PaylaÅŸ
27 Ağustos 1958’de (4 gün önce doğsa Aslan burcu olacaktı) yarı Amerikan yerlisi, yarı beyaz bir bebek doğdu. Ataları arasında Huron ve Lakota (Victoria’s Secret’ın hani daha geçen hafta defilede şef tüylerini kullanarak öfkelendirdiği kabile) yerlileri vardı. Bebeğin, kedigiller ama özellikle de kaplanlarla arasında ruhani bir bağ vardı. 10 yaşına geldiğinde, kabilesinin şifacısı ona ‘Kedi’ adını verdi. Huron inanışına göre kişi, totemine benzerdi. Onun totemi de kaplandı.
Kedi, 1977’de liseyi bitirdikten sonra sonar teknisyeni olarak Birleşik Devletler donanmasına girdi, üç yıl sonra görevine son verildi. Donanmadan ayrıldıktan sonra Kedi’deki değişim de yavaş yavaş başladı.
Bir defa ismi artık ‘Kedi’ değil, ‘Sessizce Takip Eden Kedi’ydi.
Önce tıpkı bir kaplan gibi yüzü dahil tüm vücudunda çizgiler ortaya çıktı. Bu sırada 23 yaşındaydı.
Sonra alın çizgisi geri gitti. Bir gün onu görenler, dudaklarının kedilerdeki gibi ortadan yarık olduğunu fark etti. Üstelik kedi tipi bıyıkları da çıkmıştı. Kaşları sivrildi, ağzı ve burnu öne çıktı. Elmacık kemikleri artık çok daha çıkıktı.
Kulakları sivrildi. Burnu düzleÅŸti. DiÅŸleri küçüldü, sivrileÅŸti. Gözleri tıpkı bir kedi gibi yeÅŸil oldu, irisi ise mekik gibi bir hal aldı. Kedi’nin kediye dönüşümü durdurulamıyordu. Tırnakları uzadı, elleri patiye dönüştü.Â
Tek değişim görüntüsünde değildi. Artık ağaçlara tırmanıyor, her gün çiğe yakın et yiyordu. Çiğ değilse bile, etin sıcaklığı yeni ölmüş bir hayvanın etinin sıcaklığına yakın olmalıydı. Hayır, henüz avlanmaya çıkmıyordu.
Ama artık o gerçekten bir kediydi...
SAYISIZ OPERASYON GEÇİRDİ
Dennis Avner, kediye benzeyebilmek için sayısız operasyon geçirdi, bir süre sonra sayısını kendi bile unuttu. Sonunda ‘Dünyanın En Fazla Modifiye EdilmiÅŸ Ä°nsanı’ unvanını aldı. Bu uÄŸurda 200 bin dolardan fazla para harcadı.Â
Operasyonların çoğunu Arizonalı sanatçı Steve Haworth yapıyordu. Zaten ‘insan bedeninde aşırı modifikasyon’ diğer eyaletlerde yasadışıydı. Üstelik operasyonlar sırasında anestezi de kullanılmıyordu çünkü ABD’de bu izin sadece tıp doktorlarına veriliyor.
Sıradışı görüntüsü Avner’i ünlü yapmaya yetti. Röportajlar veriyor, fotoğraf çekimlerine katılıyordu. Televizyon şovlarına çıktı, radyo programlarına katıldı. VH1’da katıldığı programın adı; ‘Tamamen Saplantılı’ydı. Animal Planet bile konuk olarak aldı Avner’i.
Londra’daki Ripley’in İster İnan İster İnanma müzesine konuk oldu. Dünyanın dört bir yanından gelen tuhaflıklar burada sergileniyordu.
BBC de onunla ilgili bir haber yaptı. İnternetten girip bakarsanız, BBC Bilim’in ‘akıl hastalıkları’ başlığı altında yayınlandığını göreceksiniz. Psikiyatri Enstitüsü’nden bir profesörün BBC için koyduğu tanı ‘büyük olasılıkla beden algı bozukluğu’.
Bunların hiç önemi yoktu, Dennis Avner kendini, yeni ismi ve yeni görüntüsüyle hiç olmadığı kadar rahat, özgüvenli hissediyordu. Kabilesi içinde de daha saygın bir insandı artık. Kedi, Dennis’i giderek yutuyordu.
Dennis’in son bir hedefi vardı; taktıracağı implantlar yoluyla başının üstünde kedi kulaklarına sahip olmak. Fakat 5 Kasım’da evinde intihar etti.
PaylaÅŸ