Aldım kameramanlarımı, gittim Akhisar’a. Burası 12 milyon zeytin ağacının bulunduğu zeytinyağı cenneti. Yağı güzel, yemekleri güzel. Hele bir kelle paça çorbası tattım ki böylesi çorbayı daha önce ne gördüm ne tattım. Hayatımın en iyilerindendi. Zeytinyağı da nefis ama dünya bilmiyor. Burada da iş bana düştü. Hastasıyım...
#AkhisarBahsettiğim “Yeni Türkiye” son 20-30 yılın değil, son asrın sıfatıdır. Onda dahi II. Meşrutiyet’in, Genç Osmanlıların hatta 18. asır Türkiye’sinin temel rolünü unutmamak gerekir. Bu memleket; tıbbiyeye, mühendislik eğitimine, modern topçuluk ve askerliğe ta 18. asırdan ve de Avrupa edebiyatı ile felsefesini asıl kaynaklara inerek en azından 19. asırdan beri inceleme sürecine sahip.
#Yeni TürkiyeHürriyet muhabiri Gülden Aydın, 23 Mayıs 2010 tarihinde Hürriyet pazar eki için Soma'da linyit işçisi Salim Kaya ile röportaj yapmıştı. Bugün bütün Türkiye'yi yasa boğan maden faciasının yaşandığı Soma'da çalışan işçi Salim Kaya, maden işçisi olmanın zorluğunu "Evden helallik alıp çıkıyorum" diyerek özetlemişti.
Bayramla birlikte sıcaklar daha da insafa gelecek. Türkiye’nin yazlık mekanlarında en güzel günler başlıyor. Onun için kısa da olsa bu tatili değerlendirmekte yarar var. Tatili sadece denize girmekle kısıtlamayın. İzleyeceğiniz ilginç rotalar da yaşam pilinizi şarj etmenize yardımcı olacaktır.
Rumlardan kalma taş evlerle dolu, Arnavut taşı kaldırımlı bir yer olarak düşlemişim Necati Cumalı’nın Urla’sını. Ah Urla viran Urla / Ömrümü yedin bitirdin, diye yazmış usta. Ne zaman ki arborotoriuma gideceğim, Urla öteki yüzü gösterecek. O zaman ‘viran’ lafı peşimi bırakacak, hüzün uçup gidecek...
Salim Kaya (35), Manisa Soma’da linyit kömürü işçisi. Evli, iki çocuk babası. 15 yıldır yerin 380 metre altında. Her sabah eşine nasıl veda ediyor biliyor musunuz? “Gidip de dönmemek var. Hakkını helal et!” diyerek. Maden işçisinin jargonunda, mesaisi bitenlere “Geçmiş olsun” deniyor. Ocağa gireceklere ise “Kolay gelsin, dikkat et!” Soma’ya gittik, Salim’in evine misafir olduk, ocağa birlikte indik. Yaşamak ve alışmak zorunda kaldığı hayatını gördük. Bir maden işçisi ne yapar, yerin yedi kat dibinden çıkınca gündelik hayata nasıl karışırdı? Ne yer ne içerdi, hayalleri, aile halleri neydi? Göçükten göçüğe, grizu hayatlarını ellerinden aldığında haber oluyorlardı da her şey yolundayken 24 saatlerine tanık olup yazmak da vardı. Ama... Kötü haber, bu haberin yayımlanmasını beklemedi işte. Zonguldak Karadon’da 30 maden işçisinin hayatı, yerin 540 metre altında söndü. Madenci ailelerinin yüreğine ateş düştü yine...