Paylaş
Zeytinden, pamuğa, üzümden, incire, mandalinadan, enginar ve bilumum otlara onlarca çeşit ürünün yetiştiği bereketli Ege topraklarında da hasat zamanı geldikçe festivallerin biri bitip, diğeri başlıyor.
Hafta sonu Urla’da yapılan Enginar Festivali’nde yerli, yabancı ünlü mutfak ustalarının dolmasından, tatlısına enginar tarifleri, hemen her köşede çalan orkestralarla eğlence ve bilgi dolu 3 gün geçti.
Festivaller markalaştığı zaman, yapıldığı yere büyük canlılık getiriyor. Alaçatı Ot Festivali, Urla Enginar Festivali, Ayvalık ve Akhisar zeytin hasatları, Seferihisar Mandalina Şenliği’nin ünü artık Türkiye’nin dört bir yanına ulaşmış durumda. İstanbul ve Ankara gibi büyükşehirlerin stresinden kaçıp, yerel tatlar ve kültürle buluşmak isteyenler buralara akın ediyor.
Festivallerin yapıldığı yerlere birkaç günde 1 milyondan fazla ziyaretçi gelebiliyor. Esnaf belki 1 aylık kazancını birkaç günde elde edebiliyor. Restoranlardan, otellere, gıda maddeleri üreticisinden, hediyelik eşya yapıp satana, hemen herkesin payına bir şeyler düşüyor. Mütevazi bir hesapla 1 milyon ziyaretçinin her biri 100 TL bıraksa 100 milyon lira yapar. Ekonomi derslerinde yatırım harcamalarındaki bir birimlik artışın piyasada dalga, dalga yayılarak toplam geliri defalarca kat artıracağı öğretilir. Örneğin, bir enginar üreticisi festivalde elde edeceği 2 bin lira ek kazancın yüzde 75’ini harcasa toplam 8 bin liralık ek gelir, yaratacağı yatırım çarpanı formülüyle hesaplanır. Enginar üreticisi festivalden gelen ek kazancıyla TV alsa, beyaz eşya satıcısı ek kazancıyla mobilya alsa, mobilyacı elbise alsa ve bu böyle uzayıp gitse, sonunda 2 bin liralık ek gelirin 8 bin liralık ekonomik hareket yarattığı görülür.
O nedenle festivallerin kalitesini yükseltmek için yapılacak yatırımlardan çekinmemek gerek. Doğru hesapla yapılan yatırımın getirisi harcamaların kat kat üzerinde olabilir.
Baykuş demişken
İZMİR’de yıllardır dile getirilen bir istek sonunda gerçekleşti. Başta Konak–Karşıyaka arası vapur seferi olmak üzere toplu ulaşım araçlarını çarşamba, cuma ve cumartesi günleri gece yarısı geç saatlere kadar kullanabilmek artık mümkün. Baykuş seferlerini başlatan Başkan Tunç Soyer’in bu uygulaması için özellikle Karşıyaka’da oturanlardan büyük alkış aldığını biliyorum. Baykuş seferleri, sokakta yaşamayı, birbirleriyle buluşmayı seven İzmirlilerin yaşam kalitesinin artmasına önemli bir katkı olacak.
Konu vapur seferlerinden açılmışken, geçen yıl Urla’ya yapıldığında büyük heyecan uyandıran, ama birkaç hafta sonu dışında deniz otobüsü uğramayan iskele geldi aklıma. Deneme seferlerine göre düzenli geliş gidişler için karar verilecek denildi. Ama test için bile hafta içi deniz otobüsünün yanaştığı hiç görülmedi. Hafta sonu ise ücretsiz seyahat hakkı olan emekliler dışında gelen pek olmadı. Ya saatler yanlıştı ya da proje...
Hazır iskele henüz pas tutmamışken, önce bölgede yaşayanlara duyurusu yapılıp, sonra da hafta içi değişik saatlerde birkaç test seferi yapılsa ve gerçek yolcu potansiyeli anlaşılsa diyorum... Hem İzmir trafiğine daha az araç girer, hem de hava kirliliğinden korunup enerjiden önemli tasarruf olur...
Paylaş