GeriSeyahat Sörfçülere temiz ve rüzgarlı deniz fotoÄŸrafçılara sakin, dar
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Sörfçülere temiz ve rüzgarlı deniz fotoÄŸrafçılara sakin, dar

Sörfçülere temiz ve rüzgarlı deniz fotoÄŸrafçılara sakin, dar

sokaklar yeni hayat arayanlara eski taÅŸ evlerGünbatımından hemen sonra, Alaçatı’nın geriye kalan tek tük kahvehanelerinden 15 Eylül Kıraathanesi’nde, meydanı seyredecek ÅŸekilde konuÅŸlanmış Alaçatılı yaÅŸlılardan biri ayakkabısını çıkarıp, ayağını altına almış, söyleniyor; ‘’Bu taraf Ä°stanbul... Alaçatı bozuldu artık!’’Sörfçülerin temiz ve rüzgarlı denizini, fotoÄŸrafçıların sakin, dar sokaklarını sevdiÄŸi, yeni bir hayat ÅŸansı arayanların sessizce eski taÅŸ evlerine yerleÅŸtiÄŸi Alaçatı, son iki yıl içinde geçirdiÄŸi deÄŸiÅŸimle, halkını da burası için iddiasız hayalleri olanları da ÅŸaşırttı. ‘’Sanık ayaÄŸa kalksın’’ dendiÄŸinde, kuÅŸkusuz oldukça kalabalık bir grup öne doÄŸru adım atacaktır. Bunların arasında hepimiz varız.Alaçatı’ya ilk, 1996 yılında Ä°zmirli çiçekçi Leyla Figen gelerek bir tütün deposunu Agrilia adlı bir kafe ve butiÄŸe dönüştürür. Bu yüksek tavanlı, görkemli yapı, kasabadaki en çarpıcı mimarilerden birine sahip. Bugün hálá Alaçatılılar, onlara çiçek yetiÅŸtirme alışkanlığını aşılayan Figen’i sevgiyle anar. Alaçatı’yla sörf sayesinde tanışan Melih TekÅŸen, Agrilia’yı devraldığında, hálá Alaçatı’yı tanıyan pek yoktur:‘’Alaçatı’ya para kazanmak için deÄŸil, yaÅŸamak için geldim. Kasabaya gelen giden pek olmadığından, ekonomik açıdan ayakta kalmak zordu belki ama o günler daha keyifliydi. 15 yıl önceki Alaçatı ile ÅŸimdiki arasında büyük fark var. Artık kafe ve restoranlardan geçilmiyor, sokaklar kalabalık, kapılarda paparazziler bekliyor, sokaÄŸa çıkarılan masalardan yürünemiyor, müziÄŸin sesi yüksek... Artık Alaçatı ‘rant’ demek ve insanların görünmek için geldiÄŸi bir piyasa yeri oldu. Bu koÅŸullarda Alaçatı yaÅŸayan bir yer olmaktan çıkıyor ve yavaÅŸ yavaÅŸ buraya ilk gelen insan kitlesini kaybetmeye baÅŸlıyor.’’Kafe ve restoranlarla dolu KemalpaÅŸa Caddesi’nden Alaçatı Cami’ye doÄŸru ilerliyorum. Mübadeleden önce, nüfusunun 10 bini bulduÄŸu tahmin edilen Alaçatı’da yaklaşık beÅŸ kilise varmış. Mübadeleden sonra halkın inÅŸaatlarda taÅŸlarını kullandığı kiliselerden geriye tek bir duvar kalmış. O da 1874 tarihli Ayios Konstantinos Kilisesi’ne ait. Alaçatı Cami ya da bir baÅŸka adıyla Pazaryeri Cami’ye girdiÄŸinizde sol duvar, sütunları ve süslemeleriyle belirgin bir kilise duvarı. Caminin hemen yanındaki avluda bulunan, yine