Bir başkan vatandaşın kalbine dokunabilmeli

YEREL seçimler hem iktidar, hem de muhalefet partileri için çok önemli...

Haberin Devamı


Geçmişin siyasi tarihine baktığınızda yerelden iktidara yürüyüşün başladığını görüyoruz.
Örneğin Tayyip Erdoğan’ı önce Başbakanlık’a, daha sonra Cumhurbaşkanlığı’na götüren yol da belediye seçimlerinden geçti.
O yüzden bu seçimlerin ne kadar önemli olduğunu Erdoğan’dan daha iyi bilen yok...
Son dönemde siyasetin dili epey sertleşti, meydanların tansiyonu da öyle...
Benim beklentim bu sefer seçimlere giderken bu üslubun yumuşamasından yana...
Evet; iktidarı bile etkileyen seçimler belediye seçimleri ama daha çok projelerin, fikirlerin yarışması gerekiyor.
Adayların seçimi işte o yüzden çok önemli...
Partiler genellikle bu hassasiyetleri göz ardı ediyorlar.
Seçmenin beklentilerinden daha çok parti dengeleri dikkate alınıyor.
Ben partilerin yöneticileri olsam, bu sefer hassas bir terazi kullanırım.
Düşünceleriyle, topluma bugüne kadar yaptıklarıyla, sicil liderlikleriyle öne çıkmış adayları tercih ederdim.
Sadece büyük şehirlerde değil, en küçük ilçe, belde belediyelerinde bile bunu öne çıkarırdım.
Başkanlar hayatımıza dokunan insanlar.
Yaşadıkları yeri en fazla temsil eden kişiler...
Vatandaşın kalbine dokunabilmek, onların üzüntülerini ve sevinçlerini paylaşabilmek önemli...
Ve daha da önemli olan yapacaklarıyla o beldelerin, ilçelerin, kentlerin vizyonunu açacak insanlar...
Belediye seçimlerini bir gazeteci olarak hep çok önemsedim.
Ve sabırsızlıkla her partinin kentlerdeki seçimlerini bekliyorum.

 
Ayvalık’ta yine bir hasattayız

ZEYTİN hasatıyla bundan 14 yıl önce Ayvalık’ta tanıştık.
Ondan önce kendi yakın çevremizde sonbaharın başlangıcında kendi aramızda yapardık.
Ayvalık bu günleri derledi, toparladı ve bir strateji içinde gündemimize soktu.
14 yıl önce 1.5 litrelerde olan zeytinyağı tüketiminde yıllar içinde yükselişler oldu.
Gerçi hala istediğimiz oranlarda tüketmiyoruz ama 14 yıl öncesine göre çok daha iyi olduğumuzu söylemeliyim.
Bunda hiç kuşkusuz Ayvalık’ı yönetenlerin, fikir önderlerinin büyük katkısı var.
Bu isimlerin başında Rahmi Gencer geliyor.
Gencer, o günlerde Ayvalık Ticaret Odası Başkanı’ydı.
Sonra Ayvalık’ın başkanı oldu ama bu organizasyona olan katkısını hiç eksik etmedi.
Daha sonra Milas, Akhisar da hasat günleri yapmaya başladı.
Bana göre hepsinin ayrı başarıları var.
Zaten önemli olan zeytini, zeytinyağını Türkiye’nin gündemine sokmaktı.
Tüketimi artırmak, ihracatı teşvik etmek ve gastronomide bir farkındalık yaratmaktı.
Bana göre bu büyük ölçüde başarıldı.
Elbette daha gidecek çok yolumuz var.
Eksiklerimizi tamamlayacak olan şey, geniş bir konsensüs ve Türkiye’nin yeniden başlayacağı üretim ve ihracat hamlesidir.
Hep söylüyorum.
İtalya’dan, İspanya’dan hiç eksimiz yok.
Onların tek avantajı markalaşma konusunda bizden önde gitmeleri...
Biz de çok yol aldık ama daha iyisini yapmalıyız.

 
Güngör Uras’ın adı Cunda’da sokağa verilecek

AYVALIK’taki hasat günlerinin biz gazeteciler için şöyle bir anısı da var.
Ayvalık yılda bir kez birçok gazetecinin bir araya geldiği bir organizasyondu.
Burada hem hasadı, zeytinyağını konuşuyor; hem de gazetecilerin kendi sektörünü konuştuğu adeta bir çalıştay gibi görüyorduk.
Ayvalık’ın sembol isimleri de vardı.
Örneğin Güngör Uras...
Güngör hocasız bir Ayvalık hasadı oldu bu yıl...
Kendi adıma çok şey öğrendiğim, çok şey paylaştığım bir meslek büyüğümdü.
Farklı ve başka sebeplerle yıl içinde birçok kez buluşup sohbet ediyorduk ama Ayvalık bir başka oluyordu.
Onu çok konuştuk, çok andık yine...
Ayvalık Belediye Başkanı Rahmi Gencer de Güngör Uras’ı unutmamış.
Onun ismini bugün Cunda’da bir sokağa verecekler.
Cunda Adası’nda eski çocuk yuvası arka sokağı, Güngör Uras’ın adı ile anılacak.
Prof. Dr. Güngör Uras Sokağı’nın açılışı bugün saat 14.30’da yapılacak.
Güngör hocamız nurlar içinde yatsın...

 
Bizim tesislerimiz
modern ve yeniler

İTALYA ve İspanya’da çok sayıda zeytinyağı markasının tesislerini gezdim.
Türkiye’dekileri de iyi biliyorum.
Örneğin Kristal Zeytinyağları’nın Ayvalık’taki tesislerini gezdim.
İnanın, İtalya ve İspanya’dakilerden çok daha modern ve yeni...
Bizim tesislerimizin çoğu gerçekten teknoloji olarak çok önde...
Bize düşen markalı ürünlerle yurtdışı pazarlarında olmak...
Kalite açısından avantajlarımız var.
Eksiğimiz pazarlamada...
Belki de biraz yan gözle baktığımız şu kooperatifleşme işini yeniden ele almakta...
İtalyanlar bunu iyi yapıyor.
Kooperatifleri sayesinde dünyanın her yerindeler...
Her biri ayrı masraf yapacaklarına şirketlerin birleşerek kurdukları pazarlama kooperatifleri onlar adına daha etkili satışlar yapıyorlar.
Biz de yapabiliriz.

Yazarın Tüm Yazıları