Paylaş
Çünkü çok tanıdık bir isimdi...
İlk tepkim şu oldu.
“Bizi adalet değil, ama Allah korumuş...”
O ismin kim olduğunu açıklayacağım.
***
Adı Cihan Oskay...
Kim bu arkadaş biliyor musunuz?
Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım hakkındaki şike iftiralarını ilk ortaya atan şahıs...
***
Peki niye sen diye soracaksınız...
Şike kumpasının kronolojisi bunu gayet açıkça anlatıyor.
3 Temmuz 2011 günü Aziz Yıldırım evinden alınıyor ve şike kumpası başlıyor.
Ben daha ilk günden, bunun bir iftira olduğunu anlatan Aziz Yıldırım’ı savunmaya başlıyorum.
Sonra cezaevinde Aziz Bey’i ziyaret edip bunu köşemde anlatıyorum.
Herhalde bu kumpasçı arkadaş, benim bunları yazmama sinirlenip aleyhime gizli tanıklık yapmaya karar veriyor.
Ve 11 Ocak 2012 günü, yani şike kumpasının başlamasından 6 ay sonra ‘Silivri zulüm mahkemeleri’nde FETÖ savcı ve hâkimlerinin emrine amade gizli tanıklığı yapıyor.
***
Bu arada, Bodrum-İstanbul uçak biletlerinin FETÖ yanlısı bir gazete tarafından alındığına dair bazı iddialar da var.
***
Bugünden geriye bakıyorum... Meğer ne badirelerden geçmişiz...
Önce Tuncay Güney denilen, Kanada’ya kaçan bir ruh hastasının eciş bücüş elyazısıyla yazdığı iftiraların kurbanı olduk.
Bizi gazete manşetlerine çıkardılar.
Benim vergilerimle çalışan TRT onu ekrana çıkarıp saatlerce benim aleyhime konuşturdu.
Ondan sonuç alamayınca bu defa gizli tanıklarını devreye soktular.
***
Bakalım daha önümüze neler getirecekler.
Ama Allah insana ömür verince, bir nehrin kenarına oturtunca...
İşte hepsi böyle tek tek geçiyor önünüzden...
HER DÖNEME UYGUN GİZLİ TANIKLIK HİZMETİ
BU gizli tanık şimdi İzmir’de cezaevinde...
Hem de karısını öldürme suçundan hüküm giydi.
Bu arada gizli tanıklıktan sonra itirafçı olmaya da karar verdi. Şimdi de bu kumpaslara kendisini FETÖ’cülerin soktuğunu anlatıyor. Her devirde hizmete hazır... FETÖ iktidardayken FETÖ için...
FETÖ iktidardan düşünce FETÖ’ye karşı...
‘GİZLİ TANIK’ NASIL ‘AÇIK SANIK’ OLDU
ERGENEKON kumpasının en zalim günleri...
İşte o duruşmalardan birinde, 11 Ocak 2011 günü, aniden bir “gizli tanık” ortaya çıkıyor.
Ergenekon hâkimlerinin ve savcılarının önünde benim hakkımda akıl almaz iftiralar başlıyor.
***
Güya ben Ergenekon çetesinin medya ayağının başkanıymışım.
Güya Ergenekon çetesinin propagandası için bir kitap hazırlatmışım...
Güya şu, güya bu...
Akla hayale gelmeyecek iftiralar...
***
Bu “gizli tanık” hakkında dava açtım.
O karanlık iftiracı, “Tanık Koruma Kanunu”nun zırhına bürünmüştü. Önce bir mahkemeden kendine koruma kalkanı çıkardı.
Ama sonunda Yargıtay kararıyla bu karanlık insanların gerçek kimliklerinin açıklanmasına karar verildi.
Ve benim hakkımda bu iftiraları atan adamın kimliği ortaya çıktı.
HEYKEL 38 YIL SONRA BİNA ÖNÜNE DÖNÜYOR
1990 yılında Hürriyet’in genel yayın yönetmeni olup İstanbul’a yerleştiğimde beni ilk çarpan şeylerden biri bir heykel olmuştu.
Kollarını açmış, insana özgürlük duygusu veren bembeyaz bir kuğu gibiydi.
Büyükdere Caddesi’nde, o zamanki adıyla Halk Sigorta binasının önüne yerleştirilen 4 ton ağırlığındaki eser İlhan Koman’ın “Akdeniz” heykeliydi.
1980 yılında oraya dikilmişti.