kiliseden kalma, siyah beyaz, iri çakıltaÅŸlarından oluÅŸan geometrik süslemeli zemin üzerine yerleÅŸtirilmiÅŸ tahta iskemle ve masalar, Alaçatı’nın kalbi olan kahveye ait. Özellikle pazarın kurulduÄŸu cumartesi günleri burası iyice kalabalıklaşır. Hemen caminin karşısında, karabiber aÄŸaçlarının altında, limonlu ve karadutlu dondurması ünlü, 34 yıllık Can Pastanesi var. Bir taraftan bu doÄŸal dondurmadan yiyor bir taraftan da sahibi Turhan Can’ı dinliyorum. ‘’Bana kızacaklar ama‘’ diyor Turhan Bey, ‘’Alaçatılı biraz tembeldir. Eski Belediye BaÅŸkanı onlara ‘evlerinizin giriÅŸ katlarının kıymetini bilin’ demiÅŸti. Buraları hayvan damıydı eskiden. Bizimkilere çalışmaktansa buraları satmak ya da kiralamak daha cazip geldi. Åžimdi evler satıldı, çocuklar otellerde çalışıyor, Alaçatılılar da sosyal konutlarda ev alıyorlar. Bu mekanlarda ise, kentliler kentlileri ağırlıyor.’’SAKIZ AÄžACI EVLERÄ°Birlikte camiye doÄŸru ilerliyoruz. Turhan Bey, ÅŸadırvanın hemen yakınındaki bir limon aÄŸacını gösteriyor. Yaklaşık 10 yıl önce, Alaçatı’yı ziyaret eden Rumlar’ın arasında bulunan bir papaz ile cami imamının birlikte diktiÄŸi bir limon aÄŸacı bu. Rumlar, özellikle haftasonu kurulan Antika Pazarı’nın müdavimleri. Alaçatı halkının çoÄŸu 1924’teki mübadelede Batı Anadolu’ya gelenler ve onların çocukları. Göçmenler geldiÄŸinde, zeytinlikler, badem aÄŸaçları ve baÄŸlarla dolu bu topraklar özellikle razakı üzümünden yapılan ÅŸaraplarıyla ünlüymüş. Alaçatı Limanı’nda kurulan üzüm iÅŸleme tesisleri ve ÅŸarap fabrikasından yurtdışına kuru üzüm ve ÅŸarap ihraç edilirmiÅŸ. Ayrıca zeytin yetiÅŸtirilir, yaÄŸhanelerde zeytinyağı elde edilirmiÅŸ. Göçmenlerin bazıları ÅŸansını hayvancılıkta denerken bazıları da baÄŸları ve zeytinlikleri söküp yetiÅŸtirmeyi bildikleri tütünü ekmiÅŸler. Alaçatılılar’ın yüzünü pek güldürmeyen tütüne, 1980’lerdeki devlet politikasının ardından hiç bel baÄŸlanamaz olmuÅŸ. Son yıllarda Alaçatılılar turizmin saÄŸladığı yeni iÅŸ alanları ve gayrimenkullerinin deÄŸer kazanmasıyla geçmiÅŸe göre daha iyi yaÅŸamaya baÅŸladılar. Kavun ve enginar tarlaları ev, taÅŸ evler ve bahçelerse kafe, restoran ve otel oldu.Alaçatı’ya yaklaşırken, etraftaki yeni inÅŸaatların tabelaları dikkatimi çekiyor; ‘’Mevsime hazır taÅŸ ev... Sakız AÄŸacı Evleri...’’ Yeni bir hayat umuduyla buraya gelip köy içindeki gerçek taÅŸ evlere yerleÅŸenlerin ardından ÅŸimdi de Alaçatı’yı ‘’trendy’’ yapan yatırımcılar, ‘’taÅŸ siteler’’ sunuyorlar. Evler güzel duruyor ancak özenti bir kopya olmanın ötesine de gidemiyor. Eskiden Alaçatı koyundaki plajlar bakirdi, herkes arabasını anayolda bırakır, buzluklar ve yemekler aÅŸağı taşınır, gün boyu deniz kenarında piknik yapılırdı. Bugün Çark Plajı üzerinde beÅŸ yıldızlı tek bir otel var. Ä°kincisinin inÅŸaatı sürüyor. Alaçatı’nın sörf için ne kadar uygun olduÄŸunu geç keÅŸfettik ve ÅŸimdi ‘’çabuk kaybeder miyiz?’’ diye soruyor herkes. Alaçatı koyunda yapımına baÅŸlanan ve tamamlandığında sayısının 1000-1500’ü bulacağı söylenen Venedik Evleri’nin, yeni limanla birlikte buranın doÄŸasına ve doÄŸal yaÅŸamına olacak etkisinin yanısıra sörfü baltalamasından korkuluyor. Avrupa Sörf Åžampiyonası’na ev sahipliÄŸi yapan ve önümüzdeki yıl Dünya Sörf Åžampiyonası’na hazırlanan Alaçatı, bu proje bittiÄŸinde, yapılaÅŸmanın ve teknelerin hakim olduÄŸu ancak sörfçülerin yavaÅŸ yavaÅŸ terk ettiÄŸi bir yer mi olacak? Kasabanın Hacı MemiÅŸ Mahallesi, hálá eski Alaçatı’yı anımsatıyor. Daha doÄŸrusu aslında burası, restorasyonun ardından dahi nasıl kalmalıydı bunu gösteriyor. Alaçatılılar’ın evleri, bir iki restoran, bir konukevi, bir seramik atölyesi ve bir fırın... Burasının KemalpaÅŸa Caddesi’ne benzememesi için acil bir plan yapılmazsa bu güzelim Ege kasabasının tamamıyla elden gideceÄŸini anlamak için arif olmak gerekmiyor. KemalpaÅŸa Caddesi üzerine yerleÅŸtirilen masaların arasından kıvırtarak geçen şık kalabalığı, her akÅŸam kapısının önünde oturup seyreden Alaçatılı nine Adalet Çakır ‘’Satmam’’ diyor. Arka sokaklarda Alaçatılılar bahçelerinde oturuyor ya da kapı eÅŸiklerine attıkları minderlerin üzerinde sohbet ediyorlar. Babasından kalma Rasim Restaurant’da pahalılıktan kaçanları ağırlayan Arif Demirel, nereli olduÄŸu sorulduÄŸunda ‘’Çok şükür Alaçatılı’yım’’diye cevap veriyor. NASIL GÄ°DÄ°LÄ°RÇeÅŸme Yarımadası, Ege Bölgesi’nin en batı ucunda ve ÇeÅŸme Ä°zmir’e 87 km mesafede. Arabayla Ä°stanbul’dan gidenler için IDO ile varılan Bandırma’dan ortalama 340 km mesafede. Bu yoldan gelenler Akhisar’da Köfteci Ramiz’de yemek molası verebilirler. Ankara- Ä°zmir 578 km. Ä°zmir- ÇeÅŸme arası otoyol, 45 dakika sürüyor. ÇeÅŸme- KuÅŸadası 170 km, ÇeÅŸme- Efes 155 km, ÇeÅŸme- Foça 143 km, ÇeÅŸme- Pamukkale 330 km, ÇeÅŸme- Marmaris 360 km. Uçak; ÇeÅŸme’ye en yakın havalimanı, Ä°zmir Adnan Menderes Havaalanı (0232 445 53 63). GEREKLÄ° TELEFONLARÇeÅŸme Belediyesi 0232 712 66 32 Alaçatı Koruma DerneÄŸi Alaçatı’daki iÅŸletmelerin bilgilerinin bulunduÄŸu broşürden edinebilirsiniz. TaÅŸ Otel- 0232 716 77 72 Alaçatı Belediyesi 0232 716 80 06 Alaçatı SaÄŸlık Ocağı 0232 716 80 08 Alaçatı Jandarma Karakolu 0232 716 80 11Â
False