabaşı’ndaki lüks inşaatları da gezdik, tam dibindeki mültecilerin gecekondularına da konuk olduk...En önemli şey kulak vermek, anlamak ve şehir hakkına sahip çıkmak... Beyoğlu’nun kaderi Türkiye’nin de kaderi. Dört gün sürecek yazı dizimiz hafta içi Hürriyet’te devam edecek. Haydi, hep beraber Taksim’den aşağıya bir süzülelim...
#BeyoğluZaman ve uzaklığın asit gibi aşındırdığı taşlara benzermiş anılar. O yüzden günleri değil anları anımsarız. Hayatımızda iz bırakmış olan o anları... Arif Keskiner’in son kitabı “Binbir Renk Binbir Çiçek - Yaşar Kemal’li Anılar”ı okuyup onunla söyleşiye giderken, bir insanın bunca yıllık bunca hatırayı nasıl dün yaşanmış gibi aktardığına akıl erdirmeye çalışıyordum. Dile kolay bu, dördüncü anı kitabı Keskiner’in... Komünist Arif ya da nam-ı diğer Çiçek Arif’in tüm yaşamı Çukurova’dan İstanbul’a gelen bir erkek külkedisinin hikayesini andırıyor. Konuştukça anlıyorum ki onun camdan ayakkabısı ise biriktirdiği dostluklar olmuş. Arif’i tarifsiz zamanlardan tanıyan Yaşar Kemal, Yılmaz Güney, Sezen Aksu, Abidin Dino ve daha niceleri ile paylaştığı, insanın kafasına balyoz gibi vuran anıları beni de şaşkına çevirdi doğrusunu isterseniz. Buyrun bir yaşam ustasının hatıralar sofrasına...
Önemli bağlama virtüözlerinden Erdal Erzincan, enstrümanda teknik yetkinlik arayışının sazla sözü ayırdığına, türkülerin ruhunu öldürdüğüne inanıyor. Geçmişin kayıt tekniklerini kullandığı albümünde, Doğu Anadolu bölgesinden âşıkların az bilinen deyişlerini çalıp söylüyor ve “Bağlamayı besleyen ana damarı, aşıkları unutmamalıyız” diyor
BEN bütün Türkleri sevmem. Bazılarını severim: Hepsini değil ama bazı şairleri ve yazarları; dünyanın en büyük ressamlarından Alaettin Aksoy’u, Nebahat Çehre, Tarık Akan, Rutkay Aziz ve Çiçek Arif’i; Hürriyet Gazetesi’nde Ayça Aktan ve Doğaner Gönen’in şahsında yazıişleri mensuplarını; telefon santralında ve ulaştırmada çalışanları severim.
Onat Kutlar, “Tuncel’in suratına insan saatlerce bakabilir” demiş. Ben de baktım yüzüne ve o çizgileri derinleştiren yılları mutlu geçirmiş bir sanatçı gördüm. Her ne kadar insanlar, onu son dönemde Asi dizisindeki Cemal Ağa olarak tanıyorlarsa da o Yılmaz Güney’in Umut, Sürü, Duvar’ı ve diğer filmleri ile tanınmayı yeğliyor. Yaşı 73 olsa da o hayallerini, yaşam zevkini kaybetmemiş.