CNNTürk konunun üstüne gidiyor.
2 gün boyunca Cüneyt Özdemir 5N 1K’da kadına şiddet konusunda ince detay yayın yaptı.
Kızını kocasına göz göre göre kurban vermiş anne, baba konuştu. Fenalık geçirirsiniz dinlerken anlattıklarını.
Gazeteci, yazar, Bakan… kim varsa konuştular. Dinledik.
Sonuç şu:
Keşke biz yazarlara yapılabildiği kadar herkese bu kadar rahat eleştiri yapılabilse. Sinirlerinizi, gönlünüzü ve hoşgörünüzü terbiye ediyorsunuz eleştiri sayesinde.
Çok faydalı bir şey eleştiri.
Kendiniz gibi olma/kalma savaşı veriyorsunuz sağa sola çekilmeden. İnsansınız nitekim, çok sevenlerden de, nefret edenlerden de etkileniyorsunuz.
Ama sevenlere veya nefret edenlere göre yazmaya ve düşünmeye kalkarsanız, büyük tehlike!
Hikayenin sonu başından belliydi. (Bu cümle ne feci!)
Pippa da daha yeni yola çıkmıştı ki, devam edemediydi... Demek değişen, gelişen bir şey yok hala... (Bu daha da feci bir cümle!)
Bu olay süresince, insanların -pardon insanlarımızın- genelinin bir kadının saat kaçta, nerede, kimlerle ve ne şartlar altında görüşmesi-dolaşması-konuşması gerektiğine dair belirledikleri psikolojik ve yazılı olmayan kuralları, artık şaşırmadan dinledim.
“Ne işi var bi başına oralarda?” diyor-du herkes.
Duyacağı tepkiden çekinen eğitimli ve medeni tiplerin bazıları da, ağzı başka derken içinden geçiriyordu aynı cümleyi aslında.
Bizdeki vahim gelişmeler üzerine de, bizim tüm Kadın Örgütlerimiz de ayakta.
Nasıl ayakta olunmaz ki!
Bu işi ya kadınlar çözecek, ya kadınlar.
O yüzden işi gücü bırakıp BİRLİK olmak gerek.
Dün Ayşe, Melek’le ilgili, akla fikre vicdana, hiçbir şeye sığmayacak korkunçluğu en açık haliyle yazdı.
Takip ettiğim blogları okudum.
Mehmet Ali Birand için Oray Eğin’in yazdığı yazıyı okuduktan sonra bir şey okuyasım kalmadı. Tıkandım.
Buyurun okuyun siz de. Anlarsınız ne demek istediğimi belki de...
http://www.the-oe.com/
Öyle özlüyorum ki özgün, dolu ve dobra yazılar yazan Oray’ı!
Standard Chartered Dubai Maraton’unda 10km için kaydım olmasına rağmen koşmadım.
Yooo, ne sağlığımda bir sorun var, ne de başka bir dert.
Çok şükür gayet iyiyim.
Neden mi?
Hayırlı bir iş içindi Efendim.
Bu sefer gözlemci ve destekçiydim de ondan.
***
***
Dün akşam, şimdi Galatasaray Üniversitesi olan, ama aslen 1870’lerde Feriye Saraylarının bir kısmı olan o tarihi, o masalsı binada yangın çıktı.
Çırağan ve Dolmabahçe Sarayları Osmanlı Hanedanı için yapılıp da yetmeyince, bu iki saraya ek olarak yapılan tarihi saraydır Galatasaray Üniversitesi’nin binası aslında.
Feriye Sarayıdır yanan, kül olan!
140 yıllık tarihimizdir yani...
O tarihi binanın içinde ne çok öğrenci okudu, yetişti, yetişiyor. Du.