Güzel olmayı istemek ve bu uğurda makul bir çaba göstermek sağlıksız bir durum değil. Ama eğer zihniniz sürekli olarak güzel olmadığınız düşünceleriyle doluysa ve kusurlu gördüğünüz fiziksel özelliklerinizi takıntı haline getirip sürekli bu olumsuz duygu durumuyla boğuşuyorsanız, o zaman yolunda gitmeyen bir durum var demektir. Psikoloji biliminde ‘dismorfofobi’ adlandırılan beden algı bozukluğu diğer adıyla kendini beğenmeme hastalığı bu haftaki konumuz...
#Yelda BaşaranEstetik baskısı sadece genç kızların hayatını kâbusa çevirmiyor. Son yıllarda özellikle çok genç yaştaki erkekler kaslı bir vücuda sahip olabilmek için bedenlerine zarar verme pahasına ağır antrenmanlar yapıyor, ilaçlar kullanıyor. Peki bu genç erkekleri bu duruma ne getirdi?
#SporBakımlı olmak, istenen ve güzel bir durum iken hayatımızı etkilemeye başladığı noktada çeşitli problemler var demektir. Dış görünüşe verilen aşırı önem bazı psikolojik problemlerden kaynaklanıyor olabilir. Uzman Klinik Psikolog Fundem Ece Kaykaç konu hakkında önemli bilgiler verdi.
#Güzellik TakıntısıSevimli evcil hayvanlar ya da çok güzel görünen bir tabak yemek... Instagram'da paylaşılan birçok fotoğraf, "Hayat güzel" mesajı veriyor. Fakat son araştırmalar, sosyal medyadaki bazı fotoğrafların da paylaşımcının yaşadığı depresyon hakkında ipuçları verebileceğini söylüyor.
#İnstagramLeigh de Vries beden algı bozukluğu yaşayan genç bir kadın. Nadir görülen bir psikiyatrik bozukluk olan hastalar dış görünümlerine aşırı derecede takıntılıdırlar ve sürekli olarak beğenilmediklerini düşünürler.
#Beden Algı BozukluğuEstetik girişimlerde en büyük motivasyon, yılları geriye döndürmek, daha genç görünmek. Diğer önemli hedef ise kişinin çirkin bulduğu taraflarını güzelleştirmek, değiştirmek. Reklamlar, filmler, haberler, günlük yaşamın hızı da hızlı ve köklü değişme çabasına itiyor. Estetik girişimlerde ciddi gelişmeler yaşandı ve yaşanıyor.
Dış görünüşüne önem vermeyen yok denecek kadar azdır. Peki bunun sınırı ne olmalı? Dünyanın en güzel kadınlarından biri olarak kabul edilen Megan Fox’un geçtiğimiz günlerde yaptığı “Çok uzun yıllardır vücut dismorfik bozukluğu ile yaşıyorum” açıklaması, bu sorunu gündeme taşıdı. Biz de konuyu uzmanlarla mercek altına aldık. Haberler maalesef kötü: Bu bozukluğu yaşayanların sayısı Türkiye’de de giderek artıyor. İşte ayrıntılar...
#SağlıkGünümüzde bilgi ve iletişim teknolojilerinin bir ürünü olarak dijital nesnelerin yoğun bir şekilde kullanılması gençler, çocuklar ve yetişkinler üzerinde farklı farklı etkileri ortaya çıkarıyor. Buna göre yaşamsal sürecin bir parçası ve fırsatı olarak görebileceğimiz dijital nesneler ile yeni arkadaşlıklar edinme ve sürdürme, bilgiye kolay erişim, zaman geçirme ve oyalama aracı olarak karşımıza çıkıyor.
#Konuk Yazar"Bırak artık şu elindeki ekmeği", "Sen yine mi kilo aldın?", "Sana evde yemek vermiyorlar mı?", "Sınıf arkadaşın senden daha uzun, büyümüyorsun..." Bu cümleler arasında size de tanıdık gelenler var mı? Ebeveynlerin çocukluk döneminde kurduğu 'beden' ve 'yemek' baskıları, bireylerde ciddi yeme bozukluklarına yol açıyor. Kimisi hayatı boyunca diyet yapıyor, kimisi zorla yedirilen bir yemeği ömrü boyunca görmek istemiyor, kimisi ise sürekli "Daha fazla yemeliyim, kilo almalıyım, boyum uzamalı" diye çabalıyor. İşte çocukluk döneminde yemek baskısına maruz kalan ve bu durumu bir 'travma' haline gelen insanların hikayeleri...
#Yeme BozukluğuÇocukluk dönemi, bireyin kişilik ve davranışlarını belirleyen en önemli faktörlerden biri. 3 yaş grubundaki çocuklar, cinsel kimliklerinin farkına varmaya başlarken, bu dönemde anne-babayı daha sık taklit ediyor. Çocuklarını süsleyerek sosyal medyada sıkça paylaşan ailelere dikkat çeken Klinik Psikolog Aynur Sayım, çocukluk döneminde fiziksel özelliği ön plana çıkarılan çocukların ileride yeteneklerini keşfedemediğini belirterek, sosyal medya etkisi ile ergenlik yaşının 8’e kadar düştüğünü vurguladı.
#Sosyal MedyaCinsel yaşam, bireyin ruhunu ve bedenini tanıması ile başlıyor. Bedensel ve ruhsal bazı hastalıklar ise cinsel yaşam sorununa yol açıyor. Depresyon başta olmak üzere, birçok psikiyatrik hastalığın cinsel yaşamı etkilediğini belirten uzmanlar, her 3 kişiden birinin yaşamının bir döneminde en az 1 kez cinsel işlev bozukluğu yaşadığına dikkat çekti. Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Dilek Meltem Taşdemir Erinç, cinsel işlev bozukluğu hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu.
#Cinsel İşlev Bozukluğu