Paylaş
Bulimia nervoza; belirli bir zaman dilimi içerisinde (örneğin 2 saat) normal şartlarda yiyebileceğinden çok daha fazla yiyeceği, kontrolsüzce besin tüketmek ve sonrasında ağır suçluluk duygusuyla beraber çeşitli yollarla boşaltımı sağlamaya çalışma davranışıdır.
Bu bireyler kilo almak konusunda oldukça hassas oldukları için kendini kusturma, dışkılamayı artırmak için laksatif ve diüretik ilaç kullanımı, ağır egzersizler gibi sağlıklı olmayan davranışlar sergiler. Bu davranışların temelinde “dengelemek” dürtüsü yatar ancak maalesef fizyolojik olarak bu mümkün değildir. Kişiler yeme atağı sonrası kusarak yediklerinden kurtulmaya çalışsalar bile sindirim ağızda başladığı için ortalama olarak en fazla kalorinin %50’sini atabilirler. Çünkü sindirim ağızda başlar ve normal sürecinde vücuttan atılana kadar devam eder. Laksatif etki yaratan müshil ilaçları veya bitkisel çaylar, bağırsaklara zarar verir ve yiyeceklerin vücuttan direkt atılması konusunda çok daha başarısızdırlar. Bu yolla yiyeceklerin ancak %10’u vücuttan atılabilir. Kustuktan ya da ishal yapıcı ilaçları içtikten sonra tartıda azalan kilo sadece su kaybıdır.
Anoreksiadan farklı olarak bulimia nervoza hastalarının vücut ağırlıkları normal sınırlar içinde ya da daha fazla olabilir. Bazılarında ise dönemsel olarak kilo artışı ve azalışı gözlemlenir çünkü sürekli diyet yapmak ve yapmamak arasında gidip gelirler. Zihinleri sürekli vücut ağırlıkları ile meşguldür ve ideal kiloda bile olsalar kilo alma konusunda kaygılanırlar.
Tıkınırcasına yeme ataklarının en önemli sebebi duygusal stabilitenin olmaması ve olumsuz duygularla (üzüntü, endişe, korku, tatminsizlik vb...) başa çıkamıyor olmaktır. Yeme eylemi bir tür rahatlama yöntemi olarak kullanılır. Diğer tetikleyiciler arasında kişiler arası stres yaşantıları, diyet kısıtlamaları, vücut ağırlığı ve şekli ile ilgili olumsuz düşünceler ve hisler, depresif ruh halini sayabiliriz. Tıkınırcasına yeme atakları sonrasında kişide, kendini suçlama, aciz hissetme, yoğun bir pişmanlık ve öfke hali gözlemlenir.
• Kendi yeme davranış şeklinden dolayı mutsuz olmak
• Kişinin kilosu ve beslenmesiyle ilgili kaygılar
• Görüntü ile ilgili ideal algı ve endişe
• Gizli yemek yemek
• Kusma veya yeme krizler
• Normalin çok üzerinde yedikleri için mide şikayetleri ve kalori kısıtlaması amacıyla kendilerini kusturmaya çalışırlar veya laksatif ve diüretik ilaçlar kullanırlar.
• Bulimia nervoza hastaları kilo vermek veya kilo korumak için ihtiyacı olmadığı halde tiroid hormonu veya zayıflama hapları kullanabilirler. Bu davranış, hayati bir riske sebep olabilir.
• Benzer amaçla diyabeti olan bulimia nevroza hastaları, insülin dozlarını azaltabilir ya da atlayabilirler.
• Kilo alımını önlemek için aşırı düzeyde egzersiz yapar ya da uzun süreler aç kalmaya çalışabilirler. Egzersiz miktarı günlük rutinleri olumsuz etkileyecek boyuttaysa durum risk oluşturabilir. Kas kaybı veya sakatlık gibi rahatsızlıklar görülebilir.
Bulimia nervoza hastalığının görülme yüzdesi % 1-1.5 arasındadır. Fiziksel görüntü ile ilgili kaygıların kadınlarda daha fazla olması nedeniyle kadınlarda erkeklere göre 10 kat daha fazla rastlanır. Genelde ergenlik ve genç erişkinlikte başlar ancak nadir de olsa ergenlik öncesi ya da 40 yaş sonrasında da başlayabilir. Sıklıkla tıkınırcasına yeme, kilo vermek amaçlı yapılan katı diyetler sırasında ya da sonrasında başlar. Yaşanan sıkıntılı olaylar da bulimia nervozayı tetikleyebilir. Bu yeme bozukluğu durumu en az birkaç yıl sürebilir. Uzun süreli ya da tekrarlayıcı ataklar şeklinde olabilir. Anoreksia kadar olmasa da ölüm riski yüksektir (On yıllık sürede %2).
• Düşük özgüvenli kişiler
• 18-24 yaş aralığındaki kadınlar
• Kilo ve vücutla ilgili özel şartlar koşan mesleklere sahip kişiler (Örneğin mankenlik, dans, profesyonel spor)
• Ebeveyn ve kardeşlerin hastanın kilosu ve vücuduyla ilgili eleştirileri, az destek olunan bir aile ortamı ile belirgin bir beklenti ve talep ortamı
• Genetik faktörler
• Genel olarak depresif ruh haline sahip kişiler (Karamsar, kaygılı, değersizlik kodu olan, uyku ve iştah sorunları yaşayan, enerjisi düşük vb.)
• Çocukluğunu kaygılı bir ortamda geçiren kişiler
• Onaylanma ihtiyacı normalin üzerinde olan kişiler
• Zayıf vücut idealini içselleştiren kişiler
• Çocukluk çağlarında cinsel ve fiziksel istismar yaşayanlar
• Çocuklukta obezitenin var olması
• Erken ergenlik dönemine giren bireyler
• Ebeveynin aşırı veya yetersiz düzeyde müdahaleleri risk etmenleri arasında sayılır.
• Kadınlarda amenore (adet görememe) ya da adet düzensizlikleri görülebilir.
• Kusma davranışları sonucu su kaybına bağlı olarak oluşan sıvı-elektrolit dengesizliği nedeniyle oluşabilecek sorunlar.
• Yemek borusunda kusmalar sonrası yırtılma, midede delinmeler, kalp ritim bozuklukları gibi nadir ama ölümcül sonuçlar ortaya çıkabilir.
• Laksatif ilaçların hatalı kullanımı sonucu kronik kabızlık görülebilir. Ayrıca mide ve bağırsak ile ilgili hastalıkların oluşma riski artar.
• Duygu durum bozuklukları, kaygı bozuklukları, alkol, madde, uyarıcı nitelikte yasadışı ilaç kullanımı ve kişilik bozukluğu ile birlikte görülebilir.
Bu kadar olumsuz cümlenin üzerine size iyi bir haberim var! Bulimia nervoza terapi yardımı ile atlatılabilir. Bilişsel davranışçı terapi uygulamaları sonucu erken dönem yaşanan terapilerden kaynaklı duygu durum dalgalanmaları, depresif ruh hali, stresle baş edememe, öfke, dürtüsel hareket, olumsuz beden algısı gibi sorunların üstesinden gelinebilir. Böylece yeme bozukluğu zaman içinde normal yeme davranışına evrilebilir.
Ancak, bulimia ne kadar erken teşhis edilirse, başarılı bir tedavi şansının da o kadar yüksek olacağı kabul edilir.
Paylaş