Güncelleme Tarihi:
Yağmur kaçamağı
YAĞMURDA içeride kapalı kalmayı sevenlerden değilim. Dışarıda olmayı isterim. Ama sokaklarda dolaşmak her geçen gün güçleşiyor. O zaman yapılacak en iyi iş doğayla buluşmak. Yine öyle yaptım. Çadır gibi kocaman şemsiyemi aldım, lastik çizmelerimi giydim. Yola çıkmaya hazırlandım. Tam kapıdan çıkacağım, Spor Servisi’nden sevgili Ulaş seslendi: ‘‘Abla, yağmurda gidilebilecek bir yer yazsana.’’ ‘‘Tabii’’ dedim, ‘‘Biz de şimdi oraya gidiyoruz.’’ Cesur ile otomobile bindik ve Gölmarmara’ya geldik.
YAĞMURLA Gölmarmara’nın alakası var tabii. Bir kere sizi İzmir’den Gölmarmara’ya götüren yol, yağmurda inanılmayacak kadar güzel. Özellikle Turgutlu’dan sonra, dünyanın en lezzetli üzümlerini yetiştiren, özenle askıya alınmış bağların sonbahar hali, son eli toplanmadan yağmura teslim olmuş pamuk tarlaları, hasat bekleyen bereketli zeytin ağaçları, temiz yağmur suyuyla yıkanmış toprağın o doyumsuz ve rüzgarın arada yarı açık camdan taşıdığı o bildik ocak kokusu. Tek tük kuzulamış koyun sürülerini bekleyen çoban köpeklerinin sevimli parlak gözleri... Bunlar yol boyu karşılaşacağınız ve içinizi ısıtan, sıcacık bir mutluluk hissi duyacağınız görüntülerden bir kaçı. Eğer çevrenize gerçekten görmek için bakarsanız, pek çok zenginlik sizi bekliyor.
Marmara mı, Mermere mi?
GÖLMARMARA, Manisa’ya bağlı, denizden 105 metre yükseklikte bir ilçe. Kuzeyinde Türkmen Dağları'ndan doğan Kumçay, güneyinde Marmara Gölü, doğusunda Keçi Dağı, batısında Çal ve Marmara Dağları ile sınırlanmış.İlçenin bu coğrafi özelliklerini sıralayınca adını nereden aldığı da az çok anlaşılıyor. İlçe resmi kayıtlarda Gölmarmara olarak anılıyor. Ancak türküler, ‘‘Mermerenin yolları/ Kardan beyaz kolları/ Yarim gelecek diye/ Süpürürüm yolları’’, örneğinde görüldüğü gibi ve halk ilçeye Gölmermere ya da sadece Mermere diyor.
MİLATTAN Önce 1300 yıllarında Hititler'in kollarından olan Mağnatlar yöreye gelmiş, Manisa ve Kırkağaç çevresindeki boyları egemenlikleri altına aldıktan sonra, şimdi göl olan bölgede çok güçlü bir site kurmuş. Site, önce Perslerin, ardından Hellenler'in eline geçmiş. Bir ara Bizans, daha sonra Saruhanoğulları ve Osmanlı bu topraklara egemen olmuş. İklim şartlarının değişmesi ve yer kabuğunun hareketleriyle bölge göl haline gelmiş. Yöreye de Gölmarmara denmiş.
BU işin bir tarafı. Halkın ilçeye verdiği isme gelince. Marmara Dağı’nda kıymetli mermer yatakları var. Bu mermerler ilçedeki camilerde ve tarihi yapılarda da kullanılmış. Mermere adı da bu yataklardan gelmiş.
Ne yapılır?
EVLİYA Çelebi’ye göre Marmara Kasabası Saruhan toprağında, Padişahın lalalarından birinin evkafıdır. Taşlı bir bayıra kurulmuş 1200 evdir. Ve camiler, çeşmeler, medrese ve imaretler hep Lala Paşa’nın hayratıdır. Yüz kagir dükkan vardır. Bu gün bu anlatılanlardan çok azı kalmış Gölmarmara’da. Hemen göze çarpan eserler camiler. Hálá ibadete açık olan Eski Cami’nin tarihi bilinmiyor. Bilinen, Selçuklular'dan İbrahim Paşa’nın kızı Şahuban tarafından inşa ettirildiği. Yeni camiinin tarihi biliniyor, 1523. Daye Halime Sultan tarafından yaptırılmış ve geçmişte hayli özenli restorasyon görmüş. Cami Cedit 5 odalı medresesi, kubbeli öğrenci namazgahı ve 4 odalı imarethanesi, 2 büyük salonlu yatakhanesi, gelir sağlamak için dükkanları ile tipik Osmanlı mimarisinin güzel örneklerinden. Ve yöre halkına göre Mimar Sinan yapımı. Bu 2 cami dışında kent içinde hayli harap olmuş birkaç yapı da var.
GÖLMARMARA’da kent gezisini bitirdikten sonra yapılacak iş, Beyler Köyü yakınlarındaki Akpınar Mesiresi’ne gitmek. Akarsuyun yanı başında gün boyu kuş seslerini dinleyerek dinlenebileceğiniz bir yer. Masalarını su kenarına sıralamış hoş bir restoran var. Ama hava uygunsa ve dilerseniz, orman içinde piknik alanları da var. Kış günleri restoranın kapalı bölümü açık.
FOTOĞRAF çekmeyi sevenler makinelerini Gölmarmara’ya gelmeden hazırlamalı. Ahmetli'deki regülatörden döndüğünüzde karşılaşacağınız manzara gerçekten kayda değer. Hele şu günlerde. Sararan yapraklarıyla yola eğilen ormanın görüntüsü ve regülatörün hafif bulanık suyuna yansıyan köprü hayli hoş kareler elde etmenizi sağlayacak. Bu son derece sessiz yerde, kentin tüm gürültülerinden ve kirli havasından kurtulmak ve kelimenin tam anlamıyla dinlenmek mümkün.
Nasıl gidilir?
GÖLMARMARA, Manisa’ya Akhisar tarafından 75 kilometre. Biz Ahmetli’den gittik. Ahmetli’nin içinden geçip regülatörü de geride bıraktıktan sonra bir yol ayrımına geliyorsunuz, sola dönüyorsunuz. Yol üzerinde levhalar var. Eğer göremezseniz hiç telaş etmeyin. Bu yörenin insanlarının en önemli özelliği konukseverlikleri. Size yolu tarif etmek ya da sadece ‘‘Hoş geldiniz’’ demek için bile işlerini bırakıyorlar.
Ne yenir?
TATLI su balığı seviyorsanız bu yolculuk size sazan yeme fırsatı da sunacak. Akpınar Mesiresi’nde ve çevrede sık sık canlı balık restoranları var. Eğer satın almak isterseniz, çoğu sizi şaşırtacak büyüklükte sazan ve diğer tatlı su balıklarını satan balıkçılar da var.
Ahmetli Regülatörü, özellikle fotoğraf tutkunları için son derece güzel görüntüler sunuyor.
Gölmarmara’nın Yeni Cami’si 577 yıllık ve rivayete göre Mimar Sinan’ın imzasını taşıyor.
Akpınar Mesiresi, yörenin en ünlü dinlenme yeri. İsterseniz piknik yapın, isterseniz restorandan faydalanın.