Offf!
Hata yaptım.
Ben cümleye böyle başlamak istemiyordum ki!
Arkadaşımın Kürt olmasının ne önemi var yahu.
Arkadaşım o benim arkadaşım!
Arkadaşımın “kimliği” değil, ne dediği önemli.
Cümleye böyle başlayınca arkadaşımın ne dediği değil de, “Kürt” arkadaşım olmuş olması önemliymiş gibi oluverdi.
Yollar şerit şerit.
AVM’ler dolup dolup taşıyor.
İhracat, ithalat patladı.
İşsizlik kalmadı.
Evlerimizden milyon dolarlar fışkırıyor.
Her aldığın ayakkabı kutusundan 500bin dolar ha çıktı çıkacak.
Piyango nedense hep aynı 3-5 kişiyi buluyor.
Çünkü cenazeye davet yoktur.
Bu yazıyı nasıl yazıyorum bilmem.
Cenazeye tanrı misafiri olmuş insanlara, tam şu anda, gaz sıkıyorlar...
Az önce de, Sami Elvan CNN Türk’de Aykırı Sorular’da Enver Aysever’in konuğuydu. Tir tir titreyerek izledim o acılı Babanın o güzel yüzünü.
Aslında pek bakamadım yüzüne utancımdan.
Ben utanıyorum senin adına Sayın Başbakan!
Ben ben ben!
Hayatımda hiç ah etmedim.
Bir insanın canını ah alacak kadar yakmaktan da ÇOK KORKARIM. Eğer ah alacak kadar can yaktıysam da, yanayım!
Ömrü hayatımda tüm çevremde dünden beri duyduğum kadar çok kin, öfke, nefret, ah ve bela (kelimesini yazarken ürperiyorum!) duymadım.
Akın akın ah etti insanlar içi yandıkça.
İçimiz yandı evet!
15 yaşında 16 kiloya düşüp gidiveren o güzel gözlü martı kaşlı Berkin’in gidişi yaktı içimizi...
Biz de onunla vurulduk, komaya girdik, bir yaş daha büyüdük 100 yaşmışcasına ve eridik gittik.
Ne kadar güzel bir kelime tahliye...
Ne kadar özgürlük barındıran bir kelime!
İnternetten baktım, TDK sözlüğüne göre:
1- isim: boşaltma
ör: “evin tahliyesi iki gün sürdü”
2- hukuk: tutukluyu serbest bırakma
yazıyor...
Var da yok...
Çok fazla cümle kurmak istemiyorum. Bi yandan da ölümüne yazmak istiyorum, destan gibi, sayfalar dolusu... Haykıra haykıra yazmak istiyorum.
Bütün köşe yazarlarına; “Bi durun ve bir kerecik de bu ülkede kimseden bir teşekkür beklemeden ne çok STK’da gönülden emek veren insan, çocuk, genç var; iğneyle kuyu kazıyorlar bize rağmen, bi onları dile getirin..” demek istiyorum.
Öyle çok duygu var içimden taşan.
Şu ekrana bakan bakmayan herkes, evet keşke herkes, bir gün benim şu yaşadığım güzel, tatmin edici, hayırlı, uğurlu, şanslı, mutlu ve umutlu duyguları tadabilse...
YONCA TOKBAŞ-ADIM ADIM/ FOTOGALERİ
Geçen Pazar 23 Şubat’da, 20 sene önce kaybettiğim Babamın yaş gününde, Malta’da Vodafone Malta Maratonu’nda ADIM ADIM koşarken, hep beraber mucizeler gerçekleştirmişiz!
Ben Toplum Gönüllüleri’nin muhteşem gençleri için koşarken, sizler Vodafone’un TOG için özel tahsis ettiği 4555’e her biri 10TL’lik bağış sms’leri attınız.
Ne yalan söyleyeyim, bu kadarını HİÇ beklemiyordum.
İçimden “Babamın göremediği 52. Yaşına 52 sms gelsin çok şükür derim” demiştim.
Meğer sizler uçurmuşsunuz beni!
Ne 52 smsi!?
TAM 4678 SMS gelmiş!
Okulda kopya çekmekten ve istemeden birilerine aşk acısı yaşatmaktan başka büyük bir günahım yok.
İyi vatandaş oldum.
Suç işlemedim.
Haram para yemedim.
Haksızlık yapmadım. Çalmadım. Dolandırıcılık yapmadım.
Evrakta sahteciliğim yok.
Ayakkabı kutularımın içinde ayakkabıdan başka bir şey yok.