2014 yılında İsrail karşıtı gösteriler sırasında bazı kişiler tarafından kolları kırılan heykel, birkaç yer değiştirdikten sonra Yapı Kredi Kültür Merkezi’nde içeri alınmıştı.
İstanbul’un vazgeçtiği, ara verdiği çok güzel bir kültürel uygulama 38 yıl sonra önceki akşam yapılan bir törenle geri döndü.
Maslak’ın yeni cazibe merkezi Maslak 42 kompleksinin girişine özgün bir modern sanat eseri yerleştirildi.
Alışveriş merkezi, ofis ve rezidanslardan oluşan Maslak 42’nin girişine uluslararası alanda tanınmış sanatçı Ahmet Güneştekin’in yaptığı 7 metre boyunda bir heykel kondu.
Heykel 387 bisikletten oluşuyor.
Ancak bunların hepsi hurdaya çıkmış bisikletler...
***
Bisiklet artık modern şehrin en çarpıcı ve güzel sembollerinden biri...
Havayı kirletmeyen, estetik, aynı zamanda insana spor yaptıran bir özelliği var.
Böylece ölmüş, hurdaya çıkmış bisikletlerle birlikte şehrin kültürel hayatı da yeniden canlandırılıyor.
İlhan Koman’ın heykeli bu şehre çok yakışmıştı. Önüne konduğu binaya müthiş bir anlam kazandırmıştı.
***
Heykellere saldırılar başlayınca, bu güzel kültürel gelenek de unutuldu.
Sanat, binaların içine sığındı, sokaklar ve meydanlar ise ıssız kaldı.
İşte bu kültürel zihniyetin 38 yıl sonra şehre dönmesini çok sevdim.
İnşallah öteki binaların sahipleri de bu çağdaş sanat alışkanlığına geri dönerler.
TÜRKİYE’NİN EN UZUN YEMEK MASASI MIYDI
AHMET Güneştekin’in heykelinin konması töreninden sonra Maslak 42 projesinin sahibi vizyoner işinsanı Erol Özmandıracı bir yemek verdi.
Yemek, bu komplekste açılan “Lezzet Müzesi”nin içine hazırlanan 50 metreden uzun bir masada yendi.
Benim bugüne kadar Türkiye’de gördüğüm en uzun yemek masasıydı.
Ahmet Güneştekin yemekte bir de çok güzel haber verdi.
Eserleri bu yıl, Macaristan’ın en büyük sanatçılarından biri olan Victor Vasarely’nin adını taşıyan müzede sergilenecekmiş.
Ama daha önemlisi, Güneştekin’in aynı günlerde Vasarely Müzesi’nin hemen yakınındaki 3 ayrı önemli müzede sergisi açılacakmış.
Lucien Arkas geçen yıl Vasarely’nin eserlerini İstanbul’da Tophane-i Amire’de sergiletmişti.
Böylece Türkiye’den bir sanatçı da onun memleketinde sergilenecek.
BİR BAŞKADIR BENİM AKHİSARIM
DİYARBAKIR’daki maça bilerek gitmedim.
Çünkü Fenerbahçeliyim...
Ama Akhisar da benim memleketim.
Bölünmüş bir yürekle maç seyredemezdim...
***
Annemin, babamın, dedelerimin anneannelerimin, teyzelerimin, dayılarımın kasabası...
Çocukluğumun en güzel günleri Kovalık’ta tütün tarlalarında geçti.
Reşadiye Mahallesi’nde, bağın alt başı dediğimiz yerde, zeytin ağaçlarının, üzüm bağlarının arasında büyüdüm biraz da ben...
***
Her geçişimde içime dünyanın en güzel çocukluk hatıralarını salan kasabamdır benim...
***
Gelecek hafta Fenerbahçe ile birlikte Final Four’da hançere patlatmaya gidiyorum.
Ama bugün gönlüm, kalbim, yüreğim, ruhum Akhisar’da...
***
Posta gazetesi manşet atmış:
“Bir kasabanın büyük zaferi” diyor...
***
Evet... Geçen yıla kadar top oynayacak sahası olmayan bir kasaba... Şimdiyse zeytin ağacını simgeleyen sütunları olan şirin mi şirin bir sahası var.
***
Helal olsun sana Akhisar....
Zeytincinin, tütüncünün...
Bir de annemin, babamın, benim aslan memleketim...
***
Şampiyonluğun kutlu olsun... Helal olsun...
Paylaş